Geçmiyor. Geçer diyenlerinki de geçmedi. Geçmiş saydılar. Böyle yapmak zorundaydılar. Yoksa bu hayat çekilir mi? Her gün varlığını kabul ettiğin bir acı çekerek bu hayat yaşanır mı? Empati falan hikaye, kimse sizi anlayamaz bu zamanlarda. Kendi kendimize bu acı içinde boğularak ölürüz.
Benim erkeğim sokakta dondurma yalayamaz. Kadınlar ona nasıl bakacak haberi bile yok. Kimseye malzeme olamaz benim erkeğim. Gelsin evde birlikte yalarız dondurmayı.
Bir bebek masumluğuna ulaşana dek ağlamaktır. Hıçkıra hıçkıra ağlarsın, soğuk soğuk terlersin, yorulursun. Öyle yorulursun ki gözlerin kendiliğinden kapanır ve uyursun. Rahatlatır. Ancak ertesi gün şişmiş gözlerle hayata devam edersiniz.
Çirkinim evet. Ama çirkin karizmam var. Kimse beni gördüğü ilk an sevmez. Ortamdaki ilk saatin sonunda gözde olurum. Hem de 1.50lik boyumla. Topuksuz ayakkabılarla.
Böyle bir kadın yoktur. Kıskanmak insana ait bir duygu çünkü. insanlıktan çıksa kıskanamaz. Kıskanınca insanlıktan çıkarsa kıskanma diye bir şey kalmaz ortada. Bu böyle gider.