-aşkım şarjım az(virgül) beni kaya bırakacak(virgül) sabah ararım.
erkek yazarlara evlere şenlik paranoyalar yaşatmış cümledir.
virgül eksikliğinden mi akıl noksanlığından mı bilinmez. yoksa yatakta kendini ispatlayamamaktan mı? öyle ya, kaya kendi halinde kaya iken seks ilahı oldu çıktı.
2000 yapımı amerikan filmi. sözlüklerde en çok bahsi geçen filmlerdendir. eternal sunshine of the spotless mind bir aha da bu iki. bu filmlerin ismini ezberleyip ağzınızı yaya yaya söylediğinizde çok marjinal görünüyormuşsunuz ergenler.
orospunun tekidir. ikinci el dükkanından yahut bit pazarından alınmış eşyaya benzer, kaç kere kullanıldığını allah bilir. insanda iğrenme duygusu yaratır. verseler sikmezsiniz o derece.
eşya demişken...
(bkz: bir meta olarak kadın)
sevdiği adamdan yeterli düzeyde saygı, sevgi, ilgi , sadakat davranışları görebilen kızdır.
anlayışı gösterdikten sonra karşımızdakinden bekliyoruz, hep bana nah sana demiyoruz.
götümüzü yayıp yattığımız yerden ilgi beklemiyoruz.
maçoluk namına kıskançlığın allahını yapıp sonra neden kıskanıldığımızı sorgulamıyoruz.
şımartmadan şımartılmayı haksız buluyoruz.
önümüzde sallanan şeyin bize üstünlük sağladığını düşünmüyoruz.
yok bunları yapamıyorsak yarattığımız dişi canavarla yaşamayı öğreniyoruz.
demek ki napıyoruz; iğneyi kendimize çuvaldızı da kendimize batırıyoruz baylar.
aileyle ayrı şehirlerde yaşıyorken ailenin bulunduğunuz şehre taşınmasıyla vehametinin anlaşılabildiği durumdur. kızlar için iki kat daha çekilmez olur. istediğiniz saatte eve girip çıkamaz olursunuz, arkadaşlarınızda kalacağınız zaman açıklama yapmak, açıklama yapamadığız hallerde yalanlar uydurmak zorunda kalırsınız.
gizlice sigara içmek gibi rezillikler yaparsınız. kıssadan hisse; özgürlük her şeyden tatlıdır. kıymetini bilmeli.
seni ilk kez gördüğüm güne dönme şansım olsaydı, hiçbir şeyi değiştirmez olduğu gibi yaşardım onu. yine sınıfa girip sana şaşkın şaşkın bakar, büyük ihtimalle yine ne dediğini anlamaz donup kalır ve yine yanına otururdum. geriye kalan tüm günleri ve geceleri de değiştirmeden yaşardım. yine sana aşık... ama bugün, bu gece öyle çok ağladın ki benimle; ne yaşadıklarımız ne de ben bu kadar etmiyoruz, değmiyoruz anladım.
'bakışların ki/ taşı onunla yıkasalar/ üzerinde akik biter'... ben pırıl pırıl bakışlarını karanlığa boğdum.
dikenlerim yokmuş gibi davranıp ellerini kanattım. yalanlarım yokmuş gibi, her şeyi olması gerektiği gibi yaşamış görünerek bana güvenmeni sağladım.
beni affetme. daha kolay olacak. ben kendimi affetmiyorum.
sıradışı olmak ya da seksi görünmek için piercing taktırmamıştır, malın teki değilse. bir tür kendini ifade etme çabası da değildir bu. dövme yaptıran birisi gibi kendine yakıştırdığı şekilde görünmeyi istemiştir.
küçük şeylerle mutlu olabilen kızlardır.
genelde öğrenci sevgilileri vardır. beklentileri düşüktür.
öyle ya hediye - çiçek - yemek beklenilecek şeyler kategorisine giriyorsa; misal birlikte tatile çıkmak imkansız olmalıdır!
yine de bu en basit şeyleri umduklarından servet avcısı muamelesi görürler.
duygusal olarak kullanılmama sebep. hayatımdaki sevgilimsinin fobik şeysi.
sevgilim gibi davranır; beni sever, sahiplenir ama ben adını koyalım bunun diyince arazi olur. ilişkinin ciddiyeti bir türlü masaya yatırılamaz.
yaşanılan 'şey' piçtir, ortada kalmıştır.
telefonunun kapalı olduğu süre boyunca çatır çatır sikişmiş kişidir. yoksa biz kızlar gerekirse elektrik üretir o telefonu şarj ederiz. şarj aleti olmadan zaten gezmeyiz.
böyle kevaşeler de var işte naparsın.
spikerlik ya da ajanlıktı. biri haber izlemekten oldu, biri aksiyon filmi.
ortaokuldayken de ikisinin sentezini yakalayabilmek için savaş muhabiri olmak istedim.
hayaller hayaller...
90 60 90 olmayan japon kızının kendine kız demesi ile özdeş durum. proporsiyon önemli evet ama o ölçüleri taşıyacak boy da lazım beyler.
yoksa ne mi olur?
(bkz: 1 55 boyundaki koca götlü türk kızı)
nasıl olur diye sordurur. nasıl olur da m. kemal'in şahsiyeti delik deşik edilirken sanat adı altında yapılacak saldırılar atlanır! zavallı şakirtin isyanı buna!
kimse burada atatürk kusursuz olduğu için ya da adamı koruyan yasa var onun için eleştirilmedi demesin. atatürk'ün akp başa geçtiğinden beri eleştirilmedik neyi kaldı? hem bir yasa kimi koruyabilir rte istemedikçe?
çizerler sadece birilerinin ekmeğine yağ sürmek istemiyorlar. 1938'de ölmüş bir diktatörden çok 2012'de hala kendilerine sansürü reva gören bir diktatör ilgilendiriyor onları.
hangi su yıkar onu diye merak ettiğimdir. sonuçta sivilce patlatılmıyor; çocuk alınıyor. hem de defalarca.
ayrıca ileride anne olma ihtimalini tüketen kadındır. sık kürtaj olmanın diyeti tekrarlayan düşükler oluyor. artık ilahi adalet mi denir bilemiyorum.
çaresiz hissettirir. hayatta korktuğunuz hiçbir şey yokken en büyük korkunuz sevdiklerinizi bir bir kaybetmek olur; bir kez yenilmeyin ölüme...
üşüyor mudur, korkuyor mudur, özlüyor mudur? beni hissediyor mudur? kırgın mıdır tüm sevdiklerine? yoksa artık yok mu olmuştur ruhu da tıpkı...
bir canlı kanlı bıraktığınız hayalini bir de mezar taşını getirip gözünüzün önüne; konduramazsınız.
para cepten taşarken devlet üniversitesinde okuyup orada adamım diye gezmekten iyidir. neticede fakirlerin arasına bir fakirin hakkını yiyerek girip burjuvaziyi göze sokmak daha az adamlıktır.