düşük alkol oranına sahip, orman meyveli aromalı, mavi renkli votka. içimi oldukça yumuşak, kokusu ve rengi de mükemmel. smirnoff olarak tercih sebebidir.
ilk olarak rutine bağlamanın ne kadar boktan olduğunu düşünüyorum sonrasında çevremin benden nasıl gün geçtikçe koptuğunu.
sabaha kadar da düşünsem değişen bir şey olmayacak şimdi de bunu düşünüyorum.
gündeme bakarken kayıtsız kalamadım. uludağ sözlüğün gündemlerinde yine çok manidar bir başlık.
konu tamamen abazan olan yazarlardan kaynaklanıyor, sözlük kızlarıyla ilgili değil. yani eminim havada uçan dişi sinek olsa siz yine aynı soruyu sorardınız.
film, işitme engellileri okulunda çocuklara müdürleri ve öğretmenleri tarafından yapılan cinsel istismarı anlatıyor. filmin adından da anlaşılacağı üzere bu çocuklar kimseye hiçbir şey söyleyemiyor, daha doğrusu ne yaşadıklarını dahi bilemiyorlar.. sonrasında bu okula gelen bir öğretmenin bu yaşananlara şahit olmasıyla olaylar gelişiyor.
filmde ciddi anlamda rahatsız edici sahneler var ve işin en kötü yanı ise bu olay gerçekten yaşanmış. film gerçek bir hikaye anlatmakta.
oyunculuklar muhteşem, bu filmde oynamak ve bahsettiğim rahatsız edici sahnelerde yer almak çok zor olmalı. film aynı zamanda bir farkındalık yaratıyor, tokat gibi vuruyor bazı gerçekleri insanın yüzüne yüzüne..
kısaca, mutlu bir son bekleyen ve sinir sistemi kaldıramayacak olanlar izlemesin lakin gerçek hayatın içinden olan şeyler çoğu zaman mutlu bitmiyor..
film, sessiz sakin kendi halinde bir balık satıcısı adamın etrafında olan biteni anlatıyor. bu adamın aile içi problemleri var ve aynı zamanda bu problemlerle alakalı bir sebepten başka bir balık satıcıs ile tanışıyor. tanıştığı bu adamın yanında kendi sessizliğinden ve sakinliğinden, daha doğrusu pısırıklığından rahatsız oluyor ve kendince bir patlama yaşıyor. olabildiğince yüzeysel ve değişik bir anlatım oldu ama film güzel yani izlenebilir. son olarak bu filmde çok kanlı sahneler var, midesi kaldırabilecek olanlar daha rahat izleyebilir.
gerçek yaşanmış bir hikayeyi konu edinen bir film. konusu türkiye ye gelen bir abd vatandaşının 2kg esrar ile ülkeden kaçmaya çalışması ve kaçarken yakalanıp türkiye de yargılanmasını anlatıyor. filmi objektif bir şekilde izledim ancak objektif bir şekilde izleyen bir insanın bile görmezden gelemeyeceği kadar çok fazla aşağılama var. şu mahkeme sahnesine kadar her şey tamamdı ama o sahnede bir nefret kusma seansı sonrasında ise diğer aşağılama unsurları çıkmaya başlayınca ister istemez objektif tavır değişiyor.
filmde bir suçlu var, esrar kaçakçısı. büyük bir suç, insan zehirlemek, esrar satmak ve tabii ki bunun cezası olmalı, olacaktır da. film de bu durum öyle bir sunulmuş ki, sanırsın suçsuz yere içeri atılmış günlerce işkence gören masum, iyi niyetli bir kimse.
elbette ki haklı yanları var, aldığı cezadan sonra cezasının değiştirilip artması ve buna istinaden duyduğu kızgınlık, öfke ancak direkt hakaret olarak değil farklı kelimelerle de yapılabilirdi bu. bu bildiğin nefret kusmak, bir ülkenin tüm milletine.
filmde türk insanı tam bir barbar, mağara ayısı, para kölesi, pis, kötü niyetli olarak sunuluyor ve bu filmde aynı zamanda türk olarak tek bir oyuncu yok. film zaten türkiye de geçmiyor, türkiye ye dair hiçbir şey yok. buradan bile ne kadar yanlı, taraflı bir film olduğu belli oluyor.
daha çok şey var da söylenecek, bu filme bu kadarı fazla bile.
sonra burada kadın cinayetleri tacizi tecavüzü olduğunda bunu yapanlara küfür yağdırırsınız ama şu adamı da savunmaktan geri durmuyorsunuz ne tür bir varlıksınız siz ya. biraz duruşunuz olsun. yazık
league of legends mobil oyunu. yaklaşık 2 haftadır oynuyordum fakat artık daha fazla tahammül edemedim ve sildim. oyunda ping sorunu mu dersin oyundan atmaları mı dersin bazı şampiyonların gereksiz güçlü oluşu mu dersin.. bunlar düzeldiği takdirde yeniden oynamaya başlayacağım zira oyunu seviyorum.
trolluk yapmaya çalıştığını biliyoruz o minik beyninle ama ben duyarsız kalamıyorum işte yine de gelip üç beş bir şey yazmak istedim. boşuna yaşıyorsun keşke kuş yuvası olsaydı kafan. en azından bir fayda sağlardı.
ağır ilerleyen bir film. severim aslında böyle filmleri ama güzel işlendiğinde.. bu filmin her ne kadar beğensem de eksik yanlarının çok olduğunu düşünüyorum. kopukluk çok fazla var soru işareti de öyle. bir anda bitiyor siz durup aaa diyorsunuz bu nasıl son falan. keşke biraz daha uzun yapsalardı da kafamızda birçok soru işareti bırakmasalardı. oyunculuklar şahane zaten ali atay ve haluk bilginer var neticede.
bazıları var ki yalnızca kendisi görebiliyormuşçasına davranır.. halbuki bilmiyor ki her farkındalığı olan bir şeyleri görebilen insan atlamıyor ortalığa.
ortamı çook çirkin olan bursa da bir yer. normal insanlara göre orada hayat 8-9 gibi bitiyor eğer bu saatlerden sonra dışarıda olursanız esnaf dahil herkes bir başka gözle bakıyor. aşırı rahatsız edici.
ben bile izleyemedim korktum bu profili takip eden gençler ve çocukları düşünemiyorum. videodan da belli zaten arkadaşın ciddi anlamda problemleri var ve çok tehlikeli.. en kısa zamanda profil kapattırılıp bu şahısın tedavi edilmesi gerek.
orta doğu da geçen 2010 yapımı bir dram filmi. sakin sakin ilerleyip sonunda dumura uğratanlardan.. kaliteli bir dram filmi arıyorsanız artık aramayın.