gezi eylemi cumhuriyet tarihinde görülmemiş birlik, beraberlik ve haksızlıklarla dolu bir eylemdir. ne ülke bölünmesi amaçlandı ne de vatani yıkmak. yıllarca kolkola yürüyen (akp-cemaat) ikilisine ve onların paralı askerleri polis kuvvetlerine karşı yapılan eylemlerdir. halkın tepkisini gördüğü halde tv karşısına çıkıp: çatlasanız da patlasanız da dediğim olacak, sizler çapulcusunuz, vandalsınız diyen; yaşanmadığı halde camide içki içildi, kabataşta türbanlı diye kadının tekinin üzerine işediniz diye yalan dolan kendi uydurdukları şeyleri bu güzel insanlara yıkmaya çalışan kişi ve bu kişinin şakşakçılarına karşı yürütülen ve sonunda amacına ulaşan bir eylem olmuştur. üstelik acımasız polisimizin katlettiği eylemciler, gaz sıktığı masum insanlar ki bu insanlar arasında 60 yaş üstü veya 15 yaş altı bireyler vardı ve daha neler neler. akp-cemaat istese olaylar büyümeden bu konuyu kapatabilirdi fakat istemedi, halkla inatlaştı ve durum buralara kadar geldi. kimse kusura bakmasın; gezi zihniyetini eleştirenler en az ''yetmez ama evetçiler" veya "laiklik elden gidiyeah" diyenler kadar akp lidirler. gezinin vatani bölmeye yönelik olduğunu iddia edip bunun arkasına sığınarak bu durumu meşrulaştırmaya çalışmanız tipik bir çomar gözünden olayı yorumlamanızdan başka birşey değildir ! hiç kusura bakmayın !
hukukçu dediğin çantalı hırsız kimse kusura bakmasın, avukat çok tanıdığım var. savcı hakim dediğin de çok farklı değil. savcı adı üstünde sav ortaya atar ve herhangi bir olayda günah keçisi olarak gördüğü kişinin ceza alması için elinden geleni yapar (suçsuz olduğunu bilse dahi) hakim dediğin günümüz türkiyesinde torpil ile o mevkiye gelmiş kişidir. yasalar ortada, kanunlar deliller ortada, karar vermek ne kadar zor olabilir ki ? (kabul elbet vardır zorluğu ama atom fiziği değil sonuçta özellikle diğer ikisine kıyasla)
doktor ise sağladığı şey yani sağlık açısından oldukça önemli belki de en önemlisini yapan kişi fakat ülkemizde kendilerine verilen statü gereği sahip oldukları sinir bozucu ego, hastalarını olur olmadık yerde aşağılamaları, size yaramayan bir ilaç yazdığında bunu belirtmeniz halinde, ondan daha iyi bilemeyeceğinizi bağırarak söylemesi ve ısrarla o ilacı yazmaya devam etmesi, özellikle devlet hastanelerinde kafalarına göre iş giriş çıkış saatleri ve içeride beyimiz çay içtiği için kimseyi almaması vs vs bu liste uzar gider. kısacası doktor = ego
ve mühendis. naif, bilgili, zehir gibi, zeki, çevik ve ahlaklı. üstelik yukarıda ikisine göre daha zor okul bitirip (kim ne derse desin ne hukuk ne de tıp, mühendisliğin matematik ve fizik temelli derslerinin yanına yaklaşamaz) ilk etaplarda çok daha az paralar kazanmasına rağmen. ne hukukçunun yalanı dolanı ne de doktorun egosu vardır mühendiste. kendine söyleneni yapar hatta söylenmeyeni de yapar. vizyon ve bakış açısı bakımından diğer ikisine göre çok daha öndedir çünkü yıllarca uğraştığı garip statik, mukavemet, cebir, diferensiyel gibi derslerde karşılaştığı problemler kendisine hep olaylara binbir çerçeveden bakmayı ve dolayısıyla vizyonunu geliştirmeyi öğretmiştir. birazcık inekliğin sağladığı genel kültür kendilerinin tuzu biberi olmuştur. fabrikalarda işçi ile işçi amir ile amir olabilmeyi hep başarmıştır. hukukçu veya doktorun çalışacağı sektör bellidir peki ya mühendis ? üretim, tasarım, satınalma, satış, bankacılık, finans, madencilik, çevre bilimleri, sağlık, eğitim vs vs vs daha çok uzar gider. bütün iş alanlarında karşımıza çıkmaz mı bu güzel insanlar ? üstelik mühendisin dünyaya kazandırdığı teknolojiler diğer ikisinin mesleğinde kendisine en çok yardımcı olan şeylerden değil midir ? mesela tomografi cihazı mesela güvenlik kamerası.
kabul biraz egocu bir şekilde mühendisleri fazla övmüş olabilirim fakat yazdıklarım yanlış mı a dostlar ?
son olarak diğer iki mesleğin de tabii ki kendince zorlukları var hiç bir iş kolay değildir hiçbir işi küçük görme veya diğer bir işi arşa çıkartma amacım yoktur. kendi fikirlerimi ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
malum eylem esnasında bütün keyfinizi kaçıran (for men) otobanda 170 ile giderken ileride beliren polis arabasına benzer tatsızlıkta ki dışı yakarışı. bu tepkiden sonra hareketlerinize daha da dikkat edip haz almak yerine dişinin canını yakmamaya odaklanacağınız için gayet tat kaçırır.
ahh ahh nerede eski türkçe bir yazı görsem, türklüğümden utanırım. o kadar araplaşıp özümüzü yitirmişiz ki. eski türkçe yazılar bunu tokat gibi vuruyor suratımıza.
gün gelir hukuk, iibf gibi bölümlerden kazanılan meslekler bitebilir fakat tip ve mühendislik asla bitmez. bittiği gün insanlığın bittiği tarihtir. kabul sayısalcıyım...