bugün

(bkz: kibir)
hemen arkasından elma dersem çık armut dersem çıkma adlı tekerlemeyi gerektiren deyiştir... şeytanın hiçbir günahı yoktur ayrıca...yanlış olmasın
küçüklüğümde sevdiğim bir eşyayı kaybettiğimde geri gelmesi için şeytana iftira attığım durum
m:şeytan aldı götürdü satamadan getirdi
şeytan:ne alıcam lan senin eşyanı hıyar kalk bak nereye koyduysan bul
m:eheh ee evet hatırladım şimdi
şeytan:ulan bu ne ya dötünüzü mikseler benden bileceksiniz
küçük çocukların diline dolanan tekerlememsi bir söyleyiş. herhangi bir eşya sırra kadem basınca da söylenmektedir, işe yaramamaktadır. öyle bir şeydir işte...
türklerden aldığını satamayan şeytanın aynı becereksizliği ingilizlerde göstermediği ing isminin 'satan' olmasından anlaşılabilir.
arz talep meselesidir, günümüzde bir malı müşteriye beğendirip iyi bir fiyata satmak o derece zorlaşmıştır ki şeytan esnaflık yapsa siftahsız günü olması normaldir.
şeytan'ın pazarlama kabiliyetinin sıfır -0- olduğunu gösteren basit tekerleme.

* sayın ablacım bu gördüğünüz 2. el ders notları çok uygun fiyata sizin olabilir. i.i.bif'nin en iyi not tutan kızına aittir ve size sunulmak için tarafımdan özen gösterilerek aşırılmıştır.
- kusura bakma ama ben mühendislik okuyorum?
* tamam ablacım, onu da çözeriz. bu muhteşem sosyoloji notlarını alana, 2 gün sonra matematik 4 notları getiriyoruz, ama önce bu notlar.
- kusura bakma sana hayırlı işler. * *
henüz kainat yaratılmadan önce tanrı'nın canı çok sıkılmış. düşünmüş ve aklına melekleri yaratmak gelmiş. cinleri yaratmış akabinde. sonra bunların uyumluluğu ve itaatkarlığı kendisini sıkmış, ademoğlunu yaratmış. ademoğlunu yaratmış ama canı sıkılmasın ve heyecanlar yaşansın diye eş niyetine havva'yı da yaratmış. sonrada bir ara kainat yavaştan yaratılmaya başlanmış tarafınca.

bakmış ademden çok memnun, adem ile havva'nın cilveleşmesinden hayli keyifli, hayli yaratıcı bulmakta aralarındakileri; işin içine biraz daha adrenalin katmak için yasak ağaç diye bellettirdiği elmayı yemeyi men etmiş. insanoğluda buna itaat etmiş.

tüm melek ve cinlerine emir buyurmuş: " adem ile havva'ya secde ediniz" diye. akıl, zeka ve nitelik-nicelik olarak bunlardan üstün olan şeytan kibir yapmış.

-asla ben bu iki zavallıya, nefslerine esir olabilecek zayıflara secde etmem demiş.

tanrı kızarmış, bozarmış. bu ne densizliktir, bu ne saygısızlıktır bana karşı diye bağırmış. ve şeytanı cennetten kovmuş. bunu gururuna yediremeyen şeytan pılını pırtısını toplamadan önce ahdettiği üzere pusuya yatmış. ne yapıp edip, bu iki insanoğlunu da gittiği yere götürmeye ve neslin devamına da kendisine yapılan haksızlığı yaşatmaya dair...

hava güzel, dingin ve bereketliymiş. havva ile adem cilveleşerek cennet bahçelerini arşınlamaktaymış fütürsuzca. şeytan ise yasak meyve ağacından elmayı koparmış, saklamış. bir şekilde adem ile havva'nın ilgisini çekmiş, onları bu ağacın altına çekmiş. nefslerindeki coşkuyla sevişmeye başlamışlar. kendi yarattığı bu anı fırsat bilen şeytan, 'melek tellal' ile tanrıya durumu bldirmiş. giden mesaj şöyleymiş:

- ey tanrımız; havva ile adem elma ağacının altında sevişmektedir.
+ olabilir. bunda sakınca nedir?
- ama çıplaklar!..
+ sersem, ben onları elbiseli mi yarattım?
- ama yasak olan elmadan yemişler!

ve tanrı hiddetle ve şiddetle iki insanoğlunu huzurlarına çağırmış. söylenmiş, kızmış, yermiş, men etmiş ve yeryüzüne atmış onları.
şeytan ise cebinde saklı yasak meyve ile o gün bu gündür unutkanlıklardan istifade eder olmuş, insanların zaaflarını kullanır olmuş.

***

Kıssadan hisse:

sevgili ya da evli olan insanlar eşlerini şehvet/nefs nezdinde unutur olmuş, ihanete sürüklenmişler.
iş hayatındaki insanlar sorumluluklarını ve dürüstlüklerini unutur olmuş, tembelliğe ve yalancılığa esir düşmüşler.
insan ilişkilerinde kişiler samimiyet ve çıkarsızlığı unutur olmuş, iki yüzlülükle kazanç zihniyeti ile ceplerini ve kalp-ruh ikilemelerini bencilce doldurur olmuşlar!

şeytan aldı götürdü satamadan getirdi.
annem, bir şeyimizi kaybettiğimizde bu tekerlemeyi söylememi ve sonra bulacağımı söylerdi sürekli.. ta ki;

-ticarete mi atılmış ?
+....
-annnneeeee.....
Geçenlerde şöyle bir şey başıma geldi. Aradım aradım bir türlü bulamadım. Çorap çekmeceme baktığımda çekmecede nerdeyse aradığım çoraplardan başka her şeyin olduğunu ve çekmecenin genel olarak boş olduğunu gördüm. Sonra şükür bir çift çorap buldum. Namaza durduğumda aklıma geldi resmen çoraplarımı nereye koyduğum. çoraplarım kullanmadığım çantamın içindeydi. Bir insan çorap çekmecesi varken neden çantaya koyar ki çoraplarını. Bir de aradığımda aklıma nerede olabileceği bir türlü gelmeyen şeyin namaz esnasında nerede olduğunu hatırlamam da ayrı manidar. Hakikaten şeytan aldı götürdü satamadan getirdi sanki. Bir de namazda çorap düşündürüyor pislik, nerede olduğunu fısıldıyor adeta. Bi sal be, bi düş yakamdan.

Tekerlemenin yararı olacağını sanmam. 3 ihlas 1 fatiha okuyabilirsiniz.
Gözlerim,
Gözlerim nerde?
Şeytan aldı, götürdü;
Satamadan getirdi.
Gözlerim,
Gözlerim nerde?

Orhan VELi' nin bir şiiriymiş. Tesadüfen şimdi öğrendim. Çocukken bir eşyam kaybolduğunda söylediğim bir tekerleme olarak biliyordum. Kim ögretti, nerden öğrendim hiç bir fikrim yok.