süper bir kdrama. karakterleri, oyunculuklar, diyaloglar hepsine ayrı ayrı hayran kaldım. iç akıtan dörtlü olsun, çılgın at olsun ve benim favorim yeorim olsun herkes harikaydı. özellikle yeorim * hem sevimliliği, gülüşüyle, göz kırpışlarıyla ve zekasıyla kendine aşık eder. birçok kez güldüğümü hatırlıyorum mutlaka izlenmesi gereken bir dizidir. **
yetenekli, bebek yüzlü 1985 doğumlu koreli oyuncu. o kadar sevilmesine ve tanınmasına rağmen başlığının açılmamış olmasına şaşırdığım güzel insan. ilk gördüğümde sevmemiştim ama izledikten sonra insan nasıl sevmez ki bunu. o ifadeler, göz kırpmaları, gülüşü... bildiğin bebek gibi. tam bir pamuk prens.
27 ağustos 2013'te askere gidecekmiş, kendileri bize bu açıklamayı yaptıktan sonra yıkılmamıza neden olmuştur. 2 yıl ya dile kolay. neyse asker yolu gözleyeceğiz ve bir an önce dönmesini bekleyeceğiz.
19 Mayıs 2012 töreninde "saygı duruşu istiyorum ben Atatürkçüyüm, vuuuu..." diye çıldıran kriz geçiren saçını başını yolacak hale gelen fakat asıl saygı duruşu göstermesi gereken istiklal marşında ki saygı duruşunu sallamayan, akıl sıra erdiremedigim abla. Allah akıl fikir versin. Biri Bakırköy den yer ayırsın ablaya.**
Edit: bu abla zihniyetinde ki çok yazar varmış gormuş olduk. Medeni insanlar olarak çözülecek sorunları çıldırarak çözmeye çalısmanın, ve Atatürk ü sahiplenmeye kalkmanın mantığını çözebilmiş değilim. Hepimiz Atatürkçü vatansever ve "medeni" insanlarız, böyle delice hareketlerin mantığı ne yani?
the cinematic orchestra adlı ingiliz grubun 2009 yılında çıkardıkları albüm. içeriğindeki müziklerin kalitesi anlatmakla bitmez. kaç gündür bıkmadan dinliyorum albümü daha sıkılmadım, sıkılacak gibi de durmuyorum. albüm içeriğindeki şarkılar:
babaannemi, istanbul da okuyan ablamla msn üzeriden görüntülü konuşturuyorum. babaannem ablamı görünce "ayy, vayy" demeye başladı, özlemiş belli ki. ablamın sesi bize gelmiyordu mikrofonu bozukmuş. babaannemin bu durum üzerine sarf ettiği cümle "ay yazık çocuğun sesi çıkmıyor, yazık konuşamıyor" .*:)
broadway'in örümcek adamıdır. son haberlere göre jeff buckley nin biyografik filminde jeff'i canlandıracakmış. gossip girl ün penn badgley inden daha iyi olduğu kesindir. olmuşmudur evet olmuştur. zaten jeff' i andırıyor da kendisi.
ingiliz yapımı komedi dram türü olan 3 aradaşın yol hikayesini anlatan filmdir. baş rollerinde benedict cumberbatch , jj field , tom burke ve adam robertson oynamaktadır.
15 aralık 1986 doğumlu ukraynalı model. baygın bakışların belkide yakıştığı tek kadındır. baygın bakışlı kadınlardan nefret etmeme rağmen güzelliğiyle bunu yenmemi sağlamış modeldir. ekranda görmek istediğim tiptir. *
baş rollerini matthew macfadyen ve claire foy un paylaştığı charles dickness ın eserinden uyarlama ingiliz yapımı dizi. 14 bölümden oluşur efendim, pride and prejudice ın mr.darcy si de vardır. burda da pek güzel rol yapar. adına sayfa açılmaması şaşırtan bir durumdur efendim. herkese tavsiye ederim.
daha önce hiç bir ölümle karşılaşmamışsanız yaşadığınız en berbat durumdur. ağzınıza sıçılır.
evde hep birlikte oturuyorduk(annem, ablamlar,ben).çay içip sohbet ediyorduk.kapı birden sert bir vuruşla açıldı. kardeşimin ayı vuruşları zannettim.ama babamdı.gözleri dolmuş, ağlamasına ramak kalmıştı. yüzünü buruşturarak "babam çok kötü" diyebildi.onu ilk defa böyle çaresiz gördüm,ilk defa böylesine yıkılmış. ilk başta hiç bir şey yapamadım.anlık bir şoka girdim.annemler hemen ayaklandılar. giyindiler.bende giyindim. halamlarla aramız pek iyi olmadığından gitmek istemedik ama gitmemiz gerekiyordu. annem dışarı çıktı bizi bekliyordu.biz ayakkabılarımızı alırken birden kapı vuruş sesi geldi ve annem sordu " ne oldu?" amcamla konuşuyormuş meğer. amcam ağlayarak "öldü öldü" demiş. "yaaa..." dedi annem birden gözlerinden yaşlar aktı.duyunca ablamda ağlamaya başladı.ben yine bir şok.dedem 16 yıldır felçliydi. onunla hiç konuşmadım. hiç beni bakkala çikolata almaya götürmedi ,sesini bile sadece eski videodan duydum.ama içimde çok kötü bir acı belirdi. akşam üzeriydi hava kararıyordu.dedemin evine giderken halamın "ah benim babam" diye ağlayışı çınladı kulaklarımda. birden gözümden yaşlar yayıldı yanağıma.ilk başta içeriye giremedik.ama daha sonra içeri,dedemin yanına gittik. babaannem kendinden geçmiş bir halde ağlıyordu.sarıldık ona. "ah kızım,dedeniz sizin büyüdüğünüzü göremedi.ah canlarım...dedeniz ölünce arkasından çok ağlanmasını isterdi,çok ağlayın kızım" dedi. o dedikçe daha çok ağladım daha çok daha çok. yüzünü hemen göremedim. başımı kaldırıp onu öyle görmek istemedim. gece geç yatıp sabah erken kalktım. boğazımdan bir şey geçmedi.üstümü değiştirmek için eve gittim.tekrar dedemin evine dönerken dedemin selasını duydum.onun selası bile başka bir güzeldi.tekrar tekrar ağlamaya başladım. daha sonra onu alıp yıkamaya götürdüler. tekrar geri geldiğinde de tabutun içindeydi.halam yüzünü açıp bize gösterdi.burnuna pamukları tıkmışlardı. yüzü bembeyazdı. hiçte öyle hasta gibi değildi. ona ağlarken uzun uzun baktım. çünkü onu bu son görüşümdü artık.bir kaç adam geldi ve "cenazeyi almaya geldik" dedi. kapa çeneni be adam.ne cenazesi. o benim dedem.
bahçeye çıktık dedemin arkasından.imam gereğini yapıyordu. işte o anda yaşadığım her şeyin gerçek olduğunu daha iyi anladım. ona tamamen veda ediyorduk şimdi. o anda kendimi bayılmamak için zor tuttum. insanlar dedeme hakkını helal ederken ben hiç umursamadan sesli sesli ağladım. ve onu alıp götürdüler. işte bu kadardı. dünya bu kadardı. eve geri dönerken bir göz yaşlarımı ilk defa dindirmeyi başardım. ama arka mahalledeki komşu gelip "ağlama kızım,üzülme.deden kurtuldu" dediğinde yalnızca 1 kere konuştuğum bu kadına sarıldım ve tekrar ağlamaya başladım.
işte burada öğrendim zamanın nasıl geçmediğini, babanın nasıl dağıldığını, içinizin nasıl acıdığını, ölümün bu kadar yakın olmasını...
sırf istatisliklere girmek için facebbok usulü 'yazdıklarıma iyi oy verirmisin' yada 'kötü oy veririmisin' diye mesaj atan ergen olduklarına kanaat getirdiğim zihniyet.
çok bilen şahıstır. "bakın, buraya dikkat edin ben bile bilmiyorum" der her gün. "ben bile" yi dahada bastırır. herşeyi bilen seda sayan bile bilmiyorsa ne olur halimiz a dostlar?