antidiary serilerini izlediğimde rihanna'nın müzik yolculuğunu değil de bir korku filmini izlemişim gibi hissettim.gerçekten garip ve irite edici videolar amacı albümü falan tanıtmaktan ziyade insanı tümden rihannadan soğutmak olabilir.
enteresan ve eğlenceli bir bayram. bütün aile, akraba ve tanıdıkların birbirlerini renkli tozlarla boyadıkları ve bu eğlenceyi hazırladıkları bazı yemek ve içeceklere kenevir ekleyerek tamamladıkları bir bayram. bu olayı da televizyondan izlediğim dizi ve belgesellerde ilk gördüğümde biraz yadırgasam da adetleri böyle diyerek geçiyorum ama cinsiyete yaşa bakmadan bu kadar eğlenilen festival tadında bir dini kutlama da ancak hindistana yakışır zaten.
gerçekten mükemmel ötesi bir belgesel yoğun olarak izlediğinizde havacılık terimlerini ve uçaklarla ilgili bir sürü şeyi öğrenir duruma geliyorsunuz. bu uçaklar nasıl uçuyor acaba ve dahası nasıl düşüyor sorusunu da çeşit çeşit grafik ve tasarımlarla izleyicilerine anlatmadan geçmeyen bir yapım. bence esas cezbedici yönü bilinmeyen sebeplerin aranması ve araştırılması sürecinde sanki bir dedektif romanı okuyormuşuz gibi hissettirmesi. katil ise genelde pilotlar, bir kuş sürüsü, soğuk hava şartları ya da uçakla ilgili ufak bir parçada çıkan sorun oluyor ve genelde hava yolu şirketlerine pek dokunulmuyor ya da hatalarını düzeltmek için çalıştıkları vurgulanıyor ki öyle olmasa uçağa güvenip de binmek isteyen kimse bulunmaz. 15. sezonu 4 ocak 2016 da başlayacak yazıyor wikipedia da benim en merak ettiğim kazaysa depresyona giren pilotun uçağı kasten dağa çarptığı iddiası bu belgeselde yer alıp aydınlatılabilecek mi?
outlet mağazasının indirimleri çok iyi ve bu indirimleri takip eden bir sürü müşterisi de var. mavi kapaklı mild olan kahvesini eve alıyorum ve severek de içiyorum ama benim esas ilgimi çeken kırtasiye ve hobi malzemeleri olarak adlandırabileceğim çeşit çeşit ürünleri oluyor. her gittiğimde o reyonu talan ediyorum ve aldığım herşeye de bayılıyorum, şu güne kadar da ürünlerinden bir şikayetim olmadı ne de olsa alman kalitesi diyebiliriz.
çok renkli ve karışık bir ülke bir de gidenler pis bir yer olduğunu söyleseler de benim gibi meraklılarının hayallerini süslemeye devam ediyor hindistan. taç mahal, her renk kıyafetin ve en gösterişli takılarıların rahatlıkla kullanılması, farklı insanlar ve dinleri yerinde görmek için gidilesi bir yer. hijyen eksikliği ve aşırı baharatlı mutfağı ise şimdilik görünen eksilerinden.
hem kendisi hem de sesi güzel ama sanki özellikle son albüm the quantum enigma da sesinin gücünü kaybetmiş gibi geliyor. sesi enstrümanların gerisinde kalmış gibi ilk albümlerdeki şarkıları domine eden gücü yok hele canlı performanslarda bu daha da ortaya çıkıyor. bir hastalık geçirmişti sesi de etkilenmiş olabilir ama umarım daha iyiye gider ve ilk zaman ki performanslarına döner.
fight club filmini akla getiren insanın içindeki zıt iki kuvvetin çarpışmasını ve bunun sonucunu büyülü bir atmosferde anlatan kısa hikayedir. vicdanın insanın üzerindeki derin etkisini ve susturulmasının neredeyse imkansızlığını "the tell-tale heart" ile birlikte en iyi anlatan poe eseri budur. içimizde bastırdığımız sesler yok olmadıkları gibi hayatımızın gidişatında da bize farkettirmeden söz sahibi olurlar.