kağıt kesiği nedir bilir misin? minik bir kesiktir ama sızısı büyüktür hani..
biz seninle bir kağıdın kesiğiydik. kısacıktı öykümüz ama ardında bıraktığı sızı çok derin. elbet bir gün geçecek bu; ayak parmaklarımdan başlayıp, midemde ve soluk borumdan geçip, burnumun ucunda son bulan sızı..
kapanacak o yara bi süre sonra ama her aklıma geldiğinde yine içim sızlayacak. bir daha kağıda* dokunmak istemeyeceğim...
ilk üç aşama VUK kapsamında, Tahsil aşaması ise AATUHK'a tabidir.
VERGi HUKUKUNDA SÜRELER:
1.Hak düşürücü süreler: mükelleflere sunulan her türlü yargısal başvuru süreleridir.
Örn: dava açma süreleri
2.Vergi ödevlerine ilişkin süreler: mükelleflerin vergileme ile ilgili süreleridir.
3.Müsamaha süreleri: pişmanlık
4.Düzenleyici süreler: idareye veriler sürelerdir. (vergi idaresi, vergi mahkemesi, vs.) yaptırımı yoktur.
5.Zamanaşımı süreleri: vergi dairesinin tahakkuk ve tahsil yeteneklerini ortadan kaldıran sürelerdir. Usulsüzlük haricinde tüm zamanaşımı süreleri 5 yıl, usulsüzlük zamanaşımı süresi 2 yıldır.
Vergi mükellefinin ödevleri arasında yer alır. Her yıl kasım ayında üretimi belirli ölçeği geçen çiftçiler ve zırai işletmeler tarafından mahalle veya köy muhtarlarına yazılı veya sözlü olarak yapılan ürün beyanıdır.
Bir gerçek kişinin (mükellefin) farklı sektörlerden elde ettiği tüm kazanç ve zararların, birbirinden mahsup edilerek tek matrah halinde vergilendirilmesidir. Oratay çıkan matraha ortan oranlı vergi uygulanır.
Verginin hesaplanabilmesi için mükellefin beyan ettiği bilgiler güvenilirliğini yitirmişse; kaçakçılık şüphesi varsa veya kanıtlanmışsa ya da mükellefin verdiği bilgiler verginin hesaplanabilmesi için yeterli değilse idarenin yeniden belirlediği vergi matrahıdır.
Mali yılbaşından 75 gün önce en geç 17 ekim tarihinde toplanan, 55 gün süresince gelecek yılın bütçe hazırlıklarını yapan komisyondur. 40 kişiden oluşur. Dağılımı iktidar partisi (en az 25 kişi), muhalefet partileri (en çok 15 kişi) şeklindedir. Komisyon hazırldağı bütçe taslağını 1 ocak tarihinden 20 gün evvel tbmm genel kuruluna sunar.
belirli şartlar altında (don, kuraklık, sel, vb.) ürününün en az 1/3ünü kaybeden mükelleflerin vergi borçları ve cezaları maliye bakanlığı'nca terkin (silinir) olur. vuk'nun tek terkin sebebidir.
Ayasofya da üst katta güney galeride en güzel örneklerinden birisi vardır. yalvarış, yakarış anlamına gelir. solda hz. meryem, sağda hz. yahya ve ortalarında tahtında oturan isa...
meryem ve yahya kıyamet gününde insanlığın suçlarının affolması için isaya yakarırken betimlenmişlerdir.
Rivayet odur ki Mimar Sinan, Süleymaniye Külliyesi'nin temelini attıktan sonra, bu temelin oturması ve sağlamlaşması için inşaatı durdurmuş ve bir yıl kadar beklemiş. inşaatın ekonomik nedenlerden dolayı durduğu yolunda duyum alan ve Osmanlı ile her alanda yarış içinde olan Safevi şahı Tahmasb, fırsat bu fırsat diyerek Kanuni Sultan Süleyman'ı utandırmak istemiş ve padişaha inşaat tamamlansın diye bir sandık dolusu mücevher göndermiş. Ancak rivayet olunur ki, buna çok sinirlenen Sultan, mimarbaşı Sinan'a gereğinin yapılmasını buyurmuş ve büyük usta da bu eşsiz hazineyi, Safevi elçisinin gözü önünde, bir dibekte dövdürüp toz haline getirterek Süleymaniye'nin inşaat harcına katıvermiş.
Tarihçi Prokopios'a göre, Miletoslu Isidoros ve Trallesli Anthemios'un mimarlığını yaptığı kilisenin inşaatında; yüz ustabaşı, bin usta, on bin işçi çalışmış; Suriye, Mısır, Yunanistan ve Küçük Asya'dan gelen gemiler dolusu malzemeyle Ayasofya'nın inşaatı 5 yıl 10 ay ve 24 günde bitirilmişti. 27 Aralık 537'deki açılış törenine patrik Menas'la birlikte gelen imparator, yapının güzelliği karşısında şöyle demekten kendini alamamıştı: "Bana böyle bir kiliseyi yaptırma şansı verdiği için Tann'ya şükürler olsun."
ilk kez Joly Belin adında bir Fransızın, kazara giysisinin üzerine kero-sen dökmüş ve bunun giysisinin üzerindeki lekeyi temizlediğini görmesiyle ortaya çıkmış temizleme yöntemidir. Kendisi Bu işin üzerine giderek 1840' lı yıllarda Paris'te ilk kuru temizleme işletmesini açmıştır. Başlangıçta kuru temizlemede çözücü madde olarak gaz veya kerosen kullanılıyordu. Günümüzde ise hemen hemen tüm dünyada 'perkloroetilen' veya kısaca 'perk' diye tanımlanan bir çözücü kullanılmaktadır.
Elbiseler, kuru temizleyicide su yerine bu çözücü ile yıkanır. Çözücü buharlaşmasın, havayı kirletmesin ve tekrar kullamla-bilsin diye her seferinde bir yerde toplanır. Bu şekilde temizlenen giysiler, ütülenince yeni gibi dururlar.
Bombus, renkli tüyleri olan, türdeşlerine göre oldukça iri yapılı ve genelde toprak altında yaşayan bir yaban arısı türüdür. Bombuslar'ın uzun dilli türleri, çiçek borusu uzun olan çiçeklerden de çiçek tozu ve bal özü alabilir. Bu, diğer arılar için oldukça zor hatta imkansız bir işlemdir. Hatta bazı türler, bal özüne ulaşabilmek için önce çiçeğin dış kısmını ısırır ve açtıkları delikten dillerini içeri sokarak kolayca beslenir. Bombuslar'ın göğüs bölgesinde tutunma ve yürümeyi sağlayan üç çift bacakları vardır. Bu bacaklardan birinci çift, antenlere bulaşan çiçek tozlarını ve diğer tozları temizlemek için özel temizlik gereçleri ile donatılmıştır. Bu sayede koku alma organı olan antenler sürekli temiz tutulur.
Sürüler halinde yaşayan bu antilop türünün bazen 100, hatta daha fazla üyesi birarada bulunur. Son derece hızlı hareket edebilen bu antilop türü, düşmanları tarafından takip edildiğinde yarış atlarından daha hızlı koşabilir.
Bir insan gıdıklanınca, derinin yüzeyinde bulunan küçük sinir lifcikleri harekete geçer. Özellikle tüyle okşama, böcek yürümesi gibi olaylara hassas olan bu lifcikler, sinyalleri beyne gönderirler. Ancak araştırmacılar bu sinyallerin beyinde nereye kaydedildiğinden emin değiller. Beyinin gıdıklanmaya tepkisi, kaşınmaya olan tepkisi gibi, gönülsüz yapılan bir tepkidir.
Deniz seviyesinde hava basıncı l atmosferdir. insan vücudunun solunum ve dolaşım sistemi bu basınca ayarlıdır. Ancak suyun içinde, derine gittikçe, her 10 metrede basınç l atmosfer daha artar. 30 metre derinlikte su basıncı 3 atmosferdir, yani bu derinlikte vücudumuzun her santimetrekaresine suyun yaptığı basınç, yüzeye oranla üç mislidir.
Hiçbir gereç kullanmadan, 30 metre derinliğe inildiğinde, akciğer kapasitesi dörtte birine düşer, kan basıncı artar, vücut ısısı düştüğünden kalbin atış hızı artar, bilinç bulanıklığı başlar. Bu nedenle yardımcı gereç kullanmadan 30 metrenin altına inmek tehlikelidir.
Ancak tüple dalışın da kendine özgü sorunları vardır. Derinde dış basıncın yüksek olmasından dolayı tüpten solunan havanın içindeki oksijen, azot gibi gazlar, dokulara daha küçülmüş bir hacimle dağılırlar.
Eğer su yüzeyine süratle çıkılırsa, basıncın azalmasıyla bu gazlar da süratle genleşir. Oksijen dokularda kullanıldığından sorun yaratmaz, ama özellikle azot gazı damarlarda süratle genleşerek, damar tıkanıklığı, akciğer yırtılması ve hatta felç gibi önemli vücut hasarlarına yol açar.
Bu şekilde vurgun yiyenler, süratle basınç odalarına alınırlar. Burada tekrar vurgun yediği derinlikteki basınç verilir ve dengeli olarak azaltılır. Bir başka önlem de vurgun yiyeni, aynı derinliğe tekrar indirmektir.
sabun bir antiseptik, yani mikrop öldürücü değildir. Normal bir deri üzerinde, ölü deri hücreleri, kurumuş ter, çeşitli bakteriler, yağlı ifrazatlar ve toz vardır. Sabunun özelliği, mekanik olarak derimizin üzerinden bunların alınmasını sağlamasıdır. Suyu ve yağı (ne yağı olursa olsun) aynı kaba koyarsanız birbirlerine hiç karışmazlar aksine su ve yağ molekülleri arasında birbirlerini iten bir güç vardır. Elimizi sadece su ile yıkadığımızda, derimizin üzerindeki yağ tabakası, suyun derimize temasına mani olur, onu dağıtır ve tam anlamı ile temizlik sağlanamaz. işte burada sabun devreye girer ve aracılık rolünü üstlenir.