lionheart
728 (leziz)
ikinci nesil yazar 2 takipçi 54.55 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bütün insanlardan arzumuz vardır

    1.
  1. asik ali cemali ye ait bir türkü.
    1987 yilinda selda bagcan yürüyorum dikenlerin üstünde adli albümünde seslendirmistir.

    Bütün insanlardan Arzumuz Vardır
    insan Birliğine Zor Demesinler
    Gerçekler Nerdedir Haberimiz Var
    Haktan Gayrısına Yar Demesinler

    Dünya Aydınları Siyaset Tutsun
    insan Aleminden Cehalet Gitsin
    Senlik Benlik De Ne Kavgalar Bitsin
    Şu Koca Dünyaya Dar Demesinler

    isavi Musevi Muhammediler
    Doğu Batı Kuzey Hem Güneyliler
    Gerçekler Öncüsü Bunca Veliler
    Yollar Buzlu Dağlar Kar Demesinler

    Bu Dünya Doludur Dolu Nimeti
    insanlığın Huzur Barış Cenneti
    insanlığa Hizmet Bunca Serveti
    Silahlar Yaparak Kâr Demesinler

    Ali Cemali Der insan Olasın
    insanlık Vasfında Yerin Bulasın
    insan Ektiğini Biçer Bilesin
    Doğru Görenlere Kör Demesinler

    dinlemek isteyenler icin baglanti: http://video.mynet.com/bayw/Selda-Bagcan/341158/
    1 ...
  2. umut altınçağ

    1.
  3. umut yuklu bahar, dusler vadisi ve mevsimsiz kar adli 3 albumu vardir. ilk iki albumunde siyasi gorusunu on plana cikarmistir. son albumu olan mevsimsiz kar ise farklidir, siyasi bir icerigi yoktur. dusler vadisi albumundeki bir cocugun seslendirdigi gulasor adli siir dinlenesidir. mevsimsiz kar adli parcasinin sozleri de ayricana hostur.
    *
    *
    3 ...
  4. bulvar iti

    1.
  5. bir hasan hüseyin korkmazgil siiridir.

    "ne zaman sevmek desem bir tedirgin bulvar iti gecede
    biraz müzik biraz içki ve çok çok resim
    kim sarmalar bu bebeği
    kimler taşır bu ölüyü belirsizliğe
    nerelerde kalır gözüm/nerelerden döner sesim
    bu ne biçiim hayvan ki bu/beslenir acılardan
    tohum atar kuşaklara kan göllerinde
    bu ne biçim oyun ki bu/gizlenir gölgesine gerçeğin
    mutluluklar aranır ateş çemberlerinde

    bir umarsız bulvar iti vitrin ışıklarında
    anladım ki birdenbire/kopmuşum toprağımdan
    kopmuşum masallara süt emziren akşamlarımdan
    köklerim orda sızlar/yapraklarım bulvarda
    resim diye duvarlarda müzik diye ıslıklarda
    o çıldırtan deniz orda/balıklar tablalarda
    özlemek orda kalmış özlemi sevmek burda
    ferhat'sa mendil açmış dileniyor güvenparkta

    taradım bütün sözlükleri aşka yer yoktu
    bir kaygulu bulvar iti karanlık çıkmazlarda
    koşuyordu masallarda/koşuyordu imgelerde
    başka yer yoktu
    başımdaki ağrı sendin sesimdeki kuşku sen
    ne düşünsem dört boyuttu ne ağrısam dört boyut
    kopmak belki bir ülkeydi tutkular eski zindan
    heerkes kendi bukağısının tutkulu demircisi

    bu evleri bizmi yaptık bu yolları bizmi çizdik
    ölümlerden bizmi kaçtık bizmi düştük ölümlere
    senleştirip giriyorum koynuna gecelerin
    senleştirip açıyorum gözlerimi sabaha
    bir şey eksik biliyorum bir şey artık sen değil
    şafak diye söken sendin sendin gülen penceremde
    çayımdaki bahçe sendin içkimdeki bulut sen
    içimdeki kuş sürüsü çabamdaki arılardınnere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
    sen sahi niçin yoktun

    senleştirip biniyordum külüstür taşıtlara
    senleştirip okşuyordum osmanlı sokakları
    kan bulaşmış caddeleri ölülerli alanları
    tepelenmiş çiçekleri kanatılmış mavileri
    senleştirip seviyordum bütün çirkinlikleri
    telefonlar sensin diye koşturuyordum
    kanıyordum
    sensin diye karanlık çağrılara
    susuyordum senleştirip kahpelikleri
    nere gitseem karşımdaydın ama sen yoktun
    sen sahi niçin yoktun

    duruyordum seni sanıp yangın çığlıklarına
    yaşaamak belki buydu belki de öbür yüzü
    unutmaktı belki güzel aramaktı belki sevmek
    belkideki varsıllıktı kesindeeki yoksulluktu
    yitirmek buydu belki yakalamak belki bu
    bu kafesi biz süsledik biz aldandık bu süslere
    içimdeki sızı sendin yüzümdeki merak sen
    gitmelerden beklediğim kalmalardan korktuğum
    nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
    sen sahi niçin yoktun

    ikibulvar itiyiz biz reklere dolaşmışız
    ağzımızda ölüm tadı tüylerimiz kanlı çamur
    ikimiz iki yandan bir koca yanlızlığı
    bir amansız şaşkınlığı ikimiz iki yandan
    dolaştırıp duruyoruz eski zamanlar gibi
    müzelik bir inanmanın ören kapılarında

    anlamamak elde değil anlamaksa soykırım
    uçup uçup düşmek kalır inanmaklardan
    kelebekler konuyor yaşlı salyongozlara
    ölülerin gölgesinde diriler güneşleniyor
    yakın artık gemileri köprüleri atın artık
    kim ne derse desin vazgeçin onarımdan

    ne seçilen renklerdeyiz ne gidilen yerlerde
    danışıklı gözyaşları yapmacık mutluluklar
    soykırımsaal bir çoğalma solucanımsı bir eşleme
    bir yanımız doğum evi bir yanımız hiroşima
    iki bulvar itiyiz biz koşulların kölesiyiz
    zincir sesi duydukça sızlar bileklerimiz

    bir kenti tanır gibi tanıdım seni ancak
    eetine değdi etim/otuzaltı onda yedi/çok değil
    elini buldu elim/otuzaltı onda yedi/çok değil
    öptüm seni/otuzaltı onda yedi/dudaklarından
    bir kenti yaşar gibi yaşadım seni ancak
    yaşamadım kendimi

    ellerin ellerimdeydi ellerin yoktu
    gözlerin gözlerimdeydi gözlerin yoktu
    iki portre gibi yanyanaydık albümde
    uykunda sevmiştin haberin yoktu
    bir kaçağı tanır ggibi tanıdım seni ancak
    tanımadım kendimi

    şarkılarda buldum seni yitirdim
    yılgılarda buldum seni yitirdim
    resimler bir türlü konuşmuyordu
    fotoğraflar kaçıyordu ben yaklaştıkça
    bir yalanı anlar ggibi anladım seni ancak
    anlamadım kendimi

    evin de mi yoktu senin sokağındamı
    adresini silip silip yazıyorlardı
    düşlerin türkçe miydi hotantoca mı
    çincee mi arıyordun eskimoca mı
    herkesste mi arıyordun ne arıyordun
    neden öyle gülüp gülüp yaşlanıyordun
    bir yüzünü buluyordum öbün yüzün yok
    birçizgini buluyordum öbür çizgin yok
    olgörüp gelmiyordu adın fırçama
    düş müydün düşüncemi anlamıyordum
    uzattıkça ellerimi dağılıp gidiyordun
    kendimden korkuyordum yoksa yokmuydum

    binlerce göz binlerce yüz binlerce biçim
    aradığım yerde yoktun sormadığım yerde var
    etimdeki acı sendin kanımdaki kuşku sen
    nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
    sen sahi niçin yoktun

    SEN
    SAHi
    NiÇiN
    YOKTUN?"
    1 ...
  6. mircea lucescu nun tekrardan besiktas a gelmesi

    1.
  7. cogu besiktasli nin aklindan gecenin basina gelmesidir. kolpa basin in haberlerine cok inanilmasa da, ntv spor un verdigi habere göre;

    "Metalist karşısında ağır bir yenilgi alarak Avrupa defterini erken kapatan Beşiktaş'ta fatura Ertuğrul Sağlam'a çıkarıldı. Yönetimin, pazartesi günü Hacettepe maçının ardından, genç çalıştırıcının yerine Mircea Lucescu'nun getirildiğini açıklaması bekleniyor."

    (bkz: demirören istifa)
    2 ...
  8. gizli tanım

    ?.
  9. yapilan tanimlarin entrynin akiciligini bozdugunu düsünen yazarlarin yapabilecegi tanim seklidir. yildizli tanim olarak da adlandirilabilir. özellikle ayar verme cabasi ile girilmis entryler icin uygundur.

    örnek vermek gerekirse;

    baslik: telliogullarispor taraftarlarinin actigi pankart

    entry: bu da size kapak olsun. lütfücüm ellerine saglik. *
    0 ...
  10. fetullah gülen e haccın yasak olması

    1.
  11. prof. dr. erdal atabek in yazisinda cevapladigi sorudur.

    "Fethullah Hoca, bu kadar dindarligina ragmen HACI degildir.
    Mekke'ye de Medine'ye de, KESiNLiKLE, giremez.
    Neden mi ?
    Şeriat kanunlarına göre, Fethullah hoca ŞEYH statüsüne soyunduğundan ve müritleri olduğundan, Suudi Arabistan sınırları içerisinde ele geçirilirse, hemen katledilir.
    Çünkü; islamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhlere ve / veya tarikat liderlerine yer yoktur.
    Özetle, Allah ile kul arasina kimse giremez !!
    BUGÜNÜN YOĞUN GÜNDEMiNDE ÖNEMi DAHA DA ARTTI.
    Uyandırın
    Korkmayın heryerde konuşun konuyu siz açın
    Takside taksiciye konuşun
    Apartmanda kapıcıya konuşun
    Sakallı gazete bayinize konuşun
    Eve gelen gündelikçiye konuşun.

    Anlatın eğer Fethullah dindarsa peygamber gibi ise neden Amerika'da yaşıyor ?
    Neden Mekke'de Kabe yakınlarında bir malikanede değil de
    Amerika'da FBI çiftliğinde.

    Söyleyin bu zat değilmiydi 25 yıl o cami senin bu cami
    benim salya sümük ağlayarak FAiZ haram diyen ?
    Sorun kapıcınıza peki BANK ASYA nedir ?

    Önce alıştırmanız gerekir.
    Görüntüye.
    Seslere.
    Hareketlere.
    Sessizliğe.
    Çevrenizde olup bitenlere.
    Yavaş yavaş alıştırırsınız.
    Alışırlar.
    Türbana.
    Çarşafa, peçeye.
    Taşyapı'ya.
    Oğulların gemilerinin olmasına.
    Çocukların televizyon kurmasına.
    Yakınların yolsuzlukları na.
    Sevgililere alınan evlere.
    Çokeşliliğe.
    Erkeklerin, kadınların ayrı ayrı oturmasına.
    Ramazanda öğle yemeği verilmemesine.
    Beyaz takkeyle gezenlere.
    Hem de öyle alışırsınız ki size çok doğal gelmeye başlar.
    Bizde böyle deyip geçmeye başlarsınız.
    'Galiba demokrasi bu da biz mi anlamıyoruz?' diye
    kuşkulanırsınız.
    Sonra da uyuşursunuz.
    Yavaş yavaş uyuşursunuz.
    içinizden bile tepki duymaz olursunuz.
    'En az üç çocuk yapın' derler, dinler geçersiniz.
    'Bizi azaltmaya çalışıyorlar' derler, gülme duygunuz
    bile kaybolmuştur.
    'Batı'nın ahlaksızlığını aldık' derler, öyle dinler
    durursunuz.
    Uyuşturmuşlardı r sizi.
    Bir yandan Çanakkale zaferini kutlarsınız.
    Öte yandan Çanakkale savaşını yıllar sonra
    kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz.
    Başbakanınız planlarını Amerika'ya açıklar.
    Siz burdan dinlersiniz.
    Amerika Ankara'yı işgal etmektedir.
    Siz ingilizce öğrenmeye çalışırken durumu
    göremezsiniz.
    ***
    Alışırsınız ve uyuşursunuz.
    Geçmişe dalıp gitmişken,
    geleceği kaybetmekte olduğunuzu fark edemezsiniz..
    Plan da bunun için yapılmıştır.
    Önce alıştırma.
    Sonra uyuşturma.
    Yüzünüze demokrasi derler, arkanızdan gülerler.
    Yüzünüze çokkültürlülük derler, arkanızdan bölerler.
    Yüzünüze değişim derler, arkanızdan soyarlar.
    Yüzünüze gelişim derler, arkanızdan bakarlar.
    Alışırsınız.
    Uyuşursunuz.
    Tehlikenin farkında mısınız?
    Önce Alıştırma - Sonra Uyuşturma... "
    43 ...
  12. anne evde yokken mutfak lavabosunda ayak yikamak

    1.
  13. mutfak lavabosunda eli dahi yikamanin anneyi isyan ettirecegi bir ortamda bunu yapan insan olamaz. oldu olacak ayaklari da bulasik kurulama beziyle kurut.

    + ohhh, mis gibi oldular walla ha!
    - * yavriieeemm ne ediyon orda sen?
    + sey anne, ayagim lavaboya girdi de, ondan yani!?
    - aman yavriiem coraplarin da islandi mi?
    + !?!
    10 ...
  14. psikolojik fren

    1.
  15. hem psikoloji hem trafik literatürüne kazandirmis oldugum yeni terim. *
    bu fren cesidi sadece acemi sürücülerin arabasinda görülür ve yanda oturan yolcu tarafindan gerceklestirilir. acemi soforun arabasina bir sekilde binilmistir ve artik dönüsü yoktur. bir sekilde o yol gidilecektir ve arabanin hareketlendigi her an kabus kaldigi yerden devam edecektir. hele bir de acemi soforumuz biraz hizlandiysa ve artik yavaslamasi gerektigine inaniyorsaniz psikolojik fren in tam zamanidir. ayak, olmayan fren pedalina gider ve tüm gücle ileri itilir ve arabanin durmasina yardimci olunur. * arabadan inildiginde ayak uyusmus olur ve sag el de kapi kolunu sikmaktan tutmaz olmustur. hayirli olsun, artik psikolojik bir sakat olmussunuzdur.

    acemi söforün durumu farketmesi ise pek hos olmayacaktir;
    * *

    acemi: hayirdir abi gerildin birden?
    yolcu: yooo, ama biraz yavaslasan iyi olacak gibi
    acemi: ehe, dösemeyi biraz daha ittirirsen freni ayaginla yapican zaten
    yolcu: pardon ya, farkinda degilim
    acemi: bari ön tekere koyma ayagini, takla attirican, ahahha.
    1 ...
  16. yari ingilizce yari turkce basliklar

    ?.
  17. ingilizce bilmeyen yazarlarin anlamakta zorlanacaklari basliklardir. ayrica basligi acan yazar kisisinin türkcesinin yeterli olmadigina da delalettir. biraz sonradan görmelik de olabilir. türkcemize yapilmis kötülüklerdendir.

    ayrica, kanimca istisnai durumlar haric bu tür basliklarin acilmasi yasaklanmalidir.
    1 ...
  18. sözlüğün vazgeçilmezleri

    1.
  19. sozlukte daima bulunan, ne sozlugun ne yazarin ne de okuyanin vazgecemedikleridir.

    - futbol ve fanatiklik dolu tükürükler sacarak girilen entryler,
    - siyasi görüsünü belirtirken karsi görüslerle dalga gecilen entryler,
    - uyarmak icin degil ayar vermek icin girilen entryler,
    - sonu "demek" ile biten basligin altina ne diyem mahmut mu diyem yazmak,
    - ayarmatik arkadaslarin verdigi ayarlardan sonra vurmayin öldü yazmak,
    - seovi
    - bilgi iceren entryi oylamamak,
    - cinsellik konusundaki fantezileri baslik olarak acmak,
    1 ...
  20. ibne yazar bakinizi

    1.
  21. cinsel tercihleri farkli olan yazarlarin verdigi bakinizlardir. Farz i misal;

    (bkz: kart sensin postal da bana girsin)
    2 ...
  22. futbol takimlarinin ve taraftarlarinin analizleri

    ?.
  23. sozlugumuzde cok fazla yaygin olan ve özellikle son aylarda etkisini fazlaca hissettirmis olan analizlerdir. sol cercevede görülen basliklar ve icindeki cocukca entryler uludag sozlukten soguma sebeblerine adini altin harflerle yazdirmaktadir.

    özellikle dar bakis acili yazarlarin seviyesiz tartismalari nedeniyle kalitenin düstügüne inaniyorum. önceden de bu sözlükte taraftarlar birbirine takilirdi ancak simdi olay cigrindan cikti, hakaretler havalarda ucusuyor.

    (bkz: besiktas ile fenerbahce arasindaki farklar)
    (bkz: galatasaray ve fenerbahce taraftarlari arasindaki farklar)
    (bkz: kimin ki daha uzun)
    (bkz: biri koyar öteki kacar)
    (bkz: yeter artik)

    edit: bugun 2 nisan ve bu sözlük bugun gördügü kadar igrenclik görmedi herhalde. agzindan salyalar akitarak yazanlar mi dersin, agiz dolusu küfür edenler mi dersin...
    kararliyim her igrenc baslik ve entrynin altina bunun bakinizini vericem, belki okur da utanir o yazilari yazanlar...
    2 ...
  24. dar bakis acili yazarlar

    1.
  25. hayata at gözlükleriyle bakan yazarlardir. hep belirli konularda entry girerler; bu kah futbol olur, kah popüler kültür olur... en begenilen entrylere ve anlasilmayan entrylere bakildiginda tek konu ön plana cikar. bu tarz bir yazar olmaktan kurtulmanin yolu ise farkli konulara ilgi duymak ve okumaktan gecer. siyasi görüsü ne olursa olsun her gencin bilincli bir siyasi görüsü olmalidir, tepkili olmak lazimdir, koyun olmamak lazimdir.
    4 ...
  26. 2 mart 2008

    1.
  27. besiktas in hem basketbol hem de futbolda puan farkiyla liderlik koltuguna oturdugu gundur, ayni zamanda iki bransda da ezeli rakiplerini yenerek bunu basarmistir. hayirli olsundur.
    bir de hükümetimizin, futbol konusulmasi nedeniyle bir günü daha atlattigi * gündür. *
    1 ...
  28. 27 şubat 2008 beşiktaş çaykur rizespor maçı

    1.
  29. 16:00 da baslayacak olan türkiye kupasi ceyrek final 2.maci.
    2 ...
  30. erdogan teoremi

    ?.
  31. matematik biliminde cigir acmis olan teoremdir, t.c. basbakani olan rt erdogan a aittir. isin ilginc yani teoremi kendisinden baska kimse anlamamistir, sanirim cok ustun bir zeka gerektiriyor. Teorem sudur:

    "Bu seçimlerde yüzde 84 oy kullanılmıştır. AKP bunun yüzde 47'sini almıştır. Yüzde 100'ün üzerinden bunun hesabını yaparsanız, AKP'nin aldığı oy yüzde 55.4'tür."

    Koca Türkiye Cumhuriyeti ni yoneten bir kisinin ilkokul 3. sinif ogrencilerinin bile yapmayacagi bu hatayi yapmasi insani uzmektedir dogrusu, ustelik diger kirdigi potlar gibi bir anlik soylenen laf da degildir, daha onceden itinayla (!) hesaplanmistir.

    ismini altin harflerle matematik bilimine kazimayi basarmistir basbakanimiz. siyaset tarihine zaten altin harflerle ismini yazdirmisti, gurur duyuyoruz. halkimizin % 47 si gururunu tescillemistir... yoksa % 55.4 ü mü demeliydim?
    1 ...
  32. 12 temmuz 2007 emin colasan in yazisi

    1.
  33. Hurriyet gazetesi yazari emin colasan in 12 temmuz da akp hukumeti donemine ait ekonomik verilerden bahseden yazisidir. emin colasan in ne kadar iyi bir gazeteci veya ne kadar duzgun gorusleri oldugu tartisilir fakat bu yazisinin yorumdan cok rakamlara dayanmasi yaziyi okunmaya deger kiliyor.

    "ibret belgesi rakamlar

    GAZETEMiZiN yazarı Prof. Dr. Şükrü Kızılot, ekonomide AKP iktidarının halkı kandırmaya dönük masallarını rakama dökmüş. Bunlar devletin resmi rakamları.

    Ancak iktidarın masallarından, pembe tablolarından çok farklı. Biraz bol rakamlı olacak ama okumaya değer. Her biri ibret belgesi. Kısaca özetliyorum:

    AKP iktidar olduğunda cari açık (Türkiye ye gelen dövizle çıkan döviz arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 1.5 milyar dolar. 2006 Aralık rakamı ise 3l.5 milyar dolar. Artış oranı yüzde 2 bin. Bu döviz açığı ağırlıklı olarak sıcak para denilen (kara para dahil) emanet para ile karşılanıyor. Riski çok büyük.

    Dış ticaret açığı (ithalatla ihracat arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 15 milyar dolar. 2006 Aralık ayında ise 53 milyar dolar. Artış oranı yüzde 241.

    AKP iktidar olduğunda Türkiye’nin toplam borcu 222 milyar dolar. Bugün 400 milyar dolar. iç borçta artış yüzde 114, dış borçta artış yüzde 64.

    AKP iktidar olduğunda kişi başına borç 3187 dolar. Bugün 5458 dolar. Doğan her çocuk bu miktar borçla doğuyor. Artış yüzde 71.

    Özel sektörün dışarıya borcu 2002 Aralık ayında 44 milyar dolar. Bugün dışarıya borcu 126 milyar dolar. Artış yüzde 187.

    Ailelerin bankalara borcu 2002 Aralık ayında 4.3 milyar YTL. 2007 Mayıs itibariyle bu rakam 24.4 milyar YTL. Artış oranı yüzde 467.

    Tüketici kredilerinde 2002 Aralık ayı rakamı 2.3 milyar YTL. 2006 Aralık ayında 45.5 milyar YTL. Artış korkunç: Yüzde 1878. Halkımız borçla yaşar duruma getirildi. Ayrıca kredi kartı borçları toplamı 2002 de 4.3 milyar YTL. Geçen yıl 21.2 milyar YTL. Artış yüzde 393.

    Yabancılara özel ayrıcalık: Temmuz 2006 da yabancıların devlet tahvili, Hazine bonosu ve borsa kazançlarının vergisi yüzde 15 ten sıfıra indirildi. Yabancılar vergi ödemiyor, Türkler bu gelirlere yüzde 10 vergi ödüyor.

    Yabancı sermaye üretken ve ihracatçı olmayan sektörlere geldi. iş olanağı yaratmayan hazır tesisler yabancılara satıldı ve Türkiye bu parayla yönetildi. Bankalar, limanlar, havaalanları, Telekom, Petkim, araziler...

    AKP iktidar olduğunda bankacılık sektöründeki yabancı payı yüzde 3. Bugün itibariyle yüzde 42. Artış oranı yüzde 1300. Cüzdanımız, evimiz, paramız, yabancıların denetimine girdi. Aynen borsamız gibi! Şu anda borsanın yüzde 7l i yabancıların, sıcak paranın, kara paranın emrinde.

    AKP iktidarı, rantiye kesimi ihya etti. Yabancıların 2002 de borsaya yatırdığı her bin dolar, şu anda 3586 dolar oldu. Dolar bazında kazanç oranı yüzde 259. Böyle bir örnek dünyada yok.

    Esnaf zulüm altında. AKP iktidarından bugünkü rakamlara karşılıksız çeklerde artış yüzde 102, protesto edilen senetlerdeki artış yüzde 204.

    Pek çok işyeri kapandı. Bu ne biçim büyümedir ki, AKP iktidar olduğunda 8 milyon olan vergi yükümlüsü sayısı, 2006 yılı sonunda 470 bin azalarak 7 milyon 530 bine indi.

    Türk halkı, beş yıl boyunca dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandı.

    Pembe tablolar, büyümeler falan filan işte böyle!"
    2 ...
  34. gökmen özdenak ın küfür etmesi

    ?.
  35. turgay seren in ali samisinden sonra telegol de yasanan ikinci küfür olayidir. adamlar küfür etmeden duramiyorlar, laf agizlarina kadar geliyor orada biraz gevelenip zorla cikabiliyor. ani yasamak icin:

    0 ...
  36. fethullah ve akp hukumeti

    1.
  37. girift bir yapi olusturarak türkiye nin gelecegini karartabilecek olan ikili. tek tek verdikleri zararlar yetmezmis gibi simdi ayni bunyede bulusmuslardir. veya baska bir bakis acisindan soyle de yorumlanabilir: fethullah iktidari ele gecirmistir ve halkin önüne akp hükümeti olarak cikmistir.

    fethullah ve akp hükümetinin birlikteligi bir iddia degildir, gercegin ta kendisidir, zira bu durum akp bakanlarindan biri tarafindan ilan edilmistir. "kanundisi okullarin kapatilmasi" ile ilgili hazirlanan yasa tasarisi meclis gündemine sunulmus, fakat fethullahcilarin baskisi nedeniyle bu yasa tasarisi geri cekilmis. yasa tasarisini hazirlayan bakan ise bunu kendine yapilan bir hakaret olarak kabul etmis ve fethullahcilara karsi oldugunu ifade etmis. bu durum, hükümetin verdigi kararlarda fethullahcilarin ne kadar etkili oldugunu cok acik bir sekilde ortaya koymustur.

    fethullahin hükümet üzerindeki etkisi yalnizca bu kadar dolayli yollardan da olmuyor ayrica. kadrolasma denen türkiye nin basina her zaman bela olmus olan illet, akp hükümeti nde hat safhaya cikmistir. zira il milli egitim müdürlüklerinden, okul müdürlüklerine, personel seflerine kadar inmistir kadrolasma faaliyetleri. egitimin onemini ne kadar iyi kavradigini mille egitimde yaptigi kadrolasma calismalariyla gostermistir akp hükümeti.

    ister fethullahci olun, ister akp yi destekleyin, ister chp yi destekleyin, ister banane diyin; ortada bir gercek var ki o da; türkiye nin gelecegi bu insanlarin elindeyken, ne biz yatagimizda rahat uyuyabiliriz ne de atamiz mezarinda.

    o yüzden herkese atatürk ün bursa nutkunu hatirlatmak isterim;

    "türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!"
    3 ...
  38. sosyal isinma

    ?.
  39. en az küresel isinma kadar tehlikleli olan bir isinma türüdür. türker alkan tarafindan kullanilan bu terim, ülkemizdeki suc artisini betimlemek amaci ile kullanilmistir. ülkemizdeki asayis suclarinin artis orani % 61 dir. bu oran bu degerini korursa hapishanedeki insan sayisi disardakileri gececektir. * bu sosyal düzensizligi durdurmak icin bir an once hükümet ve emniyet teskilati gereken onlemleri almalidir.
    0 ...
  40. hangman

    1.
  41. adama dönmek

    ?.
  42. cin de tuvalet sorunsali

    1.
  43. cin denen dünyanin en kalabalik ülkesinde umama acik yerlerde yasanan sorundur. zira umumi tuvaletlerde, insanlar bir dizi seklinde siralanaraktan, arada hicbir duvar, perde gibi engel olmadan hacetlerini giderirler. kültürel farkliliktan kaynaklanan bir anlayisin ürünü olsa gerek.

    cekik gözlü kardeslerimizin aralarinda gecen muhabbetler de merak konusudur dogrusu.

    - selaminaleyküm,
    + aleykümselam,
    - büyük mü?
    + evet haci, senin ki?
    - benimki de.
    + allah kolaylik versin.
    - sagol sana da.
    + iiiii, apppppp.
    - kabiziz galiba, heuheue
    + sen de masallah patir patir, sürrealist takilmissin.
    - hehe, benim bitti, al su götti yikarsin.
    + eyvallah.
    3 ...
  44. bakmak serbest ama görmek yasak

    1.
  45. kisinin sevgilisine koydugu yasaktir.
    0 ...
  46. el kapatmak

    ?.
  47. ayni zamanda 66 adli iskambil oyununda karsi tarafi hapsetmeye denir. kapalisin dendikten sonra, kozlar tek tek cekilir.
    0 ...
  48. kız bisikleti

    1.
  49. kizlar tarafindan kullanimi daha rahat olan bisiklet türüdür. erkek bisikletlerinde gidondan selenin altina giden yere paralel boru, kiz bisikletlerinde gidondan yere dogru yaklasarak selenin daha alt kismindaki bir bolgeye gider. etekle bisiklete binmeyi daha rahat kilar.
    1 ...
  50. ideas

    1.
  51. cad * programı. kullanımı bircok cad programına göre daha kolaydır. fiyatının cok yüksek olması sebebiyle endüstrideki kullanımı cok yaygın degildir, akademik ortamlarda daha cok karsımıza cıkar. kuvvet analizi kısmı cok iyi sonuclar vermeyebiliyor. ayrıca yapılan işlemlerin goruldüğü history * bölümü de pek kullanışlı değildir.

    (bkz: catia)
    (bkz: ansys)
    0 ...
  52. finite elements method

    1.
  53. sonlu elemanlar yöntemi

    1.
  54. incelenecek olan malzemeyi sonlu sayıda parçaya böldükten sonra analiz etme yöntemidir. makine mühendisliği bölümünün en zor derslerinden birisidir ayrıca.
    (bkz: finite elements method)
    0 ...
  55. türkiye de gelir dağılımı

    1.
  56. türkiye de gelir dagilimi cok dengesizdir. eger bir gelir dagilimi skalasi yapilirsa, skalanin en basi ile sonu arasinda cok büyük bir ucurum olusur. türkiye, dolar milyarderleri sayisinda altinci sirada bulunmasina ragmen, gayrisafi milli geliri cok düsüktür. * türkiye de dolar milyarderi sayisi arttikca skala yalniz zenginlik tarafindan ilerlemiyor ayni zamanda fakirlik tarafindan da ilerliyor. cunku türkiye nin politikalari ve ekonomik yapisi zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasina yol aciyor. bu durum da gelir dagilimindaki dengesizligin artmasina neden oluyor.
    0 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük