kuna
31 (self sufficient)
on birinci nesil yazar 33 takipçi 787.04 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    anımsamak

    2.
  1. en saçma, estetikten uzak yapmacık türkçe kelimelerden biri.
    0 ...
  2. eurovision da görmek istenilen sanatçı

    225.
  3. 17 yaşında seninle bir dakika gibi harika bir şarkıyı seslendirmesine rağmen 3 puan ile sonuncu olan semiha yankı'nın tepki olarak eurovision'a gönderilmesini isterdim. ne şarkı ama!
    1 ...
  4. ferda

    16.
  5. internette pek rastlanmayan, attila ilhan'ın bela çiçeği kitabında yer alan şiiri. kendi sesinden dinlenmesi şiddetle tavsiye edilir.

    belki bu son gecemiz doktor sabiha'yla
    nasıl en uzaklarda çalınan eski plaklar
    ne kadar da kalabalık hanımelleri ve böcek çıtırtılarıyla alabildiğine genişleyen
    ne müthiş bir gece
    saygılı nasıl saklı bir ışımayla
    yorgun miyop gözbebekleri
    korkuların bir başka yerinden
    bir başka sabah olmaya başlayacaklar
    gözlük camlarında şimdiden
    kaynaşıp duran ışık çekirdekleri
    bir mavzer namlusu gibi ince
    bir mavzer namlusu kadar kesin
    ve yüzlerce bin

    bir türlü bitmiyoruz ki sabiha'yla
    mısralar çoğaltıp fikret’in öfkesinden
    bizi ve gecemizi zenginleştiren
    sonra bir benim bir onun dudaklarında
    jöntürk komitası’ndan kim bilir kimin
    paris’te söylediği sûz-i dilârâ türkü
    hürriyet gazetesi'ni elleriyle dizerken
    şafakta öfkeli kararların büyüttüğü
    üstelik sarmaşıkların altında
    tamburların iç titreşimleriyle gittikçe derinleşen
    tamburi cemil bey karanlığında
    kırbaç gibi bir mektubuyla girmedik mi geceye
    sadr-ı âzâm mithad paşa’nın
    zât-ı şâhâne’ye
    beşiktaş’taki eski bir konağın
    en osmanlı
    en sûz-i dilârâ saatında
    üstelik sarmaşıkların altında
    fevkalâde riayetim vardır
    zât-ı mülûkânelerine bendenizin
    ancak padişahım
    muzır olan en ufak hususta bile
    menafiine milletimizin
    itaat etmekte mâzurum size
    nizam nedir bilir misiniz
    usul-ü meşveretle idare olunan bir millette
    tafsile hacet yoktur padişahım
    mesele bendenize emniyette
    ricâl-i milletten emin olunuz
    dokuz gündür mâruzât-ı mukaddemeyi
    is’af etmemekte devam ediyorsunuz
    bina-yı devleti tâmire çalıştığımız bir sırada
    yıkmak istiyorsunuz diyebilirim siz
    padişahım âdeta
    eğer bu esbaba mebni
    beni serkârdan azlederseniz...
    tamburi cemil bey’den ürkek beyaz ferâceler
    doktor sabiha’nın ve iç gerginliği
    bu arada
    gazel tarzında bir dersaadet ki ziya paşa’dan
    aruz vezninde telkâri minareler
    ve mahyalar
    ve mahyalar mefailü failün

    öylesine utansak
    gece sisleri ile yüklü öylesine küskün
    üstüste birkaç yüz beyazıt meydanı'ndan
    yine silah sesleri duyar gibiyiz
    uzak ve uzak
    sıkı yönetim tebliğlerinde bu kaçıncı gün
    yürüyün çocuklar
    siz bizi göremezsiniz
    çünkü sizin gözleriniz bizim gözlerimiz
    çünkü sesinizde deprem sesleri var
    bizim sesimizden
    sözün gelişi ben keçecizâde irfan
    mekteb-i tıbbiye'nin üçüncü sınıfından
    hürriyet kademlisi
    mühendishane-i berri-i hümâyûn'dan
    halil cebel-i bereket
    bendeniz
    topkapılı cevdet
    ikinci mim-mim grubu’ndan
    üç yüz otuz altı senesi
    teşrin-i sâni’nin yedisinde
    anadolu'ya iltihâk eyledik
    üç dârü’l-muallimin talebesi
    mekteb-i harbiye derseniz
    ben mustafa kemal
    selânik
    yürüyün çocuklar
    siz bizi göremezsiniz
    büyük yumruklar gibi sıkılı
    içinizde bir yerinizdeyiz
    çünkü sesimizde deprem sesleri var
    sizin sesinizden
    çünkü sizin gözleriniz
    bizim gözlerimiz
    yürüyün çocuklar
    siz bizi göremezsiniz
    nasıl ki doktor sabiha şimdi hem
    büsbütün sultanahmet mitingi’nde
    hem sûz-i dilârâ bir beste içinde
    hem silah seslerine katılıyor
    böyle uzaktan uzağa
    bir mavzer namlusu gibi ince
    bir mavzer namlusu kadar kesin
    ve yüzlerce bin
    eminönü meydanı’nda beyannâme dağıtıyor
    kürd mustafa sephalarından inmiş adamlar
    boyunlarında ipleri
    öylece
    gece bir yerde zor
    önemli değil bir yerde güzelliği hanımellerinin
    râ bıyıklı felâh-ı vatan zabitleri
    değil mi ki durduğu yerde duramıyor
    ve değil mi ki ellerinde silahlar
    ve silahlar ve feilâtün feliâtün

    kıvılcımlar üreterek
    tuz parça dağılıyor
    sûz-i dilârâ üstüne
    sedef kakmalı udlar
    günlerce yine boğaziçi
    edebiyat-ı cedide bulutlar
    ''sarmış
    yine âfâkını yine bir dud-i muannid
    bir zulmet-i peyza ki peyâpey mütezayid''
    bir doktor sabiha ki
    çarpa çarpa açılan duvarların getirdiği
    kelepçe sıtmalarından dehşetli sararmış
    dehşetli dalgalanan
    en köpek karanlıkta en büyük sular gibi
    udların şeyh-ül islâm titremeleriyle
    avuçlarında mısralar ve arap harfleriyle

    ''her uzvu gird-bâd-ı havayişle sarsılan
    bir neslin oğlusun
    bunu yâd et zaman zaman
    asrın unutma bârikâlar asr-ı feyzidir
    her yıldırımda bir gece
    bir gölge devrilir
    bir ufk-u itilâ açılır yükselir hayat
    yükselmeyen düşer
    ya terakki ya inhitat''
    nasıl mızrab uçlarıyla tel tel çizilir
    sultan reşad gecesine tir leylim terelâ
    servet-i fünun mecmuasından fildişi sahifeler
    damad-ı hazret-i şehriyâri enver paşa
    ve bâb-ı âli baskınında bindiği at
    ve paldır kültür fedaileriyle
    ve ilâhiri
    ve ilâ

    ne kadar çok sabiha tanzimat'tan beri
    udların şeyhü’l-islâm titremeleriyle
    silah seslerine yatkın tir leylim terelâ
    dudaklarında mısralar ve arap harfleriyle
    ''bir devr-i şeamet
    yine çiğnendi yeminler
    çiğnendi yazık milletin ümmid-i bülendi
    kanun diye topraklara sürtüldü cebinler
    kanun diye
    kanun diye kanun tepelendi''
    katılır şadırvanlar boyunca su şarkıları geceye
    üçüncü selim'den santurların biriktirdiği
    öksüz bakışlarıyla gezindikçe neyler
    çocuk ıslıkları gibi temiz iyi
    hadi gelsin tâif zindanları bismillâh sürüldüğün
    çıplak cellâtları ve yağlı kementleriyle
    duvarlarında mısralar ve arap harfleriyle
    mısralar müstef’ilün müstef’ilün
    silah okşamalarıyla yarınlara götürdüğün
    öyle müthiş bir gece ki omuzların sıra
    yankılanır tir leylim terelâ kubbelerinden
    bin dokuz yüzlere özgü revolver öksürükleri
    fikret kafiyeleri ile mısra mısra
    parıldadıkça çığlıklar ışıldaklar gibi
    simsiyah meydanların en dip çizgilerinden
    öğrenci kasketlerinin öldürüldükleri
    bir türlü bitmiyoruz ki ama doktor sabiha'yla
    bir yerde benim
    doksanbeş'e doğru yıldızlara yükselişim
    bir yerde onun tarih-i kadim gözlükleri
    karardıkça kararmış eski plaklar
    üçüncü selim'in sûz-i dilârâ bestesi
    hani bambaşka bir gökyüzü saltanatıyla
    tir leylim terelâ
    terelâ

    attila ilhan
    0 ...
  6. gecenin şiiri

    12979.
  7. ...

    ne kadar geniş bir yüreğin var istanbul
    kaç hayali sakladın heybene kuyunda kaç ölü bekler
    nasıl dayanırsın bu kadar drama ve sokakların
    ne kadar parlak bazı geceler ben üşürüm
    sıcak bir ev gelir düşüme elim sobaya değer, cıs

    ...
    1 ...
  8. sözlük yazarlarının itirafları

    160478.
  9. sözlüğe yıllardır yazmıyordum. en son geçen sene mayıs ayında entry girmişim. sanırım 2014 yılında sözlüğe üye olmuş ve harıl harıl entry girdiğim o süreç başlamıştı. her konuda yazacak bir şey bulabiliyordum. cehalet mi denir yoksa gençlik hevesi mi hala bilmem.

    eskiden buradan tanıdığım insanlar olmuştu. yüzyüze de görüşmüştük. şimdi ne yaparlar, neredeler bilmem. bilmek ister miyim? sanmıyorum. bildiğim şey ise bu gece ilk defa yazma isteğinin bana uğramasıdır. sözlük ne durumda bakacağım ancak iyi başlıklar denk geldiğinde artık ben de bir şeyler karalamak istiyorum. umarım bu basit değişiklik beni bir nebze rahatlatabilir. insan bazen taşıyor ve bunu durduramıyor.

    itiraf ediyorum, yine bana hüsran bana yine hasret var. yine bana esmer günler düştü.
    1 ...
  10. insanlar değişir mi

    188.
  11. insanlar değişir. Değişmeleri de gerekir zaten ancak bu değişimin boyutu mühim. Belli bir yaştan sonra insan karakterinin oturması gerek. Karakteri ailesinden ya da çevresinden kaynaklı oturmamış, belki bastırılmış insanlar, bir kırılma noktası sonrası çok fazla değişebiliyor. Bu değişim çevresini şaşırtıyor, hatta onun ötekileştirilmesine sebep oluyor.

    Nitekim ne değişen insan çevresindekileri düşünüp belli bir kalıp içinde kalmak zorunda ne de çevresindeki insanlar onun bu ''geç'' kendini bulma deneyimine katlanmak zorunda.
    4 ...
  12. blutv

    35.
  13. Alef ve Sopranos için kullandığım platform.

    Üye iken hiçbir sorun yaşamadım fakat bu ay üyeliğimi iptal ettikten sonraki kullanım hakkım olan 2 günü bana işkence için kullandılar. Diziyi açmıyor, görüntü kalitesi berbat, ses yok... bir daha asla.
    0 ...
  14. filmi izlemeden önce eleştirileri okumak

    3.
  15. fragman dahi izlemeyen biri olarak saçma gelen olay. bir film hakkında önyargı edinmek en son isteyeceğim şeydir. bana yaptığı tesirle başkasına yaptığı çok farklı olabiliyor.
    1 ...
  16. kadınlardan soğumak

    14.
  17. kadınların muhteşem yaratıklar olduğunu düşünen biri olduğum halde aşık olduktan sonraki acı çekme evresinde yaklaşık 1 sene hiçbir kadına bakmadım. bence kadınlardan soğumak ancak içlerinden birine kapıldıktan sonra gerçekleşebilir. yıldızlardan gözlerini alıp daha yakınında olan ay'ı fark edince kör oluyorsun.
    2 ...
  18. sevişmek istenilen dişi yazarlar

    9.
  19. bazı yazarların evde canı sıkılıyor sanırım. zor günler çok zor...
    0 ...
  20. kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular

    73.
  21. erkeklere fütursuzca sallayan kızlara üzülüyorum. çünkü biliyorum ki ilgisizlikten perişan kalmışlar.
    1 ...
  22. harp kaldırımında aşk

    1.
  23. bir attila ilhan şiiridir.

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    hiç görmediğim yıldızlar gözlerine doğmuş
    bir büyüklük duygusu dağlar gibi yüreğinde
    ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız
    yağmur hep böyle yağacak mı hatıralara
    eksik olan bir şey var sana bana dair
    belki bir rüzgar belki rüzgardan da hafif
    ama kalbimiz yine uzak bir deniz gibi boş
    heybetli gurupların belirdiği saatlerde

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    acaba nasıl öğrenmişim nasıl farkında olmadan
    her şey nasıl olup geçmiş nasıl barut yağmış
    nasıl güneş vurmuş zehirlenmiş şehrin üstüne
    şimdi hangi kıyılarda gemiler demir alıyor
    güney rüzgarlarına açıp yelkenlerini
    belki bir italyan kızı tüfeğine dayanmış
    senin gibi barışı tasarlıyor dağlarda
    mahzun esirler harp şarkıları kadar mahzun
    gizlice talim ediyor hürriyet adımlarını

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    ah şu harp bitse rüzgar gibi bir nefes alabilsek
    kimseler kimseler çıkmasa yolumuzun üstüne
    yağmur yağsın varsın ıslansın saçlarımız
    yalnız duyulmaz olsun göğsümüzdeki darlık
    dilimizdeki kilit kolumuzdaki zincir
    ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor
    saatler bizim değil kitaplar bizim değil
    bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey
    kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz
    ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim
    buna rağmen mutluluğa inanıyoruz
    0 ...
  24. gecenin şiiri

    12312.
  25. harp kaldırımında aşk

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    hiç görmediğim yıldızlar gözlerine doğmuş
    bir büyüklük duygusu dağlar gibi yüreğinde
    ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız
    yağmur hep böyle yağacak mı hatıralara
    eksik olan bir şey var sana bana dair
    belki bir rüzgar belki rüzgardan da hafif
    ama kalbimiz yine uzak bir deniz gibi boş
    heybetli gurupların belirdiği saatlerde

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    acaba nasıl öğrenmişim nasıl farkında olmadan
    her şey nasıl olup geçmiş nasıl barut yağmış
    nasıl güneş vurmuş zehirlenmiş şehrin üstüne
    şimdi hangi kıyılarda gemiler demir alıyor
    güney rüzgarlarına açıp yelkenlerini
    belki bir italyan kızı tüfeğine dayanmış
    senin gibi barışı tasarlıyor dağlarda
    mahzun esirler harp şarkıları kadar mahzun
    gizlice talim ediyor hürriyet adımlarını

    sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
    ah şu harp bitse rüzgar gibi bir nefes alabilsek
    kimseler kimseler çıkmasa yolumuzun üstüne
    yağmur yağsın varsın ıslansın saçlarımız
    yalnız duyulmaz olsun göğsümüzdeki darlık
    dilimizdeki kilit kolumuzdaki zincir
    ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor
    saatler bizim değil kitaplar bizim değil
    bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey
    kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz
    ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim
    buna rağmen mutluluğa inanıyoruz

    attila ilhan
    0 ...
  26. artakhsassa

    6.
  27. sözlükten acilen şutlanması gereken onun bunun çocuğu.
    2 ...
  28. bekarlık vergisi

    70.
  29. Bu haberin yalan olduğu ortaya çıkalı neredeyse 1 hafta oldu. Kasmayın kendinizi. Az gündem takip edin.
    1 ...
  30. ingilizler istanbul u neden bıraktı sorunsalı

    8.
  31. müslüm gürses şarkılarında geçen muhteşem sözler

    235.
  32. Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde
    Bizim eski şarkımızı
    Vazgeç söyleme artık
    Hatırlatma mazideki aşkımızı.
    1 ...
  33. sibel ünli nin ailesinin açıklaması

    9.
  34. Aynı üniversitede öğrenciyim. Sibel'in intiharı hepimizi çok üzdü. Fakat haberi aldığım ilk an tweetlerine baktım. Hepimiz cebimizde birkaç lirayla gezmişizdir. Öğrencilik böyle bir şey. Bazı tweetlerinde bira güzellemesi yapan bir insanın garibanlıktan intihar ettiğini düşünemem. Intihar sebebi sanal zorbalık ve psikolojik sorunlarıdır. Diğer taraftan yemekhane mevzusu için Sibel'in intiharı bir nevi kullanılmıştır. Siyanür intiharlarına benzetilip devlet kötülemesi yapıldı. iş bulamadığı için intihar etti denildi daha üniversitesini bitirmemiş kız hakkında. Atanamadı falan diye de konuşulmasını beklemiştim açıkçası atama bekleyenler tarafından.
    8 ...
  35. zeynep bastık

    107.
  36. Pavyon şarkıcısından hallice. Türkiye'nin hak ettiği seslerden biri işte
    3 ...
  37. üniversitede en sevilen ders

    13.
  38. what the fuck a türkçe alternatif

    3.
  39. bir kadına söylenen en ağır laf

    15.
  40. Çok vapurun battığı bir liman orospusu.
    3 ...
  41. karl marx in sakallari

    3.
  42. Geldiği gibi donuz yemiş yazarcıktır.
    4 ...
  43. gecenin beyiti

    25.
  44. Yâdânı terk etmeden yârânı arzularsın
    Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın.
    1 ...
  45. yurt mu ev mi sorunsalı

    61.
  46. Şehirden şehire değişir. Istanbul'da okuduğum için burayı ele alayım.

    Yurt ve apart fiyatları gereksiz şekilde pahalıdır. Yurt kalitesi genelde düşüktür. Kaliteli yurtların fiyatı astronomiktir. Ucuza kalmak isterseniz ya da zorundaysanız 6 kişilik odalara girerdiniz fakat artık onlardan da kalmadı. Bazı yurtlar disiplinli bazısı aşırı rahattır. Örgün ve ikinci öğretimlerin aynı odada kalabilmesi de bir sorundur. Bir başka sorun ise dışarda yüzüne bakmayacağınız insanlarla aynı odada kalabilmeniz. Aşırı boş öğrenciler olacak. Özel üniversitelerin 2 yıllık bölümlerini dolduran tipler hiç çekilmiyor.

    Istanbul'da eve çıkmak mantıklıdır. Ders çalışamıyorum, temizlik yapamıyorum, yemek yapamıyorum diyen velettir. Üniversiteye gelmişsin ve hala sorumluluklarının farkında değilsen bunun kaldığın mekanla bir alakası yoktur. 1500-2000 lira arasında bir eve çıkarsın 3 arkadaşınla. Kira faturalar falan en fazla 800 liraya gelir. Yurtta 4-5 kişiyle göt göte yatacağına kendi odanda düzenini kurarsın.
    2 ...
  47. kanal istanbul şart çünkü karadeniz patlayabilir

    19.
  48. ispirli olmasından dolayı bu söylem normaldir.
    3 ...
  49. deftersizdefterdar

    1.
  50. Sözlüğün kalitesini düşüren yazarcıklardan biri. Her entrysinde boş yapmasını geçtim adam daha -de, -da eki ayıramıyor.
    1 ...
  51. bakakaldım lafının anaforunun metaforu

    2.
  52. Bir sik olamayan özel üniversitede 15-20 liraya sağlık bölümü okuyor. Bu salak üniversite müsveddelerinde sınav soruları bile veriliyor. Sonra niye damar yolu açamıyor diye sorarsınız. Aminakodumun beyinsizleri
    1 ...
  53. huzursuz adam

    6.
  54. On ikinci nesiller kapatılsın dedirten yazar.
    1 ...
  55. tehcir

    15.
  56. Tehcir kelimesi, ‘’göç ettirme, göç etmesine sebep olma, sürme’’ anlamına gelmektedir. Osmanlı Devleti bu süreci ‘’sevk ve iskân’’ kelimeleriyle nitelendirmiştir ve Osmanlı toprakları içinden yine Osmanlı topraklarının bir başka bölgesine sevk edildikleri için, özellikle Ermeni diasporasının kelimeyi suistimal ettiği şekil yani ülke sınırları dışına çıkarma anlamındaki ‘’departation’’ kelimesiyle uyuşmaz.

    ---Tehcirin Sebepleri---

    Ermeniler uzun yıllardan beri kilise ve misyonerler ile birlikte düvel-i muazzamanın da desteğini alarak önce siyasallaşmışlar, daha sonra ise komitecilik ve terör faaliyetlerine girişmişlerdi. Yıllarca isyanlar çıkarmışlar ve pek çok Müslümanı katletmişlerdi. Yıl 1914 olduğunda savaşa hazırlanan devletler gibi gizli görüşmelerle Osmanlı düşmanlığına bürünmüşler ve savaş boyunca bu düşmanlıklarını en sert şekilde sürdürmüşlerdi.

    Ermenilerin I. Dünya Savaşı’nda izleyecekleri yollar köylere kadar talimatlarla bildirilmişti. Bu talimatlar şu şekildedir:
    1. Kim olursa olsun her Ermeni aslî ihtiyaçlarından bazılarını bile satmak suretiyle silahlanmalıdır.
    2. Seferberlik ilânıyla silah altına çağrılan Ermeniler, bu çağrıya uymayacaklar ve çevresindeki halkı, müslümanlar dahil, orduya katılmaktan menedeceklerdir.
    3. Her ne surette olursa olsun silah altına alınmış olan Ermeni askerleri ordudan firar edip Ermeni çetelerine veya gönüllü birliklerine katılacaklardır.
    4. Rus orduları sınırı geçer geçmez komiteciler, firarîler ve çeteler Rus ordusuna katılarak onlarla birlikte Osmanlı ordusuna saldıracaklardır.
    5. ikmal yollarını ve telgraf hatlarını kesmek suretiyle Osmanlı ordusunun iâşe ve istihbaratını sekteye uğratacaklardır.
    6. Cephe gerisinde iki yaşına kadar olan bütün müslümanları gördükleri yerde ve her fırsatta katledeceklerdir. (Halbuki olaylarda iki yaşından küçüklerin, hatta anne karnındaki ceninlerin bile katledildiği sık sık görülmüştür.)
    7. Müslüman halkın yiyecek, mal ve mülkünü ele geçirecek veya yakıp yıkacaklardır.
    8. Terkedecekleri ev, tarım ürünleri, kilise ve hayır kurumlarını yakıp bunları müslümanlar yapmış gibi propaganda yapacaklardır.
    9. Resmî devlet dairelerini kundaklayacak, Osmanlı zaptiye ve jandarmalarını pusuya düşürerek katledeceklerdir.
    10. Cepheden yaralı olarak dönen Osmanlı askerlerini öldüreceklerdir.
    11. Şehirlerde, kasabalarda, köylerde isyanlar, ihtilâller çıkaracaklardır.
    12. Müslüman askerlerin ve sivil halkın morallerini bozarak göçe mecbur edeceklerdir.
    13. Bomba, silah imal, tedarik veya ithal ederek bütün Ermenileri silahlandıracaklardır.
    14. Ermenilerin yaptıkları isyan, ihtilâl ve katliâmların faturasını müslümanlara çıkararak bunu iç ve özellikle dış kamuoyunda neşredeceklerdir.
    15. itilâf Devletleri hesabına casusluk ve rehberlik yapacaklardır.

    Osmanlı’nın Çanakkale, Kafkasya ve Suriye olmak üzere üç cephede savaştığı sırada Ermeniler, gördüğümüz gibi, bu cephelerde itilaf Devletlerinin maşalığını yaptılar. Askerden terhis olan erleri ve Müslüman köylüleri katlettiler, bunların yanında telgraf, mühimmat ve lojistik hatlarını engellediler, çeşitli kundaklamalar ve isyanlara kalkıştılar. Yani Osmanlı Devleti’nin bu zor durumundan azami ölçüde yararlandılar. Mesela Van’ın Rusların eline geçmesinde büyük rol oynamışlardı. Er-meniler bütün Osmanlı topraklarında topyekun bir isyan hayali kurdukları ve hatta bu meseleyi bazı devletlerle görüştükleri günlerde, Osmanlı Devleti, savaşla beraber artan Ermeni faaliyetleri için bir uyarıda bulundu. Başta Patrik’i ve Ermeni ileri gelenlerini, çıkacak isyanları önlemeleri hususunda ikaz etti. Aksi takdirde sert tedbirlerin uygulanabileceğini de ilave etti. Bu uyarıların dikkate alınmamasıyla birlikte 24 Nisan 1915 tarihinde vilayetlere, Ermeni komite merkezlerinin kapanması ve komite elebaşlarının tutuklanması gibi konuları içeren bir talimat yollandı. Bu talimattan sonra Hınçak, Taşnak ve Ramgavar partizanlarından 1800 Ermeni tutuklandı. Bu talimatın ve tutuklamaların yapıldığı gün Ermenilerce ‘’soykırım günü’’ olarak anılı-yor. Bahsettiğimiz bu tutuklamalardan sonra bile isyanların devam etmesi sebebiyle 27 Mayıs 1915 tarihinde, Ermenilerin Osmanlı topraklarından savaş dışında kalan bir bölgeye nakil edilmesi kararı alınmıştır.

    kaynak:
    Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 tehcir olayı, yüzüncü yıl üniv. yayını, ankara 1990.
    Yusuf Halaçoğlu,Sürgünden Soykırıma Ermeni iddiaları, Babıali Kültür Yayınları, istanbul 2008.
    0 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük