lan oğlum ne oluyo demeye kalmadan gülmekten altıma zıçtığım deney. aynısının tıpkısını bizde yapmaya kalksan en basitinden dümdüz küfür yersin, uzatırsan da linç edilme ihtimalin bile var be ya.
en yakınındaki; ''kime gülüyon lan sen değişik'' gibi bir karşılık verirken, uzaktaki grup ''neye gülüyo lan bu orospu çocukları'' minvalinde bakışlar atabilir mazallah. yaşlı teyzelerin tepkilerine hiç girmiyorum bile...
yaratıcılıkta çığır açmış ilandır efendim. lan millet neleri paraya çeviriyo be ya...
biz öğrenciyken hiç böyle şeyler düşünemiyoduk yav. varsa yoksa atari pilardo hımınaa...
halbusi okulun en güzel kızının arkasında oturuyodum lan! şimdi düşünüyomda ne tostlar ne jetonlar kazanırmışım tüh yazık olmuş...
biri diğerinin ikizi ya da bildiğin feyk işte. gecenin bu saatinde tespitim budur. moderasyona açıkça bildiririm bu iki hesap tıpkısının kopyası gasrısını siz düşünün...
lan tv izlerkene birden fiş çekildi noluyo demeye kalmadan süpürgenin o iğrenç sesi... neyse dedim kalktım mutfağa geçtim.
mutfakta atıştırırkene arkamdan ayaklarıma doğru bir dürtükleme, yere doğru eğilip bakmamla vilada şeysinin yerdeki gezintisiyle birlikte 'az öte çekil herif' sesi... la havle deyip balkona attım kendimi...
''aaa gözün kör olmasın adam daha yeni paspasladıydım orayı'' !
sesiyle irkilirken şaşkın ördek yavrusu misali banyoda buldum kendimi.
sanırım temizlik banyodan başlamış her yer bal dök yala o derece ama içeride kesif bir koku var amonyak, tuz ruhu ve çamaşır deterjanı karışımı bişey. takriben yarım saattir banyodayım, hafif kafam güzel oldu lan.
neyse ben biraz dışarı çıkayım paspas çekip perde felan takayım yoksa gebercem burda aq.
o küçük ve renkli, alev çıkartıcılara bi türlü sahip çıkamama durumunun bünyedeki etkileridir efendim.
valla artık kendimi iyiden iyiye yaşlanmış, bunamış felan hissetmeye başladım lan. bi insan gün aşırı çakmak kaybeder mi yav ?
bazen kaybettiğim çakmağın aynının tıpkısını arkadaşta görüyorum ''ver lan çakmağı'' dediğimde ''siktir lan daha yeni aldım'' cevabıyla, oyuncağı elinden alınmış çocuk misali hüzünleniyorum bildiğin...
eyyy! alev çıkartıcı, renkli küçük şeyler nereye kayboluyorsunuz olum?
efendim olay 956 yılında geçiyormuş, kolomb'dan önce bizim berberiler sık sık çıkarma yaparlarmış zaten kolombiya'ya felan.islam tarihçisi mesudi eserlerinde bu berberilerden bahsetmişmiş.kolomb'da zaten berberileri gördüğünü defalarca belirtmiş.
haberi okuyunca, vay anam neler dönmüş ya diyerek hemen bizim berber selami abinin yanına koştum.
+selami abi ne o boyna çıkartma yapıyomuşunuz ne iş ?
-ya geçen akşam bi pavyon çıkartması yaptık ama sen nerden gördün? aman yengen duymasın he!
+yok abi öle değil ya kayıklarla felan yapıyomuşunuz,hatırlasana canım amerikacolomb felan işte...
-denizin ortasına da mı pavyon açmışlar yiğenim ?
+abi saklama bak mesudi bile yazmış gazeteye de çıkmışınız hem.
-anaaam nolmuş la yiğenim! çok içtiydim geçen gece,gazete bulayım ben hangi gazeteydi...
işte bizim selami abilerin çıktığı gazete, başlığıda çok ilginç küba camii buraya yapılacak.
benimkini ölçen de olmadı ama kim ortalamayı düşürdüyse yazıklar olsun ona, madem sikin ufak niye ölçtürüpte bizi rezil ediyosun dallama! al bak 73. sıraya düşmüşüz piiiuuhhh...
aksiyonu ve seyircisi yüksek, sebebi belirsiz kavgada, eline geçirdiği sopayla arkadaşlarına allah ne verdiyse saydıran maymundur. videodaki o beyaz tüylü maymun arkadaşın önünde saygıyla eğildiğimi de buradan itiraf edeyim. sopa darbelerinden kurtulup saldırıya geçtiği an yürü be! diye bağırdım. sopalı maymun sana da yazıklar olsun lan! tuuu senin kalıbına.
efendim çeşit çeşit 20 adet meme görselinin sunulduğu ve yarışmacının bu memelerin naturel mi yoksa slikonlu mu olduğunu tespit etmesi üzerine kurulu, çıkan doğru sonuçlara göre değerlendirildiği yarışmadır.
çok güzel bir çalışma olmuş. özellikle ağrı, amasya, çankırı, mersin, sakarya, trabzon, urfa, van ve ardahan'ın fotoğrafları şahane diyebilirim. tabi yazar resimlere tamamen amatör bir gözle bakmaktadır ve işin teknik detaylarından bi haberdir.
81 ilimize kısaca bi göz atmak isteyenlere gelsin sıradaki linkimiz : http://onedio.com/haber/8...kiye-nin-81-sehri--217225 .
goca goca adamların birbirine dayarken tutturduğu ritmin, seslendirilişi... böyle oyun mu olur lan ? hokka hokka derken bi çırpıda hokkabazlık yapıp arkadaşına dayanan amcaya burdan selam ve hörmetlerimi gönderiyorum. anadoluda oyun kültürü bu kadar işte mına koim, ya kahvede vuracak papazın kızın dötüne o da olmazsa arkadaşına yaslayacak dayım.
göte girecek fatura düşünüldüğünde sürekli ertelenen andır. ne zaman soğuk o göte usul usul işlemeye başlarsa işte o an bünye birden eror verir ve bünye ile beyin arasında mücadele başlar
bünye: la açsana olum şu siktiğimi göt baş dondu la.
beyin: lan olum salak mısın sen bekle biraz daha...
bünye: hasta olursan götüne sokarsın artık o paraları.
beyin: yok be ya ne hastası hem daha konu komşu bile açmadı bi enayi sen misin lan ?
bünye: olum o zaman siktir git bi bataniye felan bul ona sarıl otur.
beyin: evet. tiz battaniye bulunup sarılıp oturula...
işte bu kadar zordur beyni yenip açmaya karar vermek.
dünyanın güzide başkentlerinden biri olan amsterdam'ın güzelliği yazılışına da yansımış galiba.subliminal mesaj mı iletmek istiyorlar napıyorlar anlamadım gitti hacılar. amsterdam'ı tanıyan bilen arkadaşlar bi el atıversin be ya.
ablasıyla evlenildiği için yüzsüzlüğün dibine vuran kayınçodur evet. ne şanssız adammışım ki bunlardan biri de geldi beni buldu...
dişimden tırnağımdan arttırıp kıçı kırık bi araba aldım daha haftası gelmeden bu benim arsız kayınço hooop atladı.
manita gezdirmeden tut maça gitmelere kadar haftada üç dört gün araba istemeler, arabayı geri getirdiğinde içi sigara külü dolu, depo bomboş vs... gel zaman git zaman baktım ben arabama binemiyorum ve durum tam tersine döndü yani kendi aracımı kullanmak için kayınçodan izin almaya başladım.
'kayınço be şu arabayı versen de bi pikniğe gitsek ablanla' durumlarına döndü iş.
geçen yine arabayı aldı gitti, gecenin bi vakti zil çaldı baktım balkondan aaa kayınço ne dese beğenirsiniz ?
-enişte aşağı inde şu anahtarı al yorma beni oraya kadar...
artık sinirden kendimi sikicem be sözlük. yar bana bi çare diye haykırasım var.
milyarlarca metreküp suyun içinden güneş ışınlarına maruz kalarak göğe yükselen damlacıktır efendim.
şans mı şanssızlık mı bilemedim lan. evrende var olan bir döngünün parçası olmak, şekil değiştirip bulutların arasında dolaşmak ve sonra aslına dönerek tekrar ait olduğun yere geri dönmek...
hayat ne garip dimi sözlük ?
binbir uğraş ve emek sarfederek yapmış olduğun, yüzüp yüzüp kuyruğuna getirdiğin işin, birden bire ortaya çıkan bir olumsuzluk ya da durum değişimi sonucunda bünyede hissedilen hayal kırıklığıdır.
mesala, dünya kupasında çok iyi oynamışsın golleri sıralayıp finale çıkmışsın finalde takımın 1-0 mağlupken hakem lehinize penaltı çalmış ve topun başına gelip topu auta attığını düşün...
bedava reklamda çığır açan yöntem.
arkadaş bizim apartmanın kapısı kapıdan başka her şeye benziyo, bildiğin pavyon girişi gibi lan! rengarenk ışıl ışıl...
kapıyı açmak için anahtarı deliğe doğru götürdüğümde, gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi donup kalıyorum, sağ elimde anahtar sol elim apartman kapısını ileri itmek için harekete geçmişken oda ne aman yarabbim; kuşe kuşe kağıtlar, kartvizitler, market mecmuaları,halı yıkamacılar,pideciler,sucular,nakliyatçılar derken nevrim dönüp başka alemlere akıp gidiyorken, hanımın 'yürüsene be adam' diyerek dürtmesiyle kendime gelebiliyorum ancak.
şimdi ben,apartmana her girişimde bu eziyeti çekmek zorunda mıyım be sözlük ?
ayrıca irili ufaklı esnaf sizede bi diyeceğim var: bizim kapıya mı güvenip dükkan açtınız lan?
-bölgede pkk'lılar cirit atıyor.
-adamların sözde bölge sorumlusu konuşma yapıyor.
-seçimden sonra özerklik alıcaz diyor.
-her türlü slogan vs. serbest.
şimdi bunları görünce insanın aklına bi kaç soru geliyor.
-acaba oradakilerin elinde türk bayrağı olsaydı tomalarla üzerlerine su sıkılır mıydı?
-acaba oradakiler özerklik değil de demokrasi talep etseydi üzerlerine gaz bombası yağar mıydı ?
-acaba oradakiler daha fazla özgürlük ve demokrasi istese çapulcu ilan edilir miydi ?
-bu görüntüleri izleyenlerin vicdanları rahat mı ?
başbakan erdoğan'ın müsiad'ın iftar toplantısında yaptığı tespit. omurgalı olalım, hayat dolarlarla avrolarla ne uzar ne de kısalır derken, kefenin cebi yok demek istemiş zannımca.
çok sayın başbakanım benim omurgamda o kadar çok yük var ki, ne doları ne avrosu...