başka etnisiteleri aşağılayarak türklüğünü yüceltebileceğini sanandır. ne kadar insan tartışılır.
genel özellikleri kürt lafını gördüğü an dengesini yitirip beyninin küfür loopuna girmesidir. içindeki kin parmaklarından dökülürken ardında onları yazarken ne kadar zavallı olduğunu izleyen beni hayal etmesi en büyük fantezim. ne güzel de yücelttin milletini, etnini diye aç karnını doyurmak sonra.
öyle bir canlıdır işte. yücelikten sıkça bahsetmesinin nedeni bulunduğu düşük rakım olsa gerektir.
bir darbe sonucu sivil olmayanlarca yani askerler tarafından oluşturulmuş anayasadır.
bu tip anayasalar ülkelerin değişen ihtiyaçları sonucu anayasanın değişmesi gereken zamanları öngördüklerinden buna ket vurmak için değiştilemez maddeler içermektedir. oysa her şey değişebilir. önemli olan insanlar ve ihtiyaçlarıdır. ortaya konulan metinler insan gereksinimlerinin önüne geçemez.
komik bir davranıştır. kürtlerin devlet kuramadığı gibi bir şey olmadığı gibi ülkesinin bölünmesini istemezmiş gibi yapan zevatın kürtleri provoke edecek bu gibi söylemlere prim vermesi de tuhaftır.
ne yani kürtleri devlet kuramadı diye aşağıladığınız zaman bir gün devlet kurduklarında sana ne diyecek kürtler? 'bak biz de devlet kurduk sizin gibi çağdaşlaştık' mı? bunu dediğinde nasıl bir cevap vereceksin? yine ortalığa tükmük saçarak 'bizi bölemezsiniz' diye vızıldayacak mısın?
bölünmeme irade işidir. eğer bir toplum bütün fertlerini mutlu etmiyorsa ve bir toplumda kardeşlerden birisi diğerini sürekli aşağılıyorsa orada kardeşlikten falan bahsedilemez. sürekli aşağılananın bölünmemesini istemek de ahmaklıktır.
türkiye bugün sömürge olsaydı mutlu mu olacaktık biz türkler? birileri bize zorla başka dilleri öğretmeye çabalasa, toplumumuzun bir bölümü ibadetlerini yerine getiremese, edebiyatımızı zenginleştiremesek? ee bu durumda?
kendisinin mutsuz olacağı bir durumu başkası için isteyen hem insani hasletler bakımından zayıftır hem de bu başkasını kardeş olarak görmüyordur. kürtleri asimile etmek için batıya sürdü bu devlet. sen de şimdi çıkmış 'kürtler bize suç, cinayet, pislik getirdi' diyorsun! ne istiyorsun? gözün mü döndü? amacın ne? iç savaş çıkarmak mı?
birinci tip yönetici kadrodadır. kendisinden hukukun sağlanması beklenir. ama o hukuku birilerine hakaret edilebilsin diye eğip bükmektedir.
ikinci tipse 'aman bu konulara girmiyim, karmam falan düşer' havasındadır. bu tipe burada değinmeyeceğiz.
üçüncü tipse içinde kürtlere karşı kin yokmuş gibi davranıp kürtlere hakaret eden kesimi destekler. sözlük için artı oy verir, başka yerde 'ya tabi kürtler de çok primitif yaaaağneeee' tadında yaklaşır olaya. 'benim de kürt arkadaşlarım var' favori bitiş cümlesidir.
dördüncü tip bundan rahatsız olup ses çıkarmayan tiptir. karma derdi falan yoktur. ama bunun insani hasletlerinden götürdüğünün farkında mıdır bilinmez.
diyarbakır-hani karayolu karaçalı köyü yakınlarında ergenekon kapsamında elde edilen ifadelerden ve jitem itirafçısı abdülkadir aygan'ın itiraflarından elde edilen sonuçlarla yapılan kazıda 100'den fazla kemik bulunmasıdır.
türkiye'nin doğusunda da bir kürdistan'ın kurulması gerektiğini söyleyen türk'tür. mezarlardan fışkıran kemiklerin 30 yıldır çözemediğini çözüm olarak sunup kürtlerin soyunun kırılması gerektiğini savunan türk'tür ayrıca.
kürtlere 'ermenileri hatırla' diyen türktür ve bunlardan yeterince çok sayıda vardır.
biz deniz gezmiş'i milliyetçiliğe fazla kaymakla eleştirirken, alparslan türkeş'i onun yerine ikame edenler var, bak sen şu işe!
türkiye cumhuriyeti dahilinde karşılaşılması sıradan tiptir.
sadece katliamları meşrulaştırmaya yarayan kafatasçı bir zihniyeti ve savaş çıkarmak ve kitleleri yok etmek için oldukça güzel ikame edilen bir saçmalıklar silsilesini sevgi olarak algılayıp, hatalarıyla da olsa kitleleri kucaklamak, bu coğrafyaya kardeşlik tohumlarını yeniden ekmek için uğraşan idam edilmiş bir genci harcayabilir bu tip.
türkeş'in mezarı başında dolunayda gaza gelip uluması, dünyanın daha iyi bir yer olması konusunda hollywood'un van helsing tarikatına besleyici bir literatür sunduğunun da kanıtı olsa gerek.
türkiye cumhuriyeti'nin eski adalet bakanı ve bugünün de insan haklarından sorumlu bakanı tarafından dtp'nin yerel seçimlerdeki başarısı üzerine sarf edilen iler tutar yanı olmayan söz.
bir taşla hem ermenileri hem kürtleri vurarak 'bizi sırtımızdan bıçaklayanlar' söyleminin çeşitli örneklerini sunmaya devam ettiği için kendisine minnettar olmalıyız.
başka bir partinin sempatizanı olmasına rağmen chp'ye oy veren benim gibi büyük bir grup insanı seçim sonrası açık mağlubiyete rağmen gaza getirmek için 'biz bilmemkaç puan öndeyiz' zırlamasına kurban eden chp'nin yaşadığı hezimettir.
saat 0000002'ye kadar seçim sandıklarının yüzde 90'ının açılmasını bekledik. neden? çünkü karayalçın 'bizim elimizde yüzde 90'lık sonuçlar var, biz 2 puan öndeyiz' dedi. chp'ye oy verenlere utanmadan yalan söylediler. ya bir parti bu kadar mı özeleştiri yoksunu olur? akp türkiye'nin birçok yerinde sandıkta ciddi bir kayıpla yüzleşti. oyların yüzde 95'i açılmış adamlar hala çıkıp '2 puan öndeyiz' diyor.
genelde islamcı çevrelerde sıkça kullanılan dedikodu kelimesi karşılığı güzel kelime.
dini inanışları kuvvetli olan minibüs şöförlerinin olayı abartıp "benim hakkımda ne düşünüyorsan allah sana on katını versin" gibi ifadeler kullandığı da görülmüştür. gıybeti kafadan koparır bu tavır.
aykut kuşkaya ile ikinci kez hayat bulmuş bir necip fazıl kısakürek eseri. oldukça ağdasız ve akıcı bir dille yazılmış ama etkileyiciliğinden bir şey yitirmemiş bir şiirdir.