bugün

her uluslararası ilişkiler öğrencisinin okuması gereken modernleşme, kemalizm ve demokrasi * kitabının yazarı gazi üniversitesi öğretim üyesi profesör.

bugünkü radikalde milliyetçilik üzerine bir mülakat vermiştir aynı zamanda. en çarpıcı tespiti;

"...Bu milliyetçi kabarış Türkiye'yi istikrarsızlaştıramayacak. Çünkü istikrarsızlaşan bir Türkiye AB ile ilişkilerini sürdüremez. Otoriter bir Türkiye sadece AB'nin değil, ABD'nin de işine gelmez. Zaten Türkiye de kendi kendisini istikrarsızlaştıramaz. Buna gücü yetmez. Eğer AB ve Amerika Türkiye'nin istikrarsızlaşmasını istemiyorsa, buna izin vermezler. Ancak onlar isterse Türkiye istikrarsızlaşır..."

mülakatın tam metni için

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=213377
geçen sene ilef de hukuka giriş dersini veren hoca. şu anda düzenlenmekten olan anayasayı hazırlayan kuruldadır kendisi. acayip şaşıdır ayrıca. sağ gözü iyice sağa sol gözü de iyice sola bakar. birisiyle konusurken kimse üstüne alınmaz genelde çünkü nereye baktıgını kestirmek güçtür.
hemen her fırsatta "bunu yanlış biliyorsunuz, düzeltmem lazım" diyerek takdirimi kazanmış şahsiyet. bunların dışında yine hemen her hafta önemli bir gündem konusu ya da eski bir konu ile hukuktan yakın bağ kurarak şahsımıza genel kültür depolayan şahıstır. ancak... bir öğrencinin fikirleri hoşuna gitmezse daha doğrusu kullandığı terimler ona yapma gelirse vay o öğrencinin haline.

/düzeltme:

eğer birisi kalem düşürürse veya dersinde konuşursa hiç üşenmeden, sıkılmadan 6-7 dakika boyunca konuşarak kalemi yere düşüren ya da derste konuşan kişiyi yerin dibine sokmaktadır.

ayrıca bir kersinde bir cümle etmişti o günden beri levent hocamın hafızasıyla ilgili fikirlerim de gelişti.

ettiği o cümle ise:

bugün düşürdüğün kalem sayısı, bir dönem boyunca toplam düşürdüğünüz kalem sayısını geçti.
fena halde barni moloztaşa benzeyen prof.
iyidir hoştur ama verdiğiniz her cevabın üstüne bir soru daha sorar ki nerde tıkanacağınızı görmek ister. nedendir bilinmez ders esnasında yere düşen kalemlerin çıkardığı sesten nefret eder. oldu da tam dersin en can alıcı anında birisi kalemini yere düşürdü, en az 5 dakika tantanasını yapar, konuyu dağıtır da dağıtır...
hürriyet yazarı özdemir ince'nin bugünkü yazısında ak parti yandaşı olmakla eleştirdiği gazi üniversitesi öğretim üyesi prof.

http://www.hurriyet.com.t...2&gid=61&sz=45585
dün zaman gazetesinde yazdığı yazı beğenimi kazanmış gazi hocası. ak parti'nin kapatılmama kararınının sonrasında olası ak parti hamlelerine değinen levent köker avrupa birliğine üyelik sürecinde başlatılan hızlı demokratikleşme sürecinden taviz verilmemesi ve sivil anayasa'nın hayata geçirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

http://www.zaman.com.tr/h...adoksu-ve-reform-ihtiyaci
http://www.zaman.com.tr/h...r-uzlasma-nede-ve-ne-icin
an itibariyle bitmiş olan trt2'deki 5gün 5gündem adlı programda konuşmacı olarak bulunan hukukçu. televizyondayken; dersteki öğrencilerine tepeden bakan hareketlerinden, mimiklerinden eser yok. anayasa taslağı sempozyumları esnasında bakanlar karşısında ceketinin önünden eli inmeyen * ezilip büzülmekten konuşamayan levent hoca imajının canlı yayın heyecanı ile sempatik görünmeye çalışan halini izledim az evvel. *
DEMOKRATLIĞININ GEREĞiNi YAPAN AKADEMiSYEN. AYRICA YAZILARINI ARŞiVLEME AZMiNDE OLDUĞUM ZAMAN GAZETESi KONUK YAZARI.

http://www.zaman.com.tr/h...demokratiklesememe-sorunu
http://www.zaman.com.tr/h...i-livninin-yumurta-sepeti
1980'de sonra türkiyede de gelişmeye baslayan yeni muhafazakar liberal siyasetin temsilcilerinden kendisi. kitapları gayet iyidir.
abant platformu başkanı prof.
prof.dr. mithat baydur hakkında açtığı intihal davasını kazanan prof. mithat baydur'un prof. ünvanının elinden alınmasına neden olmuştur.
bugün zaman yorum sayfasında yazdığı isviçre'nin minare yasağını konu alan yazısını türkiye'de uygulanan başörtüsü yasağı ve alevilerin cemevi isteklerine karşı takınılan tavır ile karşılaştırarak oldukça başarılı tespitler yapmış olan prof.

--spoiler--

Bu çerçeve içinde, müstakbel tam üyeliğinin çokkültürlü bir Avrupa oluşumuna katkı açısından hayatî önem taşıdığını fark eden Türkiye, temel hak ve hürriyetler düzeni açısından kendi içinde bir türlü aşamadığı sorunların daha kolaylıkla üstesinden gelecektir. Örneğin, minare yasağı vesîlesiyle öğrenmemiz gereken birinci nokta, din ve inanç hürriyeti bağlamında nelerin aslî önemi hâiz olduğu konusunun o dine veya inanca mensup olanlarca belirleneceğini ise, şunların da artık tartışma dışına itilmesi gerekecektir: (1) Üniversitelerde uygulanmaya devam eden ve Anayasa Mahkemesi kararları netîcesinde maalesef artık anayasal bir statü kazanmış gibi görünen "başörtüsü yasağı"nın savunulabilir bir temeli kalmamıştır. Zaman zaman bazı gazete köşelerinden sarkan "başörtüsünün islam'ın emri olmadığı" türünden yakıştırmalarla bu yasağa destek olanlar, "minarenin islâm'ın gereği olmadığı" argümanıyla aynı mantığı paylaşmaktadırlar. ikinci değerlendirme Müslümanlar açısından nasıl kabûl görmüyorsa, başörtüsü için de aynı şey geçerlidir. Üstelik başörtüsü yasağı minare yasağından daha da vahimdir; zira, minare yasağına rağmen Müslümanlar isviçre'de eğitim hakkından yararlanabilmekte ve ibadetlerini yapabilmektedirler. Türkiye'de ise başörtüsü eğitim hakkının önünde bir engel olarak durmaktadır. (2) Benzer bir biçimde, Alevilerin cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması taleplerine karşı çıkılması da, minare yasağına benzeyen ve en az bu yasak kadar savunulması imkânsız bir mantık temeline dayanmakta ve Türkiye'de din ve inanç hürriyetinin gerçekleşmesi önünde bir engel olarak durmaktadır.

Minare yasağından çıkarmamız gereken dersler, hem dünya ve Avrupa ve hem de Türkiye bağlamında kuşkusuz bunlarla sınırlı değildir. Din ve inanç hürriyeti söz konusu olduğunda şu üç nokta üzerinde birleşmemizin şart olduğu, bu vesîleyle bir kez daha vurgulanmalıdır. (1) Devlete bağlı, resmî bir din veya inanç örgütlenmesi olmamalıdır. (2) Herkes, dinini veya inancını, tek başına veya toplu olarak, özel veya kamusal alanda ifade etme ve ibadetini gerçekleştirme bakımından serbest olmalıdır. (3) Farklı din ve inançlara karşı devlet ve toplum düzeylerinde eşit saygı gösterilmelidir. Minare yasağı, hiç kuşkusuz, bu üç unsuru ihlâl edici boyutlar taşımaktadır ve bu yüzden şiddetle kınanmalıdır. Bununla birlikte, Türkiye'de de, din ve inanç hürriyetinin bu üç unsuru açısından yapılması gereken bir dizi reform açılımların bekleme odasındadır. Minare yasağına duyulan tepkinin sıhhati de, dolayısıyla, Türkiye'nin bu reformları gerçekleştirmesine bağlı bulunmaktadır.
--spoiler--
kalemlere feci bir şekilde takan şahsiyet. ders esnasında yere düşen kalemlere sinir olmaktadır. görüşleri, fikirleri umurumuzda değildir, profosör olması onun ne kadar sığ oluşuna engel değildir. keşke zarif eşi eser köker den biraz öğrencilere nasıl davranılır dersi alsa. ayrıca katkıda bulunduğu yeni anayasa düzenlemelerini ailece gülerek okuyoruz.
Sabaha kadar anlatsa dinlebilecek nadir hukukculardandir kendisi.
vize sınavında sadece 2 soru sormuş ve kafaları karıştırmıştır. ayrica tükenmez kalemle 2 sayfa dolusu yorum yapabildiğim ilk sınav olarak tarihe geçmiştir. tesekkurler pek degerli hocam.
1993-1997 yılları arasında bilkentte çalışmış.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar