Dolmuşta konuşan insanların taklidini yapan, önümde güzel bir kız varken laf atan ve ağzını burnunu kırmak isteyipte yapamadığım birine ağız dolusu söven garip bir ses.
Evden işe işten eve ekmek parası derdinin ve ailesel maddi sıkıntıların çevrelediği beynin, başka bir şey kabul edememesi durumu sonucunda oluşan gerçektir.
Tabi kahve kültürü ve televizyon, bu gerçeği afallatmaya çalışsa bile, istisnalar kaideyi bozmamakta ve bu gerçek nesilden nesile geçmektedir.
Genelde animelerde bayan karakterlere frikik verdirilir. çoğunda mini etek ve derin dekolteler vardır. Ufakken bunları izleyen nesil büyüyüp pornoyla tanıştiğinda; geçmişine döner ve acabaa? Der. Bu acabaya dur diyemeyen bilinç altı anime pornoya yönelir.
Bir anime müziği düşünün ve arka fona koyun. Dinlendirici, sizi heyecana koşturacak bir hisse kapılacaksınız. Güzel ve ucu bucağı gözükmeyecek, rengarenk çiçeklerin arasına serpilmiş yeşil bir örtü çizin; tepelerine sevimli bulutlar ve güneşi koymayı unutmayın. Gözlerinizi yumun. Yanınızda olmasını istediğiniz bir yüz düşünün. zevkinize göre giydirin. Rüzgarı yüzünüzde, çiçekleri burnunuzda hissedin. Ellerinden tutun; çizdiğiniz kır resminin sonuna doğru, tuttuğunuz elin, müziğin, rüzgarın ve bulut arası güneşin etkisiyle koşun. Sona geldiğinizde düşünüzden bir istekte bulunun ve ağır çekim rica edin. Ağır çekim eşliğinde uçurumdan atlayın. Gözlerinizi açın. Sakın ola bir son çizmeyin! Bu düş hiç bitmesin isteyeceğinizden eminim. Havada onu öpmeyin büyü bozulur ve düşünüz biter.
Zaten bu düşteki tema gerçek aşkın sonunun olmadığıdır. Arzularınızı, meraklarınızı ve beklentilerinizi sabırsızlıkla halletmeye çalışırsanız. aşkınızın bulacağı gibi hayallerinizde son bulur. Aşk tutkulu bir duygu olsa da; aşkı tutkular değil sonu gelmeyen heyecanlar ve beklentiler canlı tutar.
Başlığa uygun cevap olarak da aşk: Anlatılan mevzunun yaşanabilirlik derecesine verilen addır. varın siz düşünün ne derece olabilir.
Üniversitede ilk sene yurttayız. Ülkü ocağı balo düzenleyecekti. Odamdaki herkes gitti. O, ayağının muhakkak bir yada bir kaçının tutmadığı beyaz plastik masanın üzerinde unutulmuş kırmızı Winston ve tokai ikilisi ile gözlerim arasında başlayıp, beş dakikadan az süren savaşı kaybettiğim, aslında ne kadar da toy olduğumun ispatlandığı yaşımdır. O yaş 20'dir.
aa pardon, ben şey gibi sözlerin akabinde kırmızıyla mor karışımı kesilen yüzün, arka plandaki düşüncelerin aniden durmasına yol açması sonucu, telefonunu kendi eliyle almaya çalışması ve ardından yediği tokadı; ne için yediğini anlatan başlıktır.
insanın sahip olduğu yüreğin; askerlik, sevda, iş hayatı, arkadaş çevresi ve ailesinin bindirdiği yükü taşıyamaması sonucu içine girdiği isimsel durumdur.
Genelde bir cadde üzerindeki kaldırımda yürürken; ön tarafımın tamamen insanlarla dolu olduğunu gördüğüm halde, arkamı döndüğüm de kimsenin olmadığını görüyorum. Hep mi sonuncu olmak zorundayım? Hissiyle baş-başa kalıyorum!
lise 1 almanca sınavıydı.(seçmeli olarak almıştım) bir takım cümlelerin Türkçe anlamları isteniyordu. ve hala o sınavın sonuçlarının açıklandığı güne dönesim var! hocamın bana neler söylediğine girmeyeceğim ama verdiğim cevaptan sonuçlar çıkarabilirsiniz diye düşünüyorum.
liebst du mich? ...................... (cevap olarak beni sevmiyor musun? yazmam gerektiğini bildiğim halde eksik not almayı ve bir ton azar işitmeyi göze alarak minnacık harflerle ve 3 satır olarak oraya sığacak şekilde)
1. satır: bekliyordum ama bu gizli teknikte neyin nesi?
2. satır: öncelikle sınavın sonuçları açıklandıktan sonra
3. satır: keçiören belediyesinin önünde buluşalım.