m o g
78 (sürprizlerle dolu)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 2.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ersel aydınlı

    1.
  1. bilkent üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü başkanı adam. emniyette göreve başlamasına rağmen farklı bir kariyer tercih etmiş sempatik bir insaoğlu.
    0 ...
  2. garfield

    266.
  3. jim davis tarafından tasarlanıp, 19 haziran 1978 tarihinde hayat macerasına başlayan kedi. o günden bu güne geçirdiği tüm serüvenler şu adresten izlenebilir:
    http://www.listen-project.de/garfield/
    2 ...
  4. bayatilar

    2.
  5. sıpıtmıyorsam maniler manasına gelebilecek bir çoğul kelimedir. hala sıpıtmıyorsam azericedir. (bkz: bayati)
    0 ...
  6. dincilerin özgüven yoksunu olması

    5.
  7. savunmasını, rumuzu nicki belli olmayan, isimsiz yazarların yapması yakışmayacak açık önerme.

    sorumluluk hissi duymadan sahte isimler arkasına sığınan başlık üreteçleri ne kadar özgüven sahibi ise dinciler de o kadar özgüven sahibidir. fakat dinci diye tabir ettiğimiz insanoğullarının belirli sınırları vardır ve de o sınırlar dışına çıkmama gayretlerini özgüven eksikliği şeklinde tabir edenin kafasına odunla vurmak ne de yerindedir ne de güzeldir.

    diğer taraftan açık önerme ise doğruluk değeri değişkenlerine bağlı olarak değişen önermelerdir. örneğin x<2 açık önermesi, doğal sayı olan x için 0 ve de 1 değerleri için geçerli iken diğerleri için geçerli değildir*.

    sayısal mantığa sahip olmayan akıllı bıdıkların belki bir kaç kişi için geçerli olan önermeyi tüm bir kesimi içine alacak şekilde genişletmesi halidir. itibar edilmemesi gerekir.
    2 ...
  8. topuklu ayakkabı

    89.
  9. insanoğlu sosyal evrimini tamamlamaya başladıkça terkedilecek bir icat.

    umut ediyorum yıllar sonra müzelerde, "kendilerini erkeklerine beğendirmek için dişicanların giydikleri bir bıdıktır bu" deyince müze görevlisi, orada bulunan genç kızlar ve oğlanlar gülüşeceklerdir. bugün bizim, çinli kadınların ayaklarına yaptıkları işkencelere baktığımız gözle bakacaklarını bekler, esenlikler dilerim.

    (neden giyiyorsun sorusuna mantıklı bir cevap veren kadın kısmısına yüz bin lira vereceğim.)
    6 ...
  10. goldendict

    1.
  11. açık kaynak kodlu bir sözlük yazılımıdır.

    .bgl dosya uzantılı sözlüklerini de çalıştıran bu muhterem, ubuntu'nun yazılım merkezinde veya başka bir yerde ücretsiz olarak sunulmaktadır. telaffuz özelliği olsa da ben edemedim, bilemedim.
    0 ...
  12. zühtü arslan

    1.
  13. sivil anayasa taslağını hazırlayan komisyon üyelerinden profesör doktor. komisyonun diğer üyerleri; ergun ozbudun, levent köker, yavuz atar, fazıl hüsnü erdem, serap yazıcı.

    polis akademisi başkanı.
    0 ...
  14. ingilizce nin türkçe den daha iyi bir dil olması

    150.
  15. yeni türkçenin geçirdiği beyin ameliyatları dolayısıyla doğru olan önermedir. ingilizcede her duygunun kelimesini bulabilirken, yeni türkçede her kelimeye duygu sığdırmak için zorlarsınız. çünkü dil insanlığın yüzyıllardan beri edindiği, denediği gerçek ve hikmetleri saklayan bir hazinedir*. fakat bugün kullandığımız dil birkaç on yıllık köksüz bir dildir.

    öte yandan bu önermenin dili zengin kullanan takıntısı olmayan yazarlar için geçerli olmayacağı kanaatindeyim.

    ayrıntılı bilgi için (bkz: kültür ve dil)* (bkz: türkçenin sırları)* (bkz: umrandan uygarlığa)*.
    1 ...
  16. cennetten bir tapuya ruhunu satmak

    9.
  17. inananların cennet arzusu ile inandığını varsayan, negatif ateist klişesi.

    oysa inanmak müspettir. hareketin sebebi değil sonucudur. yani inanan, yani insan yaptıklarından dolayı herhangi bir
    egemene sorumlu olmamalıdır bilakis sorumlu olduğu bilinci ile eylemlerini ortaya koymalıdır. ayrıntılı bilgi için (bkz: isyan ahlakı) 3. bölüm sorumluluk ideali.

    ibadetler ise cennete ulaşmak için değil varolmanın şükrünü iade etmek için yapılır. yani ibadet, cennete ulaşmanın sebebi değil, geçmiş nimetlerin sonucudur.

    örnek, müslümanlar cennet ile ilgili ayetler inmeden önce de inanıyorlar ve ibadet ediyorlardı.
    2 ...
  18. kabe ye atom bombası atılsa olabilecekler

    20.
  19. yeniden inşa edilmesidir. zira müslümanlar tarafından kutsal kabul edilen bina değil, binanın üzerinde durduğu temellerdir. hz. adem onu beyt ül mamur'un yeryüzündeki hizasına gelecek şekilde bina etmiştir. daha sonra tufan onu yıkmıştır. nitekim bakara suresinin 127. ayetinden bu mana çıkartılır; "hani bir zamanlar ibrahim, ismail ile birlikte Evin (Kabe'nin) temellerini yükseltiyor..."

    daha sonra bir sel veya tufan sonucu yıkılan hz ibrahim'in inşa ettiği kabe, tekrar inşa edildi. bu bina da abdullah bin zübeyr kendini halife ilan edip mekke'yi sığınak seçtiği zaman yezid bin muaviye mekke'ye yürüdü ve kabe'yi mancınıklarla taşladı. duvarlar çatlayınca abdullah bin zübeyr de kabeyi yıktırmıştır ve tekrar yaptırmıştır.

    abdulmelik döneminde haccac, abdullah bin zübeyr'i yenince mancınıklarla taşlattığı kabe'de bir takım değişikliklere gitse de günümüze kadar gelen bina abdullah bin zübeyr tarafından yapılmış binadır.

    daha geniş bilgi için (bkz: mukaddime) 4. bölüm 6. fasıl.
    1 ...
  20. müslüman ülke liderlerinin açık başlı eşleri

    10.
  21. müslüman ülkeler olarak halkın çoğunluğu müslüman ve islam konferansı örgütü üyesi kastedildiğini varsayarsak, an itibariyle; ürdün, suriye, azerbaycan, mısır, arnavutluk, fas, ırak, kazakistan, kırgızistan, tunus, cezayir, katar devlet başkanları eşleri sırasıyla; Rania el abdullah, esma esad, mihriban aliyeva, suzan mübarek, teuta topi, Salma Bennani, Hero Ibrahim Ahmad, Sara Nazarbayeva, tatyana Bakiyev, leyla bin ali, amal triki, Sheikha Mozah bint Nasser Al-Missned... ve saire ve saire...
    0 ...
  22. ibrahim demirci

    1.
  23. işbu muhterem kişi cafcaf dergisinde cımbızcı cafer köşeşini yazmaktadır.
    0 ...
  24. temel çakıroğlu

    1.
  25. 1988 yılında atina'da düzenlenen şampiyonada judo 78 kilo altın madalyasını kazanmış er kişi.
    0 ...
  26. ülkeyi ben mi kurtaracağım

    2.
  27. çözümden kaçınmak için meseleyi karikatürize etme suali.

    doğrusu için (bkz: memleketi kurtarırım fakat bir şartla)
    3 ...
  28. dostluk

    48.
  29. bir adam yaratmak adlı eserinde necip fazıl'ın şöyle andığı bir çeşit ilişki:
    "Bana dostum kelimesini söyleme! Ellerimde bir karıncalanma duyuyorum. Bu kelimeyi işitmeyeyim. Parmaklarım bir şeyi sıkmak istiyor. Dostlarım mâlum! Düşmanımı tanımak istiyorum. Ben senin düşmanınım diyecek kadar namus aptalı kim var? Onu bulmak, ayaklarına kapanmak istiyorum. Dostluk; o bir maymuncuk, o bir hırsız anahtarı. Evimizin kapısını açıyor, ruhumuzun kapısını açıyor, ne bulursa yakıp kül ediyor. Ne bulursa pazarda satıyor. Beni upuzun bir tabuta yatıracakları gün, arkamdan gelecek dostlarım değil; kefenimin hırsızlarıdır."

    dublörün dilemması adlı eserinde ise murat menteş şöyle der:
    "Dostlarımız, biz caddenin kenarında alevler içinde yanarken, karşıya geçip üstümüze işemeye üşenen insanlardır!"
    0 ...
  30. the good shepherd

    11.
  31. izlenmeye değer eser.

    takriben iki saat kırk dakika süren bu güzide film, karşı istihbarat uzmanı bir kişinin evine gönderilen bir video kaset üzerine kurulmuş bir sinema eseridir. filmin arka planında 1939'dan 1961'e uzanan, amerika'nın buhranlı bir dönemi akıyor. bu dönem ketum bir zat olan edward wilson'un hayatı etrafında örülmüş. dönem anlatılırken 61 yılından geçmişe flashback yapılır. dönem gayet tarafsız bir dille anlatılır.

    filmin bir diğer güzelliği ise istihbarat hamleleri arasında duygusallığa da yer verebilmesidir. filmde çok çeşitli tatlar harmanlanıp sunulmuş. hakim hava kasvetli militarist hava fakat filmde birden fazla aşk hikayesi de var. ihanet, ihtiras, soğukkanlılık, zaaflar, kurnazlık... neticede film tek duygunun filmi değil.

    --spoiler--
    edward wilson (matt damon) üniversite'de okurken skull and bones isimli gizli bir topluluğa katılmasıyla, amerika derinleriyle temas fırsatı bulur. nitekim derin adam bill sullivan (robert de niro) vasıtasıyla, görev teklifi alır kabul eder. ilk görev yeri ingilterede karşı istihbarat konusunda uzman olur. savaş sonunda ise dost sovyet istihbaratındaki muadili olan ulysses ile tanışır. bu noktadan sonra sovyet-amerikan çekişmesi başladığı gibi, bu iki isim de artık dost değillerdir. filmin sonuna kadar bu iki istihbaratçının rekabet faaliyetleri amerikan tarihini oluşturur. final ise gayet duygusal ve zekice hitama erer.
    --spoiler--
    1 ...
  32. kız istemeye gidilen evde sıçmak

    2.
  33. sular kesik ise tuttuğu yol, yol değildir.
    edit: şuradaki virgülü görebiliyorsan, işbu düzeltmedendir.
    2 ...
  34. kayınvalideyi uzun atlarken görmek

    1.
  35. kayınvalideye "üstüme iyilik sağlık, bir kafa topuna çıkamayacak, bir sırıkla uzun atlayamayacak mıyım" dedirtecek durumdur.
    0 ...
  36. aşık olmak

    588.
  37. sevgiliden ayrıldıktan sonraki bir dakika

    431.
  38. takriben 60 saniyedir.
    aşka peşinen atfettigimiz yücelik yüzünden, onun basit bir bileşim oldugunu gözden kaciriyoruz*. bu peşin hüküm yüzünden kimse bu sürenin 60 saniye olduğuna inanmıyor.
    0 ...
  39. proaktif

    2.
  40. müdebbir manasına da gelebilecek terimdir. kriz yönetiminde, kaza öncesi koşullara müdahale edilmesidir. kaza sonrası müdahalelere ise reaktif kriz yönetimi denir.
    3 ...
  41. sadece sevişmekten ibaret olan ilişkiler

    1.
  42. tolstoy'un kreutzer sonat isimli eserinde irdelediği münasebet-i garibe-i hilkat.
    0 ...
  43. öss birincisinin 6 tercih yapması

    10.
  44. yapanın öss sayısal 1 birincisi olduğundan dolayı yadırganamayacak yapmak.
    4 ...
  45. yeni dünya düzeni

    28.
  46. fehmi koru'nun 1991 yılında çıkmış kitabının ismidir de.
    kitabın da 89 kasım ayından itibaren doğu avrupadaki değişimleri, mihail gorbacov'un şaşırtıcı hamlelerini, türkiye'nin bu değişimde bulunması gereken konumu açıklamaya çalışmıştır. o dönemde yerli ve yabancı basında çıkan haberler ve makalelerden yararlanmış tekmilli bir analiz yapma düşüncesiyle bir kitap oluşturmuştur.

    kitaptaki temel iddia sovyet tehlikesinin bitmeye yüz tuttuğu o yıllarda birinci dünyanın (kapitalist ülkeler) yeni düşmanının islam dünyası olduğu şeklindedir. bu iddiayı margaret thatcher'ın yeni düşman söyleminden yola çıkıp o yıllardaki birtakım olaylarla da destekliyor. kitapta henüz çökmemiş fakat çökmekte olan sovyet rejiminin ve kurulmakta olan yeni dünya düzeninin canlı tanığı olan bir yazarı okuyorsunuz. o yıllara ait bir gözlem fırsatı...
    1 ...
  47. niagara şelalesi

    14.
  48. türkiye'ye 2008 yılında 26 milyon turist gelirken, kendisini görmeye 25 milyon insanın gittiği kocaman su döküntüsü.
    4 ...
  49. kürdüm demenin ırkçılık olması

    5.
  50. eksik dolayısıyla yanlış ifade. kürdüm, doğruyum, bir numarayım derse bir insan belki cümlede ırkçılık esans olarak hissedilebilir. fakat kürt bir insanın kürdüm demesi gayet normalliktir.

    kurucu aklın niyeti bir toplumu vatanına göre adlandırmak olsaydı anadolu devleti yahut cumhuriyetinde yaşıyor olurduk. içinde bulunduğumuz devlet ulus devlet düşüncesiyle biçimlenmiş bir devlettir. bu özelliği de mübadelelerle ve göçlerle perçinleşmiştir. hal böyleyken bir de bunun üstüne ülkedeki diğer kültürlere hakkı hayat tanınmazsa, mutlaka reaksiyon
    gelecektir. unutmayın ki her şiddet eylemi karşı şiddeti doğurur. ayrıca bir kimliği ne kadar yok kabul ederseniz, kimlik sahibi kendini savunmak için sizden ne kadar ayrı yönü varsa onu sunacaktır*.

    öte yandan kürtçenin kazakçadan 10 kat daha türkçe olduğu iddiası da var orada ki inkar edilemez imiş. kürtçe, değerli okurlar, farsi bir dildir. diğer ifadeyle kürtçe bölü farsça eşittir ingilizce bölü latince... bir örnek vermek gerekirse adınız kim kazakçada adınız ne demekken, kürtçede "nave te çıye" adın ne demektir.
    3 ...
  51. 24 ocak kararları

    9.
  52. süleyman demirel'in basın toplantısında şu sözlerle müdafaa ettiği kararlardır:
    "şimdi bu tedbirleri alma ihtiyacı var mı, yok mu? yok diyen beri gelsin. hayır bu tedbirleri almasaydınız, başka tedbirler alsaydınız diyen beri gelsin. efendim bu tedbirler en kötüleridir, e iyilerini söyle! iyilerini madem biliyordun da, biliyorsan şayet, niçin almadın bu zamana kadar geçen 22 ay zarfında. yokluklar türkiye'si... her şey felç olmuş türkiye'de. hadi savunun bunu. bunu altmış günlük hükümetin üstüne ciro etmeye kalkarsanız, buna gülerler. binaenaleyh öküzün altında buzağı aramanın bir manası yoktur. ekonomi de devlet devreden çıkıyormuş. allah aşkına devlet, devlet oldu da ne oldu bir bakalım, hep beraber bakalım. huzurunuza 350 milyar lira zarar getiriyorum. siz de hesaplayın bu zararı, herkes hesaplasın. işte devlet devreden çıkıyor diyenlerin marifeti. 350 milyar lira zarar... kim ödeyecek 350 milyar lira zararı. ben veririm diyen bir babayiğit çıksın göreyim. devlet öder diyen çıksın göreyim. nerden öder devlet 350 milyar lira zararı?"

    1979 yılında doruğa ulaşan ekonomik darboğazdan çıkış için öngörülen yeni ekonomi tarzının hayata geçirilmesi kararlarıdır. dönemi anlamak için 1979 yılından bazı veriler incelenmelidir;

    3 ocakta 42 milyon nüfuslu türkiye'de sadece 4 milyon kişinin vergi verdiği açıklandı.
    20 ocakta ithalat izne bağlanıldı ve bazı eğlence ürünlerinin ithalatı yasaklandı(nescafe, oyun kağıdı, poster)
    16 şubatta stokta mazot kalmadı. rusya ile anlaşılamadı. ırak borcumuzu ödemediğimiz gerekçesiyle mazot vermeyi reddetti. döviz bulunmadığı için spot alım da yapılamadı. petkim ürünlerine %65 oranınd zam yapıldı.
    24 şubatta piyasada ampul bulunamamaya başlandı.
    25 şubat sıkıyönetim uzatıldı.
    3 mart piyasadan ilaç temini sıkıntıya girdi.
    13 martta resmi araçların aldıkları yakıt miktarı ve alındığı tarih ruhsatlara işlenmesi kararı alındı.
    16 martta çimento, demir-çelik, şeker sigara ve benzine zam yapıldı. (yazar burada ihtikarın revaçta olduğunu hatırlıyor)
    4 nisanda suudi arabistan'dan türkiye'ye kredi verilmek üzere anlaşma imzalandı.
    14 mayısta benzin karneye bağlandı. tüsiad hür teşebbüse önem verilmesi yönünde gazetelerde bildiri yayınladı.

    ve sair onlarca zam ve borçlanma hadisesi sonunda 16 ekimde başbakan bülent ecevit istifa etti. yeni hükümet süleyman demirel tarafından azınlık hükümeti şeklinde kuruldu. 1 aralıkta ise turgut özal başbakanlık müsteşarlığı'na atandı. 24 ocak kararları bu saikler ile alındı.
    1 ...
  53. mustafa yavuz

    1.
  54. çizgi-roman ustası bir çizer.
    eserlerinde özgün bir tarz kullanır. kendisi dergisinde, galip tekin'in leman dergisindeki misyonunu karşılamaktadır.
    eserlerini şurada sergiler.
    http://m-yavuz.com/

    edit: link cort, geçen altı yılda linkteki site cortlamakla kalmamış, alan adını başkası kullanmaya başlamış.
    0 ...
  55. ahmet kesgin

    1.
  56. 1964 yılında dünyaya gelen, yıllar geçmesi ile birlikte çizer haline gelen kimse. gırgır dergisinde başladığı karikatür sanatını fırt, hıbır, limon, hbr, ustura ile devam ettirmiş sonunda da cafcaf dergisinde çizerliğe kadar işi vardırmıştır. ayrıca hali hazırda star gazetesinde de karikatürler çizmektedir.
    kendine özgü bir tarzı olan usta çizer, açtığı kurslarla da yeni çizerler yetiştirmektedir. bilek hakimiyeti sayesinde çok güzel makarna çizer.
    0 ...
  57. betül zarifoğlu koç

    1.
  58. cafcaf dergisinde karşıyım adlı köşeyi yazan bu bayan, aynı zamanda cahit zarifoğlu'nun da kızı olan bir kimsedir.
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük