https://galeri.uludagsozluk.com/r/1289214/+
En büyük hayalim 1 Ocak sabahı karlı bir güne uyanmaktı. Sanırım gerçek olacak gibi devam ederse. ikinci hayalim de sevdiğin insanla böyle bi' havada termostan sicak sıcak hazırlanan bi' kahveydi. Şükürler olsun çok güzel.
Bütün ekran görüntüleri ve entrylerin anında silinmesi ancak ilgili yazarların hâlâ Sözlükte aramızda olması artık buralarda durulamayacağını kanıtlıyor.
Çaylak cezası bu ayıbı unutturmaz. Silik olsunlar.
Sokakları gerçekten de buram buram tarih kokan, eski, kasvetli gotik, ama kendine hayran bırakan şehir.
Viyana gibi pahalı ya da soğuk, Budapeşte gibi dağınık değildir. Prag herkesi içine alabilecek samimî şehirdir.
15 sene önceki hâlini hatırlıyorum o kadar karamsar, isli bir şehir gibi gelirdi ki. her bayram babamın paçasına yapışıp 'babaaaaa gitmeyelim nolur' diye ağlardım. Sonra Cengiz Ergün dönemine girdi manisa. Parklar arttı, bahçeler Yeşillendi, her yer Türk bayraklı süslemelerle kaplandı. Şehir merkezindeki her türlü pislik itelendi uzaklara. Hep derim, Manisa cengiz Ergün öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılıyor. Bir nevi Memleketimdir, güzel, temiz, rahat şehirdir. Bir Konyalı da rahat yaşar, bir izmirli de. Arasında kültürel sosyolojik uçurumları kapatmış şehir.
Yavaştan tamamen veda vakti geldi, bakalım bir daha rüzgar savurur mu bilinmez.
Senden sakladığım şeyleri ben bile hatırlamıyorum aslında. Saklamak denmemeli hâliyle. Yalan hiç değil. Ama karşımıza gün gelir de çıkarsa diye korkuyorum. Belki de hiç çıkmaz ben de tamamen unuturum. Çok seviyorum umarım beni bağışlarsın.
Gitmek olabilir. Ancak vatandaşlık pek de kolay olmayan hede. Zira adamlar vatandaşlık için iyi derece Norveççe ve uzun bir süre orada yaşamış olmayı kesin kural koymuşlar. Bu ne Yaman ilişki dersen de ne sandın yavrum herkes memleketine önüne geleni almıyor derim.
Gelmiştir yine tipini silktiğim.
Geride bıraktığı kilolar, kafein bombaları, yapamıyorum, olmuyor serzenişleri ve ardından; "amaaaaan olduğu kadar finali var bütü var bunun" iç yatıştırması...
Varlığından haberdar olup "yha ama kanser yapıyormuş" der.
Bu kadar düşünceli olup da, 5 liralık parfümü kullanırken ne kadar zararlı olduğunun bilincinde değildir. Ya da yüzüne badana yaptığı o iğrenç boyaların, saçlarına sürdükleri o tuhaf maddeleri çok doğal sanıyorlar herhâlde.
Bakıyorum geliyor kız/erkek karşıdan böyle saç baş yapılmış, giyinmiş süslenmiş. Aman yarabbim yanından bir geçiyor; lanet olsun ya diyorsun. Bu kadar süslenip bir banyo yapmayı akıl edemedin mi?! Diyorsun. Yahu ne kadar ölümcül olabilir, bunların olabildiğine doğal bitkiselleri çıktı. Al kullan allah aşkına kullan. Hayır kendin almıyor musun kokunu? Ben herkesten önce kendim alırım kendimi rahatsız eder ya. Yok ama o iğrenç parfümlerle bastırmaya çalışıyor günümüz kokoşları.
Yemin ederim burnum acıyor, yanıyor. Icim sıkılıyor. Insaniz terliyoruz, terlemesek sorun vardır ama bu ne arkadaş insan biraz düşünür karşındaki insanı da! Kaldırıyor o koltuk altını, üffffff!
Kullan şunu ya Allah aşkına kullan. Ya da banyo yap ne kadar zor olabilir?