Haspishane hikayelerini daha önce izleyip(Esaretin Bedeli, Prison Break, Oz) sevenlerin okuması gereken Dostoyevski romanı.
Dostoyevski gibi bir akla sahip birinin, insanın düşüp gidebileceği en kötü koşullarda, en olumsuz yerde dahi nasıl gözlem yaparak hayatta kalabileceğini, hayatın tadlarını yakalayabileceğini ve mahpusların ruhsal değerlendirmesini yapabileceğini kitap boyu görüyoruz.
koyu manchester united taraftarı olarak, izlemesi büyük bir keyif veren manchester city futbolcusu. kısa pas, uzun pas, ara pas, havalı pas farketmez o kadar düzgün, olması gereken sertlikte toplar atıyor ki hayran kalmamak elde değil. en büyük özelliği asist yapabilmesi olarak gözükse de topla birlikte de çok çabuk hızlanabilen, sert ikili mücadelelerde ayakta kalabilen eforlu bir futbolcu. bir diğer hayran olduğum özelliği de çok afedersiniz köpek gibi pres yapması.
futbol hayatına kanatta başlayıp orta sahanın ortasında bu kadar çok niteliğe sahip bir oyuncu olup çıkması tebrik edilesi.
Steven abimizin Porpucine Tree grubundan inanılmaz ötesi güzel şarkı.
Sözlerini ve çevirisini de yazayım siz de evde bağırarak söyleyin:
Don't Hate Me
A light snow is falling on London
All sign of the living has gone
The train pulls into the stations
And no-one gets off and no-one gets on
Don't hate me
I'm not special like you
I'm tired and I'm so alone
Don't fight me
I know you'll never care
Can I call you on the telephone, now and then?
One light burns in a window
It guides all the shadows below
Inside the ghost of a parting
And no-one is left, just the cigarette smoke
Don't hate me
I'm not special like you
I'm tired and I'm so alone
Don't fight me
I know you'll never care
Can I call you, I'm terrified
Turkish
Benden Nefret Etme
Londra'ya hafif bir kar düşüyor
Tüm yaşam belirtileri yok oldu
Tren istasonlara çekiyor
Ve ne kimse iniyor ne de biniyor
Benden nefret etme
Ben senin gibi özel değilim
Yoruldum ve öyle yalnızım ki
Uğraşma benimle
Umursamayacağınu biliyorum
Seni telefonla arayabilir miyim, şimdi ya da sonra?
Bir ışık yanıyor pencerede
Yerdeki tüm gölgeleri gösteriyor
Bir hayaletin ölümüne dair
Ve kimse kalmıyor, yalnızca sigara dumanı kalıyor
Benden nefret etme
Ben senin gibi özel değilim
Yoruldum ve öyle yalnızım ki
Uğraşma benimle
Umursamayacağınu biliyorum
Seni arayabilir miyim, çok korkuyorum
belki de insanımızın kitaptan beklentisi fazla. hatta yanlış. çevremde gördüğüm insanlar kitabın kendini kişisel olarak geliştirmesini, kendisini hiç hiç sıkmamasını ve çok da zamanını almamasını (yani kalın olmamasını) istiyor.
bence kitabı;
-eğlenmek için okuyun
-hoş ve kaliteli zaman geçirmek için okuyun
-başka dünyalara gitmek için okuyun
-romanlardaki karakterlerle bütünleşerek empati yeteneğinizi geliştirmek için okuyun
-hayal gücünüzün derinliklerine dalmak için okuyun
-hayatın monotonluğundan sıyrılmak için okuyun
-yalnızken de güzel vakit geçirebilmek için okuyun
üzülerek söylüyorum istanbul'da yaşayanların maalesef daha da bir sorunlu olduğu alan. gün geçtikçe delilik derecesinde kalabalıklaşan, kirlenen, maziden kalma güzellikleri yanında maalesef bir çok maddi&manevi sorunlar getiren şehir.
Yes'in 2011 yılında çıkardığı Fly From Here albümünden über hoş bir parça. ilk saniyesinden itibaren ruha işleyen bir yapısı vardır.
Hiç ummadığın yerlerden beklemediğin albümlerden kendini sevdirir progressive rock. işte bu yüzden çok güzel...