siyasetçi olmadığı söylenen kişi. halbuki bal gibi siyaset yapıyor:
--spoiler--
"Gülen, "Brüksel'de benim gözlerim doldu. Tayyip ve Abdullah Bey, bayrağımızı kutsal bir varlık olarak yerden kaldırdılar. Bu davranış, bana o toplantı kadar önemli geldi" diyor"
"Orduda falancı filancı olmaz"
"Ruhban okulu açılsın"
"iran devrimi zararlı oldu"
"Zana ve arkadaşları özür dilemelidir"
"Devlet de yanılabilir"
"Zorunlu din dersi Evren'in sevabı"
"Başbakanın çıkışı doğru bir çıkıştı. Halk da desteğini verdi. Zaten daha sıcağı sıcağına özür dilemeleri de bunu gösteriyor. Türkiye'de Yavuz Sultan Selim gibi karşılandı. Türkiye bölgede önemli bir ülke. Türkiye'siz bu bölge düşünülemez. Çünkü her yerde Osmanlı'dan kalma müthiş bir kredimiz var."
"Neo Osmanlılar!
Tam bu noktada Irak'tan ABD'nin çekilmesiyle neler olacağına ilişkin bir soru geliyor. Gülen'in bu soruya cevabı bir hayli çarpıcı:
"Bölgede gerginlik var. Bir otorite boşluğu var. ABD o boşluğu oluşturdu. Şu an kendi içlerinde çok ayrıldılar. Aralarında kin ve nefret var. Şiiler'in bile içlerinde bu var. ABD de bunu istiyordu. Girip çıktıkları her yerde problem bıraktılar. O bölgelerin kaderi bu maalesef. Hariciler, Moğollar, Emeviler, Bizans geçti o bölgelerden. Osmanlı'ya kadar hep kan revan içinde kaldı. Jeopolitik olarak çok önemli bir yer. En sorunsuz zamanları Osmanlı dönemi olmuş. Dileriz yeni Osmanlı ruhu olur oralarda. Neoconlar'a karşı Neo Osmanlılar ..."
Araya girip "Türkiye, Yeni Osmanlı mı?" diye soruyoruz.
Gülen'in cevabı kısa oluyor:
"Neden olmasın? ABD'nin Neoconlar'ı varsa Türkiye'nin de Neo Osmanlılar'ı olur..."
Gülen'in ağzından bu cümleler dökülünce Ahmet Taşgetiren hemen yorumunu yapıyor:
"işte gazete manşeti çıktı!"
Bugünlerde ABD'li stratejist George Friedman 'ın Osmanlı benzetmesi yapması da bir hayli ilginç."
"O dönemde birçok kişi geçmişiyle tenakuza düşen bir tavır sergiledi. Demirel, bizim okullar için zamanında 30 tane imzasız açık mektup verdi. Özal'ın başlattığı devlet geleneğini sürdürdü. Ama sonra bizi üzen bir beyanatı oldu, Kurtul Altuğ'la konuşmasında 'devlet için tehlikeli' dedi. insan üzülüyor tabii. Daha sonra telefonla konuştuk, sesi sopsoğuktu. Belki bilemedi gerçekleri. Bu iş bitti diye inandırdılar onu. Aynı şeyi Cindoruk da yaptı. Geçmişte, 2000'lerin başında bizim avukatlığımızı istedi. Herhalde vermeyince böyle oldu. Ama ben yine de kimseye kırgın değilim."
Peki, son dönemlerde en çok tartışılan ve nereye uzanacağı merak edilen Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan dava ve süren operasyonları nasıl görüyordu?
işte Gülen'in cevabı:
"Bu işlerin sulandırıldığı gibi bir kaygı var. Bana da öyle geliyor. Baksanıza sürekli Silivri Cezaevi'yle GATA arasında, bir ara Cengiz Çandar söyledi, yatay geçiş, yani yatış geçişi var. Bizim Erzurumlular bunu şöyle yorumluyor; 'Bu işin içinde bir 'GATA'kulli var.' Hükümete karşı da bazı hesaplar seziliyor. Bunlar iyi şeyler değil."
Bu mücadelede nereye gelindiğini ve neler olabileceğini soruyorum. Gülen henüz istenen noktaya gelinmediğini belirtip devam ediyor:
"Bunların üzerinden zırhları yırtılamadı. Fakat bazı gelişmeler de var. Taraf, Bugün ve Vakit gibi bazı gazetelerde yüklenmeler oluyor. Bundan 10 sene önce bunlar yapılamazdı. Bazı söylenmezler söylenir oldu."
Bu noktada Türkiye'de siyasi kırılmaları yaratan en kritik konuya, AB Türkiye ilişkilerine nasıl baktığını soruyorum...
Gülen, "inşallah devam eder" diyor ve ekliyor:
"Ama AB'ye almazlarsa ne olur? Sayın Başbakan'ın dediği gibi onlar kaybeder. Ama bu yolda bazı kazanımlar da oldu. Demokrasi adına mesela. Bazılarının endişeleri yersiz. Endişeler haklı olsaydı orda yasayan Türkler'de kaybolmalar olurdu ama olmadı. AB'yi istemeyenler kimler? Onlara bakmak lazım, altını araştırmak lazım."
"Okyanus ötesi güç" değilim
Söz Ergenekon ve derin devlete gelince şunu da sorduk:
"Türkiye'de derin devlet sizinle uğraşıyor, peki ABD'nin derin devletiyle aranız nasıl?"
ilk dönemdeki kaygılara değinip şöyle diyor:
"Buraya ilk geldiğimizde kaygıyla çok ilgilendiler. Hatta üç kez FBI geldi soruşturma yaptı. Ama bizim terörle ilgili, "Müslüman terörist olmaz, teröristse Müslüman olmaz" sözümüz önemli güvence yarattı. Sonra karışmadılar."
Gülen'e dünyayı sarsan ABD'nin finans krizini ve bu krizin yeni bir siyasal yapı yaratıp yaratmayacağını da soruyoruz. Buna da şöyle cevap veriyor:
"ABD'de bir kesim bu krizin olacağını biliyordu. 100 binlik bir kesim bu krize iyi hazırlık yaptı. Çok sürmez ortaya çıkarlar. Bu arada ABD ve Çin'i iyi izlemek lazım. ilginç ilişkiler gelişiyor bu iki ülke arasında. Avrupa yaşlandı. Yeni gelişmeler olabilir. ABD'nin devre dışı kalması gibi bir şey söz konusu değil."
--spoiler--
görüldüğü üzere, boğazına kadar siyasete gömülmüştür. ergenekon'dan küresel krize, siyasetten dine kadar her konuda açıklama yapıyor. buraya ilk geldiğimizde kaygıyla ilgilendiler, 3 fbi geldi soruşturma yaptı cümlesi de son derece komik olmuş. müritleri inansınlar bu piyona.
müslüman duruşu nedir bilmeyen, hafif yamuk duran cemaat lideri. siyasi meselelerden tutun da, ergenekon'a kadar hemen her konuya hakimdir kendisi, bol bol açıklama yapar.
bir düğmeye basarak binlerce insanı öldüren savaş makinesi amerika'yı eleştirdiğine rastlamadım, rastlayan varsa açıklasın, zevkle okurum, dinlerim.
istanbul büyükşehir belediye başkanı kadir topbaş'ın istanbul'u 5 yıl geriye götüren sel felaketi hakkında yaptığı derin analizlerin ardından hepimize hediye ettiği yeni açılım-expansion.
resmen insanın başına kalan insan. püsküllü bela gibi bişey. üstelik yavaş yürür birçoğu, bütün tanıdıklarına merhaba der havadan sudan sohbet eder, salak salak etrafa bakar. kurtulmak için, benim şurada bir işim var dersin, bir mağazaya girersin peşinden gelir.
meşhur olup televizyonlarda boy göstermek, konuşulmak isteyen kokanaların konulduğu, sahte diye yutturulmaya çalışılan ev. adam internetten 24 saat yayın yapıyor böyle sahtecilik olur mu? televizyonda yayınlanınca gerçek, internette yayınlanınca sahte. vaay be!
çeneleri harekete geçiren bakkal. sakız verdiği müşterilerin eşikten çıkar çıkmaz kendisine küfrettiğini bilir buna rağmen aynı kişilere yine sakız verir, hatta fiyatı sakıza ayarlar oradan da geçirir.
o kadar hasta ki, geçen yıl galatasaray formasıyla sahaya çıktığında topla buluşur buluşmaz gol atacak kadar. galatasaray'a transfer olduğu daha ilk sezonda ameliyat olmasına rağmen 14 gol atacak kadar kötü, sağlık problemleri falan var.
o kadar hasta ki bir kez dünyanın en iyi genç oyuncusu ödülünü alıyor, sonra dünyanın en iyi futbolcusu ödülünü alıyor, avustralya'da en iyi futbolcu ödülü alıyor. bu sezon ligde 3 avrupa kupalarında 2 toplamda da 5 gol atıyor bu sağlık problemleri olan kardeşimiz.
kewell hakkında yazılan şu zırvaları okusa götüyle güler bunları yazanlara.
türkiye'nin jeostratejik önemi itibariyle dünyanın geleceğinde politikalar açısından belirleyici olacak oyunlardır. tutar veya tutmaz ama sonuçta bu oyunları birileri oynuyor ki bu kadar küçüldü topraklarımız.
boş zamanlarında tuttuğu takım gol attığında herşeyin bittiğini sanan, golleri saymayı akıl edemeyen kız. kendi çapında "futbola merakım var" mesajı vermeye çalışır genellikle.
09.09.09 tarihindeki konuşmalarımızın bedava olduğunu mesajla bildirmiş olan ingiliz gsm şeyi. turkcell gibi fazla sokmaması, hafiften ucunu dokundurması tercih sebebimiz.