herkes bir şeyler söyler hakkında. ama onu tanımlayan bir kelime vardır ki anlamını çoğumuz unutmuşuzdur. o sıfatı taşıyan kişi neredeyse kalmamıştır. ahmet kaya insandır.
eğer aşktan kasıt bir kişiye olan aşk ise, maddileşmenin tavan yaptığı ve maneviyatın yani duygularınsa ayaklar altında ezildiği günümüzde bir hayli zor olan durum. ancak üstün nitelikte kalplere sahip kişilerin gormeden birbirine aşık olması sonucu mutlu sona ulaşabilecek durumdur. kaldı ki bugün msn konuşmalarının beşinci dakikasında cam açarmısın sorusu sorulur, bu da insanlar tarafından dış güzelliğe verilen önemi gözler önüne koymaya yeterlidir.
anlatımıyla insanları başka dünyalara götüren, ses tonuyla kendine hayran bırakan radyo sunucusu. radyo 35 te yaptığı ömer köroğlu ile vesaire programını şimdi radyo ege de sürdürüyor. eğer aşıksanız kesinlikle dinlemeniz gereken birisi. ama bazen insanı intihara sürükler. bir kere dinleyen müptelası olur.
grafiklerin belli bir senaryo doğrultusunda canlandırılması işlemidir. hareket her zaman insanların ilgisini çeker ve eğlendirir fakat animasyon işlevi eğlendirmekten ibaret değildir. içinde yoğun mesajlar taşıyabilir, tasarımı ilginç kılar ve özgün bir nitelik kazandırır.
içindeki zeka oyunları ve belli ülkelere yaptığı göndermelerle izleyenlerin aklını alan anime. 2010 yılında britanya imparatorluğunun japonyayı işgal etmesiyle başlayan ve britanya nın kovulmuş prensi lelouch v britanya nın v for vendetta edasında özgürlüğe giden kapıyı açmasını anlatır.
ski japonya da soylu askerlere verilen isimdir. onları özetleyecek kelime onur olabilir. son anlarına kadar efendilerine yakışır bir asker olup onurlu bir ölüm için yaşarlar. aikido samurayların bulduğu bir savunma sanatıdır. samuraylık imparator meiji tarafından 1876 da kaldırılmıştır. bu devirde efendisiz kalan bir çok samuray harakiri yaparak intihar etmiştir. bunun en iyi örneği son samuray filmidir. film de gerçek olaylar anlatılmıştır.
(bkz: son samuray)
(bkz: harakiri)
amerika kıtasında yaşayan bir yerli kabilesidir. 6000 kişilik nüfusları ile amerika birleşik devletleri ne karşı bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. soykırım nedeniyle dava açmalarına rağmen usa dan "sonuna kadar öldürmedikçe soykırım sayılmaz!"cevabını almışlardır. sioux olarak da bilinirler.
ilki 1954 yılında yapılan o zamana kadar yapılmış en teknoojik film olan sonra japonların sınır tanımayan hayal güçleriyle seri haline gelen, bir yerde japonların korkularını dile getiren film serisidir. çünkü ilk film amerika nın nükleer testini konu alır devamında godzilla king kong la kapışır ve bu böyle sürüp gider. godzilla bilim kurgu ve fantasrik film türünün ilahıdır, kilometre değil ışıkyılı taşıdır.
(bkz: hastalıklı japon hayalgücü)
1954 godzilla, king of the monsters!
1955 godzilla raids again
1962 king kong vs. godzilla
1964 mothra vs. godzilla
1964 ghidorah, the three headed monster
1965 ınvasion of the astro monsters
1966 godzilla vs. the sea monster
1967 son of godzilla
1968 destroy all monsters
1969 all monsters attack
1971 godzilla vs hedorah
1972 godzilla vs. gigan
1973 godzilla vs. megalon
1974 godzilla vs. mechagodzilla
1975 terror of mechagodzilla
1984 the return of godzilla
1989 godzilla vs. biollante
1991 godzilla vs. king ghidorah
1992 godzilla vs. mothra
1993 godzilla vs. mechagodzilla 2
1994 godzilla vs. spacegodzilla
1995 godzilla vs. destoroyah
1999 godzilla 2000
2000 godzilla vs. megaguirus
2001 godzilla, mothra and king ghidorah: giant monsters all-out attack
2002 godzilla against mechagodzilla
2003 godzilla: tokyo s.o.s.
2004 godzilla: final wars
taraflardan birinin diğerinin sözlükte dikkatini çektiği, artı oy vererek flörtleşmenin başladığı, mesaj atarak ilk adımın atıldığı, facebook ve msn ile işlerin ileri aşamaya taşındığı ve gerçek hayatta görüşülerek aşkın başladığı aşk biçimidir. daha sonrasında karmalar coşar. aşkım bu yazara niye öyle yazdın diye kıskançlık tartışmaları çıkar. sonra romantik bir entry ile iş tatlıya bağlanır bu böyle devam eder.
türkiyedeki en kaliteli hizmeti en ucuza veren nadir otobüs firmalarından biridir. hele bir de express otobüsleri vardır ki normal otobüsten iki saat önce varırlar. hiçbir şekilde hizmette kusur etmezler. ilk koltuk altında prizi bu otobüslerde gördüm. cep telefonuyla basit bir üyelik sayesinde 5tl daha ucuza bilet de alabilirsiniz. üstelik puan da biriktirir. benim şu an bedava izmir e gidecek puanım vardır mesela.
bir uyarı cümlesidir, ürkek bir kalbe sahip olan birinin dilinden çıkan. sevme beni derler; çünkü asıl sevme beni diyen, aşık olmaktan korkar. daha önce incinmiştir çünkü o. kendini kapatır sevdalara ve 4 duvar bir hücrede mutlu olmaya çalışan bir mahkumu oynar. oysa ki mutsuzdur, karamsardır, yaralıdır.
çoğu zaman asosyallik ile karıştırılan ileri zeka nedeniyle topluma uyum sorunu olan kişilerdir. seri katil olma ihtimalleri yüksektir. en belirgin özellikleri empati kurabilme becerilerinin olmamasıdır.
arkadaşların bilgisayarlarını sırtlayarak, bir arkadaşın evinde toplanıp ağ üzerinde oyun oynadıkları partilerdir. genelde erkekler tarafından yapılır. tek başına yada internet üzerinden oynamaktan daha çok zevk verir.
tanrım unutmalı mıyım? hani bir çocuk vardı küçücük elleri ama kocaman kalbi olan. hani büyüklerin kirli, sapık ve azgın kalpleriyle bir anlık zevkleri için oynadıkları sonra hayat ışığını söndürdüklerini. o çocuğu unutmalı mıyım tanrım? peki en sevdiğim yiyeceği, dondurmayı yiyebilir miyim istediğim kadar? insanların bir tutam küflü ekmek için birbirlerini öldürdükleri bir dünyada hem de. peki tanrım gülmeli miyim? doğarken bile ağlamama rağmen, gülmeyi öğrenmeden ölenlere rağmen, bir tebessümün bile çok görüldüğü insanlara rağmen. ya da. ya da yaşamalı mıyım tanrım? yaşamalı mıyım bir insan hayatının parayla ölçüldüğü bir dünyada? yaşamalı mıyım ölmenin mi yoksa yaşamanın mı ceza olduğu belirsiz olduğu bir dünyada? ama özür dilerim. tek bir soru hakkım vardı. çok soru sordum değil mi? o zaman şunu sorayım. bütün bunlar olurken masum insanlara, çocuklara, sana inanlara, senden başka sığınacak kimseleri olmayanlara hiç mi vicdanın sızlamadı. senin de vicdanın var mı tanrım ? yoksa daha da acı çekebilsin diye sadece insanlara mı verdin vicdan denen şeyi? acaba insan olsaydın bu dünyada sen nasıl biri olurdun? galiba yine çok soru sordum. üzgünüm. sanırım bişey sormama gerek yok. cevabını zaten almışım. ya da cevaplar hiç bir zaman olmadı. çünkü cevaplara odaklanıyoruz, sorulara değil. eğer doğru soruyu bulursam soracağım tanrım. peki sen cevaplayabilecek misin merak ediyorum. saygısızlık ettiysem affet tanrım. ama bazen isyan etmek gerek, gerçeklerden sıyrılıp doğruları bulabilmek için.
