MLPCare grubunun bir üniversitesidir o nedenle bu üniversiteyi tercih edecek kişiler kesinlikle işsiz kalmaz staj yeri bulma derdiniz olmaz. her öğrenciye belli oranlarda güzel burslar veriyorlar. zaten bizde şans olsa sayısal öğrencisi olurduk neden sözel bölümlerde böyle geniş imkanlar veren üniversiteler yok ki... istinye Üniversitesi sana sesleniyorum sözel bölümler aç ve biz de böyle güzel imkanlardan yararlanalım hiç olmazsa yüksek lisansta geliriz yararlanırız
Cebrail abiyi başka bir kuaförde tanımıştım. Şimdi kendi kuaförünü açtı artık oraya gidiyorum bende kendime özel havlu, tarak ve şampuanım da bulunuyor. Gittiğimde hem cilt bakımı yapılıyor hemde saç kesimi yapılıyor. Ankara da olan herkese tavsiye ederim sağlık iş sendikasının yanındaki sokağında bulunuyor salonu.
Terör sorunu, kürt sorunu ve üniversitelerin boş olması. Bilimsel çalışmalara önem verilmemesi. Başta olan hükümetin yüzyılın yolsuzluğunu yapan hükümet olması gibi birçok neden var.
sadece türkiyeden 250 bin kullanıcısı olan bir arkadaşlık uygulaması, ben de bugün keşfettim. android kullanıyorum, telefonum üst bir model değil, diğer uygulamalar kasarken, donarken bu uygulama şu ana kadar tık etmedi.
tinder ve badoo gibi like-unlike eşleştirme yapabiliyorum. hatta bu iki uygulamaya göre büyük bir artısı da sınırsız eşleştirme yapabiliyor olması. tinder ve badoo'da yanılmıyorsam günlük 100 eşleştirme sınırı var. sanırım bu özelliği uygulamayı geliştirenler unutmuş, sıkça eşleştirme yapabiliyorum. ekleyene kadar yürümek lazım.
ayrıca eşleşmeden de konuşmak mümkün, tabii bunun için premium kullanıcı olmamızı bekliyor ancak dediğim gibi eşleşmelerden bir yere kadar yürünebilir. şu anda konuştuğum epey kişi oldu, öyle badoo'daki gibi fake afrikalı zenci profilleri de yok. ayrıca profil fotosuna yüz fotosu koymak zorunlu, başka fotoğraflar onaylanmıyor. bu da biraz daha seviyeli bir muhabbete zorluyor.
bence bu şehre ait ne varsa yıkılmalı ve yerine AVM ler residance ler yapılmalıdır.yok tarihmiş yok nostaljiymiş yok kültür başkentiymiş bunlar para kazandırmaz yıkılmalı yıkılmalı ki yeniden yapılmalı üç beş turist gelip resim çekecek bazıları nostaljik takılacak yağma yok öyle yağma var yıkın gitsin her şeyi istanbulu istanbul yapan her şeyi yok edin elin aptal fransızı eifel kulesini Parisin simgesi yapmış biz olsak çoktan kiloyla hurdacıya satmış para kazanmıştık ...
safra kesesini alsalardı bir kere ameliyat yapmış olurlar sorun çözülür fakat bir kere para kazanırlardı ama stent takınca ... tıkanınca değiştir, tıkandımı diye kontrol et ,tahlil yap,muayene et,m.r çek nasılsa özel sağlık sigortası var herkes memnun herkes kazanıyor.hastane ticarethane ,doktorlar tüccar olursa sonunda daha çok mehmet ali birandları gömer bu memleket.
sıradan bir sağlık ocağında bile yapılabilecek rutin bir operasyonu beceremediler ve adam öldü. başka yerde olsa böyle şüpheli durumlarda savcılık harekete geçer soruşturma başlatırdı. Amerikan hastanesi olunca hata yapmamışlardır. itibarları sarsılır sonra, para kaybederler hiç olurmu...
tam bir yağma ve talan projesidir.deprem bahanesiyle insanların mülkleri gasp edilmekte yerlerinden yurtlarından çıkartılıp, şehir dışına sürülmektedirler.başta istanbul olmak üzere memleket adeta ikinci düşman işgalini yaşamaktadır.birinci dünya savaşında işgal edenler geldikleri gibi gitmişlerdi.bunlarda o büyük adamın söylediği üzere geldikleri gibi gideceklerdir.
günümüzün Prokrustesi modern tıbbın ta kendisidir.tansiyonun,kolesterolün,kan şekerin,vücut kitle endeksin şu olacak,şunu yeme,bunu içme denmekte ve bir tür sağlıklı insan profili çizilmektedir.modern tıp Prokrustes den dahada acımasızdır eski ölçüler sürekli değişmekte dünün sağlıklı insanları ertesi gün hasta kabul edilebilmektedir.
Nazım hikmetin Pravda gazetesinde yayımladığı stalin şiiri;
taştandı, tunçtandı, alçıdandı, kâattandı iki santimden yedi metreye kadar.
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan çizmeleri dibindeydik, şehrin bütün meydanlarında.
parklarda ağaçlarımızın üstündeydi; taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi,
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın
odalarımızda taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gözleri önündeydik.
yok oldu bir sabah!
yok oldu çizmesi meydanlardan,
gölgesi ağaçlarımızın üstünden,
çorbamızdan bıyığı,
odalarımızdan gözleri,
ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce ton taşın tuncun alçının ve kâadın”
canı öyle istemiş kazıtmıştır.hiç kimseyi zerre kadar alakadar etmemektedir.sürü psikolojisiyle hareket etmeyen birey olmayı becerebilen özgür iradeli biridir.yadırgayanlar ve eleştirenler ise toplum tarafından şartlandırılan birtakım dogmatik düşüncelerin dışına çıkamayan o düşüncelerin kölesi olmuş gerizekalı zavallılardır.
ilk bakışta çok güçlü izlenimi veren bu görüntüsüyle etrafa korku salan ama üzerine birazcık gidildiğinde tutuklu generallerine fenerbahçenin Aziz Yıldırıma sahip çıktığı kadar bile sahip çıkma yürekliliğini gösteremiyen omuzu kalabalık korkaklardan oluşan kağıttan kaplan.12 eylülde ABD güdümüyle yapmış oldukları askeri darbenin alınlarına sürdüğü kara lekeyi sonsuza kadar taşıyacak olan kuruluş.
sonunda hatalarını kabul ettiler ve kauçuk tabanları yarılan ayakkabılarımın fiyatı kadar bir hediye çeki verdiler. demekki oluyormuş demekki üretim hatalarından kaynaklanan sorunlarda fatura olsada olmasada uygun taban bulunsada bulunmasada birşeyler yapılabiliyormuş.ismini bilmesemde müşteri güvenini kaybetmenin ne demek olduğunu bilen duyarlı yöneticilerini tebrik eder tüm yeşil kundura personeline örnek olmasını dilerim.
Yeşil Kundurada işçiler direnişte
03 Haziran 2010 -
Tekirdağın Çorlu ilçesinde bulunan Yeşil Kundurada işten çıkarılan işçiler 31 Mayıs'ta direnişe geçti. Fabrikanın önünde direnişlerini sürdüren 3 kadın işçi ve işçilerle birlikte fabrika önünde bulunan Deri-iş yöneticileri, bugün (3 Haziran) jandarma tarafından patronun şikayeti üzerine gözaltına alındı
Yeşil Kundurada çalışan işçiler Türk-iş/Deri-işe üye olduktan sonra patron ve şirket yetkilileri tarafından sendikalarından istifaya zorlandı. Yeşil Kundura patronu sendikalaşmayı engellemek için 27 Mayıs günü Deri-iş üyesi 3 kadın işçi (Dilek Kurtuluş, Kezban Elmas ve Dilek Şenkul),işyeri daralması sebebiyle işten çıkardı. işten çıkarılan işçiler 2 Haziran günü, fabrika önünde direnişe geçti. Deri-iş Çorlu Şubesi, 2 Haziran günü fabrika önünde bir basın açıklaması yaparak işçiler işe iade edilene kadar direnişin süreceğini duyurdu.
3 Haziran günü jandarma, patronun şikayeti üzerine fabrika önünde direnişlerini sürdüren 3 kadın işçinin yanı sıra Deri-iş Çorlu Şube Başkanı Ali Bayram ve Deri-iş Örgütlenme Uzmanı Nuran Gülençi gözaltına aldı. Patronun, işçileri, üretimi engelledikleri iddiasıyla şikâyet ettiği öğrenildi.
Yeşil Kundura, Cat, Harley Davidson, Hush Puppies, Crocs, Merrell, Wolverine, Land Rover, Adidas, Nike, Puma ve Converse gibi dünyaca ünlü markalarının da satışını yapıyor. Çorludaki fabrikada 400 işçi çalışıyor. işçiler aylık 550 ile 600 lira arasında ücret alan işçilerin, 1 buçuk yıldır ikramiye hakları patron tarafından verilmiyor. işçiler günde 12-14 saat çalıştırılıyor. iŞTE YEŞiL KUNDURANIN GERÇEK YÜZÜ BiZLER SADECE ViTRiNLERiNi GÖRÜYORUZ.CAMIN ARKALARINA BAKMALIYIZ...
inşaatlarda bir sürü iş yapılmaktadır ama güvenlik asla yoktur. kurumsal (!) birtakım firmalarda işçilere genellikle standart dışı yada son kullanım tarihi çoktan geçmiş olan baretlerin verilmesinden başka hiçbir önlem alınmamaktadır. yüksek binalarda kullandıkları iş iskeleleri kesinlikle güvenli değildir . işçiler kalasların üzerinde adeta cambazlık yaparak çalışmak zorundadırlar. genellikle taşeronlara bağlı ve mevsimlik olarak çalıştırıldıkları için aynı zamanda sosyal güvenlikten yoksun yani sigortasızdırlar.yaşadıkları yerleri resmen bok götürmektedir. yemekhaneler, tuvaletler işçi koğuşları v.b gibi yerler son derece ilkel şartlardadır. hiç bir önlem alınmadan kansorojenliği kanıtlanmış her türlü kimyasal madde ile çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. zaman zaman göstermelik iş güvenliği denetimleri yapılır. şantiyelerde sağa sola uyarı levhaları asılır sembolik cezalar kesilir hepsi okadar. sonra herkes bildiğini okur.
47 yaşına kadar hiç yüzme bilmiyordum. gençlik ve spor bakanlığına bağlı bir havuza gittim. hiç yüzme bilmiyorum bana öğretebilirmisiniz? dedim. kan, idrar tahlili falan yaptılar. kart çıkartıldı. sonra 1.gün kalktım gittim. havuzun içine birazda korkarak girdiğimi hatırlıyorum. 20 kişilik gruptu. diğer arkadaşlar az çok yüzebiliyorlardı. hoca 3 ay sırf benimle uğraştı. zaman zaman paniğe kapıldım. hocayı nerdeyse boğuyordum. sonra yüzmeye başladım. şimdi 54 yaşındayım yüzmeye devam ediyorum. ben öğrendikten sonra herkes öğrenir. yeterki çaba gösterilsin.
tek kanallı televizyon döneminde zorunlu olarak izlediğim, kanal sayısı çoğalınca kurtulduğum ama izlemeye başlarsam uyuşturucu gibi bağımlılık yapacağını bildiğim, bu yüzden sürekli olarak belgesel izlememe sebep olan olay.
hayatı boyunca her çeşit haksızlığa uğramış ,12 eylülün zindanlarından ve işkencehanelerinden dimdik çıkabilmiş ,yazılarını okuduğumda, adını duyduğumda ,kendisini gördüğümde , göğsümün kabardığını hissettiğim ve her zaman gurur duyduğum insan.
ismail58 1958 doğumlu inşaat mühendisi yazardır. istanbulda oturmakta ve yazar olmaya bu sabah karar verdiğinden bu yaştan sonra hata yapması mazur görülecek biridir.
müşteri hizmetleri çok kötüdür. üretim hatalarından kaynaklanan sorunlarda bile duyarsız kalmakta, böylelikle firmalarını kara geçirdiklerini sanmaktadırlar. tüketici güvenini ayaklar altına almaktadırlar.
kauçuk ayakkabı tabanları çok kalitesiz olan kısa sürede yarılan bir firmadır. tüketicileri aldatarak kara geçtiğini düşünen amatör sahtekarlarca yönetilmektedir. kış aylarında aldığım 45 numara ayakkabının çatlayan tabanları altında kalmışlar ve bir böcek gibi ezilmişlerdir.