kıııııııııııh kıhhhhhhhhhhhhh gibi bir şey galiba. arapça seslendirmeye daha yatkın bi gülüşü var bu köpeğin. dakikalardır deniyorum; ama olmuyor. belki de değerli ya da değersiz, içinden gülmek zor olduğundandır. hiç bilemedim.. evet.
- baba ben bakire değilim. bu gurur duyulacak bi şey değil. ama bundan utanç duymuyorum. haliyle öylesine böyleyim işte.
meğer insanlık haliymiş. buradan yola çıkalım. meğer gayet insani bi durummuş.
ha pardon unutmuşum.. meğer bazıları insan olmadıkları için insanlık halllerini anlayamıyor, tanımlayamıyor, kendilerini insan yerine koyamıyorlarmış!..
yolda gördüğümüz kişinin hoşlanılan olmadığını farkettiğimizde, 'aa burda aynısından varmış' diyip yoldakinden hoşlanmaya devam edebilir, hatta bunu güzel bi tesadüf sayabilir, hatta ve hatta bedavadan hayal bile kurabilirizdir.
kafasına göre kart gönderen banka. istedik mi kardeşim istedik mi? ondan sonra da ekstre gönderirsiniz masa örtüsü gibi. ikisini de istemiyorum. kartınızı da alın gidin.
sabahları ağlayarak uyanmak, karanlık ve yalnızlık anında bayılacak ve nefes alamayacak kadar korkmak, sürekli uyuklarken aniden dünyanın en enerjik insanı oluvermek. her şeyi ama her şeyi, ağzından çıkarken bile unutmak. yemek yiyememek.
diye şiirler yazmak bendeki baya belirgin belirtileri oldu. ama ilk belirtiler bu sıralamanın neresinde sorusuna çok kolay cevap verebileceğimi sanmıyorum.
işiniz gücünüz var tabii. bir hayli hem de. misal benim önümde, dizilmesi gereken koca bir çıktı kolisi var. dün akşam getirdiler pis şeyi. akşamdan beri o bana bakıyor, ben ona bakıyorum. halbuki sabah belki iyi anlaşmaya başlayabiliriz diye akşam çıkarken kendisine selam bile ettim. ama vaziyet aynı, hamam da ayı, tas da aynı. hal böyle olunca, yapıcak onca şey arasında kendine göre yapıcak daha iyi bir şey bulamayınca, kafasının içinden bi kafa daha çıkacakmış gibi esnerken ve sürekli kaşınan gözlerle sözlük başında buluverir, buluveriyor insancık kendini.
başladıktan sonra devamı mutlaka gelen, içilmesi asla bir tane ile kalamayan* soğuk içiniz içeceği. iyidir hoştur; ama ertesi gün sendromu fenadır. bunu içen, ertesi gün hapını da yanında taşımayı ihmal etmesindir.
son yazısıyla, somali'ye yardım edicem diye çıldırdığını iddia edip, satır aralarına buram buram reklam ve kompleks sokuşturan hülya avşar'la arasındaki tek farkın, buna ''yazar'' dememiz ve fazlaca şişirdiğimiz olduğunu bize gösteren, yazar olmayan.