bana biçilen ömrün yarısını seni güçsüzlükle suçlayarak geçirdim. hiçbir şeyi terk etmesini bilmiyor ne babamı ne beni dedim. babama söyleyemediklerimi ağız dolusu suratına savurdum defalarca. her fırsatta senin gibi olmayacağım dedim en acımasız tavrımla...
anneler kızlarının kaderlerini yaşarlar derler. ben seni koca bir evliliği terk edememekle suçlarken üç beş ay tanıdığım adamlara koala gibi yapıştım bırakamadım...
bugün seni anlıyorum ve sen benim yanımdasın -olan her şeye rağmen.
giriş ve gelişmemiz zayıf olsa da sonuçta iyi bir anneydin. seni seviyorum, teşekkür ederim...
--spoiler--
gerçekte iyi yürekli ve yumuşak bir insandın; gelgelelim bir çocuğun söz konusu iyiyürekliliğe ulaşana dek aramasını sürdürecek kadar sabır ve cesareti yoktur.
...
benim gibi otuz altı yaşına varmış bir kimsede artık zarar görebilecek sağlam bir yer kalmamıştı.
...
bir diktatör gibi tıpkı; o da bir yol ülkesinin dışına çıktı mı, zulmünü gittiği yerde sürdürmek için neden görmez ve en değersiz insanlarla bile iyi kalplilikle görüşüp konuşabilir.
kafka benim sevgilim olsaydı onu ne kadar sıkıcı bir insan olduğuna ikna edip intihara sürükleyebilirdim sanırım. 110 sayfa boyunca babasına derdini anlatmaya çırpınıp mektubu göndermemiş bile. gönderse de babası okumazdı sanıyorum. yalnız kafka'nın üç günde yazdığı mektubu bugün binlerce insanın eser olarak okuması müthiş.
koruma değil korunmaya muhtaç çocuklardır. sosyal olaylar çok yönlü ele alınmayı gerektirir. 'haber' olması için yazılmış birkaç satırdan bir kanıya varmak yanlıştır. öncelikle bu çocuklar ilgisizlik nedeniyle fuhşa sürükleniyorsa bunun birkaç nedeni vardır. ya var olan sosyal servis elemanları çocuklarla ilgilenmiyor ya da sayıca yetersiz ve evrak işleri yapmaktan çocuklarla ilgilenemiyorlar. son yıllarda sıkça dillendirilen ve sonucunda alan dışı atamayla bu yetersizliği kapatmaya çalışırken daha da artıran devletimize bakılırsa ikinci şık daha olası.
çocuklar madde bağımlısı değilken madde bağımlılarıyla bir tutulması neden olabilir? acaba yer olmamasından olabilir mi?
cinsel taciz/istismar hassas bir olaydır ve en ufak bir şüphe dahi olsa titizce incelenmelidir. umarım böyle bir olay yaşandıysa sorumluları gereken cezayı alır.
bütün bunlar gösteriyor ki hükümet sosyal politikalarda çok eksik. kadının adı bakanlıktan atıldığından beri artan kadın ölümleri bir tesadüf olabilir mi?
sevgi evleriyle cinsiyetlerine gören ayrılan ve kurum bakımındaki gibi toplumdan izole edilmeyi onaran ancak zıt cinsiyetten izole edilmeyi artıran bu politikada art niyet yok mu?
olayları çoklu değerlendirmeli, eleştirmeliyiz. sadece küfür ederek bu işler olmaz.
korkutucudur. küçüklüğümden beri sürekli dişçiye gitmiş, hiç korkmamış bir insanım. kanal tedavisi, tel takılması, çıkarılması.... yıllarca onlarca defa dişçiye gittim ve toplamda on iki dişim çekildi. dişçiden korkmaya üniversitede başladım. kendisine dişçi denmesi uygun görülmüş adamın biri dişime iki dakikada kanal tedavisi uyguladı ve ardından günlerce ağrı, antibiyotik sonunda uğruna o kadar acı çektiğim dişi daha çok acı çekerek çektirmek zorunda kaldım. şimdi de azı dişime dolgu yaptırmam gerekiyor ve maddi imkansızlıklardan ötürü özel hastanede yaptıramayacağım. uykularım kaçıyor sözlük iki gündür uyuyamıyorum daha on gün var dolguya.
hastalık boyutuna ulaşabilir. merak ediyorum da bu kadar aşık olduğum ve bana aşık olduğunu söyleyen adam bu yalanları söylemesem bana aşık olur muydu? söylediğim yalanlar yüzünden onu reddetsem ve altı aydır başkasıyla beraber oluyor olsa bu beni ilk günkü kadar kahreder miydi?
--spoiler--
seni uzaktan sevmek... aşkların en boktanı...
--spoiler--
kadınsan hangi barda çalışırsan çalış aşağılayıcı bakışlara maruz kalırsın ve ellerin büyür. gerçekten de bir ayda ellilik bira taşıma kapasitenle elinin genişliğinin artması doğru orantılıdır.
takrir i sükun kanunu dahilinde istiklal mahkemelerinde yargılanıp idam edilmeye sebep olur. idam olmuş fotoğraflarınız da ibret i alem için dönemin gazetelerine manşetten verilir.
replikleri neşeli bir doğum günü kutlaması için kullanılabilen film:
"savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
zaman ki sana hasta olmuş, incelikli haytasın,
raksederken mahallenin maşallahı, eyvallahı,
güzelleş be oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
kokusu kabustur. alerjiniz varsa, bayılmadan önce kolonya sürmeyin alerjim var demeye çalışırsınız. otobüste uzun yolculuklarsa... acaba şunlardan üç tane atsam nolur ki diye şiş, sulanmış gözlerle antihistaminiklere bakarsınız.
savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
zaman ki sana hasta oldu; incelikli haytasın.
nüksederken raksına mahallenin maşallahı, eyvallahı,
güzelleş be oğlum! şimdilik ölümüne kadar hayattasın
şimdilik ölümüne kadar hayattasın...