bu kapsamda ele alınması gereken kişilerin toplamda sayısı okeye dördüncü arayanların bulunduğu mekanın kapasitesi kadardır. (bkz: ideolojik saplantılı insan)
bazı muz cumhuriyetlerinde anlamı yoktur. nasıl olsa halkın iradesinden daha güçlü bir jakoben yapı o oy pusulasını kağıt israfı haline getirmek konusunda epey kudretlidir.
dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak üzere olan, sırtını döndüğü geçmişi ve yüzünü döndüğü abuk geleceği arasında araf işkencesi çeken partidir. siyasete, oy vermeye, partilere, demokrasiye, gerçek özgürlüğe inanmayanların, militarizmin kokusuna vakıf olmaya namzet kişilerin sayısını artıran partidir.
cumhur halk demektir, cumhuriyet halkın gücü, kendi kendini yönetmesi ise; o meydanlarda hesap sorulması gereken hükümet ya da bir takım çevreler değil onları başa getiren kişilerdir. yani halkın kendisidir. mevcut sorunun çözümü: her oy sandığının başına eli sopalı bir cumhuriyet görevlisi dikilmeli, açık oy sistemi ile kişi deşifre edilip hemen o an, oracıkta akp veya benzer bir yönetimi tercih ettiği için falakaya yatırılmalı. ki, bir daha böyle bir densizlik yapıp cumhuriyeti tehlikeye sokmasın. (bkz: demokrasi seni çıtır çıtır yerim)
1980 yılında tarihi takvimi donmuş, dondurulmuş kişiklerin türkçe yetersizliklerini gözler önüne serer davranış ve sözde uyarı biçimi. (bkz: 12 eylül ü özleyenler) (bkz: şuanki) (bkz: şu anki)
edit: türkçe özürlü muharrir kaçmış, başlık başıma kalmıştır.
orada bulunanlardan bir tanesi dahi orada ne için bulunduğunu tam manası ile izaha yeterli miktarda bilgi ve belge taşıyorsa ben de ne olayım. ne...? ---meydana gittim bin kişiye sordum: anayasa'nın 102. maddesi ve tbmm iç tüzüğü 121. madde nedir biliyor musunuz diye? 999u "ben bir arkadaşa bakıp çıkıcam" dedi.
edit: bilmeyenler bilenlere bileniyor...sayıları artıyor. olmuyor, daha çoşkulu, daha iştiyakli olmalısın.
tehlikenin farkında mısınız: seçilmişi atanmışlar yönetmeye başlayalı çok oldu.
tehlikenin farkında mısınız: demokrasi ve seçilmek-yönetmek hakkı sadece birilerinin tekelinde kalsın isteniyor.
tehlikenin farklında mısınız: atatürkçü olmayan herkes siyasi arenadan uzak tutulmak isteniyor.
tehlikenin farkında mısınız: demokrasi halkın gücü olarak anlaşılması gerektiği halde birilerinin musluğu haline geliyor.
tehlikenin farkında mısınız: satılmış medya çanak tutuyor.
tehlikenin farkında mısınız: demokrasiye olan inanç metazori yöntemler sebebiyle yok ediliyor.
tehlikenin farkında mısınız: birileri azınlık muamelesine tabi tutuluyor.
tehlikenin farkında mısınız: "oy" bu ülkede hiçbir işe yaramıyor.
tehlikenin farkında mısınız: hala birileri tehlikenin farkında mısınız diyor.
ee n'oldu lan? hani demokrasi seçmenin verdiği yetki ile yasama yürütme organı üzerinde etki ve yetki sahibini belirlemekti? olmazsa sinei millete döner anayasayı değiştiriz değil mi? demokrasi halka rağmen halk için, ata için, cumhuriyet için, musluklar için, sermayedarlar için memba haline gelmiş. anayasa'da maddeler gayet açık değil midir..? peki neden o zaman bu kıç yırtmalar...?
libido tetikleyici kişi. bir taraftan da vebalin ötesine geçen kişidir. "karısının orasını burasını" deyince aklıma şey-cankurtaran kelimeler- geldi: bir tiyatrocu vardı, sanırım "namazcı" soyadını "ilbey" olarak değiştiren kişi kendisi. eşinin mayolu fotoğraflarını çeken bir paparazziyi tartakladıktan sonra şöyle demiş vakti zamanında: "ben karımın orasını burasını masturbasyon malzemesi yaptırmam!" ünlemi de koydum ki, agresyon taaa oradan hissedilsin.
evrim teorisine inanan zihniyete karşı bir yaratıcı vardır tartışmasına giren zihniyettir. mesele; evrim teorisi falan değil de onun getirisi olunca kafalar karışıyor. sadeleştirerek anlatmalı-elzem-: allahsızlık propagandası ile bir yaratıcı inancının savaşıdır gerçekleşen.
vay be dedirten başlık. "vay be!" peşinen yanında şunları da getiriyor-mecbur-: kokainden cızlamı çekmeye ramak kala 20 yılın sonunda ilaç diye kullandığının aslında uyuşturu olduğu için yasakı ile karşılaşıp hüsrana uğrayan freud'un izahını yapamadıklarına dahi yeni çağ izani versiyonlarla çözümler sunan saptama makinalarının kararsızlıkları, bilimadamının tezlerine bel kıran bir çalım. freud'da bu durumdan hallice rahatsızlıkla nefesleri tüketmiş.
lan ne türlü bir efekt kullanırsan kullan, özne kallavice güdümlenmiş: tutup mollalar iran'a diyor, oğlum onlar şii, ben hanefiyim ya da meshepsizim diyorsun; türbandan başörtüsüne geçişin cumhuriyet mezeli kelime değiştirme yeteneklerinden olduğunu söylüyorsun, ve efektlerden tık yok. mezhepsiz bu ülkede küfür yerine geçiyor ama, mezhepsizlik gayet normal islam göre-kabul görür, olur-diyorsun ordan tekfir cemaati üyesi bir zatı muhteşem çıkıp kafir ilan ediyor seni. ve hala birileri türbanlı dişinin kepçe kulaklı çıkmasından dem vurup ironi sarcasm hicv nükte mübalağa üzerinden bayağılıkla iştigalde ısrar ediyor ve bütün bunlar da her konuda bilen de ötüyor, bilmeyen de ötene öykünüyora nazire bağlamlı gönderme oluyor.(oldu) daha ciddi meseleler üzerinden ayara giriş demek isterken de yanlış anlaşılıyorsun.
kararlı-değişmez sonuç: bu memleketin amına koyanlar bedri baykam&hüseyin üzmez tipi sitcom tatlı eğlendirici tartışmalara edebi ruh üflemeye çalışanlardır.
masum öpüşleri de bir kalem geçeceksin demek isterim ben şu içimdeki şehvet denen azgın köpeğe; biliyoruz o pempe yüz ifadeli öpüşlerin halefi seksuel dinginlenemez azgınlığı ve zaptedemediğin hormonlarının istikametini.
yobaz kelimesinin gerçek anlamına vakıf oldum kanaatimi ilgili uygun boşluğa soktum.
akla bir sürü soru, önerme, kinaye ve bunlara bağlı yeni açılımlar getiren, bir zamanlar/vakitler götverenin birinin bir kulak tipi için uydurduğu aşağılık ifadenin bir zümreye mal edilerek dolaylı yoldan kamusal alanı kullanarak bağnazlık gösterisi sergilenmesi.
yeri geldiğinde fiziki ve diğer seçilmeyenlere atıfta ve alayda bulunan kişileri yerin dibi ile buluşturmaya hevesli humanist, liberal, demokrat yapı sahibi şahsiyetsiz iş kendi görüşünün düşmanlığı ile beslenene geldiğinde-ve kendisi de o düşmanlıkla beslendiğinden-tüm iyi niyetlerini ve artık insanüstü kabul edilen izmleri istleri bir kenara bırakarak taşağını geçer.
mevcut eğlencelik durumun işaret edilen tersi ise şudur aslen: kepçe kulak nedir ki, evleneceğin kadının her yerini göreceksin. görmen mümkün, şöyle bol ışıklı bir ortamda çatır çatır sikecekesin ki her santimetrekaresini ezbere bileceksin ve gerdek gecesi olmayacak bir sürprizle karşılaşmayasın. ha bu arada o denli hor kullanımdan doğan deformasyondan ileride şikayet etme hakkını da yitirmiş olacaksın ve buna ses de etmeyeceksin.
hattanın da ötesi: daha önce de birkaç kez belki çamlıca'da değil ama, herhangi bir yerde çakırkeyf bir halde birine düdüklenmiş az kullanılmış olması mümkün ileride eş olacak ve adı henüz nişanlı dahi olmamış kişinin sikilmiş-bu bir tanımdır- geçmişi seni enterese etmeyecek. öyle, adam olacaksın, kıskançlıklarını da işkembenden uzanan kalın bağırsaklarda eriteceksin ki kepçe kulak tehlikesini tercih etmeyesin ileride.
bu milletin apolitik ve azgın politik fertlerinin düşüncesiz eylem neticesi nurcuya ayar vereyim derken ortak kabul görmüş müslüman temalara dil uzatmak salaklığına düşmesidir.
bu davranış biçimi; maşukun terk i gönül eylemesi sonucu galeyana gelen kalp sızısının nöronları negatif etkileyerek aşıkı çocukluk yılları yaşına taşımış olmasına delalet eder. yani demekteyim ki, maşuk öyle bir sille ile çekip gitmiş ki bizim aptal yetişkinin zeka yaşı epey gerilemiş, gençleşmiş. kim diyordu lan geçen zaman geri alınamaz diye.(?)
babaanne/anneanne/dede küfürlerine maruz kalmakla sonuçlanacak davranış biçimi. 70-80 yıl aynı düzen üzere hayat sürmüş birinin kısa kişisel tarihinin içeriğine alaylı göndermeler yapmanın karşılığının aslında eğlenceli olduğunu fark edeceğiniz komiklik. sus densiz soytarı! sakala bak! ibne kılıklı!
şimdi de içinde bulunduğumuz başlığı fevkalade sıkıcı bir şekle şemale sokalım-eğlence olsun. boş vakit dolsun, hoş vakit olsun-:
varolan gizli feodal düzenin birey üzerinde zaman yardımıyla oluşturduğu, aslen devlet temelli ve fakat kişiye ait kılınmış ananevi yapının alaya alınması. ciddiyetten uzak bir şekilde tartışma sonucuna uzanacak iletişim yöntemi ile hareket etmek. üst kuşak ebeveynin ileride yeni jenerasyonla ortaya çıkması olasılıktan uzak komik eleştiri tehlikesine karşı alamadığı önlemlerin ayıp sözlere dönüşmesi.
e n'oldu şimdi...? ayıp dedin o da geleneğin bir parçası derim veririm ayarı...? bu tip felsefik teraneler sunanların neredeyse tamamı çelişkilidir, acizdir, kelimelerin soyut gücüne sığınır. buradan çıkarılacak sonuç budur. -aleni şekilde atıyorum-sallıyorum mütemadiyen fakat, son satıra kadar en az 5 kişiyi inandırdım düşüncesindeyim.-
bu gecenin hemen öncesinde(gündüz)araçlarla atılan kısa ya da uzun şehir turu baş ağrıtan, küfürden dil sızlatan kornalarla süslenir. yurdum insanı akşama gerdeğe girecek tavan yapmış libidosunun heyecanını telaşlı bir şekilde herkese duyurmak niyetinde. bir gün yanımdan geçen bir gelin arabasına şöyle sesleneceğim-potansiyel dayağa rağmen-: "tamam akşama yengeyi düdükleyeceksin anladık ama, bunu böyle alayiş formatta sunmanın anlamı alemi ne!?" yani diyorum ki; sikeceksen git sessiz sedasız sik! bizene be ibine!
bence devlet bu konuyla ilgili kanun hükmünde kararname çıkarmalı. evet, tamam, oldu.
şöyle bir slogan var fotoğrafların altında: "sağ sol değil işte türk gençliği + üç ünlem" çok manidar. sağ sol penaltı gol gibi bir şey. türk gençliği cenahından sıyrılmış yek vücut olmuş, sözkonusu pkk olunca renkler aynı tona bürünmüş. slogan insanları hangi tonda olursa olsun nefret ediyorum öznel yorumunu da şuralarda bir yere sokuşturmalı.
rüzgar alttan geldiğinde etekleri ilk havalanacak kişidir.
rüzgar alttan " götü donacak ilk kişidir.
rüzgar alttan " tozu yiyecek ilk kişidir.
rüzgar alttan "...eeeeoeh!
mesele: avam dili ile havassın defnedilemeyeceği kuralının işlemesidir. bir köylü öldüğünde o ölüdür. bir kentsoylu aristokratın yandan yemişi bile olsa maveraya uzandığında vefat etmiş olur. son nefeste de olsa ayrıcalık hakkı devreye girer. ikisi de aynı minerallerden vücut bulmuş haneye gömüldüğünde eşitlik sağlanmış olur.
olur da;
bir fakir bir de zengin cenazesinde bulundum. iki ayrı mekan iki ayrı insan. fakiri defnederken ağlayanların hepsi içtendi. varsa bile kendisine dair ve kendisinden uzantılı kötü niyetler onunla aynı yere gömüldü. zengini son ve ebedi yuvasına yerleştirirken çevresi miras/mal/mülk hesabı yapıyordu. bundan eminim gördüm, gözlerinde; matematiksel hesaplama işaretleri vardı(+ - /) ve kendisi üzerinden devam edecek kötü niyetler çevresine sirayet etti.
entrye bak: hafiften matematik ve metafizik içeriyor. biraz komunal bir yaklaşım var ve azıcıkta edebiyat anarşizmi sezinleniyor. oturdum sıfır.
pozitif bilimde mümkün değildir. sosyal bilimde ise sadece kısmi bir imkan alanı sunar. pozitif bilimde tez antitez ikilisi maksimum 2-3 harekette kati sonuca-ya da en azından karine- ulaşabilirken, sosyal bilimde bu sayı 200-300 olabilir.
bazı durumlarda meydan okumak çok zor iş. yerleşik kalıplardan biri de mahallenin kabadayısıdır. ona meydan okumak bilimsel bir şekilde ifade edilemeyeceği gibi vereceği sonuçta lokal darp izleri ve sızıdır. ks. göt ister.
sadece kısa bilgi şeklinde elde bulunan, ayrıntıların baskıya yetişememesi sonucu alınan önlem. haberci olarak habersiz addedilme tehlikesine mukabil önem değeri yüksek haberi ayrıntının belirsizliği nedeniyle üçüncü sayfaya atmak. lan biraz iyi niyetli olun, optimist yaklaşın be!-bunu diyen ben değilim diğeri- hemen sallamışsınız, tamam muhalif tavır üstadı; alayı göt bunların.
önemli günlerin çakışması sonucu ortaya çıkan hadise. 2007 yılbaşı ve 2006 kurban bayramı aynı güne rast gelmiş, aynı mesaj hanesine iki tebrik sığdırılmıştır. tüm tebrik kartları, kutlama mesajları tek harekette halledilmiştir. gregoryen takvim en çokta turkcell'in işine yaradı; 10 milyonküsür abone tek mesajda hayırlı işler.
"çok dakiksin tam doğum gününde doğmuşsun" gibi bir şey. tamam lan, konuyla bir alakası yok; çakışan tarihler zihin kimyamı bozuyor, çakışmasın bir daha. saparmurat yaşıyor olsaydı çakışan kutlamaları ayırırdı bence.
edit:
saparmurat niyazov hayranı bir manyak tarafından eksilenmiştir.
uludağ sözlük'te istatistiksel veriler bölümünde göze çarpan, vuku bulan hadise(vuku bulmuş olmasa göze çarpmaz. tanım israfı)yazarımız alaca bulaca entryler sahibi olduğu dönemin akabinde sunduğu turnusol kağıdı mukabilinde entryler sonucu sahanın dışına atılır. lan daha düne kadar haftanın en beğenilenenlerindeydi bu denilir, şaşırılır. sonra düşünüp anlam verilir. kelimeler çift h ve r harfleri ile pekiştirilir; seda sayan fonetiği yakalanırrrr. hamdolsun sarsak değilim.
uzlaşma taraftarının yoğun tempolu tartışma ortamına geçilecek kısmın girizgahında sunduğu, ileride üzerlerinden ajitasyon gerçekleştirilebilecek özneler. "kürdü, lazı, alevisi, çerkesi, severim herkesi." cümlesi ile humanist bir finito şık durur kanaatini baştan edinmiş kişinin örnek davranışı. zor iş valla: git bir kürt arkadaş bul, alevi kanka edin, bir de annenin başını kapat. valla hocam siyasi parti gibi. tıpkı mhp; vatanseverlerin, kemalistlerin, başörtüsü mağduru kişilerin tamamının oylarına talip. hmmm...