kanal d'nin ekranın sağ altında gösterdiği 'Sevimli Kahramanlar' az sonra şeklindeki yazıyı ilginçtir hiç unutmam. o anın görüntüsü zihnim çekmiş adeta...
web sayfalarında ziyaretçi defteri/sohbet panosu görevi gören bir uygulamadır. bu açıdan pek önemli değildir. ününü, kendi adını taşıyan sitelere borçludur. yani cbox sitelerine. nedir cbox siteleri?
cbox siteleri premium link generatör siteleridir. sohbet panosuna check edilmiş* linkinizi yazarsınız, bir veya iki dakika sonra site admini gönderdiğiniz linki premiuma çevirir ve sohbet panosuna yollar.
* check edilmiş link ne demektir?
kontrol edilmiş link demektir. check sitelerinin patronları çok meşgul insanlardır. zaman kaybından nefret ederler. kırık link çevirmek istemezler. bu nedenle linki check edip, sağlam olduğunu ispatlayıp, check ettiğinizi kanıtlayan kodu sohbet panosuna yazmanız gerekir.
birçok cbox sitesi vardır fakat daha şimdi denediğim ve yararını gördüğüm siteyi yazmak isterim: http://us.vinaleech.com/
beni 5 dakikadır boşu boşuna bekleten siteyi de yazmak isterim ki sizde aynı şeyi yaşamayın: http://sfloss.net/
geçen hafta izlediğim milwaukee-denver ve lakers-miami maçlarından sonra kafama taktığım farklardır. bu farkları düşündükçe avrupa basketbolunu nba'in bir adım önüne koydum. neden mi? nba'de savunma yok, iyi kurgulanmış setler çok nadir, doğaçlamalar had safhada, sayılar da havada, oyuncular zaten başka havada. iyi bir basketbol izleyicisi bunlardan zevk almaz, almamalı. basketbol bir kişinin eline topu alıp, 4 arkadaşı kendini izlerken sayı atması mıdır? Zevk verir mi? Verir de ama bir yere kadar yani. Kobe'nin 4 maç üst üste 50 sayı barajını geçmesi zevk vermekten ziyade bu ne saçma bir oyun dedirtmez mi? Rakip eksik mi çıkmış acaba dedirtmez mi? diğer taraftan Avrupa basketbolu öyle değildir. iki hücum topu bir oyuncunun eline bırak, bir şeylerin ters gitmeye başladığını görürsün. Önce bir arkadaşına pas atacaksın, pota altında oyuncu yerini alacak, başkası perdelerden kurtulmaya çalışacak, diğeri top isteyecek, her hücum top herkesin eline bir kezde olsa deyecek. sonra gelsin basketbol zevki...
En son 6-7 yıl önce oynamış olduğum, bir bölümde takılıp, o bölümü günlerce uğraşmama rağmen geçemediğim oyundur. o günlerde ahımı baya almıştı. dün gece aniden oynama hissi geldi ve hemen indirmeye başladım. şimdi yaşın verdiği olgunlukla o bölümü geçeceğimi düşünüyorum. geçerim bence, herkes geçiyor sonuçta, geçmemek için bir neden yok, altıüstü bir bölüm, hatta böl! sıcak mı oldu ne?
20 lira değerindeki x kitabını topladığım 2000 puan ile aldım. kargo ödeyen y kitabını 5 liraya aldım ve böylece kargo bedavaya gelmiş oldu... Yani toplam 25 lira değerindeki iki kitabı kargo parası da içinde olmak üzere 5 liraya almış oldum...
youtube'da bulunan tanıtım videosunun kaldırılması için amerika tarafından google'a yapılan başvuru reddedilmiş ama videonun önüne bir uyarı notu kondurulmuş. sakıncalıdır, izleyenlerin sağduyulu olmasını bekliyoruz şeklinde...
1 dakika önce ilk kez sipariş verdiğim site. 12 dolarlık ürüne 8 dolar kargo biçmesine rağmen verdim...
-----
edit: tam 12 gün sonra siparişimi bana ulaştırmıştır. türkiye'de 8 günde getirebildiğim-daha doğrusu en sonunda gidip kendi aldığım- ürünün hong kong'dan 12 günde kapıma getirilmesi başka bir tat...
atv'de yayınlandığını gördüğümde eski bölümleri tekrar yayınlanıyor diye heyecanlandığım çizgi film. ama eski bölümleri değilmiş. ne takao'nun ne kai'nin bulunduğu bilmem kaçıncı sezon bölümleriymiş.
takao'nun, kai'nin bulunduğu, neredeyse bir dönem taptığımız beyblade sezonunun açılış klibiyle yetinmek lazım:
------
açılış klibiyle yetinmek gerekmezmiş. ilk iki sezon bölümleri eksiksiz olarak şu adresten izlenilebilir veya idm yardımıyla indirip arşivlenilebilir.
tam adı Gökçen Hüseyin Efe, 1919'da, izmir'e bağlı Ödemiş'te Yunanlılara karşı verdiği mücadele sonucunda yaşamını yitirmiş bir yöre kahramanıdır. öldüğü yerdeki kayalara ayyıldız işareti oyulmuştur.
joan franka'nın hollanda adına eurovision'da söylediği parça. eurovision'un puanlama saçmalığını gözler önüne sermiş dolayısıyla finale bile çıkamamıştır. *
bir daha hiç bulaşmayacağım kargo şirketidir. nedeni:
online takip adresi dedikleri güzel bir uygulamaları var.* geçenlerde kargom gelmeyince bakayım dedim ve alıcı yok/ihbar notlu bir açıklama gördüm. olur dedim belki evde olmadığım zaman gelmişlerdir falan dedim. sonraki gün gittim şubeye. ilgilenen hiç kimse yok. birine gidiyorum şu beye gidin diyor, ona gidiyorum şu hanıma gidin diyor. resmen hepsi işi birbirine yüklemeye çalışıyor. kargoyu zorda olsa aldım fakat içime bir kurt düştü. acaba kargo mu hiç getirmediler de üşendiklerinden dolayı mı alıcı yok diye bir açıklama koydular diye. bu düşüncelerle iki-üç gün önce tereddütlü bir şekilde yine sipariş verdim. ve biraz önce online takip adresinde yine aynı açıklamayla karşılaştım: alıcı yok/ihbar notlu. zaten içimde bir kurt vardı bir de bütün gün evden dışarı çıkmadığımı düşününce aslında kargoyu hiç getirmediklerini anladım.
yarın şubeye gidip kargoyu alacağım fakat yurtiçi kargo'yla bir daha işim olmaz.