avantajları fazladır.
1-kendi yolu olduğu için trafikle uğraşmazsınız. zaten trenlerin çoğu hızlı olduğu için yolculuk süresi kısadır. otobüslerin bayram zamanı otogar ve büyük şehirlerden çıkış zamanında A şehrinden B şehrine gitmiş olursunuz bile.
2-otobüslerin çoğunda tuvalet yoktur. olanlarda ise firma orayı bir nevi depo olarak kullanır. topkek, kola doludur o kısım. ama trende adam gibi bir tuvalet kısmı vardır. hatta 1 vagonda 2 tane vardır.
3-trende koridorlar geniş olduğu için rahatça tren içinde gezebilirsiniz. bunu otobüste yaptığınızda herkes size deli gözüyle bakabilir.
4-yemekli vagonunda adam gibi yemek yiyebilir hatta 1-2 tek bir şey atabilirsiniz. otobüste ise kola topkekten başka en fazla birde poğça yersiniz.
5-tren ucuzdur. otobüsün 50 liraya gittiği istanbul - Ankara seyahatinde trenle en fazla 30 liraya gidersiniz.
6-tabi ki yataklı vagon. otobüse vereceğiniz parayla trende yataklı vagondan biletini alırsın, rahat rahat gidersin.
bu insanlar ülkemizde tonladır. elinizi sallasanız birine denk gelir, size kafa göz dalmaya, küfür etmeye çalışabilir. bu insanlar açlıktan, susuzlukta ya da sigarasızlıktan bunu yaparlar. niye bir anda celallenirler anlam verilememiştir.
yazarların çalışırken başından geçen olaylardır.
geçen hafta eniştenin yanındaki eleman işten çıkınca ve tanıdığı çalışmayan insanlardan biri ben olunca beni çağırdı ay başına kadar. tabi rica işi olduğu için gittim.* iş şuydu. sipariş veren yere damacana su götürmek. suculuk işte bildiğin. ve bunun yapılacağı yer yeşilköyyeşilyurt tarafları. altımda sucuların vazgeçilmez arabasu suzuki carry.*
arabayı anlatmak gerekirse; ilk olarak araba dönmüyor, direksiyon hidrolik olmadığından arada çok cebelleştim. araba bazen çalışmak istemiyor. ki bunun acısını benden evvel çalışan ön cama yumruk atıp kocaman bir çatlak bırakarak belirtmiş. vites geçmiyor. hatta direksiyon vitesin yanında aşırı hafif kalıyordu. pedallar tam basmıyor, insanın kendini kasması gerekiyor basabilmek için. ve el freni tutmuyor. tabi vites geçmemesi ve el freninin tutmaması birleşince araba kısa süreli kaymalara uğradı. iyi ki kaza bela yok.
yeşilköy yeşilyurt tarafının müşteri profili iyiydi denilebilir. eğer 4-5 kat su çıkarttıysanız ya da 2 damacana götürdüyseniz ve müşteriye sadece damacanayı değil, yanında 6 tane 0,5'lik pet şişede su da götürülüyordu illa ki ucunda ufak bir bahşiş oluyordu. hatta yaşlı ve tek başına yaşayan bir amca torunları için bimden aldığı gofretlerden vermişti bana. sevinmiştim lan. benim anlamadığım şey %85 civarında yaşlılara rastladım bu civarda. sanki yaşlılar için açılmış o güzelim sahil kenarı cafeleri gençler daha çok seviyordu. ama haftasonu ortalık genç kaynıyor, arabayı parkedecek yer bulamıyor insan. ve konu böylece trafiğe geliyor.
bu civarın trafiği haftasonu ve hava güzelse berbattır. hatta altımdaki göt kadar arabayla 2 arabanın ortasında kaldım biri mecburen çizilecek kıvama geldi. iyi ki böyle bir olay olmadan yırttım. arabalar audi tt ve lamborghiniydi. üç buçuktan dört attım sözlük. bu civarda adres bulmak kolay o adrese gidebilmek zordur. çünki sokaklar ve caddelerin hepsi tek yöndür. sadece 1 sokağa girebilmek için bile insan 3-4 sokak öteden dolaşabilir.
akşam iş bittiğinde insanın üzerinde bir ağırlık oluşuyordu sözlük. yorgunluk değil, cepteki 40 lirayı geçen değeri olan bozukluklar neden oluyordu buna.
sucu arabasıdır. neredeyse her sucuda vardır. ufak durur ama arkası geniştir, benzinli olduğundan kolayca gazlı yapılabilir, iki tarafta da sürgülü kapı olduğundan arkaya konulan eşya rahatça alınabilir. ama direksiyonu hidrolik değildir.* eğer eski tip bir tanesini kullandıysanız başka bir arabaya geçtiğinizde aşırı fark hissedersiniz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/245551/+
çoğu insan için geçerli olan şeydir. bu bize daha küçükken yapılan bir şeydir. örnek verirken önce kötü olan gösterilir bize.
-bak ahmet hiç çalışmadı dersi geçemedi. sen de onun gibi mi olacaksın?
ya da
-mehmet yaramaz olduğundan sınıfta kaldı. ona benziyosun yavaş yavaş.
çocuğa daha en baştan cezası gösterilir. halbuki orada:
-mesut çalışmış dersten 5 almış, sen de alabilirsin. denilse ne güzel olur. tabi bu cümle bizde
-karşı komşunun oğlu mesut 5 almış sen niye almıyorsun. şeklinde kullanılır. aileden böyle görülür. artık kişinin bilinçaltı hep kötüyü görmektedir. tabi bu internet kültürü ile birleşince sonuçlar daha bir fena oluyor. insan bu dünyada kendini sanal bir varlık olarak görüyor ve başlıyor saydırmaya. bunu yazanların çoğu söylemek isteyipte söyleyemediklerini daha bir abartarak yazıyor. halbu ki yüz yüze tanış. çok efendi/hanım hanımcık bir insandır. hiç bir şey beğenmeyen insanı oynayan kişi acaba neler yapıyor düşündünüz mü? bimle dalga geçiyor, bimden alışveriş yapıyor, haberlerde yol verme yüzünden kavga edenleri görüyor, buraya aa ayıptır yazıktır yazıyor, aynı haltı kendisi yiyor. şu grup/şarkıcı berbat diyor, aaa bir bakıyorsun arabasında, evinde onu dinliyor. şu sözlükte rağbet gören bir başlık seçin. söven yazar öven yazardan daha fazladır.
mahalledeki bütün hızlı elemanların yaptığı olay. caddeden gidersin, bir anda sokaktan önüne fırlar bu motorlar. sağ sinyal vermişsinizdir, tam sağa, sokağa gireceksiniz, sağdan bir motor sizi geçmek ister ondan sonra kaza olur. hatta bu motorlara dururken de çarparsınız. kaldırımın kenarına, yola koyarlar bu motorları.