karamelasekerim
130 (çevresinde sevilen sayılan)
dördüncü nesil yazar 1 takipçi 4.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tek basima iktidar olamazsam siyasetten cekilirim

    75.
  1. ne çok isterdim sana inanmayı, ne çok! dedirten cümle.
    1 ...
  2. doğu perinçek

    68.
  3. işçi partisi varken ne gerek var mhp'ye
    her devrin adamı
    2 ...
  4. gezdigim dikenli ask yollarinda

    4.
  5. kara talihimden yine bu yıl da
    baharı görmeden yaz geldi geçti.
    0 ...
  6. keşke yalnız bunun için sevseydim seni

    4.
  7. "iki çay istemiştik biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
    5 ...
  8. yılmaz özdil

    87.
  9. son derece şablon yazan, hiciv ustası...
    4 ...
  10. bertolt brecht

    31.
  11. duvara tebeşirle yazılan
    "savaş istiyoruz!"
    en önce vuruldu bunu yazan
    halbuki gerek yoktu, yagmurlarla nasıl olsa silinecekti.
    1 ...
  12. william shakespeare

    61.
  13. SONET

    Benzetebilir miyim bir yaz gününe seni?
    Sen daha sevimlisin, daha sakinsin ondan.
    Sert rüzgarlar Mayısın narin çiçeklerini.
    Hırpalar ;Yaz ise pek çabuk geçer...Durmadan!
    Bazan, kızgın olarak,parlar gözü semanın...
    Bir karartıyla sık sık söner altın bakışı ;
    Her güzel,güzelliğini kaybeder: Tabiatın-
    Sebep olur da bazan bu kararsız akışı!

    Fakat senin ebedi yazın hiç sönmeyecek,
    Dönmeyecek sendeki güzellik bir yalana.
    Ölüm sana yaklaştı diye, öğünmeyecek:

    Sen eşitken ebedi mısralarla zamana
    Yaşadıkça insanlar, görebildikçe gözler,
    Seni yaşatmak için yaşayacak bu sözler
    4 ...
  14. cyrano de bergerac

    11.
  15. "- Ne yapmak gerek peki?
    Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
    Onu mu bellemeliyim?
    Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
    Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
    Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
    istemem!
    Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
    Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
    Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
    Taklalar mı atmalıyım?
    istemem! Eksik olsun!
    Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
    Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
    Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
    istemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
    Eksik olsun!
    Ciğeri beş para etmezlere mi "yetenekli" demeli?
    Eleştiriden mi çekinmeli?
    "Adım Mercuré dergisinde geçse" diye mi sayıklamalı?
    istemem!
    istemem! Eksik olsun!
    Korkmak, tükenmek, bitmek...
    Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
    Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
    istemem! Eksik olsun!
    istemem! Eksik olsun!
    Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
    Tek başına...
    Özgür olmak...
    Dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
    Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
    Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
    Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
    isteyince Ay'a bile gidebilmek.
    Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

    Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
    Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
    Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

    - Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini.
    - Sus..."

    Cyrano De Bergerac'tan... Unutulmaz "istemem eksik olsun" tiradı.
    Edmond Rostand
    3 ...
  16. nihat genç

    205.
  17. "her şey olmak isterken hiçbir şey olamadı" (bkz: Cyrano de Bergerac)
    0 ...
  18. ufuk uras

    78.
  19. meclise ufuk gerek!!! bin umut adayımız, ufuk hocamız.
    3 ...
  20. birgün

    17.
  21. şükrü erbaş

    7.
  22. ankara 1. bölge milletvekili adayı
    der ki şükrü abi: "beni bi anam bi ankara doğurdu"
    http://www.sukruerbas.net/
    1 ...
  23. ankara oykuleri

    1.
  24. can gazalcı'nın Sabah gazetesi Ankara ekinde pazar günleri yayınlanan lezzetli pazar öyküleri. çok içten, çok sıcak, çok duygulu, içli öyküler...
    0 ...
  25. can gazalci

    1.
  26. 1976 Denizli doğumlu yeni neslin en parlak öykü yazarı. Yanlış erkeğin savunması ve Annemin sandığından daha mutsuzum kitapları.Cumhuriyet gazetesinde başlayan efsane gececi nin gazetecilik serüveni, Birgün'de devam etmiştir.Şu an Sabah gazetesi Ankara Haber müdür yardımcılığı yapan Gazalcı, Sabah gazetesi Ankara ekinde pazar günleri Ankara Öyküleri yazıyor.Gerçek ve leziz öykü tadını özleyenler için. Buram buram samimiyet ve binlerce soru barındırıyor bu öyküler..
    0 ...
  27. sylvia plath

    16.
  28. sylvia bu dünyaya dayanamadı ve intihar etti, nilgün marmara sylvia plath tezi yaptı bu dünyaya dayanamadı ve intihar etti, nilgün marmara tezi yapıp ve dayanamayıp onların dayanamadığı dünyaya gitmek istiyorum
    3 ...
  29. nahit ulvi akgün

    3.
  30. Senin bakışından belli,
    Benim yanan yüzümden.
    1 ...
  31. küçük iskender

    76.
  32. DE GÜLÜM

    de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
    istanbul darmadağın olacak, saçlarım
    darmadağın. Hepsi, darmadağın!
    üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
    ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
    hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!

    de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
    sevgi, bitmiştir güven!
    güven bana gülüm!
    sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
    hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!

    göreceksin gülüm! Bekle!
    hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
    hainlere, ezilmelere alışacak..
    göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
    işte o vakit bana-doğrudur!-
    şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

    bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
    sokaklar var, kediler!
    inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
    ölüm inananlar için sessizce
    kara kapli kitaplardan çıkartılacak..
    göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
    artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
    bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
    3 ...
  33. hüsnü arkan

    10.
  34. Eksilmesin dudağından gülüşün eksilse yaşamından güneş
    Yüzün kararmasın gecede, gülümse düşlerinde yine
    Nereye uçar turnalar, nereye gider gökyüzü?
    Alıp kanatlarına umutlarını geçmişin...

    Sen yıkıldın altında göğün, yandın küçük bir pervane gibi
    Ah, küçük bir pervane gibi

    Kim götürdü bakışından ışığı, kim aldı gözlerinden onu?
    Kadehlerden yüreğine boşalan acı bir umutsuzluk o mu?
    Kime söyledin derdini, kimi sevdin gizli gizli?
    Kimler uyandırdı içindeki kötü kırık türküleri?

    Ölenlerin adını unutma, türkülerin, meydanların
    Ah, bırakmasın onlar seni
    Ne de çabuk yıktın kendini sarıldın yalanlara, boşluğa
    Hey! bak işçi tulumu giymiş umut!

    isterse uçsun turnalar, isterse gitsin gökyüzü
    Alıp kanatlarına bulutlarını rüzgarın...
    1 ...
  35. diyalektik mutsuzluklar

    2.
  36. "biliyorum artık hiçbir gemi beni taşımaz,
    ve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibi,
    terkedilmek korkusu"
    1 ...
  37. pablo neruda

    19.
  38. Anımsıyorum Seni Olduğun Gibi

    Anımsıyorum seni olduğun gibi geçen sonbahar.
    Başlığın griydi ve yüreğin sakince.
    Gözlerinde savaşıyordu alacakaranlığın alevleri.
    Ve düştü yapraklar ruhunun sularına.

    Bir boru çiçeği gibi yapışmıştın koluma,
    ikircikli ve sakin sesine korunak olurken yapraklar.
    Arzumun alazlanıp durduğu kötürüm eden bir ateş.
    O uysal mavi sümbül burkulmuş ruhumun üstünde.

    Gör nasıl uzaklaşıyor gözlerin, sonbahar gibi uzak,
    başlık, o gri, o cıvıltılı ses ve o evcimen yürek,
    kömürün koruna öpücüklerimin neşeyle düştüğü
    derin özlemlerimin amacı olan şey.

    Bir gemiden görünen gökyüzü. Yüksek dağlardaki yaylalar.
    Hatıran ışık gibi, duman gibi, o sessiz gölcük gibi.
    Ötesinde gözlerinin durur yangında akşam kızıllığı.
    Fırıl fırıl sonbaharın kuru yaprakları ruhunda.

    Pablo Neruda
    Çeviren: ismail Aksoy
    1 ...
  39. hilmi yavuz

    15.
  40. AY DOĞAR

    ay doğar,
    bir ay doğar umarsız gözlerinden,
    bir ay batar bedir allah,
    karanlıklar bir silâh kahrı gibi oturur yüreğime,
    iflah olmaz bir silâh.

    ya kara bir kırbaç gibi vur beni küheylânlara,
    ya beni öldür allah.

    dünyada,
    nerede olursa olsun dünyada,
    senin umarsız gözlerin,
    kanlı bir avuç zehir,
    bir de yangınlı yaz akşamlarıyla bir gelir,
    ya da,

    senin umarsız gözlerin,
    mahzun eşkiya ateşleridir,
    tutuşur rüzgârlı bayırlarda.

    HiLMi YAVUZ
    0 ...
  41. egemen berkoz

    1.
  42. KAPANA
    Seni kırmızı gibi, şiirlerimle bir
    susturmak istiyorum seni, bir yosun
    gibi yoksul Baraba suyunda
    çocukluğumun ezik türküsü ey
    çocukluğumun ey bulunmayası gömü
    seni nasıl nasıl yaşıyorum.

    Yalnızım, dayanamıyorum, uzak
    denizler geliyor usuma
    seni kırmızı gibi, coşkumun ortasında
    (seni?) kuruyorum, neler kuruyorum
    belki bir yılgıyı, belki küçük bir gizi
    unutuyorum, unutuyorum.

    Aşka varmayalı kapılar
    kapanır oldu yüzüme
    bu insanlar, bilmem, bu uzak dağ sesleri
    neden bozar oldu dengemi
    sazının tellerine dokunur mu
    gibi, bir ezgi mi, dallanıyorum
    insanlara gidiyorum, gidiyor muyum
    çocukluğumu belki, belki çocukluğumu
    unutuyorum, unutuyorum.
    seni kırmızı gibi, şiirlerimle bir
    susuyorum, haykırıyorum.
    0 ...
  43. kaan ince

    6.
  44. "ve ben güzün ağlayacağım,
    sulara çekileceğim dönerken balıkçılar,
    yakamoz göreceğim dümensiz simsiyah gözleri,
    öleceğim,
    ve ben..."
    3 ...
  45. arkadaş zekai özger

    6.
  46. SEVDADIR

    Göğü kucaklayıp getirdim sana,
    kokla ,
    açılırsın.

    solmuşsun,
    benzin sararmış,
    yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün,
    öyle bükük bakma bana.

    çam kolonyası getirdim sana,
    kentli dağlıların haklı sevdasını,
    bolu ormanlarından çarpan bir koku,
    sanki köroğlunun ter kokusu,
    aman kokusu, billah kokusu,
    canlarım, canım benim,

    üzme kendini bu kadar,
    sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var,
    bak yeryüzü ne kadar geniş,
    ne kadar dar,

    Dur ,
    akıtma gönlüm yaşını,
    gözünden öpecek bir yer bırak,
    oy bana en yakın,
    bana en uzak,
    sevgili yar,
    Hasretine vur beni,

    Giyecek çamaşır getirdim sana,
    adettir diye değil, sevdim diyedir,
    bağışla, eski biraz,
    bedenim uygundur diye bedenine,
    elimle yıkadım, ütüledim,
    elma ağacında kuruttum,

    Günler sarmal bir yay gibi,
    bunu unutma,
    Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir,
    bunu unutma,
    Seni ben her yerinden öperim,
    bunu unutma,

    kadere inansaydım,
    sana inanırdım,
    Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben,

    öyle kırık bakma bana,
    Caddeler nasıl da genişliyor,
    sana bunu söyleyecektim,
    Bileyli bir makas vardı yanımda,
    sana bunu söyleyecektim,
    Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri,
    sana bunu...
    Oyy nasıl söyleyebilirim,
    deliren sevdamızın kısrak huyunu,

    Elimi tut,
    tuttururlar, o kadarına izin verirler,
    kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu,
    Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız,

    sen içerde,
    Ben dışarda...
    Oyyy mahpusluk mahpusluk...

    Arkadaş Zekai ÖZGER
    3 ...
  47. lale müldür

    11.
  48. Eskil Bir Aşk Öyküsü

    boynumda yağmurdan bir kolye...
    ıslak taşlara oturuyorum bugünlerde...
    bir siyam kedisi ve ben... pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz...

    Lale Müldür
    1 ...
  49. karamela sekerim

    1.
  50. Yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat,
    ikisinin de aynı kâğıttan çıktığını unuturdum
    Unutmasına da, ben tuttum birini sevdim,
    Hayatı nasıl sevdiysem onu da öyle sevdim:
    Tarçın kokulu kız, Carmen, Ay Carmela...
    O nane likörüne bayılırdı ama, ben onu
    Sıcacık bir kahvenin dumanına benzettim,
    O da beni birine benzetmiş olmalı ki, tuttu
    Aşk derdine düştü, şimdiyse terketme sevdasında!
    Aşk dünyaya bizden önce gelmiş de erkenden
    Açmış gibi dükkânını, onun kokusuyla tanıdım
    Aktarları, acı sözlerini aşkın tuzu biberi saydım,
    Onun huylarıyla karşılaştım eski tuhafiyelerde:
    Aynalı Pasaj, Bonmarşe ve Altın Düğme...
    Biri birine uymayan binbir huy, binbir çeşit,
    Bir dükkâna rastladım duvar taş, kapı kilit,
    Ne tatlı sözlerim açabildi ne iyi huylu şiirim,
    Karemela dükkanı olduğunu en sonunda öğrendim!
    Şimdi yanık şekerim sert, hayat ondan da berbat!

    Ah karemela, şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!

    Haydar Ergülen
    1 ...
  51. cemal süreya

    58.
  52. ÜVERCiNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden,
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye,
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız,
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun,
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez,
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor,
    Bütün kara parçalarında,
    Afrika dahil!

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma,
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar,
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler,
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının,
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde,
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor,
    Bütün kara parçaları için,
    Afrika dahil!

    Senin bir havan var beni asıl saran o,
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak,
    Sabahları acıktığı için haklı,
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel,
    Birçok çiçek adları gibi güzel,
    En tanınmış kırmızılarla açan,
    Bütün kara parçalarında,
    Afrika dahil!

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü,
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez,
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek,
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar,
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar,
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar,
    Bütün kara parçalarında,
    Afrika dahil!

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası,
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki,
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok,
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor,
    Çiçek Pasajında akşamüstleri,
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor,
    Bütün kara parçalarında,
    Afrika hariç değil!




    Cemal SÜREYA
    3 ...
  53. edip cansever

    25.
  54. Belirsizlikler II

    Gölge dolaşır geceyle esmerliğin arasında,
    -Bir an- bakışların mavi denizle gök arasında,
    Bir uyumsundur sen -yazlar gezinir kış günlerinin içinde-
    Sabahları bir şeyler noksandır, aksamları
    Noksanlardan olusan bir üzünçlük sende.

    Ortalarda bir yerdesin -öylesin-
    Bir kavşaksın nedense - birşeyle her sey arasında-
    Günün her saatinde -duyuyor musun-
    imgeler birbirinden korkuyor.
    Edip Cansever
    1 ...
  55. turgut uyar

    30.
  56. GÖĞE BAKMA DURAĞI

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım,
    Şu kaçamak ışıklardan, şu şeker kamışlarından,
    Bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından,
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar.
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut.
    Bu evleri atla, bu evleri de, bunları da
    Göğe bakalım.

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım.
    inecek var deriz otobüs durur ineriz.
    Bu karanlık böyle iyi, afferin Tanrıya,
    Herkes uyusun, iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar, polisler, açlar, toklar uyusun.
    Herkes uyusun, bir seni uyutmam, bir de ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz, biz uyumayalım.
    Nasıl olsa sarhoşuz, nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım.

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım,
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum,
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi,
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor,
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim,
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım,
    Bana dönesin diye bir bir kapattım,
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz,
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç,
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin,
    Seni aldım, bana ayırdım, durma kendini hatırlat,
    Durma kendini hatırlat ,
    Durma göğe bakalım .


    Turgut UYAR
    11 ...
  57. betty blue

    7.
  58. philippe dijan'ın romanından uyarlanan ve birebir romanın tadını veren, dudak uçuklatan, ağlatan, güldüren, hırslandıran, sonra öylece düşürüveren muhteşem film.
    2 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük