elbet bir sabah,
okunacak ismimiz minareden sela...
yâre çok yalan söyledik affetsin allah!
kimseyi sevmedik ki biz unkown woman'dan başka!
aşk diyarında...
evet, biliyosun ikizim iyi bir yazar sayılmam. hele iş sana karşı olan sevgimi anlatmaya gelince hiç bir kelime işe yaramıyor.
hani cemal süreya falan benim sana karşı duygularımı bilse bütün şiirlerini bana ithaf ederdi.
hep mutlu ol, hep mutlu olmana çabalayacağımdan şüphen zaten yoktur. hep benimle ol; birlikte ölene kadar çabalayalım.
senin yaşamandan, benim ablam olmandan duyduğum huzurun daha fazlasını hep kendinde bul.
yukarıda allah, aşağıda sen varsın benim için haşa; unutma bir de.
yurttaki tarsuslu arkadaşıma, üzerinde 81 ilin yanında ilçe olarak sadece tarsus'un yazılı olduğu çakmağı hediye ettiğimdeki muhteşem sevincini, ağzının kulaklarına varmasını izlemek.
uzun süre çıkar sonra ayrılır. sonra sen erkek olarak gidersin "kızım bak, ben böyle bir şey hiç yaşamadım hayatımda, laf olsun diye de biriyle çıkmadım. ama seni harbiden seviyorum" diye 3 saat anlatırsın telefonda. hayır der, sonra tamam dersin eyvallah. şu dakikadan sonra hayatımda olmayacaksın. ama adamlığından dolayı dersin ki yine de, "benim çevremdeki insanlarla dertleş, sıkıntılarını anlat. çekinme çünkü seni seviyorum"
sonraki gün arar, mesaj atar, açmazsın. dün lafı söylemişsindir çünkü dönülmez. en sonunda çevrendekiler "olm hayatında ilk defa birini sevdin gururuna başlatma" diyince doğru lan diyip ararsın. saatlerce konuşulur, seven erkek o kıza destek olacak ve sıkıntılarını birlikte aşacak kişi olur.
2 ay böyle geçer, kızın her türlü terbiyesizliğini ve ayıbını kapatırsın sırf ona aşkından. ama aşk bitince anlarsın, onun nasıl onursuz bir insan olduğunu. ne kadar bencil ve ne kadar yanlış kişi olduğunu.
seninleyken saat 8'den sonra eve gidemeyen kız bilmem gece kaçlara kadar senden 1 hafta sonra aşık olduğu yeni sevgilisiyle maça gidebilir. yaralanırsın, ölemezsin. saldırırsın. çünkü o kişi bunu hak eder. sırf ana baba evladıdır, kardeşi vardır onlara yazıktır diyerek ağzını bile bozmamaya çalışmışsındır, en sonunda tutamasan da. en nihayetinde allah yaratmıştır.
ailesine yalan söyleyerek senin yanına gelme planı yapar o kız. en yakın arkadaşında gece kalamayan kız, bunu yapacaktır. sana aşık olduğunu iddia eder. ama 1 hafta sonra başkasıyla çıkmaya başlar hem de çok aşık olarak. deli gibi severek. kuşlar söylerse ona bu yazılanları, ona daha çok bağlanır. çünkü onun karakteri bunu gerektirir. olmayan karakteri.
bir kadın, kendisini bu kadar çok seven bir erkeğin gözünde şu konuma düşüyorsa kendini görsün biraz da sözlük.
yaptığı haysiyetsizlikleri görsün. her şeye gülüp geçerek olmuyor bu işler.
sen en kötü durumlarını bilmene rağmen onu kullanmamışsındır. acıdığından değil ha sevdiğinden, aşkından. ama aylar sonra o senle sana acıdığından dolayı çıkmaya başladığını iddia eder. gülemezsin, sövemezsin bile. çünkü o kadarını bile haketmez.
senle çıkmaya başlamadan 1,5 ay önce sevgilisinden ayrılmıştır, üstüne senin onu ne kadar sevdiğini bile bile sırf kendi sıkıntısını azaltmak için onu sana anlatıp seni üzmüştür. hem de deli gib. 1 ay da öyle geçmişti. şimdi senle de eskisinden 3 gün sonra çıkmaya başlamıştım diyerek sıyrılmaya çalışır işin içinden.
bin defa kızım beni sevmiyosan benle çıkma, ben seninle birlikteyim yanındayım o bana yetiyor demene rağmen seni şu kadar seviyorum böyle seviyorum ayağı çeker çıkmaya başlarsın laflarından dolayı. ayrıldıktan sonra anlarsın onun karaktersizliğini ve tutarsızlığını.
daha önce de söylemiştim, yine de söylüyüm. bir insan edebini en içten hâlinde belli eder. ben onu çok iyi gördüm o zaman farkedemesem de. sırf ona olan aşkımdan dolayı sevgimden dolayı.
kız senle çıkarken "ya onu napacan sanki, ben sana daha iyisini bulurum" diyen arkadaşları vardır çevresinde. allah eksik etmesin onu da.
ha bir de şu var, bir insana aşıksan o sana çok farklı geliyor adam. normal kafayla o hareketleri yorumlayabiliyorsun. yani aşıkken edilen sözlerin bir anlamı kalmıyor. aslında hiç bir zaman bir anlamı olmayan sözler onlar zaten.
sözlük, ben buraya yaşadıklarımı ve onun en hafif tabirle ayıplarını yazamam. çünkü 3 cilt kitap kadar vardır pislikleri.
yaralıyım sözlük. ama her şeye rağmen çevremdekilerin söylemiyle adamlığımı bozmadım, bozmamaya çalıştım. yaralı olmamın tek sebebi onun gibi bir gurursuza bu kadar değer verip onun için acı çekmemdir. değer miydi, vefasız uğruna?
sonuç olarak bu yazdıklarım yaşananların %5'i değildir sözlük. canlanıp sen ağlarsın sözlük onun yaptığı en hafif tabiriyle ayıpları, kitapsızlıkları görsen.
en azından yüzünü görmüş oldum diyip ayakta duruyorum sözlük, her şeye rağmen.
Kul kaderini yaşar bahtında ne çıkarsa
düşmez kalkmaz bir Allah,
unutma sakın evlat...
Hangi baba evladına böyle nasihat verebilir? Biz seni bu yüzden başka sevmiştik, Allah mekanını cennet eylesin babam,dualarımızda,yaktığımız sigaralarımızda, bitmeyen gecelerde anıyoruz seni,söylesene be babam,ağlanmaz mı sensiz geçen günlere?
Bazı zamanlar yalandan da olsa hayaller kuruyorduk biz de, şunu yaparız bunu yaparız hesabı...Hani yıllarca umrunda olmayan memleketinin takımı süper lige çıkınca, 3x5 flamasını alıp bakkal dükkanına asan 50'lik esnaf dayılar gibi...
Takım lige çıkmış, 3 senedir takımı çalıştıran, süper lige çıkaran hocaya anında yol verilmiş. Direkt olarak avrupa'dan adı sanı duyulmamış sadece "avrupalı" olduğu bilinen bi' hoca getirilmiş, davraz'da hazırlık kampları falan. Ondan sonra gelsin Ergin Keleş gitsin Tayfun Cora şeklinde yıllardır değişmeyen transfer sistemi...Takım bi' gazla başlar, gaz yavaşça söner. 29. hafta o takım düşme potasında...Tabi başkan durur mu? Başladı hoca arayışına. Mesut Bakkal bir yandan; Yılmaz Vural bir yandan. Sözün özü kurt hocalardan biri gelir, şans da bu ya kazanır ilk geldiği hafta. o takımın az ve öz olan taraftarı umutlanır.
Bazıları o umudu yaşayamıyor işte.
O "bazıları" hep Demirspor gibi, yıllarca muhtelif liglerde sürünen; hayatı boyunca "küme düşmeme savaşı verirken takımın başına gelen Mesut Bakkal umudu"nu yaşamak için epey bir şeyden vazgeçebilecek bazıları.
Zaten takımını söyle , sana kim olduğunu söyleyeyim. Tipik Demirspor sana.. Liderle deplasmanda oynadığın maçtan 0-0'la gelirsin, play-off hayalleri kurmak için 1-0 sana yeter 5 Ocak'ta.. Rakip ligin en zayıf takımlarından...Taraftar inanmış ,gelin gibi süslenmiş her yer.
Demirspor bu , illa 3.dakikada falan bireysel hatadan gol yer. Sonra çıkartamaz o golü..Aklı sonradan başına gelir ama nafile. Aynı ben işte.
***
bak Demirspor, sen bilirsin; seni gerçekten seven insan hayatta gerçekten sevdiği çok az şeyi olan insandır. ama harbiden sevmeyi de bilen insandır. zaten ne dedik biz? zengin-fakir, sağcı-solcu, aşağıda-yukarıda hiç farketmez. ister 7 ister 70 yaşında olsun; hayatın bi' ucunu yakalayamamış insanların umudusun sen. tutunamayanların tutunabildiği yegane dalsın.
yaklaşık onsekiz buçuk saat sonra çıkacağın maçı kazanırsan Demirspor, hayatının en mutsuz günlerini yaşayan insanları bile bir günlüğüne hiç olmadıkları kadar mutlu edebilecek bir potansiyelin var senin. senin bir galibiyetine ömründen kesebilecek onca insan var ki...
yarın bir kere de aleme rest çek Demirspor; biliyorsun ki taraftar olmanın belirli şartlarda empoze edildiği ülkede en sağlam; en cefakar taraftar sende. senin bir golüne dünyaları yıkabilecek bu taraftarı yarın mutlu et Demirspor.
pazar günü bütün sıkıntılarımız devam etsin; ama cumartesi akşamı kral biz olalım be Demirspor?
bu sefer sonradan gelmesin akıllarımıza...rast gele!
