Bok gibi hissediyorum. Yakın çok yakın bir tarih de annemi toprağa verdim. En küçük çocuğu olarak en çok ben vakit geçirmişken sanki en geride beni bıraktı gibi hissediyorum mesela benim çocuğum ona hiç anneanne diyemeyecek mesela benim saçlarımda beyazlar göremeyecek mesela o üzülmesin diye hastalıklarımı saklayamayacağım yada ne bileyim ameliyat olsam gelemeyecek çocuğumun ilk karnesini göremeyecek veya mesela şeklinde daha birçok yaşanamayan iyi kötü anılarıma ortak olamayacak ….
Nasıl anlatsam ıssız bir adaya koymuşlar üç isteğim de yanımda yok gibi bomboş tertemiz pırıl pırıl bir sayfa var da kalem yok gibi hiç gibi ama çok gibi kendime hep sen çok güçlüsün diyorum bu güne kader annem üzülmesin diye sustuğum yada kabullendiğim hersey hadi annen yok napıcaz diyor ama ben o varmış gibi tutuyorum gibi kabul etmişim ama gittiğini kabul etmemiş gibi şuan ben hangi başlık altına ne saçmaladım diyorum beni anlamayın düşmanım bile anlasın istemediğim bir tüh halindeydim. Bitti
Buzdolabında yemek siparisinde gelen mayonez ketçap gibi. [neden orda olduğunu bilmeyen asla kutular varken acilmayan ta ki detaylı temizlikte fark edilip çöpe atına kadar duran o dandirik marka urunler]
o kadar büyük kırıldım ki çok sağlam yapıştırdim kiriklarimi ama zede alirsam bir daha kapanmayacak kadar büyük bir kırgınlık olacak. Olay şöyle başladı çok da mutlu olmadigim bir zaman da büyük vaatler verildi hiçbiri gerçekleşmedi polyana ruhum imkan olsa olurdu dedi yıllar geçti bana hak görülmeyen birçok şey diğer kıza yapıldı yine polyana ruhum şimdi ellerinde para vardı hem sen öz çocuk degilsinle avuttu geçen yıl borç çok oldu anlayışlı oldum en son sen al denildi ben arkandayım ses çıkmadı sürekli böyle daha dün işler yine kesat gidildiği bahsedildi ki zerre bir beklentim yok zaten ama bana kapalı olan musluğun açık olan tarafini görmek huzursuz ediyor iç sesim sürekli ayrımcılık yaptığınız sürece kaybetmeye mahkum olacaksınız demek geçiyor ama yine polyana ruhum ölümlü dünya diyor çok şükür senin ihtiyacın yok ki zaten diyor geber içimde ki polyana geber demek istiyorum...
insan her duyguyu yaşıyor bitiriyor gencliginde içinde ki merhameti sevgiyi sadakati saygıyı durustlugu aski ..... sonra tam evlilik yaşı var 25 35 arasi bir yerde oraya gelince kalbin de ruhuda kararıyor ve çoğumuz bu karanlıktan korktuğumuz için başka biriyle aydınlatmak istemiyoruz çünkü genel de karşımızda ki de karanlık ile geliyor aydinlaniriz birlikte umudumuz da kalmamış oluyor böyle böyle bitiyor zaten ömür gerekte kalmıyor.