bugün

Nick olarak seçtiğim; favori kitaplarım arasında olan - bir diğeri için (bkz: küçük prens)- çocuk kitabıdır. Evet çocuk kitabı; insan büyüdükçe anlayamamaya başlıyor o duygusallığı; o masumluğu...
" şeker portakalı " candır..
kan portakalı var bi de o da gotik versiyonu.
(bkz: o meu pe de laranja lima)
"şeker portakalı bunlar" diyip aldıktan sonra içinden değil şeker, su bile çıkmayan manavın elleriyle özenle seçtiği portakaldır.
(bkz: nen var zeze)
Okumayı istediğim kitaplardan biri.
küçükken hep okumak istediğim kitaptı...
gerçi hala içim çocuk,hala da okumak istediğim kitap...
Kitabını ve filmini tavsiye ederim. Ayrıca Can Yayınları bu kitabın tekelini aldığı için sanırım fiyatını epey yüksekten koymuş. Küçük Prens kitabı ile neredeyse aynı kalınlıkta ama yarı yarıya fark var. 7 TL'ye böylesine güzel bir kitabı satabiliyorsan bizi diğer kitaplarınız ile kazıklamayın.
(Bir kitabın fiyatını kesinlikle kalınlıkla değil içerik ile değerlenmesi gerektiğine inanıyorum. Fakat Küçük Prens kitabı hanı dünyanın en iyi kitaplarından biri.)
zeze'nin hayatini okurken gozyaslarimizi tutamayip, kitabin yapraklarini islatmamiza neden olan kitaptir.
Meb'in sakıncalı(!) bulduğu bir kitaptır. Sebebi hikmeti nedir bilinmez.

Çocukluk yıllarımda okuduğum Zeze için üzüldüğüm, hatta burada olsa ben ona arkadaş olurdum dediğim yalnız çocuğun hikâyesini konu alan kitaptır.

4. Sınıfta Van'da okurken bir tiyatro ekibi Şeker Portakalı'nı oynamışlardı. Gayette güzeldi. Keşke hala oynansa ve öğretmenlerimiz çocuklarımızı bu tarz sosyal etkinliklere götürse...
-----spoiler-----

Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.
-----spoiler-----
her gördüğünüz de "zeze candır ya, bu kitap başka dostum, çok güzel ha cidden kesin oku bunu oku" diyebileceğiniz güzide bir eserdir.
her gördüğünüz de"zeze candır ya, bu kitap başka dostum, çok güzel ha cidden kesin oku bunu oku" diyebileceğiniz güzide bir eserdir.
bir kaç kez okuduğum ve yaşım-yaşam şartlarım değiştiği halde her seferinde aynı etkiyi bırakan nadir kitaplardan. bir şekilde çocukluğun kutsallığını, bozulmamışlığını hatırlatır.
okurken ilk ağladığım kitaptır. kesinlikle muhteşemdir.
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Nickime esin kaynağı olan çok sevdiğim, ta yürekten hissedilen ender kitaplardandır efenim.
3 ya da 4 kez okuduğum başka öykü yok.
Klasiklerin içinden okuduğum nadir kitaplardandır. Çok güzeldir, tavsiye edilir.
ne demek portakal..

https://www.youtube.com/watch?v=dk2Dm32S_y8
okumadığım kitap. çünkü ben kitap okumam.
Ilkokulda okudugum,hatirlamadigim bu yuzden tekrar okuma geregi duydugum kitap. Bir ev hatirliyorum bir de kurak bir bahcede agac,agacin dibinde oturan cocuk.
zamanında okullarda yasaklanan o yüzden okul kütüphanesinde bulamayıp zar zor edinip okuduğumuz* içimize işleyen kitap.
Çocuğuma tek bir tokat bile atmayacağım..

Az önce filmi izledim. Be izlerken pek çok duyguyu yaşadım.. Çocukla cama bastım, çocukla tatlı yedim, çocukla dans ettim gitarcı emminin karşısında, çocukla dayak yedim... Kitabını askerde elime geçirdim ama okuyamamıştım kaç tertip öncesinden kalmaysa eksik ve yırtık sayflar vardı. Aklımda hep bir soru işareti şeklinde bir ağırlık yapıyordu filminin olduğunu dün öğrendim ve bu gece izledim.. Dediğim gbi insanı içine çeken bir film.. izleyin.. Ve okuyun..
Olan biteni çocuklara niçin anlatmalı... Son sayfası ağlatır bu kitabin.