güneşlenmeyi abartıp ıstakoza döndüğüm bugün eski sevgilimle karşılaştım be. Olur mu böyle şey? karşılaşma ihtimalimiz olur diye süslenmeden dışarı çıkmayan ben en kırmızı ve amele halimle karşısındaydım. çok utandım sözlük çok.
unuttuğunu düşünürken birden bire arayıp kendini hatırlatıp eski duyguların depreşmesine, bir türlü eskiyememesine yol açan durumdur. eskisi gibi değil değişmişse ne ala, amma ve lakin bunların bide değişmemiş olanları vardır ki; allah bir daha onu karşına çıkarmasındır. ex ten next olmaz derler; doğrudur.
çok kötü bir durumdur.ne uykundan bir şey anlarsın ne de yapman gereken şeyi yaparsın.en güzeli nasıl olsa uyanmam diyerek alarmı daha geç bir saate kurmaktır.
'erkek adam ağlamaz' sosyal baskısını üzerinden atıp kendini karşısındakine tamamiyle açmış en derinini, en özelini paylaşmış erkektir.karşısındaki kadın kendini bu kadar yakın hisseden bir erkekle beraber olduğu için çok şanslıdır.ister sevgilisi ister kardeşi ister arkadaşı olsun aralarındaki bağ çok farklıdır.
itiraf diyorum sözlük bazen sevilmeyi haketmeyen bir insan olduğumu bu yüzden yaşlanınca kedileriyle yaşayan huysuz, uyuz, yalnız birisi olacağımı düşünüyorum.sonradan tabi ki de hemen kendimi daha çok genç ve güzel olduğuma inandırıyorum böyle zamanlarda o kadar uçlarda oluyor ki duygularım inanır mısın aynadan alamıyorum gözlerimi keşke etrafımda aynalar olsa kendime baksam incelesem izlesem diyorum hatta bazen kendime aşık olasım geliyor.sanırım orta yolu hiç bulamayacağım sözlük.
her defasında aynı şeyler yaşandığını düşünen 'aman niye uğraşacağım' diyen mantıklı insanın eylemidir.haklıdır çünkü birine yazmaya başlarsın karşılıklı cilveleşmeler falan filan derken sonra bir ilişkiye başlar tanımaya çalışırsın bla bla bla .. hakkaten ya niye uğraşıyoruz ki bu kadar kendimi sorguladım be sözlük.
sözlük ben anlamıyorum madem bu başörtüsü bu kadar önemli madem kadının saçının bir teli bile görünürse bilmem kaç yıl cehennemde yanacak diyorlar neden örtünmek kuran'da sadece 1 yerde geçiyor-ki o da ziynet yerlerinden bahsediyor.Kitap'ta biz kuran ı anlayasınız öğrenesiniz diye arapça gönderdik denilirken(peygamber efendimiz arap olduğu için arapça gelmiştir)türkçesini okuyup anlamaya çalışan insanı kınayan zihniyetten ne beklersin ki zaten.
"ben denize hala inanıyorum
fondaki şarkı bitti yavrum
pilotun apandisiti patladı
uçak düşüyor
ve birlikte ölmek kulağa hoş gelse de
ben atlamayı tercih ediyorum
...olur ya denize düşerim
bir gemi geçer"
seviyorum demek zordur bir kere çıktıktan sonra ağızdan gerisini getirmek de ne var? seviyorum diyorsa bir insan ikisi arasında hiç bir fark yoktur kanımca.
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin onu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim." diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
mesela turuncuya, yada pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...