bir türlü adam edemediğim eğilimdir. düşün gerektirsin gerektirmesin, herhangi bir başlığın altına söyleyecek sözü olmamasından ötürü sadece (bkz: zıkkımın peki) şeklinde entry giren yazara karşı içimde oluşan serzeniştir. fikir sahibi olmadan huy sahibi olmayın.
bir zamanlar bu cemaatin içinde bulunmuş olarak hayretlerle karşıladığım durumdur. benim savım odur ki; cemaat, liderini yani model aldığı insanı, yanlış yorumlamıştır. idol diye bir kavram vardır, iki anlamlıdır: 1-bireyin hayat felsefesini kabul ettiği insandır diyebilirim. 2-ingilizce idol kelimesi put anlamına gelmektedir. belki uç bir vargı sayılabilir ama bence cemaat "idol"ünü "put"laştırmıştır.
bankalar, kurumlar ve eğitim eğitim ile alakalı gülen hocaefendinin söyledikleri, daha doğrusu eski görüntülerden benim hatırladıklarım oldukça farklı şeylerdi. örneğin hoca bankalar üzerine şunu söylemektedir: "herkes bilsin ki bizim bankalarla bir işimiz olmaz, olmayacaktır. çünkü bankalar, faizin döndüğü yerlerdir. müslümanın faizle bir işi olmaması gerekir." şimdi bu durumu düşündüğüm zaman işin içinden çıkamıyorum. bankasya diye bir banka cemaate mal olmuş durumdadır. aynı şekilde cemaat öğrenci mensuplarına kyk kredisi almayı salık vermektedir.
yine örneğin kurumlar meselesi vardır. hoca efendi "bizim hiç kimse ya da hiç bir amaç uğruna hile ya da haksızlığa başvurmamız mümkün değildir." demektedir. gülen cemaatinin toplumun her kurumunda, her sınıfında bulunduğu gerçeği yadsınamaz. hoca, biz kimseye (soruları vermek gibi) bir kayırmada bulunamayız, bu helal değildir, mübah değildir, dedikten sonra cemaatin kalkıp sınavlardaki hile bahislerine karışmaları ne kadar normaldir? hile, savaşta bile mübah sayılmazken bu durum nasıl açıklanabilir?
eğitim alanı, belki cemaatin en az çuvalladığı tek alandır. cemaat herkesin üniversite eğitimlerine devam etmelerinin gereğini vurgular. tabi bunun da eksisi vardır. bireyler hangi bölümde okurlarsa okusunlar kendilerine bir akademik kariyer biçmeden okurlar. akademik kariyer dışında, okuduğu daha doğrusu öğrendiği mesleğine devam eden birey sayısı bir hayli azdır. yurt dışı okulları ve buralardaki öğretmen kadroları zaten sağır sultan tarafından bile bilinmektedir.
şimdi buraya kadar geldikten sonra kendime şu soruyu sorabilirim, ben bunu niye yazdım?
bir müddet cemaatin içinde bulundum. bu kirlenmeyi yeterince gördüm. dayanamadığımı söylemeliyim. ailelerin genel düşüncesi çocuklarının burada bulunmakla en azından namazlarını kılacakları yönünde. yani cemaat bir anlamda manevi bir sığınak halini alıyor. ama aileler kesinlikle hep daha azına razı olarak resmin kalan kısmını görmüyorlar. cemaat içinde -en azından benim için öyleydi- bilgilenme acı vericiydi. ne kadar çok bildim, o kadar çok soğudum. hocanın en az 30 kitabını okudum. en az 200 bant kaydını dinledim. onun üzerine yazılmış en az 10 kitap okudum. bunlar beni ısıtan şeylerdi. hocanın kafamda oluşan imajı cemaat içindekiler tarafından zedelendi. hissettiğim korozyonu farklı kurumlardaki insanların kendi ağzından dinledikçe de hem ne yazık ki kendimi haklı çıkarıyorum hem de üzülüyorum. cemaat içindeki insanlara bunu söyleseniz kesinlikle "olur mu hocanın her şeyden haberi var" diyeceklerdir. artık şunu çok rahat söyleyebiliyorum; cemaat, fethullah gülen'i yorumlamaktadır. ahiret inancınız varsa -ki biliyorum oralarda bir yerde var- hoca iki eliyle yakanıza yapışacaktır. bunlar benim görüşüm. dışarıdan yorum yapan bir insan değil, aksine olan bitene şahit olmuş, pisliği sezmiş, haksız da çıkmamış bir insan olarak bunları yazıyorum.
edit: tahmin etmeliydim. okumadan fikir sahibi olmak gibi bir kötü huyumuz var. o nasıl bir okuma hızıysa dakikası dolmadan yorum yapıldı bile.
sigara kullanan ve birbirini tanımayan insanlar arasındaki anlam verilemeyen birliktir. bugün başıma gelmiştir.
sigara içmekte olan arkadaşımla bahçede sohbet ederken yanımıza hiç tanımadığımız bir çift geldi ve "pardon fazla sigaranız var mı acaba?" dedi. bir anlık duraksayan arkadaşımsa "benim de başıma gelebilirdi" diyerek çıkarıp çifte birer sigara uzattı. brotherhood bu olsa gerek diye geçirdim içimden.
ya-lan do-lan ha-berin şahı haber sitesidir. içinde magazin, spor, siyaset, gündem, son dakika gibi alt başlıkları barındıran, biraz zaytung'u andıran ama daha az kullanılan güldüren, eğlendiren, dünyadan koparan çevrimiçi oluşumdur.
şimdilerde başıma gelmemesine rağmen lisedeyken hep merak ettiğim, yer yer özlediğim, kaynağı belirlenemeyen karpuz kokusudur. hoca hanım bir tomar fotokopi çektirirdi. alınan fotokopilerle sınıfa giderken, yorgan altında osuruk koklar gibi, fotokopi kokusunu hiç sevmememe rağmen içime çekerdim.
hiç olmamış bir eylemdir. christoph colomb amerika'yı keşfetmemiş istila etmiştir. mevcut yerlileri görmezden gelerek, avrupa merkezci düşünerek keşfettim demek yanlıştır.
edit: abd'de bugün bile kutlanmakta olan bir gün vardır ki o da colombus day'dir.
meşhur olduğu zamanlarda her haber sitesinin ve gazetenin manşetlerde, her televizyon kanalının da ana haberde haftanın 2-3 günü tekrarladığı klasik cümle.
"american fork city, utah"ın kısa yazılışıdır. american fork city, birleşik devletler'de utah eyaletinde bir şehirdir. utah eyaleti ute kızılderili kabilesinin en temel avlanma alanıydı. diğer pek çok şehir ve doğal oluşum, göl, dağ, tepe gibi utah eyaleti de adını bir kızılderili kabilesinden almıştır.
* amerikan yalnızlığı olarak algılamak, yahut yorumlamak ne kadar doğrudur bilemiyorum ancak tek olmak yalnız olmakla eşdeğer ya da en azından denk değer ise doğru sayılabilecek tabirdir. ingilizcesi american exceptionalism olan bir olguyu bana hatırlattığından çeviri yapmak suretiyle aktarıyorum.*
amerikan yalnızlığı, birleşik devletlerin niteliksel olarak diğer ülkelerden farklı olduğu teorisine işaret etmektedir. bu görüşe göre, amerika'nın yalnızlığı* onun "ilk yeni ulus" olması ve başka hiçbir ideolojiye benzemeyen özgürlük, eşitlik, bireysellik, popülizm ve laissez-faire**'i geliştirmiş olması devrimini temel almaktadır.
Yonca Lodi'nin tenden tene isimli şarkısında geçen bir cümledir.
dur bi dakika düşün dur belki beni son görüşün
bak kalbim bana hala hükmediyor
yak ama acıtmadan kalk gel
hadi uzatmadan tenden tene çok şey fark ediyor
suç işledikçe güzelleşir
aşk o zaman özelleşir
yolu herkes biliyor
kaç istediğin kadar dene
yeniliyorsun kendine
sonu herkes biliyor
sensizde dünya evet döner durmaz
ama bu şekilde kalbim hayal kurmaz
yansın ben zaten izin verdim aşka
bir kez ah son kez çıkalım yoldan
dur bi dakika düşün dur belki beni son görüşün
bak kalbim bana hala hükmediyor
yak ama acıtmadan kalk gel
hadi uzatmadan tenden tene çok şey fark ediyor
suç işledikçe güzelleşir
aşk o zaman özelleşir
yolu herkes biliyor
kaç istediğin kadar dene
yeniliyorsun kendine
sonu herkes biliyor
türklerin aya çıkması akabinde de marsa gitmesi ve burada kolonyal bir yaşam alanı kurması, kurulan bu yaşam alanına istihdam edilmek üzere baş müdür, müdür, müdür yardımcıları, personel şefleri, çaycı, temizlik görevlisi ve teknisyen alımı yapmak amacıyla kpss sınavı düzenlemesi, şart olarak da alanında en az 5 yıl tecrübe, word-excel-power point bilgisi, ileri düzey akıcı türkçe aramasıdır. şüphesiz alımlar sadece dünyadan yapılmayacaktır. benim venüslü hemşerim neden marsta istihdam edilmesindir.
peki bir venüslü, plutonlu, neptünlü; ya da farklı galaksili hemşerilerim nasıl kpss sınavına gireceklerdir? öncelikle türkçe öğrenmeleri gerekmektedir. bir kursa yazılırlar. dil yeterlilik sınavından 60 üstü almaları gerekmektedir. bu şart sağlandıktan sonra marstan günün belirli saatlerinde kalkan cydonia <-> beşiktaş arası çalışan mekikler vasıtasıyla dünyaya geleceklerdir. uygun bir dershaneye kayıtlarını yaptırıp sınava hazırlanacaktırlar. başvuru bürolarından mezkur sınava başvurularını yapacaktırlar. sınav günü gelip çattığında da sınava girip sonuçları beklemeye başlarlar.
uygun sonucu alan uzaylı hemşerilerim daha önce bahsettiğimiz mekiklerle marsa geri döneceklerdir.**
marstaki kolonyal yapıda kendilerinden istenen başvuru evrakları:
1-nüfus cüzdanı sureti veya fotokopisi (nüfusa kayıtlı bulundukları galaksi muhtarlıklarından alacaklardır),
2-savcılıktan onaylı sabıka kaydı,
3-ikametgah il muhaberi,
4-gelir beyanı,
5-adrese gönderilen kpss sonuç belgesi,
6-3 adet vesikalık fotoğraf.
şartları sağlayan uzaylılar son aşamada mülakata çağırılırlar*. dayısı olanın işi olacaktır.
google translate, bing translate ya da babylon gibi programların özellikle tür <-> ing cümle bazlı çeviri yapamadıkları dönemde en azından bir web sitesinin ne demeye çalıştığı üzerine bilgi sahibi olmamıza yardımcı olan yazılımdır. ilk demo sürümlerinde bazı harflerle başlayan kelimeleri çeviri yapmayan bu program daha sonralarda mezkur çeviri sistemleri sayesinde kendi papucunu dama atmıştır.
uyku halinde görülen bir türlü anlam verilemeyen, anlam vermek maksadıyla rüya tabirlerine bakılan ancak orada da bir türlü bulunamayan rüyalar bütünüdür.
örn: habip isimli arkadaşımla bir odadayız. otel odası olabileceğini tahmin ediyorum, ya da bir çeşit toplantı odası. birden inceden sarsıntılar hissediyorum. bir şeyler yerinden oynuyormuş gibi. sonra sarsıntılar artıyor. zangır zangır sallanıyoruz. ve pencereden dışarı baktığımda odanın hareket etmeye başladığını farkediyorum. dışarıdaki binalar ağaçlar hareket ediyor. daha sonra anlıyorum ki odamız bir çeşit ray üstünde tren gibi gidiyor. inmek ya da atlamak mümkün değil. telefonum aklıma geliyor, birilerini ne bileyim annemi babamı aramak istiyorum. telefon çekmiyor. ama gps'li telefonumun uydu sinyali aldığını görüyorum.** biraz ileride, bir süre sonra da istasyon gibi bir yerde duruyor oda. kapı açılır açılmaz güvenlik görevlileri eşlik ediyor. yani hala kaçabilmek mümkün değil. habiple beraber biraz daha ilerliyoruz. büyük bir binadayız. adamın biri bize görevlerimizi veriyor. anlayabildiğim kadarıyla burası bir anlamda kölelerin çalıştırıldığı bir yer. görevlerimizi aldıktan sonra habipten de ayrılıyorum. çalıştırılacağım yerde benim gibi bir sürü insan var. bakıyorum hepsi canından bezmiş. anlıyorum ki buradan çıkış yok. ölene kadar çalışacağız. ama belki bir kaç yıl uslu bir şekilde çalışırsak daha hafif işler de verebilirler. o sırada birisi geliyor beni dürtüyor ve önüne bak diyor.
uyanıyorum. uyandığımda nasıl sinirlerim boşaldı anlatamam. ailemden sevdiklerimden uzak kalmak hissi canımı yaktı. ve onlara haber dahi veremiyordum. uyandığımda neredeyse ağlayacaktım. kendimi zor tuttum.
bir kurye şirketi olan "aktif"in evlere servis ettiği paketlere verdiği umum isimdir.
finansbank kredi kartım çalındığı için bankadan yenisini talep etmemle işimin düştüğü firmadır. kartın tedarik süresi 6 günü bulmuştur. özellikle ikinci adresime gönderilmesini talep ettiğim halde birinci adrese göndererek kartımın elime geçme süresini 10 gün uzatan firmadır. müşteri hizmetleri temsilcisiyle görüşmenin mümkün olmadığı firmadır da aynı zamanda. 444****'lü numaraları arandığında sadece "birinci adres" ya da "ikinci adres"e gelmesini istiyorum seçeneğini sunan firmadır da.
yeni doğan bebeğin doğumunun akabindeki 1. ve 5. dakikalarda 2 kere yapılan, bebeğin kas gerginliği, kalp atım hızı, ağrılı uyaranlara verdiği cevap, cilt rengi ve solunum sayısının uzman çocuk doktoru tarafından 0-2 arasında puanlanmasıdır.
duygusallıkta sınır tanımayan kızdır. kesinlikle duygu yüklü olması, aşka ve sevgiye verdiği yüksek önemle bilinir. sinir bozucu bir yönüyle tanınmamakla beraber son derece sempatiktir ve tutarlı bir çizgi çizer. bütün duygularının üstüne de sifon çekip ilk fırsatta evlenir.
(bkz: biliyoruz da söylüyoruz)
toplumcu birey oluşun en bariz örneğini gözler önüne seren "önü alınamaz saçma sapık üreme" meselesinin artık son bulması maksadıyla ortaya atılabilecek çözüm önerilerinden bir tanesidir. Eskiden yaygın olan bir söylemdir "Çocuğum büyüyecek doktor olacak, bize bakacak". Bireylerin daha toplumcu yetiştirildiği bir toplumda da topluma faydalı olabilmesi ihtimalini barındıran bir çocuk doğurma hedefiyle önü alınamaz bir üreme mevcut. Anne tarafımın da baba tarafımın da 8'er çocuk sahibi olduğunu biliyorum. 2'şer kardeş de vefat etmiş. Somali'de her kadının elinde, önünde ve sırtında toplam üç çocuk olduğunu ve hepsinin de açlıktan kırıldığı, çocuk ölümlerinin doğumlarla neredeyse başabaş gittiği, hatta her 6 dakikada bir çocuğun öldüğü gerçeği düşünülürse "bu önü alınamaz saçma sapık üreme" meselesi türkiye'de türkler tarafından bir nebze çözülmüştür diyebiliriz. Türkiye'de ailelerin bakabilecekleri kadar çocuk yapmaları ile mesele çözülmüş gibi görünürken bu durum afrika'da ne kadar işe yarar bilinmez. zira bir çocuğa bile bakabilecek durumda değiller.
Memlekete universiteden yeni donmus olmanin sonsuz mutlulugunu tattigim su gunlerde surekli orada burada zirt pirt duymaya alisik oldugum apaci muziginden uzaklastigimi dusunuyordum. benim ailemde bu tiynette insanlarin barinamayacagini dusunuyordum. Benim Babam toyota gibi adam annem ise ev hanimidir. Kendi hallerinde insanlar... Ortanca kardesim askere gitmek uzere ve yemin ederim apaci degildir. Kucuk kardes oto kaporta cila elektriğe kendini kaptirdigindan beri saclarini kafa tasi seviyesinde tutuyordu, yani onun yuzunden oldugunu sanmiyorum.
Bugun calan o edepsiz muzikle oha filan oldum. Annem hastahaneden daha yeni gelmisti ve o gelene kadar belki 5 defa aramistim onu. Fitraten apachiphobia sahibi oldugum icun telefonun hastahanede her calisinda onu duyanlarin fittirabilitesini hesaplayabilmek konusunda o kadar da cahil degilim. Muzik duyulur duyulmaz ani bir kan basinci artisi ve nabizda duzensizlik, garip bir ostrojen hormonal bozuklugu ve mukotik salgilarda anormalite gozleniyor*. annemin telefonunun bir kez de yanimda calmasiyla muzigin duyulmasi ve akabinde vucuttaki bir takim fizyolojik tepkimeler akabinde ayaga firladim. Annemin yanina bildigin kostum ve 'anne bu ne' diyebildim. Annem ise masumane bir tavirla 'ne var oglum moda degil mi bu?' cevabini verdi. telefonu kaptigim gibi muzigi sildim ve iade ettim, hatta bildigin iade sictim. Neredeyse kusecekti bana annecagizim. Sakinlestirip usulunce anlattim 'anne bu muzik moda filan degil, bir salgin hatta bir şirpintik sicrinti' diye.
Hulasa annelere sesleniyorum, kendinize gelin. Bu muzige destek vererek genclerin katline ortak oluyorsunuz. Gelin yapmayin.
Sibel tüzüne sormuşlar şarkı neden türkçe(!) diye*
o da cevaplamış yazık:
'Daha önce ingilizce şarki ile birinciliği kazandık. Şimdi de bunu Türkçe şarkı ile yapacağız' demiş.
türkçesi
Ay hemen doğmuyorsa, olsun,
Gece uzun karanlık, olursa olsun,
Gözlerin kamaşıyor, aldırma,
Aşka hazır mısın?
Bırak durmadan aksın duygun,
Gözlerini kapat, sus,
yüreğin vursun,
Işığım aydınlatsın geceyi,
Aşka hazır mısın?
Karşında süper star,
Sev beni,
Karşında süper star,
Hisset beni,
Karşında süper star,
Yaşa beni,
Arzu benim, arzu benim,
arzu benim sana,
Ay hemen doğmayacak, olsun,
Gece uzun karanlık, olsun,
Gözlerin kamaşacak, aldırma,
Aşka hazır mısın?
Bırak durmadan aksın duygun,
Gözlerini kapat, yüreğin vursun,
Işığım aydınlatsın.
ingilizcesi
Superstar
I am no ordinary person
I ain't an imitation, but a real diamond
My brilliance will dazzle you, watch out
Are you ready for love?
The night may be too long for you
It may be too dark to see and to feel to be true
I'm gonna light up your night forever
Are you ready for love?
I am your superstar you feel me, baby
I'm your shining star you reach me, baby
I know what you are just show me, baby
Are you ready? Are you ready?
Are you ready for love?
I am your superstar you feel me, baby
I'm your shining star you reach me, baby
I know what you are just show me, baby
Are you ready? Are you ready?
Are you ready for love?
I am not an ordinary person
I am not an imitation
My light will bedazzle you
Are you ready for love?
The night may be too long for you
To see, to feel and to be true
I will light you tonight
Oh...
I am no ordinary person
I ain't an imitation, but a real diamond
My brilliance will dazzle you, watch out
Are you ready for love?
I am your superstar you feel me, baby
I'm your shining star you reach me, baby
I know what you are just show me, baby
Are you ready? Are you ready?
Are you ready for love?
I am your superstar you feel me, baby
I'm your shining star you reach me, baby
I know what you are just show me, baby
Are you ready? Are you ready?
Are you ready for love?
I am your superstar you feel me, baby
I'm your shining star you reach me, baby
I know what you are just show me, baby
Are you ready? Are you ready?
Are you ready for love?
bir de english greek versiyon var:
I am not ordinary person
I ain't an imitation but the real diamond
My brilliance will dazzle you, watch out
Are you ready for love?
inme foni ya ğabis a kuk
repinasisu memis aftomin fovaseks
eroğo hopyosise moroğu
ella geerk to mu
inmei superstar a ğappise
inmeto astonsu k angikse
inmean dikrisu torazi sene
ela edo ela edo ela sina ğapi?
I am your superstar
You feel me, baby
I'm your shining star
You reach me, baby
I know what you are
Just show me, baby
Are you ready, are you ready
Are you ready for love?
I am not an ordinary person
I am not an imitation
My light will bedazzle you
Are you ready for love?
Tonight maybe too long for you
To see, to feel and to be true
I will light you tonight
in mei superstar a ğappise
inmeto astonsu k angikse
in me an dikrisu torazi sene
ela edo ela edo ela sina ğapi?
I am your superstar
You feel me, baby
I'm your shining star
You reach me, baby
I know what you are
Just show me, baby
Are you ready, are you ready
Are you ready for love?