Hayatta bir amacı olmayan, yaşamı boyunca herhangi bir değer edinememiş, benlik algısı oluşmamış ve tek varlığı inancı olan zavallı insanların bu halini görüp bundan faydalanan 'zeki'lerin meydana getirdiği yönetim şekli.
Yakın zamanda ailemin taşınma kararı ile karşı karşıya kalmış durumdayım. Üstelik benim ve kardeşlerimin fikri/düşüncesi alınmadan kesin olarak verilmiş bir karar bu.
E tabi doğal olarak başta karşı çıktık. Şahsen ben yaşadığım şehirden gayet memnunum. Üstelik geleceği parlak olan bir işte çalışıyorum. Kendi geçimimi sağlayabilecek durumdayım çok şükür.
Ancak tam bir Türk ailesi olarak tabi ki bu konuda anlaşamadık ve tartışmalar yaşandı bir kaç defa. Şahsen ben reşit ve yetişkin bir insan olarak nerede hayatımı sürdürmem gerektiğine karar verebilme hakkımın olduğunu savunuyorum. Ancak ailem buna şiddetle karşı çıkıyor ve onlardan ayrı yaşamamın imkansız olduğunu belirtiyorlar.
Belki az çok anlaşılmıştır ama ben yine de belirteyim, son derece muhafazakar ve kapalı görüşlü bi ailem var.
Ki tartışmalar sonucunda hakarete dahi uğradım. Son olarak ise seçim hakkımın olmadığı ve onlarla gitmek zorunda olduğumu söyleyip, tabiri caizse lafımı ağzıma tıkıp beni susturdular. Ben ise korktuğum için kendi hakkımı ve isteklerimi savunamıyorum artık.
Böyle bir durumda benim hukuken haklarım nelerdir, ne yapmalıyım?
Konu hakkında bilgisi olan olursa çok sevinirim.
P.S. Ailemi her şeye rağmen çok seviyorum ve onları üzmek gibi bir niyetim yok. Sadece mutlu olduğum bir hayatı yaşamak istiyorum.
Halk arasında kaba tabiridir. Menstrüasyon donemi basit bir şekilde, fetüsün kadın rahminde var olabilmesi ve 9 aylık sürecini sağlam bir şekilde anlatabilmesi için gerekli ortamın hazırlanmasıdır. Ayda bir defa (aslında 28 gün) bu hazırlanma tekrarlanır. Eğer kadın kişisi hamile kalmazsa rahimdeki kan, duvar ve et parçaları sökülerek vajinadan dışarı atılır.
sosyal ve duygusal zekası düşük diye yorumlanır. Kendine güveni olmayan, pasif ve ezik şeklinde yargıya sebep olabilir. Çoğu kadın da böyle birisiyle birlikte olmak istemez.
**Ben sadece olanı söylüyorum, gerçekler acıdır.
Eski sevgilime imkansız aşkı konusunda teselli verdiğim aklıma geldikçe alt üst oluyorum tamamiyle.
Aman canım medeniyette bi yere kadar. Insanın kalbi dayanmıyor bu kadarına. Ciğer desen kalmadı zaten yeni bitti.
Her şahısta olması gereken yetenektir. Hatta yetenek olarak değil bir geçerlilik olarak sayılmalıdır.
Yahu yıl olmuş 2019. Kendinizi ifade edebilmek bu kadar zor olmamalı artık sizler için.
Birazcık tarihe bakarsanız zaten bizler tas yontmadan buralara kadar bir çok yetenek ve kabiliyet kazandık. Artık şu zaman diliminde kendini ifade edebilmenin bir sorun olarak tartışılması bile bir utanç kaynağı benim fikrimce.
Niçin sadece erkeklere yahu. Belki ben genel olarak insanlığa sormak istiyorum bazı soruları. Neyyyse.
Soruyorum o vakit.
Sıkılmadınız mı yahu şu saçma sapan zaman diliminden sizde benim gibi?
Yok mu bir zaman makinesi icat eden filan. Yollayın olm beni buradan ya. Dinazor devri de olur, yapay zekanın dünyayı ele geçirdiği zaman dilimi de. Fark etmez bana. Yeter ki kurtulayım şuradan.
Captain America aşkımı son kez göreceğimi bildiğim film olmakla beraber, çoğu kişinin heyecanla beklediği yapım.
Valla 3 saat sürecekmiş diyolllaaa.
Artık film boyunca nasıl kalbimiz hop kalkıp hop inecek bilemiyorum altan.