bugün

Bildirme, haber verme
(bkz: bildiri)
abartma türü olarak;
akla ve göreneğe uygun olan abartmadır.
kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda.
müslümana nasihat,gayri müslüme de islamı tanıtmak;anlatmak.
yapmamızla emrolunan ilahi emir..
tebellüğ ile kankadırlar.
sahabenin semerkant'a çin'e habeşistan'a yürüyen adımlarındaki dini yayma gayretidir.
her müslüman'ın, her hristiyan'ın, her yahudi'nin görevi olduğu için din özgürlüğü'nün sınır noktası. Örtülüde yapılabileceği gibi açıkta yapılabilir. Dini özgürlüklerin sınırsızlandırılması sonucu dinin en büyük uygulamalarından biri olan tebliğin etkinlik kazanması ile birgün sokakta yüyürken hop diye adamın birinin size dine davet etmesi gerekir. Yahut yaklaşık 100.000 yıllık dinler tarihinden öğrendiğimiz gibi tebliği ağır başlılıkla kabul etmezseniz, götünüze sokularak kabul ettirilir.
dinin emir ve yasaklarının duyurulmasıdır. said-i nursi " devir tebliğ değil temsil devridir" diyerek, dinin zatan hz. muahmmed tarafından tebliğ edildiğini , tebliğin faydalı olması için dinin yaşanmasının daha faydalı olduğu görüşündedir.
"tebliğinizi yapın, inanmazlarsa onlara uzaylılarmış gibi bakın" şeklinde bir ayet bulunmamaktadır, bu şekilde yapılan davranışlar hem kişinin imanının sakatlanmasına, hem de bu şekilde davranılan insanlarda* islam hakkında bir önyargı, kötü bir izlenime yol açacağından, altından kalkılması zor bir vebal altında bırakır. Müslüman olduğunu iddia edip bazı işlere kalkışanların özellikle dikkat etmesi gereken bir durumdur, olur da eğer tebliğ yaptığınız insan bir şekilde davranışlarınızdan dolayı islama karşı bir tavır alırsa başınıza bela alırsınız.
''sen onları, hikmet ve güzel konularla rabb'inin yoluna davet et.'' (nahl/25)
ayette görüldüğü üzere açıkca ifade edilendir.

(bkz: tebliğ)
--spoiler--
gelin ey kardeşler gelin hu mevlam hu!
--spoiler--
Gotik dönemde sık kullanılan duruş tarzı.

Meryemin resmedilisleri ünlüdür bu konu hakkında.
askerlikte en çok geçen kelimelerden biridir.
kelime manası haberdir.
dini literatürde ise hakikata, allah'ın nizamlarına çağrı manasında kullanılır.
çok basit bir mantığı vardır, allah var-yok şüphesinden, ehli sünnete kadar giden yol şudur:

allah'ın varlığını kanıtlama:
- kendine, etrafına, dünyaya, kainata bir bak bu sistem kendi kendine olmuş olabilir mi?

allah'ın bir takım emir ve yasaklar göndermesi:
-allah bu dünyayı ve insanı yarattıysa, insandan istediği bir takım görvler vardır, boşu boşuna yaratıp beklemez.

allah'ın emir ve yasakların tam listesi:
-allah, insandan isteklerini, peygamberler göndererek iletmiştir. bilinen tüm peygamberleri islam kabul eder, son peygamber olduğunu allah söyler, diğer dinler muhammed'i peygamber kabul etmez, oysa islam kabul eder, demek ki islam doğrudur.

kuran tek başına anlaşılmaz, hadisler gerekir:
-kuran'da açık ve belirsiz ayetler vardır. namaz ve zekat gibi ibadetler kuran'dan anlaşılmaz hadislerden yardım alınır. sahih ve sahih olmayan hadisler vardır, buhari ve müslim'in derlediği hadisler, sahih kabul edilmiştir ve bunda büyük alimler ittifak etmiştir.

hadisler de anlaşılmaz doğru yorumlama gerekir:
-hadisleri, ayetlerde oldugu gibi kafamıza göre okuyup yorumlamamalıyız. hadisleri yorumlama ve kuran'la birleştirme işini, 4 büyük imam yapmıştır, bunlar hanefi şafi hanbeli maliki'dir. bunlar hak mezheptir, kalanlar sapıklardır.

hak mezhep kuralları temel yasalar olmalı:
-allah'ın kanunları insan kanunlarından üstündür. mantıklı insan, allah'ın kanunlarının üstün olduğunu kabul edendir, şeriat yasaları, en yüce yasalar, ahirette cennete gidebilmek için zorunlu olan yoldur.

işte aşağı yukarı bundan ibaret bir tebliğ yolu vardır, artık kişi neresinde takıldıysa oradan başlarlar. din kitapları dışında kitaplar da okumuş, araştırmalar yamış kişilere etkimez, kafası çalışmayan, hiçbir şeyi kendi başına öğrenemeyen, kendi bir fikri olmayan kişilere çalışır. deneyin görün.
"islâm’a da‘vet faaliyetinde önemli payı olan bir kesim de sûfîlerdir. Nitekim Anadolu ve Balkanlar’ın islâmlaşmasında en büyük şeref bu kesime aittir. Özellikle Ahmed Yesevî, Abdülkādir-i Geylânî, Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî, Ebü’l-Abbas el-Mürsî, ibn Atâullah el-iskenderî, Seyyid Ahmed et-Ticânî, Seyyid Muhammed b. Ali es-Senûsî gibi ünlü sûfîler gerek cezbedici dinî-ahlâkî şahsiyet ve yaşayışlarıyla, gerekse vaaz ve irşadlarıyla güçlü ve etkili birer da‘vetçi olarak kendi ülkelerinde faaliyet göstermişler, onların müntesipleri de aynı faaliyetleri devam ettirmişlerdir.

Da‘vet faaliyetinde tüccarlara ve sûfîlere hacıların ve ayrıca yabancılar eline düşen müslüman esirlerin çabalarını da eklemek gerekir. Mukaddes topraklarda tazelenen ve güçlenen dinî duygularla ülkelerine dönen hacılar, bu duyguların verdiği azim ve şevkle birer islâm da‘vetçisi olarak çalışmışlardır. Hatta hacıların bu çalışmalarındaki başarılarından kaygılanan bazı Avrupalı yöneticiler kendi sömürgelerinde hacca gidişi kontrol altına alma gereğini duymuşlar, bunun için ağır vergiler koymuşlar, vizesiz hacca gidenlere cezaî müeyyideler uygulamışlardır (bk. Arnold, s. 405-406)."

Ayrıca islâm dininin “müsamahakâr hak din” oluşu ve bu prensibin tarih boyunca hemen bütün müslüman da‘vetçiler ve fâtihler tarafından titizlikle uygulanması, bu suretle başka dillerden, renklerden ve kültürlerden insanlara geniş bir din ve vicdan hürriyeti tanınması, islâm dininin özellikle Afrika, iç Asya ve Uzakdoğu’nun nisbeten geri ve kültür seviyesi düşük toplumlarına aydınlatıcı, birleştirici ve bütünleştirici mahiyette itikadî, ahlâkî ve hukukî prensipler sunması gibi sebepler de islâm da‘vetinin kolaylıkla benimsenmesine yardımcı olmuştur."
Musa: rabbim! Dedi, yüreğime genişlik ver. [20:25]

işimi bana kolaylaştır. [20:26]

Dilimden (şu) bağı çöz. [20:27]

Ki sözümü anlasınlar. [20:28]
ikiniz beraber firavun’a gidin, çünkü o sınırı çok aştı. ﴾43﴿ yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.” ﴾44﴿

taha suresi.
"insanlara iyiliği emreder de, kendinizi unutur musunuz?!."

Bakara, 2/44
Tebliğ, Arapça'da ''bildiri'', ''duyuru'' anlamına gelen dini bir terim olup (bkz: cihad)ın sözlü aşamasıdır. Çünkü islam'da cihad, dinin ilk ve en önemli emri olup her mümine farzdır ve cihad, takiyye de dahil çeşitli yollarla yapılır.
Modern ahlaka göre (bkz: dini tebliğ bir tür terördür). Tebliğ, sözlü tacizdir.
''bildirme, haber verme'' anlamında arapça kökenli bir sözcük.
tebliğ / teblîğ / تبليغ / تَبْل۪يغْ

Ulaştırmak. Götürmek.
Bildirmek.
Eriştirmek.
Bildirme, ulaştırma.
Ulaştırma, bildirme, ilâhî emirleri insanlara anlatma.
Peygamberlerin, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, insanlara eksiksiz ve noksansız olarak bildirmeleri.
Bildirme.
Bildiri. (Arapça)
Yetiştirme. (Arapça)
Ulaştırma, bildirme.