beraber bi yere gidildiğinde benim açtığım kapıdan benden önce geçmeleri. E zaten ben açmışım, bari bekle. Bazı nezaket kuralları sandığınızdan çok daha önemlidir.
tek başına yapılacak çoğu aktivitede uzmanlık seviyesine ulaşıp, ne kadar film, olay varsa takipçisi olup, arkadaşlık, sosyallik olayının dibine vurup gece yatareken iyi geceler mesajı atacak kimse olmamasına üzülüp, ağlamakla sonuçlanır.
çocukken çorlu da otururduk ve haftasonları genelde silivri deki maxi ye giderdik. bizimkiler orda alışveriş yaparken beni de böyle içinde toplar, aynalar, halatlar, tüneller olan çocuk oyun yerine bırakırlardı. o zaman bana o kadar büyük gelirdi ki orası, annemler beni bulamayacak diye ödüm kopardı. seneler sonra gidince ne kadar aslında el kadar yer olduğunu ve nerden bakarlarsa baksınlar beni bulabileceklerini görünce çok güldüm ve her zaman yaptığımız gibi sütlü ekmek alıp, arasına pastırma koyup yedim.
başbakan ın annesi öldüğünde programını yayınlamayan, katıldığı bir tv programında akp ye oy veriyorum, istikrarımızı çok beğeniyorum diyen ve çok para kazanan birisi. ne kadar da ilginç di mi diye düşünmeden edemiyor insan.
hani birini görürsün ve onunla hayatlarının iç içe geçeceğini hissedersin ya sözlük, işte bana aynen öyle oldu. sanki o hep oradaymış gibi. uzun zamandır ilk defa birini tanımak istiyorum, beni tanısın, sevsin istiyorum. her baktığım yerde görmek istiyorum onu. sadece adını bildiğim birinden bu kadar etkilenmek çok garip doğrusu. ne hissediyorum, ne istiyorum bilmiyorum.
bir sebepten gel gir dünyama...
mümkünse otobüste falan fotoğraf olmayan yüzü gösterilmeye çalışılır. yakında benim olduğunu ispatlamak için nüfus cüzdanımı göstermek zorunda kalmaktan korkuyorum.