1910 yılından sonra ceditçilik akımı başlatılmış ve çağdaş özbek edebiyatı bu akımın temelleri üzerinde yükselmiştir. bu akımla yazarlar bağımsızlık savaşını başlatıp esaretten kurtulmak istemişler, bu amaç doğrultusunda halkı uyandırmaya çalışmışlardır.
1960' lı ve 1970' li yıllarda aydınlanma dönemi başlamış edebi eserlerde eğitim, bağımsızlık, vatan ve millet kavramları sıkça işlenmiştir. genç şairler sembolizmin etkisinde kalmış, sembollerin arkasında yine '' özgürlük '' temi işlenmiş, dilde sadeleşmye gidilmiştir.
1991 yılında bağımsızlığını kazanan özbekistan ' da milli kültür ve edebiyat daha hızlı bir biçimde gelişmeye başlamıştır.
sözlerini de yazayim tam olsun: *
Untie me, I've said no vows
The train is getting way too loud
I gotta leave here my girl
Get on with my lonely life
Just leave the ring on the rail
For the wheels to nullify
Until this turn in my head
I let you stay and you paid no rent
I spent twelve long months on the lam
That's enough sitting on the fence
For the fear of breaking dams
I find a fatal flaw
In the logic of love
And go out of my head
You love a sinking stone
That'll never elope
So get used to the lonesome
Girl, you must atone some
Don't leave me no phone number there
It took me all of the year
To put the poison pill to your ear
But now I stand on honest ground, on honest ground
You want to fight for this love
But honey you cannot wrestle a dove
So baby it's clear
You want to jump and dance
But you sat on your hands
And lost your only chance
Go back to your hometown
Get your feet on the ground
And stop floating around
I find a fatal flaw
In the logic of love
And go out of my head
You love a sinking stone
That'll never elope
So get used to used to the lonesome
Girl, you must atone some
Don't leave me no phone number there
la-da-da
Bir efsaneye göre Mixoparthenos, yarısı kadın, yarısı yılan olan mitolojik bir varlıktır. Herkles'in insan başlı atı tarafından kaçırılmış onunla birlikte olmaya zorlanmış ve bunun sonucunda diğer hayvanlar doğmuştur.
Bir diğer efsaneye göre Mixoparthenos bir tür siren ya da mermaid olarak anlatılır. -mer kökü deniz, -maid kökü kadın anlamına gelir ve deniz kızı demektir. Odesia'da mermaidler ya da sirenler, güzel sesleri ile gemicileri felaketlere sürüklemeleriyle ünlenmiştir.
Mixoparthenos Starbucks'un logosunda kullanılmıştır. Doğu Hint adalarından ithal ettikleri kahve ve çay ile büyüyen ve marka olan şirket, kendine logo olarak Doğu Hint masallarında anlatılan deniz kızını seçmiştir. Tek bir farkla ki seçim, Hint masallarında anlatılan kusursuz güzellikteki deniz kızlarından değil, bir felaket getirici olan eski Yunan'ın sirenlerinden birisi olmuştur. Çift kuyruklu bir siren.
Starbucks'un ilk logosunda Mixoparthenos'un bütün vücudunu görebilirsiniz. Bugün sadece yüzü ve iki kuyruğu görülebilir.
yalniz eklemek istedigim bir sey var, sadece albüm ismine nazaran:
yani biraz gec olmaz mi birini ayrilirken tanimak? yani bence biraz aptalca. ha olur birini ayrilirken tanirsin bazen, ama bunu genellersen sorun sendedir arkadas. herkesi mi ayrilirken taniyorsun diye sorarlar. neyse ya... benim meselem degil ki ben niye aglayayim.
hayatın herhangi bir alanında tecrübeye sahip olduğuna inanan yazarların " başkaları da aynı hataya düşmesin " veya " bu yoldan ilerlesin " diyerekten vermiş oldukları tavsiyelerdir.
karşıdakinin ateşli tavrına karşı ' seni iplemiyorum ' mesajı vermenin son sürümlerindendir.
laf o an gediğine oturur hatta.
bir de bunu söylemek çok zevkli oluyor.
When it rains, well it rains
Oh my heart don't feel the same
Nothing change, nothing change
Comrade I don't feel the same
With my foot to the floor
Hear my key turn in the door
Holding back what's in store
When a girl wants a little bit more
What's a girl like me to do
When she don't get a thing from you
I wanna go where you're going to
Have to do what you have to do
What's a girl supposed to try
When all you do is criticise
Pretty soon you'll realise
I can see it, I can see it in a boy's eyes
see it in a boy's, see it in a boy's eyes
Well it rains, when it rains
Oh my heart don't feel the same
There's a sun in my sky
You don't see it, you don't even try
But you'll die, before you cry
Solitude is where you fly
You don't say this ain't right
But I see it in your eyes
What's a girl like me to do
When she don't get a thing from you
I wanna go where you're going to
Have to do what you have to do
What's a girl supposed to try
When all you do is criticise
Pretty soon you'll realise
I can see it, I can see it in a boy's eyes
see it in a boy's, see it in a boy's eyes
What's a girl like me to do
When she don't get a thing from you
I wanna know where you're going to
Have to do what you have to do
What's a girl supposed to say
Just turn around and walk away
Pretty soon you'll realise I can see it
I can see it in a boy's eyes
see it in a boy's, see it in a boy's eyes
efsane turuncu kedinin kurallarının insan alemine uyarlanmış versiyonudur.
1. insanlar yorgun doğar; dinlenmek için yaşarlar.
2. çalışmak yorar.
3. gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
4. yatağını kendin gibi sev, içinden hiç çıkamayacağın gibi yap.
5. yarın yapabileceğin bir işi bugün yapma.
6. bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
7. dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
8. oturman mümkünse ayakta durma.
9. tembellikten kimse ölmez.
10. çalışma isteği duyunca sakin ol, hemen bir yere otur ve geçmesini bekle.
sarkı söyleme esnasında gırtlağın biraz fazla zorlanması sebebiyle vücudun kıçtan solunum yapmasıdır. uzun soluk da verilebilir kısa da olabilir. ne kadar zorladığınıza bağlı olarak değişkendir.
şunu belirtmeden geçmek istemiyorum: ferhat göçer osurma safhasını geçmiştir. ne zaman sıçacağı merakla konusudur tarafımdan.
kahramanların sembollerle ifade edildiği roman türüdür. türk edebiyatı'nda ilk alegorik eser olarak yusuf has hacip' in ilklerin babası olarak da bilinen kutadgu bilig adlı eserini örnek verebiliriz.
destiny' s child' ın son albümünden çok enfes bir parçadır. şarkının ana düşüncesi
'erkeğim; sana kulum köleyim. ' dir.
Baby, I see you workin' hard
Wanna let you know that I'm proud
Let you know I admire what you do
Don't know if I need to reassure you
My life would be purposeless without you
If I want it (you got it)
When I ask you (you provide it)
You inspire me to be better (ooh)
You challenge me for the better (ooh, ooh)
Sit back and let me pour out my love letter
Let me help you take off your shoes
Untie your shoe strings, take off your cufflinks
What you wanna eat, Boo, let me feed you
Let me run your bath water
Whatever you desire, I'll supply ya
Sing you a song, turn my game on
I'll brush your hair, help you put your do-rag on
Wanna foot rub, want a manicure
Baby, I'm yours
I wanna cater to you, boy
Let me cater to you
Cause baby, this is your day
Do anything for my man
Baby, you blow me away
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
Let me cater to you
Inspire me from the heart
Can't nothing tear us apart
You're all I want in a man
I put my life in your hands
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
I wanna cater to you
Baby, I'm happy you're home
Let me hold you in my arms
I just wanna take the stress away from you
Makin' sure your that I'm doing my part
Boy, is there something you need me to do
If you want (I got it)
Just say the word I (I'ma try it)
I know whatever I'm not fulfillin'
Another woman is willin'
I'm gonna fulfill you, mind, body and spirit
I promise ya, I keep myself up
Remain the same chick you fell in love with
I'll keep it tight, keep my figure right
I'll keep my hair fixed, rockin' the hottest outfits
When you come home late, tap me on my shoulder
I'll roll over
Baby, I heard you, I'm here to serve you
If it's love you need, to give it is my joy
All I wanna do
Is cater to you, boy
Let me cater to you
Cause baby, this is your day
Do anything for my man
Baby, you blow me away
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
Let me cater to you
Inspire me from the heart
Can't nothing tear us apart
You're all I want in a man
I put my life in your hands
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
I wanna cater to you
I wanna give my breath, my strength, my will to be there
That's the least I can do, let me cater to you
Through the good, the bad, the ups and the downs
I'll still be here for you, let me cater to you
Cause you're beautiful (you're beautiful), I love the way you are
Fulfill your every desire, your wish is my command
I wanna cater to my man
Your heart, so pure, your love shines through
The darkness, we'll get through
(So much) so much of me is you
I wanna cater to my man
Let me cater to you
Cause baby, this is your day
Do anything for my man
Baby, you blow me away
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
Let me cater to you
Inspire me from the heart
Can't nothing tear us apart
You're all I want in a man
I put my life in your hands
I got your slippers, your dinner, your dessert
And so much more, anything you want
I wanna cater to you
nelly, ashanti ve akon' un düeti niteliğinde, r'n b tarzı bir şarkıdır. nelly ve ashanti' nin sevgili olması klibe de yansımıştır hatta. iki sevgiliyi buluşturan şarkı olarak da yorumlanmıştır kimi şahıslarca.
sabahın erken saatlerinde, sözlükte 30- 35 veya x kadar yazar online iken, entry girmek yerine muhabbet olsun mesaj olayı falan deyip online listesine göz gezdirmeye karar verilip tanıdık hiçbir yazar bulamama durumudur.
yasamaya doyamadigimizdan veya baska bircok sebepten ' keske zamani geri alabilsem de... ' dedigimiz anlardir.
bazen hirsla isteriz bu anlari.
bazen pisman oluruz, ozur dilemek gururumuza dokunur. sirf o ozru dilememek icin isteriz.
bazen sinav ani olur bu, bazen zafer ani...
bir sekilde bir yerinde pismanlik yatan, disariya vurmaya cekindigimiz, icimizin bagirdigi, kimi zaman fisildadigi arzudur bu.
a: kizim nasil olmusum?
- ya bilmem ki yani.. ee...
a: senin sacindaki ne oyle? aaa cikar bakayim onu igrenc durmus-
- anne ee
a: - git cikar o pantolonla tisortu, erkek gibi giyinmesene kizim, git etek giy bir sey giy-
- anneee
a: - sacini da ac yazik degil mi o saclarina?
- anne tamam guzel olmussun.
a: olsun sen yine de dediklerimi yap.
- ...
askin bircok tanimi yapildi simdiye kadar ya da yapilmaya calisildi diyelim. bunu her yerde goruyoruz. burada, kitaplarda, televizyonda, filmlerde...
sozcuklere dokmek gerekmiyor illa ki onu anlatabilmek icin. bir kare veya bir sahne, bir isilti gozlerdeki veya sade ve sefkatli bir gulumseme. ayni duygu degil belli ki. ask herkeste kendini tekrarlamaktan cok kendini yeniliyor. bazen bir alev oluyor icimizdeki bazen taskin bir duygu karmasasi. hangimiz diyor ki " ben aski iste boyle yasadim. " ya da diyebiliyor? suraya yazacak olan herkes olayin " bence" boyutunu anlatacak.
peki asik oldugumuz zaman bunu birine mi hissediyoruz yoksa bu kendimizde olan bir sey mi? tam olarak acmak gerekirse; ask ozneye bagli yasanan bir duygu mudur yoksa ozne olmasa da yasanir mi? bunu size birakiyorum ama ben kendi dusuncemi soylemek istiyorum.
ask ozneye bagli bir durum degildir. ozneye bagli olsa hep ölür, tekrar dirilir fakat her seferinde yipranir. sonra ise inceldigi yerden kopar. madem ask hep yeniler kendini diyorum oyleyse ozne degistikce yenilenir. yani buna bagli bir durum olmadigini ortaya kendisi koyar aslinda. ozne olmasa da o kendini icimizde yasatir. iste bundan mutevellittir ki biz aski ozleriz, onu tekrar somut bir bicimde ortaya koymayi ozleriz.
ask ozneden gectikten sonra, yaninda aski istersin oznesi ise ani olur, oyle de kalir. *
sinema oyuncusu ve dublaj sanatcisidir.
gercek adi alev elmas ' tir ama sinema dunyasinda alev emre olarak taninir.
sinema oyuncusu olmasinin disinda bircok sanatciyi, mesela turkan soray, seslendirmesiyle taninir.
gayet aci bir bicimde alzheimer hastaligina yakalanarak vefat etmistir. cenazesi zincirlikuyu mezarligina defnedilmistir. cenazesinde arkasindan:
' o bu sanatın ustalarından biriydi. Bu alanda birçok kişinin yetişmesine yardımcı oldu. Acımız büyük.'
gibi konusulmustur. hatta seslendirdigi ve emek verdigi sanatcilardan olan turkan soray ve fatma girik'in cenaze torenine katilmamasi elestirilere yol acmistir.
sol frame in tek bir konu üzerinde yoğunlaşıp, 1 başlığa 50 entry girmek varken 50 entry için ayrı ayrı başlık açması durumudur. görüntü kirliliği yapar ayrıca, gerek yoktur.