Beni derinden yaralayan olayların zuhur etmesine sebebiyet veren zehirdir.
Güneşin tüm cömertliğiyle parladığı ama insanın kemiklerine kadar işleyen bir soğun olduğu bir mart gününde; kütüphanede 2 hafta sonra başlayacak vize sınavlarıma çalışıyordum. Zira yaz için planlarım vardı ve bu planlarımı gerçekleştirmek için bütlere kalmam gerekiyordu. Yazın isteyeceğim son şey; sıcak haziran ayında bütlere girmekti.
insanın kafasını allak bullak eden "siyasal düşünceler tarihi" dersine çalışıyordum. Kafamda adeta arılar vızıldıyor, sinekler uçuşuyordu. Mola vermeye karar verdim ve sigara içmek için dışarı çıktım. Camel'ı yaktım ve içindeki onlarca zehirli maddeyi umursamadan içime çektim. O anda yanıma çok hoş bir kokusu olan esmer bir bayan geldi. – Ateşinizi kullanabilir miyim? diye sordu. Cebimden çakmağı çıkarttım, mentollü parlıamentini yaktım. Teşekkür ederim dedi ben de rica ederim dedim. Üstünde deri ceket vardı ve altına da dapdar bir kot pantolon giymişti. Daracık pantolonu yüzünden dolgun kalçaları ortadaydı.
Utangaç bir kişilik yapısına sahip olduğum için bayanla konuşmaya cesaret edemedim. Biraz da kalçaları büyülemişti beni, o dolgun kalçalardan başka bir şey aklıma gelmiyordu. Sigarasını bitirip içeri girdi.ardından ben de içeri girdim. Masama oturdum, bir de ne göreyim? Tam karşımda o dolgun kalçaların sahibi bayan vardı. Artık zaten az olan çalışma isteğim tamamen bitmişti. Zira karşımdaki bu şaheserden, bu güzellikten başka birşey düşünemiyordum. Onu izliyordum. Aniden farkettim ki bu bayan liseden arkadaşım gülten'le aynı bölümdeydi. Bu durum beni çok sevindirmişti. Âdeta uçmaya yeni başlamış bir kelebek kadar sevinçliydim.
Hemen Liseden arkadaşım gülten'e vatsapdan mesaj attım. Hal hatır sorduktan sonra sadede geldim. Karşımda oturan bayanın fotoğrafını gizlice çekip yolladım. Bu bayanı tanıyor musun dedim. "evet tanıyorum. adı sevda. bölümden en yakın arkadaşım. hayırdır noldu?" dedi. Durumu anlattım. Kısacası bu bayandan çok feci şekilde hoşlandığımı söyledim. Erkek arkadaşı olup olmadığını sordum. Gülten de "sevdanın erkek arkadaşı yok ama ikiniz arasında birşey olması imkansız" dedi. Gülten'nin bu sözleri karşısında âdeta şok olmuştum. Neden olamayacağını söyledim ama gülten beni tatmin edecek bir cevap vermedi. Ama ben kolay pes edecek değildim.
Haftalar haftaları kovaladı. Vizeler gelip geçti. Artık nisanın sonuna gelmiştik. Facebook da takılırken gülten'in doğum günün yaklaştığını öğrendim. Bu benim için fırsat olabilirdi. Gülten'e mesaj attım, doğum günün yaklaşıyor birşeyler yapar mıyız? içer miyiz?, babında. "evet, Parti vereceğim bizim evde içkili falan. muhakkak gel" dedi bana. Ben de sevdayı göreceğim diye adeta havalara uçmuştum. Daha üç gün olmasına rağmen ne giyeceğimi düşünmeye başlamıştım bile...
O büyük gün gelip çattı sonunda. O gün çok şıktım, âdeta kırmızı halıda yürüyen hollywood starları gibiydim. Gülten'in evine geldim, kapıyı çaldım. Kapıyı bana sevda açtı. Üstünde kıpkırmızı, vücudunun tüm hatlarını sergileyen, çok hoş bir elbise vardı. Âdeta büyülenmiştim. Selam verdim, hal hatır sordum. Sevda ile tanışmıştım artık.
Saat 12 ye geliyordu artık, neredeyse herkes gülten'in doğum gününü kutlayıp gitmişti. Gülten son arkadaşlarını uğurlarken, benle sevda odada yalnız kalmış bir yandan bomonti içiyor bir yandan da yabancı müzik eşliğinde sohbet ediyorduk. Gülten arkadaşlarını uğurlayıp, odaya geldi. Ben, gülten'e; bu hâlde eve gidemeyeceğimi, mahsuru yoksa bu gece burada kalıp kalamayacağımı sordum. Gülten de mezhebi geniş bir insan olduğu için "tabi kalabilirsin sormana bile gerek yok" dedi.
Saat gece 2 ye geliyordu ve biz hâlâ içiyorduk. Ben, gülten ve sevda... Biralarımız bitmişti ama biz henüz içmeye doyamamıştık. Gülten dolapta bira olduğunu söyledi ve sevda ile beraber getirmeye gittiler. Aradan bi 15 dakika geçmesine rağmen mutfaktan gelmediler ve sesleri de çıkmıyordu. Telâşlandım, onlara bakmak için mutfağa doğru yöneldim.
Mutfak kapısından girdiğim anda gördüğüm manzara karşısında âdeta beynimden vurulmuşa döndüm... Sevda ile gülten mutfağın zeminine yatmış birbirlerini âdeta zifaf gecesine giren çiftler gibi elliyor ve öpüşüyorlardı. Gördüğüm manzara karşında acıklı bir "haaaaaayyyyyyıııırrrrrrr" nidası patlattım. Gülten ile sevda aniden irkilip, birbirlerinin ruju ile kıpkırmızı olmuş yüzleri ve utanç dolu gözleriyle bana bakıyorlardı. Bunu bana nasıl yaparsınız diye sordum. Gülten "seni kırmak istemeyiz ama bizim tercihimiz bu. Biz lezbiyeniz" dedi. Bu kadar rahat söyleyebiliyordu lezbiyen olduğunu, utanma arlanma hayâ edep kalmamıştı bu ruhunu şeytana satan bayanlarda.
Ceketimi alıp evden çıktım, bir bankta sabaha kadar bu elim olayı düşünüp dertlendim. Ve hayatımın geri kalanını bu ahlaksızlıkları yapanlarla savaşmak için mücadele etmeye karar verdim.
Tapelerden anlaşıldığı üzere başbakanın evinde paralar vardı. Peki niçin vardı? Parelel yapının dediği gibi yolsuzluk paraları değildi onlar. O paralar başbakanımızın yurtdışındaki zenginlerden topladığı ve ülkeye hizmet için harcanacak paralardı. O paralarla duble yollar, metrolar, hastaneler yapılacaktı.
Ama bu paralel yapı milli iradeye darbe yapmak için böyle iftiralar attı ustaya. Ama bu millet bu oyunlara gelmedi gelmez. Bu böyle biline. Ustaya güvenimiz tam hedef 2023.
toplumun genelinin bir isteğidir. olması gerekendir. Çünkü eşcinsellik hem dinimizde hem de kültürümüzde hoş karşılanmayan, iğrenç bir durumdur. toplumun ve dinin kurallarını çiğnemiş bu haramzadeler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. tabi özgürlük güzel bişey ama çoluğumuz çocuğumuz var, bu ibneler onlara kötü örnek oluyor.
madem türküye demokratik bir ülke ozaman bir referandum yapalım; eşcinsellik yasaklansın mı? diye. Çıkan sonuca göre hareket edilsin.
Madem vatsap sizin için bu kadar hayati gidin oraya. Ne işiniz var burda? Vatsapı sözlükte yazarak kurtaramazsınız gidin vatsapta yazın ne yazacaksınız.
Bugünlerde aklı başında her ak partilinin söylemesi gereken sözdür.
Bu yolsuzluk operasyonları ilk başladığında ben de akp ye oyun oynandığını düşünmüştüm. Çünkü 3 farklı kritik dava aynı güne denk getirilmişti. açıkçası bana da zamanlaması manidar gelmişti. Ha yolsuzluk olduğuna da inanıyordum. Ama sadece üç beş densizin bu yolsuzluk işinin içinde olduğunu düşünüyordum. Ama haramzadelerin açıkladığı ses kayıtlarından anladığım kadarıyla akpde en üsttekinden en altındakine kadar herkes yolsuzluğun içindeymiş. allah yolsuzluk içindeki herkesin belasını versin.
Akp ye oy vermeyeceğiz de kime vereceğiz sorusuna gelecek olursak; hiç bir fikrim yok. Statükocu chp ye mi vereceğiz? Yoksa faşist olan bdp ve mhp ye mi? Açıkçası türkiyede ortalama sağ görüşlü bir kişinin akp dışında oy vereceği bir parti yok. Saadet ve büyük birlik var ama onlar barajı geçemiyor. Onlara versek bile yine ak partiye yarayacak aq.
isviçreli bilim adamlarının araştırmaları sonucu vardığı kanıdır. Efendim bu kezbanlar öyle ruh hastalarıdırlar ki erkeğin maço olmasını isterler. Eteğine, kıçına, başına karışmasını isterler. Hatta otu boku kıskanmalarını iyi bişeymiş gibi görürler. Bide kıskanan hödük erkekler için ay seviyor da kıskanıyor sevmese hiç kıskanır mı derler.
AQ beyin özürlüleri niye maço erkek istiyorsunuz? Dayak yemek hoşunuza mı gidiyor?
Biliyorsunuz rabia olmak isteyen pelinsu sözlüğümüzün en güzel, hanım hanımcık kızlarından birisidir. Keza ben de hepinizin mâlumu zeki, yakışıklı, adonisli bir beyim. Hâl böyleyken bu ilişki kaçınılmaz olmuştu.
Bu güzel haberi 3. şahıslardan duymanız yerine bizim açıklamamız daha iyi olur diye düşündük. Bu yüzden bu mutlu haberi biz size verelim dedik. Bi hayırlı olsun artınızı alırız.
ilişki henüz yeni ama sağlam temellere sahip. Çok büyük saygı ve sevgi var. allaha şükür çok mutluyuz. Ama bazen aramızda akp cemaat yüzünden tartışmalar çıkıyor. Biliyorsunuz rabia olmak isteyen pelinsu koyu bir tayyipçi ben ise cemaatçiyim. Ha bunlarda ilişkinin tadı tuzu olur böyle şeyler. Ben onun gönlünü almasını biliyorum.
Tuba dan sonraki yeni gözdemdir. Sarışın güzeli yılan gibi kıvrak bir karıdır. Vallaha öyle fettan bakıyor ki bir aileyi bitirir bu karı. Hani böyle evlenilecek kadın değil de dost hayatı yaşanılacak birisidir.
Sosyal medyada ve sözlükte oldukça yüksek sayıda olan insanlardır.
Tamam bu Oç çok büyük bir zalimlik, oruspu çocukluğu yapmış. Ama bu yaptığı onu linç etmemize izin vermez. Yapılacak şey belli; polise, savcıya başvurup can aksoy un gerekli cezayı almasını sağlamak. Eğer gereği varsa bi hastaneye yatırıp tedavi etmektir. Sözlükte gördüm de yok dövelim yok derisini yüzelim falan diyenler var aq. Siz bu oçtan daha büyük ruh hastalarısınız.
Bize cehape zihniyetini tekrardan gösteren durumdur. Evet arkadaşlar bu kedi katili, işkenceci can aksoy adlı ruh hastası kemalist bir cehape gençlik kolları üyesiymiş. işte cehape zihniyeti budur. Allah belasını versin bu itin.
13.06.2013 günü gerçekleşmiş olaydır. recep tayyip erdoğan sunucunun eteğinden olan rahatsızlığını fatih saraç a iletmiş. fatih saraç da hemen müdahale etmiştir.
Türk milliyetçilerinin düşündüğünün aksine doğru olan önermedir.
Dün azerilerin twitter da açtığı köylütürkler başlığında gördük azerilerin Türkiyeden ne kadar nefret ettiğini. Kıbrıslı tanıdığı olanlar bilir; kıbrıs türkleri Türkiye türklerini hiç sevmez o kadar yardımımıza rağmen. keza diğer türki cumhuriyetleri de bize sempatiyle bakmaz.
Hâl böyleyken bizim bin yıllık kardeşlerimiz kürtlerden başka dostumuz yok. Bunu kabul edip kürtlere daha iyi davranmamız gerekir.
Kesinlike doğru bir önermedir. Sözlükte kürt başlıklarına bakıyorum kimler neler yazmış diye. Bide başka başlıklardaki girilerine bakıyorum. Adam bi girisinde kürtler şöyle böyle diye hakeret ediyor öbür girisinde sosyalizm diyor eşcinsel hakları diyor hükümeti faşizm yapmakla eleştiriyor, gezi parkı güzellemesi yapıyor. Ama kürt başlıklarında ırkçılığın dibine vuruyor.
dinsizin hakkından imansız gelir hesabı akp siksin sizi. Müstehaktır size.
ikiyüzlü, oruspu çocuğunun tekidir. Sen hem ateist olacaksın hem de dolar kullanacaksın.
Açıklama; doların arka yüzünde in god we trust yazar. Tercümesi: tanrıya güveniriz.
Hem allahı inkar edicen hem de üzerinde tanrıya güveniriz yazan parayı taşıyacaksın. Oldu gel üstüne bide bizi sik istersen. Bu işin mafyası siz misiniz aq. Sikerler öyle işi.
sibel kekillinin yapmış olduğu bir röportajda verdiği demeçtir.
--spoiler--
soru: geçmişinizde hata yaptım dediğiniz oldu mu?
sibel kekilli: evet oldu. her insan hata yapabilir. bende birçok hata yaptım. ama bu hatalar bana tecrübe oldu. eğer bugün bu konumdaysam doğrularım ve yanlışlarım sayesindedir. geçmişimden utanmıyorum aksine geçmişimle gurur duyuyorum. geçmişimdeki hatalar benim için acı tatlı anılar oldu.
Biz alnımızın teriyle çalışıp helâl para kazanarak geçinmeye çalışalım. Sonra biri çıksın benim oyumla onun oyu bir mi desin yok ya. Var mı böyle bi dünya. Sen hem vücudunu kullanarak para kazan hem de alnın teriyle para kazananları küçümse, ötekileştir. Yok öyle yağma. Bak şimdi ne tvyi çıkabiliyor ne de bi filmde oynayabiliyor. Bu halk gereken demokrasi dersini verdi bu kadına.
Maalesef bu akşam gerçekleşmiş olaydır. Az önce doktorların yaptığı açıklamaya göre bundan sonra futbol oynaması imkansızmış. Hatta sakat bile kalabilirmiş.
Tamam çok iyi futbolcu değildi ama potansiyeli vardı. O potansiyelini ortaya çıkaramadan maalesef futbol hayatı bitti.