trabzona değer vermemeleri ve trabzon haberlerinin gazetelerini sattırmayacağını düşünmelerinden, o başlıkları atmıyorlar. olsun biz çoşkulu başlıkları saha içinde ve ekran önündeki skoru gösteren sayılarla atıyoruz. rakamla konuşuyoruz. 61..
din islamdır, çünkü bozulmamıştır. bizi yaratanın bizim için seçtiği yaşam biçimidir. pekçok batıl yaşam biçimi arasından insanları doğru yola götüren tek gerçek yoldur. çok değerli bir yol olduğu için taklitleri de bolca vardır ama uyanık olmak, kanmamak gerek..
kıyafetlerin insanları tahrik ettiği, hatta giyimine bakarak kadınların taciz edildiği doğruysa ki doğru , o zaman buna imkan verecek kiyafetleri giymek, çok cesaretli olduğunu ya da toplumun bu tip tacizci insanlarını umursamadığını gösterir. giydiğin cesur kiyafetinle erkeklerin cesaretlenmesi, cesaretini kırıyor ve ağlıyorsun, cesaretli insan ağlar mı.. sokayım cesaretine ve böyle cesaretlenene, bir daha giyme.
imdi bu vezir "azledilmiş, boynu vurulmuş, bütün nesli kılıçtan geçirilmiş ya da saçları ve tüm kılları traş edilmiştir" diye düşünebiliriz. ancak padişah bu söz karşısında şöyle yapmış:
aq.cum o koaförün, vezirciim meraklanma sen.
+nereye lan, zenciden başkaları giremez.
-abi ben beyazım ama içim siyah, zencilerin kötü yaratıklar falan olduğunu düşünüyorum.
+vay şerefsiz, içini de aydınlatayım senin de gör..
bırakılmaktan korkandır. o kadar çok ki buna maruz kalmamak için bir süre sonra kendi bırakmıştır. zaten karşı tarafa olan duygularına emin olamamaktan olabilir, "seni hiç bırakmayacağım" diyemediğinden "beni bırakma" demiştir. sevmediğini anlayınca da bırakmıştır. defolsun gitsin bırakmayacağı birine..
alemin yaratılmasına vesile olan peygamber efendimizi sevmek imanın şartlarındandır.
"Muhammed'den muhabbet oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl." sözü bunu güzel örneklemiş. ayrıca peygamberimize olan sevgilerini şairler şiirleştirmişlerdir ki buna divan edebiyatında naat denir.
faydalı sohbetleriyle, insanları bilgilendiren, bazen de vaaz arası yorumlarıyla insanları gülümseten hocaefendidir. tebliğ vazifesinde örnek alınacak şahsiyettir. sakalına kurban olsunlar.
ulan 1 yaşında giydirecem türbanı. size ne aq. kafanızdaki özgürlük kayıtlarına format olsun. kulluktan başlata ayarlayacam.. hala dinin sevdirilmesinde özgürlük yaşı arıyorlar...
uyanır uyanmaz, henüz yataktayken ilkin: gece uykusuz kalmasına neden olan sebebleri bir bir düşünür, bulursa ve mantığına uyarsa, o sebebe söver, şayet bulamazsa kendisine söver. sonara ayağa kalkar, yüzünü yıkar. giyinir evden çıkmak için kapıdan adımını dışarı attığında,hala sövdüğü ilk sebeblerden sinirini almış olmalı ki, bu sefer kendisini buna mecbur bırakan gerçek ve tüzel kişilere hayal gücüyle yüklenir.. bu ikinci safhadır ki bundan sonrası 3. safha sokak ve işteki insanlar için tehlike arz eder. uzak durulmalı..
ayrıca isteyen türkçe meal okur ama ibadetler gene arapça yapılmalı. bir de türkçe okuyamıyorsun diye dinden değil, sana bunu okutmayan insanlardan soğu. soğuyacağın yeri şaşırma, şaşırtma..
islamın gereklerini, çoçuklara öğretmek, olmadı göstermek, daha da güzeli kendi bedenlerinde uygulatmak- basitçe- güzeldir. yapılması gerekendir. ama çevre baskısı nedeniyle bu çoğu zaman terk ediliyor. özellikle başörtüsü farzının tatbikinin sonraki yıllara birakılması gibi..
istiklal marşı edebiyatımızın şaheser şiirlerindendir. ancak konusunu dini ve milli çerçeveden işlediği için dinsiz ve milliyetsiz-türk olmayanlar- kişilerce sevilmez. hoş ziyan değil sevmesinler: millet de onları sevmiyor.
çünkü bilir ki imam herkes için hayır dua etmekte, bu yüzden katıldığını sesli ifade etmekte. amin demek duadır, temennidir, farklı anlamlara çekilmemesi gerekir.
defalarca yalancılıkla itham edilen kişinin tek tek her durumu açıklamaktan bıktığı anda, tartışılan kişinin, "şimdi bari yalan söyleme!" diye eleştirisini de duyunca, yeterli dozda alınan bunaltıcı ifadelerin üstüne söylenen son sözdür. gerçekse muhakkak işe yarar.
iltifatına cevap verilecek insanla karşılaşmadığından karamsarlığa düşen kızdır. iltifatı değil iltifatı edeni istememektir. adamını bulsa kendi iltifat eder.