siyasi kılıflı ve zorunluluktan ziyade ölüme yatmak...
şu da olabilir; sana can verecek cana can verip de can istememektir. yatarsın öylece. düşüren pezevenklere dileneceğine ölürsün. kelle istediler. buyursunlardır...
sözlük kültüründeki erozyonu işaret eden durum. fikir özgürlüğü önemlidir. fikir başka başka olsun ki aşık veysel'in dediği gibi koyun kurt ilen gezmesin. peki her klavyesi olan aklına geleni yazınca sözlük kavramı nerelere gider? maddi gücüyle böbürlenme ve başkalarını bu eksende aşağılamak amaçlı başlıklar hele... basit bir örnek için (bkz: hayatında hiç nike giymemiş insan olmak)
son yıllarda güzide basınımızın da çok büyük katkıları ile halkımızda beliren sanıdan kaynaklı düşünsel durum.
adli yargı'da cumhuriyet savcılığı makamı, askeri yargı'da ise askeri savcılık makamının görevi kolluk makamlarının yardımı ile gerek ihbar üzerine gerekse kendiliğinden hareket ederek, işlendiği iddia edilen suç hakkındaki delilleri gerek sanığın lehine gerekse aleyhine olsun, kamu adına toplamak ve yeterli gördüğünde iddianame hazırlayarak mahkemeye sunmaktır. savcılık kamu adına savlar ve her daim lehe ve aleyhe delilleri toplamakla da yükümlüdür. yargılama faaliyeti ise türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından yapılır.
hal böyle iken, savcılık tarafından belirli kimselerin aleyhine olarak düzenlenen iddianameler basınımıza "yargısal karar" görünümünde sunulagelmiş ve bu manada, bazı cumhuriyet savcıları hakkındaki şikayetlerin yetkili makamlarca hızlı hızlı geçiştirilmesi bile "yargıya müdahale" olarak değerlendirilmişken, diğer bazılarının apar topar tutuklanması halkımıza yukarıdaki sanrıyı yaşatan güzide basınımızın çoğunluğunca "yargıya müdahale" olarak değerlendirilmemiştir.
hukuk da, yargı da, yargıyla hayati noktada ilişkili fakat asla yargı olmayan savcılık ve kolluk makamları da yasalar çerçevesinde demokratik sınırlar dahilinde eleştirilebilir, eleştirilmelidir de. lakin daha en başta en temel kavramların yanlış bilindiği veya öğretildiği bir ortamda eleştiriden değil olsa olsa bilgi kirliliği denizinde boğulmaktan bahsedilir.
kardelen elif olarak tanıdığımız şehit eşi bir öğretmenin genelkurmay başkanı'na ilettiği istek. genelkurmay başkanı'nın uğur dündar ile yaptığı röportaj vesilesiyle öğrenmiş bulunuyoruz;
"... kardelen elif. bu vesileyle onu da ifade etmek isterim; elif, öğretmen. türkçe ve sosyoloji hocası. bana geçenlerde bir isteğini iletti. elif ne olmak istiyor biliyor musunuz? askeri okullarda öğretmen olmak istiyor. benden tek talebi, diyor ki komutanım bana bir askeri okulda öğretmenlik görevi verin. benim acımı bu dindirir. elifin elbette bu isteğini karşılayacağız."
madde 26. herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(ek: 3.10.2001-4709/9 md.) düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.