Üç senede bir gereken cevabı verip gitmektir. Yok öyle size göre şekil almak, hadi canım daha önemli işlerim var yavrularım. Her nesile 3 senede bir laf anlatmak yeterli.
Yalnız moderatörlerin arasında da kadın sevmeyen çok biliyoruz. Sonra niye Uludağ sözlük bu durumda, nedeni ortada.
50 centi aratır. türk erkeklerinin boyuyla övündüğü çüklerinin aslında bir halta yaramayıp acıdan başka bir şey vermemesi ya da hissettirememesi, burdan yola çıkıp 10 cm biriyle bile daha iyisini yaşamak mümkün olabilir. o yüzden (bkz: ilişkide deneme süreci) önemlidir.
insanın insanca aynı haklara sahip olma isteği iki ayrı ideolojide de var aslında. fizyolojik olarak ayrı olan bu iki cins, iki cinse de yakışacak; temelde düşünülen, uygulamada başarılı olunamayan birçok hususu bir arada toplayabilir, başarılı olabilir ve insanca olan tüm haklara evrim geçirtip, seviye atlatabilir.
fakat maalesef feministlik ve maskulistlik o kadar yanlış aktarılıyor ki ortak payda da bir türlü birleşilemiyor. sonuç çözümsüz ortamlar, acılar.
insan yaşamı bu kadar hüzünlü iken hala hüzün vermek için direnen iki cins ama en çok mağdur olan kadın olmasına rağmen annesinin hakkını savunanlara düşman olan bir cahillik.
dillerde kadın organı geçmeyen arzu, istek ve küfürden başka bir şey yok.
evet insan hakları eşit olsun ama ped dağıtılsa onu da alacaksınız elinden kadınların... sussunlar mı yine, daha 1970 lere kadar hep sustular zaten. bırakın da insanca yaşamayı savunanların yanında yürüyün karşısında değil. en büyük kaybı karşısında duranlar yaşıyor çünkü... herkesin adalete ihtiyacı var. babamızın, abimizin, annemizin, kızkardeşimizin, eşimizin... bizim. hangi ideoloji tam anlamıyla mağdurun ve insanın yanında önce?
yanınızda savunmasız görünen kişiye bir zarar geldiğinde karşınızda bir aile, bir sülale, bir devlet ya da bir manyak bulabilirsiniz. sonum iyi olur zannedenler ya cezaevinde ya mezarda.
Bu kadını öldürürüm sonra cezaevi kralı olurum sanan kişi içeride ve dışarıda bekleyen tehlikeler yokmuş gibi atıyor tutuyor ya bir mermilik canınız var fazla uçuyorsunuz. sakın o işlere bulaşmayın ananızdan, kardeşinizden olursunuz.
kadın cinayetlerinde namus cinayeti adı altında indirim alacağını sanan Boş insanlar var aramızda. hangi katili cezaevinde kral gördünüz? hangi namus cinayeti yapan bir daha yaptı? dışarıdan öyle sananlar içeride madam oluyorlar. o kadar abazanın arasında kızını öldüreni öldüren, kız kardeşini öldüreni kesen babayiğitler de var. fazla uçmayın dışarıdan beyler.
adalet bir zamanlar namus diyerek erkeğin lehine işlediği için son yıllara kadar indirimli cezalar verildi.
ancak özellikle bu dönemlerde artık katillerin, şiddet yanlılarının kadına orospu demesi bile cezalarını hafifletmiyor ve hafifletmeyecek. Ne alaka yani? pınar gültekin in katil zanlısı da bu savunmaya koşmuştu 'benden para istiyordu, zaten eskorttu' gibi cümleler her kadın cinayetinde arttıkça arttı ancak mahkemelerde evrildi bu konuda.
kaldı ki doktor, mühendis, eskort ya da dansöz olması senin yaptığının Ne kadar adice ve canavarca olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
kadınlara hakaret eden tüm erkeklerdir. bunların vajinası olsa ki popoları bile yetiyor; üreme ve cinsellik olmasa ülke kurar kadınları içeri almaz, imha etmek için türlü yollar denerlerdi.
zaten kadına gerek yok, sorumluluk, para, kadınlar kötü diyerek birbirlerini tatmin ediyorlar artık. ha sorsan lgbt ye hayır der saygı da duymaz öyle ikiyüzlülerdir. bıraksan en yapmam dediği gay ile travestiyle olur dışarıya işim olmaz imajı çizer. Hala erkek kalabilen de kadınlarla savaşıyor resmen. herkes özgürce istediğini yaşasın ama birilerinin üstüne haksız yere basıp geçmeden.
iki taraf için de mühim bir konudur. duygusal zeka hayatın her alanında önemli iken ilişkide özellikle kadınların çok fazla kullandığı ancak erkeklerin sınıfta kaldığı bir terimdir.
erkekler duygusal zekalarını geliştirirken ilişkide kadın erkek eşitliğinden çok insan eşitliği söz konusu olduğunu görmeli, her iki tarafında hatalar konusunda aynı krediye sahip olduğunu bilmeli ve kendi yapacağı yanlışları kadının da yapacağını bilerek hareket etmeli, bir hatada tepkilerini kontrol ederek ayrılmayı ve kopmayı bilmelidir.
hırslarına, egolarına her alanda sahip olamayan kişi hayat maratonunda geri alınamayacak bedeller öder.
mizojinist ve maskulistlerin kendini bu terimler ile kabul etmemesidir aslında.
benimde annem var, benimde kızkardeşim var, kadınları seviyorum deyip içten içe kadını sadece cinsellik olarak görür ama bunu kabul etmek istemez.
hem kadınla birlikte olmak istemek hem de sana ihtiyacım yok egosu ile aslında ezikliğini bastırır. bu tipler duygusal zekalarını yükseltmeyip ilişki eşitliğini anlayamadığı sürece ileride üzülmesi muhtemeldir zira kadınlar güçlü bir uyanışla yeni algısıyla zamanla çığır açacak, ilişki dinamiği ile fark atacaktır.
Yeşilçamın etkilerinden hala kurtulamamış günümüz dizilerinde de hala yönetilen bu algı kadın oyuncuların sarışın olmamasını da etkiler. fazla sarışın oyuncu yoktur olsa da reklam için döner sonra en fazla kumral ya da bakır yapar.
günümüz türkiye sinde gördüğümüz su götürmez bir gerçektir. eskort severler, eskorta yedirirler.
hijyen bunların neyine be bırakın adam yerine koyup yatmayın böyle pislerle ıyyy. bir de savunuyorlar i reziller.
zen de 2 bin tl ye bileklik, kolye, yüzük varken onu bir yemekte sevdiğine ansızın, her 3 ayda bir takmak varken elin her gün 100 tane * görenine para vermesi de ayrı bir midesizlik.
günümüz ilişkilerin ardından kadınlar tarafından bakıldığında haklı bir tespittir.
Aşk yok, sevgi yok, ilgi yok, sadakat yok, güven yok, hediye yok, merhamet yok, para desen kendin kazanıyorsun, aldatma desen gırla, evlilik desen herkes kaçıyor ne var?
evli kadınlardır. kocası olacak ayı karnını doyurunca bir şeyi başardığını sanır. erkekler her şeyin tok karın olmadığını boşanma celbi geldiğinde anlar.
annemin babamın düğün fotoğrafı var diyen bir çocuk, soybağını bilen evlatlar, yeterince yalnızlaştırıldığımız bu dünyada bizi düşünen birilerinin olması.
bunlar için değer.
daha evlenmeden nafakayı düşünenler var, niyet belli ki haklarını bilmediği de çok belli.
maalesef pek namuslu pek dürüst diyerek seçilecek o kariyersiz, vasıfsız, kendini bile geliştirememiş insanlar yüzünden evlilikler korkutucu.
bakire arayanlar, 30 dan yukarıya bakmayanlar, fizik arayanlar, statü arayanlar, para arayanlar, hizmet arayanlar hep sonunda pişman olmuştur. dna larla uğraşanlar, bakire evlenip kazım a kaçanlar, en ufak sıkıntıda sözünden dönenler zaten belli değil mi en baştan melek olanların sonra evrileceği.
aklı başında, net, ne istediğini bilen belli bir olgunluğa erişmiş onca kadın ve erkek var. bir imza ile senin olacak onlarca insan varken bu ciddi yolda 'yol arkadaşı' seçen çok nadir.
Adam olan erkek aileye bağlı, sorumluluklarını bilen, gücünü sadece ailesini, kadınını, çocuklarını korumak için kullanacağını bilen, değişmeyen tek şeyin efendilik olduğunun bilincinde otokontrol sahibi bireydir.
mizojinist bir diğer adıyla maskülist aslında kız çocuklarının diri diri gömüldüğü kuşağın geleneklerini çağımıza taşımıştır. zaten ilk çağda bile mevcut olan bu ideoloji 1970 lerde çıkan feminist yaklaşımları kötüler ve ilk çağ düşüncelerini insanları da bu yönde kışkırtarak yansıtır.
Bu tarz erkekler sadece annelerinin masum olduğunu diğer bütün kadınların vajinadan ibaret olduğunu, onlara dağıtılan pedi bile alacak kadar ucuzdur. fizyolojik farklılıkları görmezden gelir, kadının özel haklarından da yararlanmak ister. ancak kadın istediğinde karşısına bizde de aynısı oluyor diyerek karşı çıkar.
oysa ne feministlik ne de maskulistlik bizi kurtarabilir.
önce insan hakkını adilce savunmak bunun tek çözümü olsa da, hala ezilen, kadın erkek farketmeksizin hakları elinden alınmış insanları cinsiyet düşmanlığına çekiyorlar. cinsiyet eşitliği de aslında insan hakları için önemlidir. Kadın ve erkek sorumlulukları farklı olsa da her konuda aynı haklara sahip olamayabilir.
örneğin hala bekaret konuşulan bu çağda evlendim 2 ay sonra ayrıldım nafaka niye ödüyorum diyen bir erkek bir sonraki evliliğinde bekaret yüzünden sorun yaşaması muhtemel olan kadına ister istemez destek olabilir. Bu da evliliğe karşı devletin sağladığı bir güvencedir. eğer bu tarz olayları devlet kontrol altına almasa hiçbir kadın evlenmez ve soybağı denen kavram oluşmaz. aileyi korumak için bazı kanunlar iki tarafın lehine olur ancak toplumu da unutmayacak şekilde düzenlenir. örneğin çocuk doğdu ayrılalım çocuğu ver olamaz çünkü 3 yaşına kadar çocuk anneye muhtaçtır. o arada çalışamayan kadının çocuğuna
bağlanan nafakaya bile itiraz eden baba sadece sperm bırakmıştır öyleyse. Ya da 50 yaşına kadar evde otur çalışma denen bir kadın boşanmadan sonra mağdur olacağı için işe alınması düşük olacağı için de devlet nafaka bağlatır.
aslında erkeğe de bağlanıyor örneğin şehrini değiştirip eşinin holdinginde ceo ya da müdür olan adam boşanınca işinden olacağı için kadın ona nafaka bağlar.
maalesef mizojinist ve maskülistler erkekte tecavüze uğruyor, erkekte öldürülüyor, erkek nafaka bağlıyor demek yerine iki tarafında istediklerinin aynı olduğunu anlayabilse insan haklarında büyük seviye atlayacağız. y kuşağı başlatacak, z kuşağı devam edecek alfa ve beta bizim yaşadığımız kurban pozisyonunda olmayacak örümcek beyinlerden çıkabilirsek.
beton gibi kadınlara beton gibi erkek yakışır. doyuramayan, yetiremeyen, kolları ile sıkamayan, 80 90 kiloyu duvardan duvara savuramayan, ezmeyen, ezilmeyen erkekte ımmm ne bileyim.
çükü küçükse haklı bir durum. sadece sperm bırakmaktan başka işe yaramayan erkeğin parasızı anasına bile hayırsız evlat.
hepsi aynı zaten. hiçbiri 24 saat sevişemiyor. o yüzden 1 paralı kenarda dursun, 3 5 yedek olmalı ki gün aktif geçsin makinalarla. ooo yeah. sakin olun bebeklerim
bekarete fazla önem verenlere söylenecek söz. bakire karısı üç çocuğu başkasından olan mı dersin, evliyken kazım a kaçan mı dersin, tecavüz, aldatma gibi olağanüstü bir durum yoksa cuk oturur bu söz bu tarz durumlara.
nolmuş vajina ölmüş mü, çük yamuluyor mu sevişince? vajina nefessiz mi kalmış, erimiş mı ne olmuş?
bunu bir de annenize babanıza soralım bakalım bitmiş mi duruyor mu?