bazı insanlar vardır ki yeterince tanımadıkları insanlara pervasızca "cahil" etiketi yapıştırabiliyorlar.
bu sıfatı başkaları için sıklıkla kullanan insanlar, benim deneyimlerime göre ne yazık ki fazlasıyla kibirli ve bir o kadar da akılsızdır.
bilemiyorum, belki de ben yanılıyorumdur.
cahilim, cahiller yanılabilir.
aradan geçen zamana rağmen futbolseverlerin unutamayacağı bir gol.
belki kariyeri boyunca şampiyonlar ligi kupasını kaldırmanın sevincini hiç yaşayamamış olabilir ama bu onun özel ve ilahi bir forvet oyuncusu olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
2020 yılının sonlarındayız ve bu adam 39 yaşında, milan'da gollerine devam ediyor.
kökenlerinin hindistan'a dayandığı tahmin ediliyor ve şimdi dünyanın pek çok yerine dağılmış durumdalar.
ağırlıklı olarak avrupa'nın doğusuna yerleşmiş bulunuyorlar.
insan çocuk sahibi olmayı ve iyi bir aile kurmayı isteyebilir ancak bu işin bir de maddiyat kısmı var.
iyi bir gelecek kurmadan ve bu geleceği garanti altına almadan ne çeşit bir insan 19 çocuk yapabilir ki?
tüm bunları geçelim, iyi bir gelecek garantisi olan bir insan bile niçin 19 çocuk yapar ki? günün birinde maaile çift kale futbol maçı oynamak için mi?
tarihin en büyük sanatçılarından biri.
ona göre hayatın bilumum unsuru birer sanattı. dünya bir sahne ve bizler de bu sahnedeki oyunculardık.
ışıklar içinde uyu, avon'un ozanı...
bir roma azizi. valentine veya valentinus olarak bilinir. bazı kaynaklara göre valentine ve valentinus'un farklı roma azizleri oldukları da iddia edilir.
226 yılında italya'da, terni'de doğdu. 14 şubat 269 tarihinde roma imparatoru ll. claudius'un emriyle kafası kesilerek öldürüldü. bundan dolayıdır ki aziz valentinus, her yıl şubat'ın 14'ünde anılmaktadır. zamanla bu gün sevgililer gününe dönüşmüştür.
imparator ll. claduius'un hükmettiği roma imparatorluğu'nda askerlerin evlenmesi yasaklanmıştı zira imparator bu durumun askerlerin savaşamamasına neden olduğuna hükmediyordu.
valentinus, imparatorun bu yasağını çiğnedi ve aşık çiftleri gizli gizli evlendirmeye devam etti.
günün birinde imparator claudius, tüm bunlardan haberdar olmuş ve valentinus'un yakalanması emrini vermişti.
bir süre hapiste kalan aziz valentinus, idam cezasına çarptırılmıştı.
idam edilmeden evvel, hapishanede tutuklu bulunduğu sırada o hapishanenin gardiyanlarından birinin kızına aşık olmuş ve bir aşk mektubu göndermiştir. işte bu, tarihimizin ilk sevgililer günü mesajıydı.
aşıklar için kendisini feda eden ve aşkın bir ikonu haline gelen aziz valentine, "aşıkların/aşkın azizi" olarak da anılmaktadır.
aşıklar için yaptığı bu fedakarlıklar sonucunda, idam ettirildiği tahmin edilen 14 şubat tarihi "sevgililer günü" olarak kutlanmaktadır.
lll. vlad, xv. yüzyılda yaşadı. eflak beyliğinin voyvodası.
düşmanlarını kazığa geçirerek cezalandırdığı için kazıklı voyvoda olarak da bilinir.
acımasızca kazığa geçirdiği insanların arasında yemek yediği iddia edilir. kazığa geçirilenlerin kanlarını fıçılarda toplatıp yemek sırasında içtiği söylentileri, onun bir vampir olarak anılmasına neden oldu.
aslında babası kral ıı. vlad'ın krallığının tahtında oturmaya devam edebilmesi için kardeşi radu ile osmanlı devletine rehin olarak verilen ve osmanlı'daki şehzadelerle beraber yetişen vlad, başlarda başarılarıyla osmanlı hükümdarı ll. mehmet'in güvenini, dostluğunu ve saygısını kazanarak 1456 yılında eflak beyliğine tayin edilmişti. zaman geçtikçe vlad ve fikirleri de değişti...
yıl 1459 olduğunda eflak beyi, osmanlı devleti'ne vergi ödemeyi reddederek gücünü macaristan krallığı ile birleştirdi.
20.000'den fazla insanı kadın, çocuk, malul demeden gaddarca katletti. yağmaladı, ezdi, biçti, yok etti...
yalnızca yağmaladığı toprakların insanlarına değil, kendi insanlarına da zulmetmiştir. halkının fakir insanlarını yemeğe davet eden vlad, ziyafet sonrasında hepsinin yakılmasını emretmiştir. varlıklı ancak güçsüz insanların mallarına zorla el koyup karşı gelenlerin kazığa oturtulması emrini verdi.
1462 yılında osmanlı hükümdarı ll. mehmet, vlad'a karşı sefere çıktı ve vlad'ı bozguna uğrattı.
kaçmayı başaran vlad, macaristan kralına sığındı fakat osmanlı devleti ile bir sorun yaşamak istemeyen kral vlad'ı hapse attı.
yıllar sonra hapisten kurtulan ve yeniden eflak'ı ele geçirmenin planlarını yapan vlad, kendisine destek veren az sayıda askeriyle osmanlı ordularına yenildi.
voyvoda eskisinin akıbeti kellesinin alınmasının ardından istanbul'daki sultan mehmet'e gönderilmesi ve sonrasında kazığa geçirilmiş vaziyette istanbul sokaklarında dolaştırılması olmuştur.
dünya tarihinin en kanlı figürlerinden biri olan vlad tepeş, irlandalı yazar bram stoker'a esin kaynağı olmuştur. stoker, lll. vlad'dan yola çıkarak "dracula" adlı romanı yazmıştır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1976077/+
imparatorluğun en ihtişamlı günleri... hanedanın x. padişahı...
gücü sebebiyle batıda kendisine "muhteşem" denilen
adaletli yönetimi sebebiyle doğuda kendisine "kanuni" denilen padişah.
claudius ptolemy veya klaudyos batlamyus, iskenderiye'de doğan yunan matematikçi ve coğrafyacı. aynı zamanda astronomi ve optik ile de ilgilenmiştir. ekseriyetle astronomi alanındaki çalışmalarıyla bilinir.
kopernik'in güneş merkezli sistemine değin batlamyus'un dünya merkezli sistem modeli kabul edilmişti. bu modele göre dünya, merkezinde sabit bir biçimde durur ve diğer gezegenler, yıldızlar dünya'nın etrafında dönerdi.
batlamyus'un kartografik çalışmaları da bulunuyor.
batlamyus'un xv. yüzyıla ait olan dünya haritası çizimi.
ölen kişinin yağ, alçı sargısı (veya bal mumu) ile yüzünün kalıbının alınmasıyla ortaya çıkan bir maske.
fi tarihinde, antik mısırda ortaya çıkan ölüm maskesiyle firavunların yüzünün kalıbı alınırdı.bu onlar için kutsal bir eylemdi ve ölümden sonraki yaşamı ifade ediyordu. mısır firavunu tutankhamun'un altın lahdinde de bir ölüm maskesi bulunur.
ölünün yüzüne alçının ya da bal mumunun yapışmaması için yüze ilk olarak yağ sürülürdü. sonrasında yüz alçı sargısı veya bal mumu ile kaplanırdı. alçı kuruyana değin beklenir, kuruyan kalıp titizlikle çıkartılırdı ve kalıp, müteveffanın tüm yüz hatlarını en ince ayrıntılarına kadar belirgin bir biçimde gösterirdi.
bu şekilde çok fazla insanın ölüm maskesi günümüze kadar ulaşmış bulunuyor. lincoln, newton, dante, lenin, lev tolstoy, bonapart, stalin ve hatta atatürk bile...
hüseyin nihal atsız, türkçü yazar dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biridir. hatta belki de akla ilk geleni.
edebiyat tarihimizin önemli isimlerinden biri olup türk tarihini konu edinen derin tarihi araştırmalar yapmıştır.
sözel ya da sayısal bilgilerin tamamı, bir toplumu, bir ülkeyi, bir devleti, bir dünyayı daha iyi bir hale getirmek için elzemdir.
ancak eğer beyniniz bir bok torbasından daha işlevsizse bu durumda aptal insanların her alanda ve her konuda yaptığı gibi siz de bilimler arasında dahi ayrımcılık yapmaya başlayabilirsiniz.
çok eski bir oyun olmasına rağmen günümüze kadar pek çok kez oynanmış ve yıllar boyunca da bıkmadan, usanılmadan oynanacak kült bir oyun.
şayet benim gibi beceriksiz bir oyuncuysanız, bazı görevleri sizi kanser edebiliyor. ancak oyunu bir şekilde bitirdiğinizde harika bir hikayeyi bitirdiğinizi fark edeceksiniz.
önceden deneyim ve tecrübe kazanmaktır.
eh, gönül ister ki hiç çalışmadan oturduğumuz yerde istediğimiz her şeyi elde edebilelim. fakat mümkün mü?
er ya da geç insan çalışmaya başlıyor.
osmanlı imparatorluğunun 34. padişahı, 113. islam halifesi.
kimileri kendisini "kızıl sultan" diye yaftalarken, kimileri onu "ulu hakan" diye yad eder.
gençliğinde tahta çıkmak gibi ihtirasları bulunmayan bir insandı abdülhamid. fakat yine de amcası abdülaziz tarafından padişah olacakmış gibi eğitim gördü. amcası abdülaziz ile beraber avrupa gezilerine de gitmiştir. sultan hamid, dünya siyasetini takip etmeyi severdi. ağırbaşlı ve kibar bir insandı.
şanssız bir adamdı, son kozlarını oynayacak olan bir devletin tahtına oturdu. amcasının öldürülmesi nedeniyle "acaba beni de öldürürler mi?" sorunu kafasından bir türlü atamadı, bu yüzden de kasvetli ve psikolojik sıkıntıları bulunan bir padişahtı.
osmanlı'nın en çok toprak kaybeden padişahıdır. mutlakiyeti sağlayan son padişah olmuştur, bunu sağlamak için de diktatörlük yapmıştır.
günümüzde propagandası çok fazla yapıldığından olsa gerek, kendisinden nefret edenlerin sayısı çok fazladır.
hataları var, yanlışları var, ülke içinde yaptığı pek doğru işler de var. örneğin ilk kız okulu sultan hamid döneminde açıldı. döneminde okul sayıları kat be kat artmış, buna ek olarak bu okullardaki eğitim seviyesini ve kalitesini artırmaya çalışmıştır.
hafiye teşkilatının da kurucusu, ikinci abdülhamid'dir. hafiye teşkilatı, osmanlı tarihinin en geniş kapsamlı istihbarat örgütüydü.
müslüman tebaasının desteğini sağlamak için islamcılık ideolojisini destekledi.
takvim yaprakları 10 şubat 1918'i gösterdiğinde 76 yaşında yorgun, yıpranmış ve hasta bir adam olan abdülhamid, beylerbeyi sarayı'nda yaşamını yitirmiştir. mezarı ıı. mahmud türbesindedir.
maddi yetersizlik, tüm emeklerin boşa gideceğini düşündüren saçma sapan kaygılar.
bazen her şey tam yoluna giriyor, güzel şeyler olacak derken bütün her şeyin yerle yeksan olması.
akabinde tekrar ayağa kalkacak gücü kendinde bulamamak...