Bu arada yukardiler entrylerini silmiş islamiyet kahramani olan bir zat hakkında saçma sapan akılsızca yaptığınız yorumlarla kirletmeyin bu başlıklari hadi naş.
Bu arada yukardiler entrylerini silmiş islamiyet kahramani olan bir zat hakkında saçma sapan akılsızca yaptığınız yorumlarla kirletmeyin bu başlakıklari hadi naş.
Kızıl tehlike olan komünizmi fikr-i küfrisini başlatan asılsız bir başıbozuktur. Zenginin malını fakire helal eden, kardeşine kardeşini öldür diyen ve bütün insanların karşısında titrediği o bozuk fikrin başını çeken bir soysuzdur.
Hakkında bilinenlerin genelde yanlış olduğu yazardır. 46 Yaşında ölmüştür 36 değil. Yaş 35 yolun yarısı eder deyip 46 sında göçmüştür dünyadan.
(bkz: orhan veli kanık)
RiSALE-i NUR KÜLLiYATI, dili ve muhtevasıyla olduğu kadar, telif tarzı ve tertibiyle de sıradan islami eserlerden farklı bir eserdir. Ekseriyetle dağlarda, kırlarda, yahut zindanların amansız şartları altında telif edilen bu eser, telif şartlarından hiç beklenmeyecek bir şekilde, en ağır, en derin, en muğlâk ilmî meseleleri incelemekte, en çetin soruları ele almakta, yüzyıllar boyunca tartışma konusu teşkil edegelmiş problemler için çözümler ortaya koymakta, çağın tereddütlerine cevap getirmekte, üstelik bütün bunları, tamamen kendisine has bir üslûp ve metod içerisinde gerçekleştirmektedir.
Risale-i Nur, yaygın bir şekilde, “çağdaş bir tefsir” olarak tarif edile gelmiştir. Doğrudan doğruya Kur’ân’a dayanması ve bilhassa imana dair bir kısım âyet-i kerimeleri geniş şekilde açıklaması sebebiyle, bu tarif bir hakikati aksettirmektedir. Ancak, gerek tertip itibarıyla, gerekse açıklama tarzıyla Risale-i Nur alışılagelen tefsirlerden ayrıldığı gibi, Külliyatın bazı parçaları (On Dokuzuncu Mektup, Yirmi Dokuzuncu Lem’a, On Dokuzuncu Söz, umumiyetle lâhikalar ve müdafaalar gibi) daha başka ilim dalları içinde mütalâa edilebilecek eserleri teşkil etmektedir. Meselâ işârâtü’l-i’câz ile Sünuhat’ın aynı tasnif içine girecek eserler olmadığı, ilk bakışta kolayca anlaşılacaktır.
Risale-i Nur’un en az tefsir kadar önem taşıyan bir diğer cephesi, kelâm ilmiyle ilgilidir. Belki de Külliyatın ekseriyetini kelâm ilmi içinde mütalâa etmek daha doğru olacaktır. Başta lâhikalar olmak üzere geri kalan bölümlerde ise, hizmet metodları ile ilgili bahisler önemli bir ağırlık teşkil etmektedir.
Kelâm tarihi ve klâsik kelâm eserleri ile mukayese edildiğinde, Risale-i Nur’un bu sahada yep yeni bir tarz geliştirdiğini, hattâ bir çığır açmış olduğunu görmek hiç de zor olmayacaktır. Zaten Risale-i Nur Müellifi, eserlerinin çeşitli yerlerinde bu hususu açıkça dile getirmektedir.
kazancının yaklaşık %30 unu yahudilere yollayan adi, riyakar bir firmadır. Aklımıza gelen şu: "niye bu adamlar onlara para gönderiyor?" cevap aslında çok basit; dünya firmaları aralarında rol almak..
islami kelimeler literatürüne yapılan ve hala devam eden saldırılar insanı dinden uzaklaştırıyor. Şekil A da olduğu gibi (tdk nın başındaki köpek) Zaten ilim sana gelmez sen ona gidersin tıpkı bir padişahın senin ayağına gelmeyip senin onun ayağına gitmen gibi.. Anlamıyorum diyip bir kenara atmak padişah yanıma gelmiyor diye triplere girmekten bir farkı yoktur
Verdiğin perhize budur gayratım,
Bundan başka uyameyom dohtur bey!
Üç sepet yumurta sabah kahvaltım,
Teker teker sayameyom dohtur bey!
iki leğen pilav bir yayık ayran,
i ster yaşlı olsun isterse yavan,
Yanına kesiyom beş kilo sovan,
Yeyom yeyom doyameyom dohtur bey!
Üç tencere bamya yerim birinci,
Yirmi tas su içip biraz koşinci,
Her yanım sökülür karnım şişinci,
Sağlam göynek giyemeyom dohtur bey!
Şinciye acımdan çoktan ölürdüm,
Sağolsun komşular gönderir dürüm,
Bir guzudan çok yiyemem, var sözüm,
Ayıp olur cayameyom dohtur bey!
Bazı az geliyo beş kasa hurma,
Yedi lahanadan yapıyoz sarma,
Onuda mı yedin diye hiç sorma,
Utanıyom deyemeyom dohtur bey!
Günde iki çuval unum gidiyo,
Avradım her sabah ekmek ediyo,
Bir gazan fasille gönül ye deyo,
Artırmaya gıyameyom dohtur bey!
Senede gırk dönüm bostan ekerim,
Benden başka kimse yemesin derim,
Gavunu, garpuzu gabuklu yerim,
Aceleden soyameyom dohtur bey!
Bilmem bu işin sonu nere gider,
Buyumuş gısmetim, buyumuş gader,
Bir günde yediğim işte bu gader,
Daha fazla yiyemeyom dohtur bey!