en elzem olduğu anda kaybolan eşyayı arama, bulma, kurtarma yöntemleridir.
en etkilisi "şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi" tekerlemesini söylemektir.
inanın ya çıkıyor cidden, hemde çok süratle.**
Hayatta ki kati gerçeklerden biridir.
O zorluk anında, aşk acısında, mutsuzluğa gark olmuşken zamanın durduğunu hiçbir, şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünür, ölmek ister insan.
zaman bize düşmandır adeta, şefkatini gizleyerek kızan bir babadan farksızdır oysa.
kızarız ama o herşeyin değişeceğini bilir ve sessizce bekler.
bu durumda derin bir nefes almak ve yaşıyorum diye içinden geçirmek en iyi sakinleşme yoludur, tavsiye edilir.
bünyesi düşünülenin aksine daha sağlam, olgun olan yetişkindir. animasyonun çocuksal vasıflara dayatılması bu sahanın bazı sığ beyinlerce küçük görülmesi, grafik sanatına ve sanatçılarına yapılan çok büyük bir haksızlıktır. van gogh, dali yada picasso'ya dil uzatabilir mi bu sığ beyinler sizce. dünyaca ünlü sanat dehaları olarak kabul edildikleri için bu insanlara tukaka yaklaşımından imtina ile kaçınırlar. sanırım animasyon sanatını anlamaları için şimdi difirizlenip bir yüz yıl sonra çözülmeliler ki zamanın sonrasından alabileceklerini alsınlar.
tüm görevleri beş başlıkta bir türk kızlarına giydirmek olan yazarlara adledilmiştir. küçükken hoşlandığınız kızın saçını çekerek ilgisini çekmeye çalışan çocuk olmaktan çıkın artık. bal gibi bize bayıldığınızı biliyorsunuz ve biliyoruz, nedir bu numaralar canım. *
uyku mağmurluğuyla oluşan sert bakışların ve uzun zamandır sigara içilmemesinin verdiği iştahla derin derin dumanı içlerine çekilmesinden dolayı oluşacak yakışıklılıktan ziyade seksiliktir.