kuchiki byakuya
274 (çağından bir adım önde)
onuncu nesil yazar 21 takipçi 104.07 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kari e

    1.
  1. ahmet haşim şiiri:

    "muzlim şeceristân arasında
    esrâr ile yekpare münevver
    bir yoldur açılmış sana derdim.

    kâri', bu kitâbın gecesinde
    mehtâbı seninçün yere serdim."
    1 ...
  2. nehir üzerinde

    1.
  3. ahmet haşim'in bağdat'ı, çocukluğunu, annesini anlattığı, piyâle'deki şi'r-i kamer'den biri:

    "Akşam… Sarı bir hasta semâ… Bir gam-ı mechûl…
    Sisler gibi tutmuş yine sahilleri eylûl.
    Bir hüzn-i müzehheb gibi durgun yine Dicle,
    Sessizliği olmuş yine rûyâlara hacle.
    Faslın yeni lerzişleri her sâyede mahsûs,
    Gûyâ ki uyur kalb-i tabîatte bir “efsûs!"
    Her şey o kadar gamlı, soluk, mübhem ü bîfer,
    Gûyâ ki ölür hüzn-i sevâhilde perîler… 
     
    Çıkmıştık o gün Dicle’ye, sessizce kürekler
    Nehrin zehebî sîne-i emyâhını yırtar,
    Ağlardı o altın suyun üstünde bir âhenk,
    Serperdi o bîkes sese akşam sarı bir renk,
    Gûyâ ki o gün Dicle’nin üstündeki mâtem
    Âfâka sürükler sarı güller, kırizantem…
    Solmuştu onun hüzn ile simâ-yi berîni,
    Bir ince tül altında duran zülf-i zerîni
    Akşamları enfâsına düşmüş uçuşurken.
    Sarmıştı o sâkin yüzü bir gölge semâdan,
    Dalmıştı o gözler ebediyyetlere… Yorgun,
    Yorgundu o gözlerle bakan rûh-ı melûlun
    Akşam gibi âsâbı geren reng-i garîbi…
     
    Gûyâ ki, kamer, sendin onun rûh-ı necîbi
    Sendin ki eden hüznünü mehtâba müşâbih,
    Her şey o nazarlarda semâlarla müşâfih,  
    Her şey sana bir parça yakın, sâf, ebedîydi.

    Sâhilde ezân seslerinin aks-i medîdi
    Bîtâb uzanırken dönüyordun… Yine sâkin
    Mübhem, sarı yıldızları bir leyl-î hazânın,
    Tenhâ sular üstünde açıp titreşiyorken
    Artık daha vâzıhtın o gözlerde kamer, sen!
     
    Ey sen, ey onun rûhu ve ey mâtem-i seyyâl
    Ey şimdi bakan hüznüme, âh ey kamer-i lâl."
    0 ...
  4. hayal i aşkım

    1.
  5. ahmet haşim'in 1901'de mecmua-yı edebiye'de yayımlanan ilk şiiri:

    "Münfail bir semâ-yi giryânın,
    Zerdi-î iğbirârı altında
    Münkesif bir hazân-ı nâlânın
    Girdbâd-ı gam-nisârında
     
    Soluvermiş, perîde reng-i bahâr,
    Mestî-î inkisâr içinde nihân;
    Bir çiçek gördüğüm zamân güzelim!
    Ufk-ı uryân ömr-i târımda,
     
    Bir sehâb-ı siyâh içinde ıyân,
    Sarı bir çehre ararım… Âh, o dem görürüm,
    Sarı bir çehre, bir hayâl-i besim.
     
    Dest-i bî-tâb ü rⒺedâriyle
    Rûh-ı gam-bârıma eder takdîm:
    Sarı, pejmürde bir soluk zühre!..
     
    Oh, ey yâr-i bî-vefâ bilmem,
    Bu soluk renkli, münkesir, ebkem
    Bu hayâli tanır mısın acaba?!.
     
    Dest-i bî-rahm-ı levh ü lu’bunla,
    Kırdığın, sonra attığın, ey mâh!
    O, benim aşkımın hâlidir, âh!.."
    2 ...
  6. jose maria de heredia

    1.
  7. soneleriyle ünlü parnasist şair. eserlerinde mitolojiden ve tarihten sık sık yararlandı, az ama öz yazdı. yahya kemal kendisini çok sever, ben de severim.
    3 ...
  8. oreimo

    1.
  9. dünyanın en güzel animesi. bir light novel'dan uyarlandı. tam ismi Ore no Imouto ga Konnani Kawaii Wake ga Nai, yani kız kardeşim böyle tatlı olamaz demek. buradan sonrası biraz spoiler içerebilir.

    hikayemizin baş kahramanı on yedi yaşındaki kousaka kyousuke. okuldan eve bir hayatı vardır, tek yaptığı ders çalışmaktır sınavları geçecek kadar, ama kendisi sıradan olmanın en güzel yaşam şekli olduğuna inanır zaten. kız kardeşi kirino ise modellik yapan, güzel, çalışkan, havalı bir kızdır, ayrıca ödüllü bir koşucudur. ikisinin arası kyousuke'nin hatırlayamadığı kadar uzun bir süredir bozuktur, kirino onu hiç umursamaz, o da bu durumu umursamaz.

    bir gün koridorda çarpışırlar ve kirino evden çıktıktan sonra kyousuke yerde bir cd bulur. kabı moe bir animenin kabıdır, ama içindeki cd bir erogedir. bundan sonra olaylar gelişir.

    sisconlar için bulunmaz bir nimet olmasına girmiyorum bile, ama japonya'daki aile ve arkadaşlık bağlarını, bizimle olan benzerliklerini (kyousuke ve kirino'nun babası tam bir türk, hastasıyım) görmek için bile izlenebilir. 3853873 kere izledim, ölene kadar da izleyeceğim.
    0 ...
  10. kugyo

    1.
  11. yoritomo'nun torunu, yoriie'nin küçük oğlu, son minamoto. 1200'de doğdu, babası hojolarca öldürülünce şogun olan amcası sanetomo'nun evlatlığı oldu. şogunluğun başkenti kamakura'nın en önemli tapınağında başrahipti. 1219 yılının yeni yıl kutlamalarında tapınaktan ayrılan amcasını ve onun kılıç taşıyıcısını, babasının intikamını almak için tapınağın merdivenlerinde kafalarını keserek öldürdü. yoritomo'nun soyundan son erkek olduğu için şogunluk hakkını talep etti, fakat hojolardan korkan destekçileri hikilerin ihanetine uğradı ve aynı gün o da öldürüldü, böylece minamoto ve seiwa genji soyu sona erdi.
    0 ...
  12. ryuteki

    1.
  13. üflemeli bir japon çalgısıdır. anlamı, "ejder flüt"tür. insanların dünyasından göklerdeki ışıklara yükselen ejderhaların seslerini taşıdığı söylenir. saray müziği gagaku'da ve çin şarkılarının yorumlanmasında kullanılır. yedi deliklidir.
    0 ...
  14. sea of joy

    1.
  15. harika bir blind faith şarkısı. steve winwood'a aittir, içinde hayvani bir solo barındırır, clapton çalarken özgürleşir, yelken açarsınız denizlere. sözleri:

    "Following the shadows of the skies
    Or are they only figments of my eyes
    And i'm feeling close to when the race is run
    Waiting in our boats to set sail

    Sea of joy

    Once the door swings open into space
    And i'm already waiting in disguise
    is it just a thorn between my eyes
    Waiting in our boats to set sail

    Sea of joy

    Having trouble coming through
    Through this concrete blocks my view
    And it's all because of you
    Oh, is it just a thorn between my eyes
    Waiting in our boats to set sail

    Sea of joy
    Sea of joy
    Sea of joy
    Sailing free
    Sea of joy"
    0 ...
  16. zabranjeno pusenje

    1.
  17. süper yugoslav grup. 1981'de saraybosna'da kuruldu, savaş başlayınca dağıldı. grubun adının anlamı, sigara içmeyiniz'dir. emir kusturica bu grupta gereksiz bir eleman olsa da seneler sonra alıp yürüdüğü için şu an emir kusturica & no smoking orchestra olarak yollarına devam ediyor grubun bir kısmı. yerel müziklerle garage rock sentezi falan yapmış adamlar, pek güzel. saraybosna'nın ara sokaklarında hala duyabilirsiniz.
    0 ...
  18. akvaryum çıkmazı

    1.
  19. bir ercüment behzad lav şiiri:

    "Mercan kanat sürtün uç
    Erguvan kuşlarımla
    Aykadavra'ya

    Cam tutukevi
    Yosun engin
    Şakayık

    Püskürteçleri
    Hava kabarcık
    inci boncuktan

    Kuyruk çatal
    Sedef puldan
    Erguvan

    Sarıl özgüre tezcan
    Arenada çarpışa
    Balık mercan
    Tünü gün yaşa
    Öl seviş
    Yut canavar
    Yut yutul
    Dişediş
    Bulut balık
    Tül mozayık
    Firuzeden buhurdan

    Öç tutku
    Suskun evren
    Fokurduman

    Çalım kuyruk
    Yelpâze
    Deryâ gibi
    Çemenzâr

    Gün şakâyık kanat bulut
    Firuzeden buhurdandır
    Erguvan serpili
    Gök çatı alevyuvar

    Kan tutar
    Kuyruk çatal
    Soluk al
    Yaşamı camdan
    Kurtul balık

    Serencâmdan
    Cam tuzak yok
    Yoktu var
    Tutsaklarım
    Hayal kement
    Cadı kazan
    Târumâr"
    1 ...
  20. zenci şiirleri

    1.
  21. bir ercüment behzad lav şiiri:

    "Mau'vam, kara fil dişim
    Ayın sedef kakmaları somaki teninde
    Nar dili nar lezzetinde
    Bir haz buğusu tüter nefti gerinmende
    Ve bütün Afrika'nın şehveti.
     
             .............
     
    Sen fidan çiçeği durmuş
    Bir gün meyvaların pıtrak
    Ben tazeye çalarım
    Kuru kavak.
     
    Sen can sevdalara açık
    Ben garip aklı sana dolaşık
    Sen sır küpü minnacık
    Gecesi başka gündüzü başka
    Kime kapalı kime açık."
    1 ...
  22. ruhül kudüs

    1.
  23. bir ercüment behzad lav şiiri:

    "                          Melih Cevdet'e

    I.
    Avrupalı isâ sırasına göre ihtilâlcidir
    içlidir sofudur sırasına göre
    Affeder geldi mi işine
    Kin güder gelmedi mi de
    Zulmü sevmez çekinmez zulümden de

    Dostluğu da düşmanlığı da açıktır
    Ara sıra haksızlığa başkaldırır
    Her şeyi bağlamaz oluruna
    Ama iş Afrika'ya geldi mi Hân-ı Yağma

    II.
    Ne devrimcidir ne de ihtilâlci Amerikalı isâ
    Makine insan tipi iş adamı
    Hasmını kündeden atmak günah mı?

    Sandık başında oy pusulası,
    Birdir Yeni Dünya'nın Siyah'ıyla Beyaz'ı
    Bir yanıl da sandığa yaklaş
    Biter ensende Beyaz'ın sopası
    Yaşasın insan Hakları Beyannâmesi
    Sonsuz hürriyet içindeler
    Karası Kızılderilisi Melezi

    III.
    Afrikalı isâ tam isâdır
    Kin gütmez affeder unutur
    Sabrı sonsuzdur

    Hoş görmeli fenalığı
    Böyle buyurmuş Beyaz Tanrı
    Sefâlet onun cilvesi
    Lûtfu inâyeti hediyesi

    Bu çilenin mükâfatını Kara Böcekler
    Ahrette görecekler
    Ruhlarının akıyla çıkarlarsa bu sınavdan
    Cennet bahçelerinden derecekler
    Dünyada erişemedikleri nimetleri
    Kara Böcekler

    Hak taalâ Hazretleri
    Karaları sınamak için yarattı
    Beyaz Efendileri"
    0 ...
  24. haziran şiiri

    1.
  25. bir celal sılay şiiri:

    "Haziran üstümüzde dal dal
    moda çevremizde renk renk
    istanbul bin dokuz yüz elli beşinde
    Çimenler altımızda sık sık
    bulutlar üstümüzde seyrek

    eteklerin moda yelkenlerinde
    elin omzumda sıcak
    belin kolumda ince
    gözün gözümde ürkek

    ışık gölge bir oyun
    çiçek yaprak allı morlu
    haziran üstümüzde dal dal
    saçların yüzümde tek tek

    bir kuş bir kanat tenimizde
    bir rüzgâr bir serinlik içimizde
    bir gök bir deniz mavi mavi
    şarkı bahçe düğün dernek

    istanbul bin dokuz yüz elli beşinde
    etek yelken bir cümbüş
    yanak yanağa sürtünüş
    elin omzumda sıcak
    belin kolumda ince
    dilin kulağımda titrek"
    0 ...
  26. eski yaz

    1.
  27. bir cevat çapan şiiri:

    "Eski bahçede, paslı sapını tutarken tulumbanın
    küllenen ateşe sürdüğün cezve,
    tozlu yaprakların gölgesinde çürüyen iskemlede
    bir yandan seni seyrediyorum-
    gençliğin canlanıyor belli belirsiz.
    Birlikte türküler söylerdik kısık bir sesle.
    Gerçekten öyle güzel miydi dokunduğumuz her şey?
    Bize mi öyle gelirdi soluduğumuz gece
    bir baharatçı dükkânının binbir çeşidiyle?
    ister izinle dönelim gurbetten
    tahta bavullarımızda Malatyalı Fahri’nin plakları,
    ister sıla dediğimiz dağ köyü
    toprak damında loğuyla, çırasıyla
    ve gökyüzü yıldızlarıyla donatsın yaz gecelerimizi-
    kekik kokusu bağışlayan bir yel eserdi
    ve bilirdik, dağların ardındaydı her şey,
    Çerkez eyerini ne zaman vursak kara kısrağa,
    işte biz hep o dağları aşmak isterdik.
     
    Sonra ne oldu bize? Nereye savruldu herkes?
    Ve ben şimdi seni seyrederken
    canlanan gençliğinle eski bahçede,
    eprimiş çerkez eyeri, külrengi iskemle,
    belli belirsiz bir türkü kısık bir sesle
    yansırken tozlu yaprakları sılanın
    acı sularında unutulmuş kuyunun"
    0 ...
  28. why does love got to be so sad

    1.
  29. benim için layla'dan daha güzel ve bu yüzden daha az sömürülmüş derek and the dominos şarkısı. içinde çok sürreal sololar barındırır, dinlerken faça çekmekten yorulursunuz. sözleri:

    "Got to find me a way
    To take me back to yesterday
    How can i ever hope to forget you
    Won't you show me a place
    Where i can hide my lonely face
    i know you're going to break my heart if i let you

    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad

    Like a moth to a flame
    Like a song without a name
    i've never been the same since i met you
    Like a bird on the wing
    i've got a brand new song to sing
    i can't keep from singing about you

    why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad

    i'm beginning to see
    What a fool you've made of me
    i might have to break the law when i find you
    Stop running away
    i've got a better game to play
    You know i can't go on living without you

    why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad
    Why does love got to be so sad"
    0 ...
  30. songs for lovers

    1.
  31. chet baker'ın aşıklar için hazırladığı albüm. 1952-1957 yılları arasında kaydettiği on iki şarkı vardır içinde. sevdiceğinize gidin, dinletin, kollarınıza atılmadıysa demet akalın ya da black hard brutal satanik progressif atmosferik folk thrash süper terli sakallı depresif metal falan dinliyordur, boş verin.
    0 ...
  32. but not for me

    1.
  33. george gershwin bestelemiş, ira gershwin sözlerini yazmıştır. en güzel chet baker söylemiştir. sakamichi no apollon'daki brother jun'un performansını da gözardı edemem tabii ama chet yani... sözleri:

    They're writing songs of love but not for me
    A lucky star's above but not for me
    with love to lead the way
    i've found more clouds of grey
    Than any Russian play could guarantee

    i was a fool to fall and get that way
    Heigh-ho Alas And also lack-a-day
    Although i can't dismiss the memory of her kiss
    i guess she's not for me

    i was a fool to fall and get that way
    Heigh-ho Alas And also lack-a-day
    Although i can't dismiss the memory of her kiss
    i guess she's not for me.
    1 ...
  34. deep in a dream

    1.
  35. chet baker'ın 1959 tarihli with fifty italian strings albümünden bir parça. sinatra da söylemiştir. sadece sözleri değil, chet'in soloları da canını yakar insanın. sözleri:

    i dim all the lights and i sink in my chair
    The smoke from my cigarette climbs through the air
    The walls of my room fade away in the blue
    And i'm deep in a dream of you
    The smoke makes a stairway for you to descend

    You come to my arms, may this bliss never end
    For we love anew just as we used to do
    When i'm deep in a dream of you
    Then from the ceiling, sweet music comes stealing
    We glide through a lover's refrain, you're so appealing
    That i'm soon revealing my love for you over again

    My cigarette burns me, i wake with a start
    My hand isn't hurt, but there's pain in my heart
    Awake or asleep, every memory i'll keep
    Deep in a dream of you.
    0 ...
  36. she was too good to me

    1.
  37. chet baker'ın 1974 yılında, geri dönüş niteliğinde çıkardığı albüm. içindeki şarkılar:

    1. Autumn Leaves - 7:02
    2. She Was Too Good to Me - 4:40
    3. Funk in Deep Freeze -  6:06
    4. Tangerine -  5:27
    5. With a Song in My Heart - 4:04
    6. What'll I Do? - 3:55
    7. It's You or No One - 4:28
    8. My Future Just Passed - 4:46

    albümle aynı ismi taşıyan yumuşacık şarkının da sözleri şöyledir:

    She was too good to me
    how can i get along now.
    So close she stood to me
    everything seems so wrong now.

    She would have brought me the sun
    making me smile
    that was her fun.

    When i was mean to her
    she never said go away now.
    i was a king to her
    who's gonna make me gay now?
    it's only natural
    i'm so blue.
    She was too good to be true.
    1 ...
  38. şermi

    1.
  39. anlaşılamayan güzellik anlamına gelen kelime. aynı zamanda asaf halet çelebi'nin aruzla yazdığı bir şiiri:

    "ey sevgili leylâ! ikimiz dizdize kalsak,
    koylarda karanlık geceler bizbize kalsak!

    hülyalı denizlerde suyun bestesi dinse
    ey sevgili, mehtap ebedî kalbine sinse
    koylarda karanlık geceler bizbize kalsak

    12.9.1928"
    0 ...
  40. una gitana morena

    1.
  41. bir şarkı. yaşamak gibi. camaron sesine dünyaları sığdıra sığdıra söyler. bir esmer çingene demektir türkçe'de. sözleri:

    "Una gitana morena,
    nacía en el Albaicín,
    de ojos grandes con ojeras,
    del monte la ví venir.
    Le dije dónde vas prima,
    y no me quiso escuchar,
    siguió el camino adelante
    sin volver la cara pa' trás.

    No sé qué habrá sío de ella,
    que no la he vuelto a ver más
    pero su cuerpo y su cara
    nunca los podré olvidar.
    No sé qué habrá sío de ella,
    que no, que no la he vuelto a ver más.

    La tengo que ver llorar
    ay la tengo que ver llorar
    y pagando las duquelas
    que a mí, que a mí me a hecho pasar.
    La tengo, la tengo,
    la tengo que ver llorar."
    0 ...
  42. prens igor

    1.
  43. alexander borodin şaheseri. içindeki kuman dansları bölümü hariç sıkıcı olsa da, sadece o cariyelerin özgürlüğe olan tutkusu, o sözler, kumanların o şiddeti ve borodin'in naif ama iç acıtan bestesi, bu operayı şaheser yapmaya yeter.

    kendisi ilhamını eski rus destanı olan igor'un seferi'nden almıştır. svyatoslav'ın oğlu cesur igor, novgorod'un prensiydi ve rurik hanedanı'ndandı. kumanların üzerine sefere çıktı, fakat esir düştü. kuman hanı konçak, soylu olduğu için ona iyi muamele etti. böyle gider işte.

    son olarak, beni ağlatabilen yegane klasik müzik eseri bu güne dek. bilinsin.
    0 ...
  44. sisifos söyleni

    1.
  45. albert camus'nün 1942'de yayımlanan deneme kitabı. yazar, tanrılarca cezalandırılan sisifos'tan ilham alarak yaşam, varoluş ve intihar kavramlarını sorgular.

    ayrıca nick drake öldüğünde başucunda bu kitap bulunduğundan polisler intihar ettiğini düşünmüşlerdir.

    "gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir."
    9 ...
  46. hermafrodit yazarların şu an dinledikleri şarkılar

    1.
  47. büyük ilan

    1.
  48. bir ahmet erhan şiiri:

    "Sahibinden satılık
    Hasarlı
    Bir hayat
    1958 model
    Kaçıncı el olduğu bilinmiyor
    Bana geldiğinde bundan beterdi
    Yedirdim, içirdim, giydirdim
    Alkolle çalışır - ÖTV hariç
    Sırtında şişe taşımaktan beli büküldü
    Ha, bir de egzoz niyetine cigara içer
    Kanserli
    Bir de ülser
    Tekerleri laçka, benden söylemesi
    Memleketin bütün yollarında
    Bunun yazısı var;

    Sahibinden satılık
    Markası silik, okunmuyor
    Antika niyetine
    Ama niye
    içi temiz olmasa dağlarda bırakırdım
    Bir kötülüğünü görmedim, yalan olur
    Bir hayrını da
    içi temiz dedim ya, has deri kaplama
    Amerikalı değil, sanki dünya kırması
    Uçurumdan atardım, üstüme kayıtlı
    Devlet malına zarar vermekten filan
    Korktum açıkçası

    Üçe beşe bakmam
    Hasarlı bir hayat - 1958 model
    Sahibinden satılık

    Alacaksan,
    Al artık..."
    0 ...
  49. yorgun sonnet

    1.
  50. bir ahmet erhan şiiri:

    "O yaz sanki bütün denizlerim sana aktı
    Fenerlerim yosun bağladı, kör gözüm parmağına
    Kaçırdım yalı önlerinden dalgın balıklarımı
    Sağ gözümü güneşe sattım, solumu aya

    Kan bakıyordu ömrüm, kan akıyor, kan
    içimdeki zehrin pişmanlığını masalara yatırdım
    O ki yalnızlığımdı benim, o saklı ayazmam
    Önümdeki rakı kadehine usulca uzandım

    O yaz sanki bütün yağmurlarım sana aktı
    Belediye hoparlörlerinde bir öldüm bir dirildim
    Ölüm'le sarmaş, Hayat'la dolaş oldum

    Güya sonnet yazacaktım, ama yoruldum..."
    0 ...
  51. daüssıla

    1.
  52. bir ahmet erhan şiiri:

    "nihat genç'e

    1
    hoşçakal şehrim, şehrim hoşçakal
    tüyübitmedik sevincim, tohuma kaçmış hezeyânım
    bir yağmur damlasına sığınmaya çalışarak
    kirden ve nemden örülmüş bir yatağa
    sinen yıllarım, oğlum, yalnızlığım
    bir metrekarelik alanlarda göçebe olarak
    aynı yüzler, aynı kinler, sonsuz kıskançlıklar
    içilen biranın buğusu parmak uçlarımda

    ayak basılmamış toprağım, dürülmüş göğüm
    yüzü karanlık bir kalabalık
    parmak basma ve bastırma yetkin
    üstgeçitler kurup, altgeçitlerde titreyen devrimci ruhum
    devletimin gri yüzü, bu kadar...
    bu kadarsa ayrılıklarla örülsün yünüm
    ankara, anakarası yaşamadım, diyebildiğim her şeyin
    yine de hoşçakal şehrim, şehrim hoşçakal
    sevgilin, oğlun, şairin... nankörün olayım.

    2
    dönerim belki bir gün, papazın bağı'nda martıların uçuştuğu bir gün
    oltamı kuğulu park'ta unuttuğum bir gün
    belki oğlum beni babalar günü’nde hatırlar
    sevinirim, akasya kokularına bürünürüm
    neyin meşhur? keçin. duydum da hiç görmedim
    sakarya'n, niyeyse hep sakarya'n
    içerim belki bir gün, behçet’in koluma girdiği bir gün
    neyin meşhur? hiç de nankör olmadıydım bu kadar
    belleğimin apışarasında oyuncak bir bentderesi maketi gibi kaldın
    salavat getirdi çıkrıkçılar yokuşu'n...

    istanbul'da bu moda: her şey küçük harfle başlar
    özellikle yer adları artık özel değildir
    devrimin evrildiği yerde bunu nasıl anlamadım
    kamudan yarattığım rengi gavurlara resmettirdim
    bol sıfırlı resmi plâkalar iliştirdim cüzdanıma
    devletim gülümsedi derin derin
    konur sokak'ta engürü kahvesinde nihat'ın ıstakasının tam ortasına düştü
    ben sıfırın altına düştüm, herkes ağladı

    çocuk sordu, sordu piç kurusu:
    - bu şiirde niye hiç büyük harf kullanmadın?
    - istanbulin giyindim, kendimden soyundum
    belki bir gün anadan üryan, babadan isyan kalır
    bir gün yürür, gider, adam olurum.

    3
    hoşçakal şehrim, şehrim hoşçakal
    an kara tahtam, yan kara yüzüm, son kara yolculuğum
    beni artık gökler, denizler paklar
    kâğıtlara dar gelen kalemler, kalemleri boğan kusmuklar
    nedir ki, neye varır ki, nereye varır dur'um, durağım
    seyrelir içimde rengini unuttuğum bir su
    bir şeyleri kaldırır kaldırır oturturum
    belleğimdeki tek kırıntı bu, ötesi serum
    her şeye varım, kabûsu türki, kâmusû ölüm
    ama o su, ama o su da olmasa
    bilmezler ki o zaman, anlamaz ki zaman
    bir hızar sesi kulak diplerimi ovalar

    hoşçakal şehrim, asıl şimdi, artık şimdi hoşçakal
    dünya hâlâ dönüyormuş- öyle diyorlar."
    0 ...
  53. kahır çağı

    1.
  54. bir ahmet erhan şiiri:

    "Yandan çarklı bir yazıya takılıp kaldım
    Ömrüm ey ömrüm
    Bilgisayar çağındasın
    Pürtelaş– bu ne telaş
    Word excel– peki ne olacak seyirciler
    Kalbin akranısın, aşkın zencisi
    Yalansın, upuzun bir yalandasın
    Küresel bir yalnızlıkta çakmak ateşi bile değilsin
    Apartmanın ortasında cep telefonun çalarken üstünü üstlük
    Elinde şakur şukur şişelerle karanlıkta kalırsın
    Mum söndü
    Ayna seyreldi
    Kahır çağındasın..."
    0 ...
  55. oturup bir kıyı kahvesine

    1.
  56. bir ahmet erhan şiiri:

    "Oturup bir kıyı kahvesine
    Dalgaların sesini dinlesem
    Bütün dostlarımı, sevdiğim bütün kızları
    Çağırsam bir yerlerden
    Gelseler. Karşımda dursalar. Gülümseseler.
    Onlara, mutluyum desem
    Desem, bir daha kederli göremezsiniz beni!
    Bu denizin kıyısındaki çakıltaşlarını
    Maviye boyamakla geçecek ömrüm
    Martılara ekmek atmakla,
    Ve şiir yazmakla bir de...
    Bahçelerinde mısır kavrulan
    Şu evler benimdir.
    Sevgilimdir bu kız,
    Çiçekli entari üstünde
    Ayaklarında takunya,
    Saçlarında yasemin...

    Buradayım şimdi
    Beni arayan olursa
    Adresi mutluluk,
    Ülkesi Akdenizdir, deyin."
    1 ...
  57. artık yaşamaktan öte

    1.
  58. bir ahmet erhan şiiri:

    "Artık yaşamaktan öte bir seçim kalmıyor bana
    Kanımda tortu hâlinde umutlar dolaşıyor
    Kalbim, acılarla seyrelen bir elek olarak
    Yine kırgın, kimsesiz, dünyayla dalaşıyor.
    Yok bana bir durak, bana soluk yok.
    Yağmur beni dürtmek için düşüyor saçlarıma
    Beynim, değirmenim, soruları öğütenim.
    Hep sonunda seni avuçlarıma almak
    Kağıt kalem şiir, kağıt kalem şiir
    Ey yıllardır dünyaya karşı kurduğum barikat
    Koru kendini, güneş arkadan vurabilir.

    Artık yaşamaktan öte bir seçim kalmıyor bana
    Bütün kitapların ölçüleri ona dar geliyor
    Hiçbir sözcük dikemiyor açılan bu söküğü
    Yüzüm hücrelerine dek yarılıp genişliyor
    Her sokağa çıkışımda, dünyayı içine çeker gibi...
    Rüzgâra karşı bağırıyorum, ey gençliğimin yarısı
    Sesimin burgaçları alıp götürüyor beni
    Bir çığlık kalıyor kentin çatılarında
    Artık hiç birleşmeyecek binlerce sözcük...
    Bunun için bir daha okumayın şiirlerimi
    Varsın gökyüzünde bir de duman donsun
    Bir şair de ne olur evine ekmek taşısın
    Durup çocuklarla konuşsun, bugün hava,
    Güzel olacak desin, maça gitsin, bağırsın
    Hep kendini deşen bir hançer olmasın şiir
    Ey yaşama dürtüsü, ey kalan son burcum
    Koru kendini, gökyüzü alnına çarpabilir.

    Taşlar filiz sürüyor tohum çürürken toprakta

    Artık yaşamaktan öte bir seçim kalmıyor bana..."
    0 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük