Az önce bir itirafta bulundum. Ellerim, ayaklarım titriyor, karnıma dehşet sancılar giriyor, kalbim her an yerinden fırlayabilir gibi hissediyorum. itirafta bulunmuştan çok anksiyete geçiriyormuşum gibi geldi bana ama neyse. Şuan bunu paylaşmaya ihtiyacım varmış gibi hissettim. Bu kadar
Güray Süngü'nün gerçekle kurguyu müthiş bir şekilde harmanlayışını seyrettiğimiz romanı. Romanı bitirdiğinizde taşlar bir bir yerine oturuyor olsa da kafanızda soru işaretleri bırakmaktan da geri durmuyor.
Yeniden başlayabilirim sandım. Yaşayabilirim yani bunun üstesinden gelebilirim sandım. Normal bir insan olabilirim içimdeki bu garip hissi bastırıp yoluma devam edebilirim zannettim. Olmadı! Olmuyor yani zannettiğimden daha da güçsüzmüşüm meğer. Ufak tefek sorunlarla küçük sıkıntılarla baş edebileceğimi sanıyordum hiç yoktan lakin bir sıkıntı bir sorun olmadığı halde yapamıyorum hiçbir şey. Yapmak istediğim onca şeyden vazgeçmiş olamam herhalde bilmiyorum. Sorsalar anlatırdım onca şey şimdi istemiyorum. Sorun şu ki neti istemediğimi de bilmiyorum. Unuttum. Ne istiyorum? Neyden vazgeçtim? Bilmiyorum her şey koca bir boşluk.
Ben seni alamam ah Holofira
Azığım tam takır bineğim nalsız
Bir bende geçerim kalacağım yok
Dostlarım bivefa düşmanım yalsız
Kolum halat değil bakracımda kum
Ben seni alamam ah Holofira
Sade yoksulluktan yokluktan değil
Eline kir olsun elli üç lira
Amma ki alamam
Bir uzak sevi gelmişte çökmüş ta onlar gibi
Ben seni alamam ah Holofira
Geç git hiç bakmadan eylenme emi
Pusatları parlak bimbaş istesin
Seni ulak elçi naib-i kral
Ben hoyrat söyleyeyim, el bana hoyrat
Gelip de ne diyeyim şu dillerim lâl
Ben seni alamam ah Holofira
Baban kâfirine kılıç üşürsem
Hem de gece bassam iti uykulu
Şöyle “ya Allah”la bohçanı dürsem
Amma ki alamam
Yaradan beni ne ardıç ne çınar ufarak çayır
Koşumun gıcırdar ölmek dilerim
Bağrım kaynıyordur yüklerim ağır
Sen bir düş imişsin kuşluk çağında
Soluma tükürdüm rabbim gafurdur
Bilesin kavuşmak yoktur islâmlıkta
Kavuşan kısmısı ancak gâvurdur.
Kimi insanlar üzerinde yansız bir yargıda bulunabilmek için, her şeyden önce önyargılarımızdan ve bizi çevreleyen insanlara ve nesnelere karşı edindiğimiz gündelik alışkanlıklarımızdan kurtulmamız gerek.
F.M Dostoyevski - suç ve ceza