reglden önceki on gün boyunca, sabah aç karnına, ılık ballı ve limonlu su içilmeli. ballı su karın kaslarını gevşetiyor ve bağırsakları çalıştırıyor. aynı zamanda adet öncesinde oluşan tatlı krizlerine karşi da oldukça etkili oluyor.
kanal D ekranlarında kırmızı hırkasıyla gözümü almayı başaran, lise mezuniyetinde davul sesiyle coşup göbek attığım, istanbul da aynı evi paylaştığim makarna ve akıtma yapmakta usta 7 senelik arkadasım...
biyolojik ayrışma sırasında yüksek enerjili moleküllerden çekilen hidrojen atomları,çeşitli bileşiklere bağlanırlar.hidrojenlere bağlayan bu tip atomlara hidrojen kabul eden-akseptör-adı verilir.
final dönemi gelip çatmıs, çalişilması gereken dersler ertelene ertelene son günü bulmustur(yumurta kapı meselesi).gece; okuduğumu anlayamıyorum bahanesi ile erkenden yatıp sabahın bir köründe kalkıp açık bir zihinle çalişma kararı alındıktan sonra saat kurulup yatılmıstır. ama sabahın sessiz karanlığında çalan alarm sizi o çekim kuvvetinden koparıp alamamıştır.
oluşumları bakımından genellikle derin ve soğuk göllerdir.Dibi örtüsüz kayaçlardan oluşan derin,dar sahil şeritli ve bu yüzden P,N ve Ca gibi çözünmüş besleyicileri az olan göllerdir.Bu tip göllerde çözünmüş madde,besin ve fitoplankton içeriği azdır, içmeye elverişlidir.
yüksek biyolojik aktivite ile sonuçlanan besleyici,organik maddece veya her ikisincede zenginleşme olayıdır ve doğal bir yaşlanma işlemidir.Suyun yeşil ve bulanık bir renge dönüşmesine, kıyılarda yosunların birikmesine yol açar.Aşırı ötrofikasyon durumunda çok büyük miktarda yosun üremesi ve bu yosunların dibe çöküp ayrışması sonucu,dip sularında oksijen tükenir ve hidrojen sülfit gazı ortaya çıkar.(çürük yumurta kokusu).
Sultan süleyman'a Kırım hanı tarafından gönderilen armağanlardan biri olan; haremdeki diğer cariyelerden daha güzel olmayan -hatta biraz şişman ,burnu da oldukça uzun ve kemikli olan- fakat güleryüzü ve gözlerinde zeka pırıltıları dolaşan esmer,yuvarlak yüzü ile sultanın aklını çelmeyi başaran entrika dehası Slav kızıdır.
içindeki çalişma isteğinin uygulamaya dökülmesi için çeşitli teşvik unsurlarının ve gelmeyeceği bilinen ilham perilerinin gelmesini bekleyen ; gelen giden olmadığında da okulu sindire sindire bitirme mantığına bürünen insandır.