sen böyle güzelken bana söz düşmez.
bakma, şiirler yazdığıma.
senden korkuyorum budur güvencem.
vardı şimdi yok, o gençken;
bir şaşkınlığım ben ademden kalma
demiştim ama;
ateş olsa ısıtamaz kendini
dünya...
bakıyorum kırlara halden anlamak için;
kuşların uçuyor çiçeklerin açıyor,
yeni gelinlerden de eskisine
herkesin içinde bir sevgili yaşıyor!
edebiyat, zooloji ve antropoloji âlimi. ismi, Amr bin Bahr bin Mecnûn el-Kinânî el-Fakîmî el-Basrî olup, künyesi Ebû Osmândır. Basralı olup, Zeys kabîlesindendir. Biraz şaşı ve patlak gözlü olduğu için, Câhız ismiyle anılmış ve böyle meşhur olmuştur. 767 (H. 150) senesinde Basrada doğdu. 869 (H. 255) senesinde aynı şehirde vefât etti.
Câhız, Bağdat ve Basrada ilim tahsil etti. Ebû Ubeyde, Esmaî, Ebû Zeyd el-Ensârînin derslerini dinledi. Sapık yollardan olan Mûtezile fırkasının tanınmış âlimi Ebû ishâk ibrâhim bin Seyyâr el-Besrâ el-Belhî, Câhızın keskin zekâ ve kâbiliyetini görerek, onu elde etti. Eserlerini felsefecilerin bozuk fikirleri ile dolduran Ebû ishâk Câhızın saf zihnini de ifsât etti. Bir taraftan fen ve edebiyât ilimlerinde yetiştirirken, diğer yandan onun îtikâdını bozdu. Küçük yaşta ilmî araştırmaları tâkib eden, hattâ bu maksatla yapılan toplantılara iştirâk eden Câhız, kısa zamanda yetişerek, ilmî konularda eserler vermeye başladı. Câhızın kâbiliyetini ve zekâsının üstünlüğünü gören Mûtezilenin önde gelenleri, ona büyük alâka gösterip maddî yardım sağladılar. Böylece kendi sapık îtikatlarına göre yetişmesinde destek oldular.
Edebiyat sâhasında da meşhûr olan Câhız, fesâhat ve belâgatta çağdaşlarını geride bıraktı. Ehl-i sünnet âlimlerinden bâzıları, onun belâgat ilmine dâir yazdığı eserlerden faydalandılar. Eserlerinden birini okuyan Halîfe Memûn, onu sarayına aldı. Vezir ibn-i Zeyyâd, Câhızı koruyarak ilmî çalışmalarında destek oldu.
Câhız, devrinin en büyük zooloji ve antropoloji âlimiydi. Hayvanların her türünü inceledi. Eserlerinde hayvanların yaşayışları hakkında ince bilgiler verdi ve hayvanları deney için kullanan ilk âlim oldu. Tedkik ve deneylerini, o konu hakkında doğru bilgi elde edinceye kadar sürdürdü. Hayvanlardaki uzvî değişiklikleri de inceledi. Hayvanların âdetlerini ve husûsiyetlerini izâh ederken, Allahü teâlânın onları yaratmasındaki hikmeti de gözler önüne serdi.
Câhız, kendi düşüncelerini, eserlerinde hayvanları konuşturmak sûretiyle ortaya koydu. Bu durum daha önce doğu edebiyâtlarında Kelîle ve Dimne ile Hintte, 13. asırda Mesnevî-i şerîf ile Mevlânâda görülür. Câhızdan tam sekiz asır sonra dünyâya gelen 18. asır Fransız edebiyâtçısı La Fontentaine, onun hayvanları konuşturma üslûbunu taklid ederek üne kavuşmuştur. ilk defâ hayvanları konuşturma sanatını ortaya çıkaranın La Fontaine olduğu batılılarca iddiâ ediliyorsa da, onun bu sanatı Câhızdan ve diğer Müslüman milletlerin edebiyatçılarından aldığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Avrupa bilginleri, milletlerarası ilmî toplantılarda, teneffüs faaliyetinin sâdece akciğerlere mahsus olmadığını, teneffüsün ciltteki delikler vâsıtasıyla da yapıldığını ilk ortaya çıkaranların kendileri olduğunu söylerler. Fakat bu arada Câhızı zikretmeyi kasten unutur görünürler. Halbuki Câhız, asırlar önce bu hakîkatı ortaya koyan tek âlimdir. El-Hayvân isimli eserinde şöyle demektedir: "Her kıl dibinde, bedenin teneffüsünü temin eden delikçikler mevcuttur. Şâyet bunlar olmasaydı, insan ilk anda ölürdü." Bu, Câhızın, tecrübeleriyle ortaya koyduğu açık bir hakîkattır.
Câhız ilk defâ kuru destilasyona tâbi tutmak sûretiyle hayvan gübresinden amonyak elde etmeyi de başarmıştır.
Halîfe Mütevekkil zamânında saraydan çıkarılan Câhız, Basraya yerleşti. Orada uzun bir ömür sürdü. Nihâyet 869 senesinde Basrada öldü. Öldüğü zaman kucağında ilmî birçok kitap bulunuyordu.
ilmî konularda araştırma yapan kimseler, Câhızın eserlerinden büyük ölçüde istifâdeyle, buluşlarını da tasdik etmişlerdir. Kazvînî ve Demîrî gibi zoologlar onun eserlerinden çok faydalanmışlardır. Edebî alanda da kendisinden sonra yetişenlere tesiri çoktur. Birçok edebiyâtçı, eserlerini yazarken Câhızı taklid etmiştir.
edit:hayatını kitap okuyarak geçirdiği ve kitaplar arasında öldüğü rivayet edilir.
"her gün söylüyorum.kızım diyorum,okul çok kötü bir yer;git, ama kendini kaptırma.gidiyor kendini kaptırıyor" diyerek yeniden beni benden alan yazar/şair.
yazısının sonunda şu not bulunuyor:
"güzel haber.kızım korsanlara bayılıyor.demek ki içten içe sistemin canına okumaya can atıyor."
her şehirde aynı şekilde inme teşebbüsünde bulunduğumda kurduğum cümle.an itibariyle sadece memleketimde kullanıldığını öğrendim.
(bkz: eyvahlar olsun)