sokakta, cafede, otobüste, biryerlerde ilk kez görürsün, tekrar görme ihtimalin yok gibidir. içinde ona karşı güzel hisler belirir, o kısa süre içinde hayaller kurarsın. senin hayallerin bitmeden o ineceği durağa gelmiş, oturduğu masadan kalkmıştır bile
17 aralık operasyonuyla ortaya çıkan yolsuzluğun ve tapelerin bazı akp / rte "taraftarlarınca", ne olacaktı ki, yiyecek tabi, bal tutan parmağını yalar, bunlar en azından karnını doyurdu bundan sonra daha çok hizmet ederler,yeni gelende karnını doyurmaya çalışacak. hem akp yemesinde "gılıctaroğlu" mu yesin? görüşünü savunmaları durumun vehametini göstermektedir. oy kullanacak insandır. Bu cümleler üzerine sana az bile amk denmiş ve susulmuştur!
topu topu 1000 metrekare olan ve bunun % 95 i beton olan, %5 toprak alanı kullanılamayan. 4 tarafı 3 binayla çevrili. bazı günler iş çıkışı otobüsü kalabalığı görülen bahçe. Dersi olmayanın saatlerce otutup kesiştiği, dersten çıkanın kendini can havliyle attığı mekan. Konteynır dan bozma kantin önündeki kuyruğu görünce çay içesin kaçar. Birini arıyorsanız bulmamak imkansızdır. Ayrıca kuzey yarım kürede ilkbahar yaşanırken orta bahçede özellikle öğleden sonraları hala kış yaşanır
her kayıt döneminde olduğu gibi bu kayıt dönemi de "ne yapsak da öğrenciyi çıldırtsak" düşüncesiyle kurduğu sistemlerden en yenisi. hayır tamam yapmayın demiyorum hobi olarak yine yapın da neden her kayıt dönemi. eski sistemdeki hataları gideremedikten sonra yenisini kurmanın ne anlamı var? tabii bundan birilerinin çıkarı yoksa. o ayrı bir konu. sonuçta bilişim sekteründe bu işlerin ne kadar paralara döndüğü az çok bilinmekte.
sonuç olarak: hala ders kaydı yapılamayan, doğru düzgün çalışamayan yeni sistem.
her seferinde; dünyanın ne kadar büyük, hayatın ne kadar karmaşık ve muntazam bir uyum içinde olduğunu, aynı anda , farklı şekillerde, bazen kesişerek ama çoğu zamanda birbirinden tamamen bağımsız, farklı bedenlerde, farklı çevrelerde ve farklı koşullarda yaşandığını hatırlayıp tüyleri diken diken etmektir.
çevremde şahit olduğum durumdur. bir muhabbet ortamında konu açıldığında ve yeri geldiğinde sözlüklerden bahsetmişliğimiz vardır. en azından ben her fırsatta dile getiriyorum. adı geçen sözlükler de "ekşi sözlük", "uludağ sözlük", "itü sözlük" ve "inci sözlük" olur genelde. ancak son zamanlarda "ben uludağ sözlük' te yazıyorum" dediğimde aldığım tepkiler öncekine nazaran daha bir ön yargılı hale geldi ve genelde duyduğum cümlelerse "yaa orası da bozdu. ergen sözlüğü. abazan kaynıyor" oldu.
eskiden uludağ sözlük"" dendiğinde: "daha bi samimi, kasıntı tipler yok, ekşiyle yarışıyor..." gibi cümleler kullanılırdı. gelin görün ki artık bu durum mazide kalmış gibi duruyor. artık uludağ sözlük dendiğinde kafalarda beliren imaj; "inci sözlük, ergenler, seviyesiz muhabbetler, boş konuşmalar" dan ileriye gitmiyor, gidemiyor... bu durum da haklı olarak okuyucu kitlesine kaybetmesine, medyada daha az reklamı olmasına, daha geri plana itilmesine, gün geçtikçe de kalitesizleşmesine neden oluyor. yazarlar okunmak için yazarlar, okuyucu yoksa yazarda yoktur nitekim.
vücuda hakimiyetin sona erdiği andır.
çok heyecanlandığında ya da korktuğunda titremek, göz seğirmesi, çok mutlu bir anda ne diyeceğini bilememek, nutkunun tutulması insanın.
(başkasına ne olur bilmem ama ben kızınca ya da heyecanlanınca yanağım ve alnım seğiriyor.)
"sözlük yazarlarının en son izledikleri tiyatro oyunları" dır aslında ama karakter sınırndan dolayı öyledir.
ha olur ya birileri merak eder bu yazarlar tiyatroya gidiyorlarmı, gidiyorlarsa hangi oyunlara gidiyorlar diye.
+ kızım, ne yiyorsun sen?
- biscolata starz yiyorum anne.
+ püüü sana. şuna bak şuna birde utanmadan söylüyor.
- ne oldu ki şimdi ya? hayır canın çektiyse söyle sana da veriyim.
+ bak hâlâ konuşuyo. ben sürmem ağzıma onu.
olmaz olası meraktır.evde ki her yer dantellerle kaplanır, o dantellerden biri lekelenirse kıyametler kopar. yanlışlıkla dokunamazsınız bile, dokunduğunuz an gelecek olan cümle bellidir;
+bak gene kaydırdı danteli!
ya da
+ eli kolu rahat durmaz ki, düzelt o danteli çabuk!
birde internetten örnek bulma merakı başlarsa işte ozaman yandınız. hala, teyze bir araya geldiklerinde
"hadi bize internetten dantel örnekleri bul." diye gelirler zırt pırt.
şu günlerde girilen entryler ve açılan başlıklara bakarak anlaşılabilecek durumdur. artık o derece olmuştur ki entry ve başlıkların kaçıncı nesle ait olduğunu tahmin etmeye çalıştığınızda sekizinci nesil entrylerini ıskalamanıza neredeyse imkan yok.