Mesela Kur'an'da evren genişliyor, dedim 20 yıldır çıkıp müslümanlar neden bulamıyor diyorlar.
Buyrun önceden yaptığım bir açıklamadan alıntı:
Ben sana hiç bilmediğin bir adres versem, burada define var içinde de 1000 altın var, desem. Ama sana hiç harita vermesem nasıl bulacaksın? Bir şeyi bulmak ayrı şeydir fakat bir şeyin bilimsel keşif olması için bilim adamlarının bu işe sermaye bularak dev teleskoplarla araştırma yapması gerekir.
Müslümanlar da Kuran'dan uzaklaştıkları ve uydurma hadislerle cebelleştikleri için bunu diğer bilim adamları gerçekleştirmiştir.
Ben sana hiç bilmediğin bir adres versem, burada define var içinde de 1000 altın var, desem. Ama sana hiç harita vermesem nasıl bulacaksın? Bir şeyi bulmak ayrı şeydir fakat bir şeyin bilimsel keşif olması için bilim adamlarının bu işe sermaye bularak dev teleskoplarla araştırma yapması gerekir.
Müslümanlar da Kuran'dan uzaklaştıkları ve uydurma hadislerle cebelleştikleri için bunu diğer bilim adamları gerçekleştirmiştir.
Zariyat Suresi 47. ayette bahsedilen durumdur. Evrenin genişlediği ise kozmik ışınların gittikçe kızıla doğru kaydığının bulunması ile Edvin Hubble tarafından 1929'da keşfedilmiştir.
Ayetin, Fasih Arapçasında geçen kelime açık ve net "musiundur." istediğiniz Arapça-ingilizce sözlüğe bakın. Hangisi olursa olsun hepsinde ilk anlam olarak "expanded" çevrilir. Yani genişleyen.
Ayrıca ayetin diğer mucizevi noktası bir anda genişlettik, denmemesi sürekli olarak genişlediğinin ifade edilmesi için "genişleticiyiz" ifadesinin kullanılmasıdır. Fasih Arapça dil kurallarına bakıldığında bu sürekli olarak, hiç durmayan bir "genişletme" eylemini ifade eder.
Katıksız bir mucizedir. Çünkü Muhammed'in yaşadığı dönemde veya öncesinde bir tane bile evren genişliyor, diyen bilim adamı ya da düşünür yoktur.
Tekrarlıyorum. Hiçbir mezhep, tarikat ve cemaate mensup değilim. Bunun nedenini açıklamıştım.
Ben dinin ve tarihin gerçeklerini anlatıyorum. Dini de 1200 yıldır tahrif etmişler, tarihi de. Bu gerçeklerin ortaya çıkması gerekiyor. Hiçbir siyasi partiyi doğrudan desteklemiyorum.
Kenan Evren 16 yaşında bir çocuğu astırınca "canilik", Atatürk 16 yaşında bir çocuğu astırınca "şartlar öyleydi", "atam bilir", "atam sen çok yaşa", diyen andaval kemalistlerin yanılgıya düştüğü karşılaştırmadır.
Yaklaşık 1200 yıldır binlerce uydurma hadisle tahrif edilmeye çalışılan islam dininin ana kaynağı. Düşünmeyi, aklı kullanmayı ve sorgulamayı öneren bir kitap, Allah'ın sözü.
Din kirli su gibidir. Bu suyu kirliliklerinden arındırıp kana kana içmeliyiz. Dini hurafelerden kurtarıp Kuran'ı merkez haline getirmeliyiz.
Cevaplarıma ses çıkartamayacak ateist yobazlar, şikayete boğuyorlar burayı. Arkadaşlar yakında bu cevaplarımı tamamlayıp derleyerek tek entry de paylaşacağım. 36 soru cevaplanmıştır, gerisi de cevaplanacaktır. O arkadaşa Klasik Arapça dersleri vermek konusunda ısrarlıyım. Sözlüklü günler.
Muhammed peygamber, Zeyd'i bizzat eşi Zeynep ile evlendirmiştir. Fakat sonra Zeyd ile Zeynep anlaşamamışlardır. Çok ısrar ettiği halde boşanmaktan onları alıkoyamamıştır. Cahiliyye toplumunda evlatlığın eşiyle evlenmek haram sayılıyordu. Evlatlığın gerçek evlat gibi olmayacağını anlatmak ve bir dogmayı yıkmak için Zeyd'den boşanınca kimsesiz ve kölenin boşadığı kadın olarak kalan Zeynep'in yükümlülüğünü üstüne almış ve bunun yüzünden birçok külfet çekmiştir. Sanırım daha fazla açıklamaya gerek yok.
Zeyd'i evlendiren oyken boşandırdı demek ne kadar mantıklıdır. Bu açıklama yeter de artar bile.
36. iddiaya cevap: islam köleliği kaldırmıştır. Fakat islam'ın köleliği kabul etmemesi halihazırda bazı bölgelerde köleliğin uygulandığı gerçeğini değiştirmez. Mevcudiyete göre yorum yapılmıtşrı.
35. iddiaya cevap: Bu iddiada 6 günde yaratılan kavram farklıdır. 8 günde yaratılan kavram farklıdır. ikisi aynı şeymiş gibi çelişki süsü vermişsin. Ayrıca ayetlerde yevm sözcüğü gün değil dönem anlamında kullanılmıştır.
32. iddiaya cevap: Verilen ayette Allah'ın velisi olmaz, denmemiştir Allah'ın "acizlikten" ihtiyaç duyduğu bir velisi yoktur, denmiştir. Yani Allah'ın velisi vardır fakat bu haşa Rabbın acizliğinden kaynaklanmaz. Çok açıktır, çelişki yoktur.
33. iddiaya cevap: Allah tek yoktan yaratandır. Ama tek yaratmak yoktan yaratmak değildir. insan doğadaki maddelerden teknoloji yaratmıştır mesela. Çelişki yoktur. Allah yoktan yaratmada tektir, yoksa varolan bir şeylerden bir şey yaratmayı insanlar da yapabilir.
34. iddiaya cevap: Verilen ayette dil kurallarına göre Allah'a yardım ile kastedilen Allah'ın dinine yardımdır.
29. iddiaya cevap: Verdiğin ayetlerdeki kelimeleri sen küfür olarak mı algılıyorsun?
30. iddiaya cevap: O kıssayı tam olarak okumanı tavsiye ederim. Cımbızlayıp çekmişsin bir yerden.
31. iddiaya cevap: Muhammed peygamberin, Zeyd'i bizzat eşi Zeynep ile evlendirmiştir. Fakat sonra Zeyd ile Zeynep anlaşamamışlardır. Çok ısrar ettiği halde boşanmaktan onları alıkoyamamıştır. Cahiliyye toplumunda evlatlığın eşiyle evlenmek haram sayılıyordu. Evlatlığın gerçek evlat gibi olmayacağını anlatmak ve bir dogmayı yıkmak için Zeyd'den boşanınca kimsesiz ve kölenin boşadığı kadın olarak kalan Zeynep'in yükümlülüğünü üstüne almış ve bunun yüzünden birçok külfet çekmiştir. Sanırım daha fazla açıklamaya gerek yok.
28. iddiya cevap: Arapça indirilen bir kitapta Arapçada sık kullanılan bir ifade sık sık yer verilmesi mi çelişki oluşturuyor bu iddiayı ortaya atan arkadaşa göre. Bu bir çelişki değildir.
27. iddiaya cevap: Allah kimin neye taptığını biliyor. Ama bir şeyi biliyorsunuz da hesaba çekmeyeceksiniz, diye bir şey mi var. Siz hırsızı evinizi soyarken görseniz nasıl olsa biliyorum konuşmama gerek yok, deyip çekip gider misiniz.
25. iddiaya cevap: Bir şey vurgulanmak isteniyorsa tekrarlanabilir ya da benzeri ifadeler kullanılabilir. Bunda ne tür bir sıkıntı bulabildin anlamak güç.
26. iddiaya cevap: Verdiğin ayette zaten kıyamet saatini Allah'ın bildiği söyleniyor, kendi içindeki çelişkilerin daha çok.
24. iddiya cevap vermiyorum. Çünkü çok açık bir şekilde yine iltifat sanatı var. iltifat sanatı Klasik Arapçada en sık kullanılan sanattır ve sürekli muhattabın değişmesiyle oluşturulur.
Kuran'da evlenme yaşı var. işime gelecek bir hadis çıkarın ya da çıkarmayın. Ben hadislerin %95'ine yakınını kabul etmiyorum. Destekleyip desteklemem bir şeyi değiştirmez. Ana kaynağımız Kuran'dır, Kuran'ı ciddiye alırım, diyorum.
Burada bir hitap çelişkisi yoktur. Kuran'da sürekli "ben" denseydi ya da sürekli aynı özne kullanılsaydı da akıcı bir anlatım ortaya çıkmayacaktı. Ayrıca Klasik Arapça dil kurallarına göre "biz" sözcüğünün "ben" sözcüğünden farkı yoktur. Kullanıldığı bağlama göre "tekillik" özelliğini değiştirmez.
Ayşe'nin, Peygamber Muhammed ile evlendiğinde yaşının kaç olduğuna dair spekülasyonlar mevcuttur.
Kuran'a göre evlenme yaşı "ailesinin mirasini üstlenebilecek ve kendi kararlarını verecek olgunluğa erişilmiş" olan yaştır. Ailesinin mirasını üstlenebilmek ve kendi kararlarını vererek bağımsız yaşayabilmek ise en az 18 veya civarı bir yaşa denk gelmektedir.
Kuran ile çelişen hiçbir rivayet kabul edilemez. Bu iddia böylece yanlışlanır.
Kur'an'ın metni değil mesajı evrenseldir. Hiçbir yazı metin bakımından evrensel olamaz. Çünkü bir yazı yazarken yazar, kullandığı dilin söz sanatlarından, deyimlerinden faydalanır. Türkçe bir yazı yazarken ingilizce deyipleri çevirip kullanırsanız bunun anlamı olmaz. Kur'an'ı Kerim de Klasik Arapça olarak indiği için ve dil de Arap kültüründen etkilendiği için tabii ki metin evrensel olamaz. Ama " mesaj " evrensel olabilir. Evrensel olan mesajdır.
Dikkat edilirse Bakara 285'te iman konusunda hepsinin eşit oldukları ifade edilmiştir ki bu çok açıktır: "Peygamber de, iman edenler de Ona indirilene inandı. Hepsi de Allaha, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti." Yani peygamberler bu sayılan hususlara inanmakta iman etmekte eşitlerdir. Ama diğer hususlarda farklılık olabilir. Bu çok açıktır.
Kur'an'a göre sadece ganimetler değil bütün bir yeryüzü Allah'ındır. iki ayette kastedilen durum farklıdır. Şu an yeryüzü Allah'ındır ama insanlar yeryüzünden istifade etmektedirler. istifa etmek farklıdır, sahip olmak farklıdır.
Kuran anlaşılır bir kitaptır. Ama anlaşılır, demek herkes anlayacak demek değildir. Anlasak bile bazen bazı sorular aklımıza gelebilir. Kur'an'da bunun için "Bilmeyenler, bilenlere sorsunlar." denilerek çıkış kapısı gösterilir.