antik bir roma eyaleti diyor vikipedi... bence bir köpek cinsi. neyse siktiredelim bunu. mekan olarak, italyanın sağındaki deniz olan adriyatik denizin sağ tarafıdır. hırvatistan falan yani.
isimlerini büyük ihtimal iliryalı bir kabile olan dalmatae'lerden almışlar. m.ö. 4. yüzyılda kendi istekleriyle o zamanın süper gücü olan romaya kendi istekleriyle domalmışlardır. roma da ebelerini zikti tabii..
2000 yılından başlayıp 2006 yılına kadar her allah'ın günü fotoğrafını çekmiş adamdır... 2007 yılında emmy'de en iyi amatör kısa film ödülü almıştır. 5.30 dakikalık videoda 2358 fotoğraf bulunmaktadır.. carly comando, bu proje için özel piyano solosu bestelemiştir.
büyük petro olarak bilinen rus hükümdar, rönesans ve reform döneminde yaptığı incelemeler ve deneyler sayesinde rusya'nın avrupa'nın gerisinde kalmasını önlemiştir. daha çok sıcak denizlere inme planlarından dolayı denizcilik ve gemicilikle ilgili incelemeler yapan petro, şanından öte bir gemide en alt rütbede çalışarak ilginç kişiliğini ön plana çıkarmıştır.
1996 yılında yapılmış olan petronas kuleleri, malezyada gökyüzüne yükselmektedir. çatısı da dahil 403 metredir. 2003 yılına kadar dünyanın en uzun kuleleri olmuşlardır. 170.m yükseklikte 41 ve 42.ci katlar arasındaki çelik köprü ile kuleler birbirine bağlıdır. köprü 2000 yılında kullanıma açılmıştır.
formula 1 pilotlarının kaskını takmadan önce başlarına geçirdikleri bir nevi kaskın şeklini almış olan maske pilotlar arasında genellikle beyaz renklisi tercih edilir.
1509 büyük istanbul depremi, marmara denizi'nde adalar yakınlarında 10 eylül 1509'da olmuş bir depremdir. depremin büyüklüğü ve yarattığı ağır hasar sebebiyle halk arasında küçük kıyamet (kıyamet-i suğra) olarak adlandırılmıştır. * *
depremde, osmanlı hanedanından da kişilerin bulunduğu 4000'den fazla kişi ölmüş, 6 mahalle tamamen yok olmuş, 1000 ev yıkılmış, kova devrilmiş, start verilmiştir.
depremin büyüklüğü o zamanın ne kadar doğru olduğu bilinmeyen ölçümlerine göre, 7.1dir.
bu deprem; tsunamiye neden olmuştur. galata çevresindeki surları aşan sular, birçok mahallenin sulara batmasına neden olmuşmuş. ben görmedim, vikipedi öyle deyor. bir derdin varsa ona sor okuyucu.
yunanistanda hissedilen deprem, nil nehrine kadar ulaşmıştır. artçı depremler aylarca sürmüş ve birçoğu çok geniş alanlarda hissedilmiştir. 10 eylül 1509 depreminden sonra ii. bayezid, imparatorluğun her bölgesinden toplattığı 66.000 işçi, 3000 ustabaşı ve 11.000 asistanı görevlendirerek, imar işlerini başlatmıştır. ayrıca, halktan deprem için özel bir vergi toplatmış, ve mart-haziran 1510 tarihleri arasında hasarlar tamir edilmiştir. büyük adammış vesselam.
sevmediğim kadın türüdür, göğüsler sütyenden taşacak gibi olur, gelip geçen bakar, gözler tarafından tecavüze uğrar, küçük göğüslü bağyanlar her zaman daha iyidir, güzel tahrik eder.
hakkında, sadece sınıfsal ayrımların olmadığı bir dünyada yaşanabileceği ve anti popülist bir doktrin olduğu söylenen ideoloji. halbuki vaziyet bu iki durumun da tam tersidir. ikincisi birincisine bağlı olmak koşuluyla. sınıfsal ayrımların olmadığı bir dünyada, insanlar arasındaki farklılıklar( ki marx'a göre sanatsal beğeniler bile 'sınıfsal yargılar' olduğuna göre) yok olacaktır. farklılıkların olmadığı bir dünyada da seçilecek yollar, olaylara getirilecek bakış açıları, çoğulluk azalır. özgürlükler azalır yani. bu konu ile ilişkili olarak:
bu yüzden iyi işlenmiş bir ideoloji değildir. kendi temel değerleri ile çelişiktir.( nasıl beceriyorlarsa?) bu yüzden anti popülist bir yapısı yoktur. kendini sosyalizmle ilişkilendirmiş ve simgeleri, söylemleri tabiri caizse ağıza düşmesi ile fazlasıyla popülisttir.
not: nietzsche'nin perspektivizm fikrinden yola çıkarak; gerçeğin yalnızca perspektif çokluğu ile anlaşılabileceğini de düşünürsek; gerçekleri kavramak imkansızlaşır dolayısıyla. çünkü belirli bir bakış açısının-ne kadar derin olursa olsun- gerçeğe ulaşmakta işlevi çok kısıtlıdır. söz gelimi, belirli bir ideolojiyi derinlemesine incelemek, tüm argümanlarını kavramak yerine, değişik ideolojilerin konuya getirdiği yorumları incelemek gerçeğe ulaşma açısından daha el verişlidir.
analatik düşünce, geçersizdir, işlevsel değildir. çünkü -kendi içerisinde- tutarlı, eleştiriye açık olmayan
bir düşünce biçimidir. bir bakıma, popper'ın bilim felsefesi çerçevesinden, yanlışlanamaz olduğu için bilimsel de değildir. ancak marksizm gibi yapısalcı( analatik düşünceye dayanan) bir ideoloji 'bilimsel sosyalizm' gibi bir adla 'bilimsellik' kazanabilmiştir. çünkü analatik düşünce yoluyla yapısalcılık çoktan, bilimselliğini tepeden inme bir şekilde kabul ettirmiştir. örneğin darvinizmde oluğu gibi. bilimsellik zırhına bürünmesi her türlü eleştiriden korumuştur yapısalcı akımları. psikanaliz, darvinizm, marksizm.. ad hoc varsayımlarla, anahtar kavramları ile gelişen tek yönlü analizleri ile... örnek vermek gerekirse herhangi bir şeye bilinçaltı kaynaklı sebepler gösterebilmek ya da sınıfsal analizler yapabilmek bu düşünce yapılarının doğru olduğunu ya da daha önemlisi bilimsel olduğunu göstermez. bir dayanak, eleştiriye açık bir nokta olmalıdır. insanları kategorize eden, örgütleyip harekete geçirici( sürü psikolojisi ile), bireysellikten, özgürlükten uzak, insanları bir yapının parçaları gibi düşünen hastalıklı sistemler...
aksiyomdan yola çıkıp her şeyi kendi içinde kurgulamak, ''kurumsallaşan bilime'' katkı sağlamış, onu ortaya çıkarmıştır ya da kurumsallaşmak durumunda kalan bilim(!) yapısalcılığa ya da analitik düşünceye ihtiyaç duymuştur. artık bilimsel araştırmaların bile 'ısmarlama' yapılabilmesini, her şeyi bürokrasi ya da demokratik yolları meşru olmayan şekillerde kullanan devlet yapılanmalarının faaliyetlerine kalmıştır. tabi bu arada devletle birebir ilişkili güçlü sermayedarları söylemeye gerek yok.. işte bu bürokrasi ideolojileri( yapısal ideolojiler) bireyselliği de ortadan kaldırmıştır. her şeyi kurumsallaştırmıştır. her şeyi politikaya bağlamıştır...
i. dünya savaşı sonunda yenilgiye uğrayan almanya'nın önüne konulan versailles anlaşmasını yediremediği için ii. dünya savaşının başlamasına sebep olmuştur. sayesinde yaşanan korkunç yıkımlar, kayıplar, yitip giden 50 milyon civarındaki insan hayatı bir takım belgesellerde en yalın hali ile görsel olarak ortaya konulmuştur.
tam 17 dakikadır yanımda kıpırtısız duran canlıdır. birlikte oturuyoruz ben yiyiyorum içiyorum o da beni izliyor. emiceğim bunu fos fos uyurken neyle beslendiğini göriyim bari mantığı da güdüyor olabilir. yahu bi git !
ve bu soğukta hala yaşaması beni şaşırtmıştır. güçlüymüş vesselam.