mevzu bahis üniversite tıp fakültesi ise önlük, sobotta, guyton (her türlü kalın ciltli ders kitabı) hatta ve hatta lateks eldivenle insanları kusturacak kadar fotoğraf çekmek. hızını alamayan arkadaşın kadavrayla selfiesi muhabbetinden sonra insanlar durulur mu diye bekledim, olmadı...
tanıyan bir avuç insanın da four lads'in istanbul (not constantinople) şarkısını coverlamalarıyla bildiği güzel mi evet şirin mi belki grup. benim kişisel favorilerimse meet the elements ve the mesopotamianstır.
her karakteri, her karakterin diğer karakterlerle olan ilişkisi ayrı yaran absürd komedi tarzında shounen bir animedir. kendi mangaları da dahil olmak üzere birçok anime serisiyle dalga geçer, zekice planlanmış göndermeleri vardır. 'zura janai katsura da' muhabbetiyle hijikatanın mayonezi geyikleri neredeyse her bölüm yapılır, ama nedense her defasında ayrı güldürür. izleyin, izlettirin ama göndermeleri anlayabilme açısından ilk anime olarak tavsiye edilmez.
thranduil'le başlayan lee pace takıntımla keşfettiğim, the piemaker ile the girl named chuck'ın aşkını anlatan masal gibi şeker gibi ya da turta gibi* dizi. özellikle rahibeyi uyandırdıkları bölüm dizinin romantik olduğu kadar kaliteli bir komedi de olduğunu gösterir.
bu yazar parçasına bir yıl sonra entry girdirtmiş dizidir. house mdden başka doktor dizisi tanımam, chaseten başka yar bilmem derken j.d.nin de dr. cox'ın da hastası* oldum.
adele'in lanayı üzeceği kapışma. lana del reyin tarzı daha bir karizma olsa da adele hem şarkılar hem dinlenilebilirlik hemi de ses açısından bu vörsısı alır, arkasına bakmadan çeker gider.
yarım kalmış inci sözlük hikayelerine bir yenisini eklemiş yazar. geçen sene az "sevgi koydurtmamıştı" kendisine, bu sene sol framede görünce duygulandım.
küçük bir teselli için solhanli ve hikayesi tavsiye edilir, bir quanttum olmasa da en azından sonu vardır.
sözlük ya da türk kızları gibi salakça genellemelere maruz kalan hanfendilerin karşı atağıdır ancak bu genellemelerin ne kadar boş ve geçersiz olduğunu bizzat bildiği için aynı şeyi yapmasına hiç gerek yoktur.
neden ünlemlerle desteklendiğini anlayamadığım başlıktır. sonuçta her yerde "türkiyede cinsellik baskılanıyor!" diye çığrınan da bizken bunların sözlük gibi özgür olduğunu düşündüğümüz ortamda konuşulmasının istenmemesi saçmadır. yalnız şu söylediğimle "günde 100 kişiye vuruyorum" tarzı başlıklar tamamen farklı kulvarda onu da belirteyim saldırıya uğramadan.
başta biraz sabır istese de en akıcı, en ilgi çekici klasiktir bence. ayrıca cüssesiyle sokaktakileri uzak tutacak caydırıcılığa sahip olduğundan bir bayanın vazgeçilmez kitabıdır. hasan ali yücel klasikler dizisindeki basımı tavsiye edilir.
belki bir gören olur editi: sad smile diye bir ablamızın karenina şarkısı neredeyse tüm sözleri kitapta anna tarafından söylenmiş muazzam bir şarkıdır, belki bir dinleyeni çıkar.